Petrol ve doğalgaza ihtiyaç sürecek mi?

Dünya genelinde petrole olan talep artmaya devam ediyor. Bu eğilimi düşük fiyatlar da körüklüyor...

9.11.2016 14:58:030
Paylaş Tweet Paylaş
Petrol ve doğalgaza ihtiyaç sürecek mi?
Petrol fiyatları, sadece birkaç aylık zaman dilimi içinde yere çakıldı. 2014 yaz aylarında “siyah altının” bir varili (159 litre) 100 doların üzerindeydi. 2016 Ocak ayına gelindiğinde ise bir varilin fiyatı 40 doların altındaydı. Peki aslında ne olmuştu? Bir yandan piyasaya daha fazla miktarda petrol gelirken diğer yandan da talep düşmüştü. Bu petrol fiyatlarının dibe vurduğu ilk sefer değil. Bilhassa petrol ve doğalgaz işi olmak üzere Siemens’in enerji işlerinden sorumlu olan ve Siemens’in yönetim kurulunda üye olarak yer alan Lisa Davis, petrol fiyatlarının her zaman inişli çıkışlı bir seyir izlediğini, ancak son on yıllık dönemde bu çalkantıların daha da arttığını ifade ediyor. Düşük petrol fiyatları, bu endüstri için hem bir meydan okuma hem bir fırsat anlamına geliyor. Bugün güçlü olan ve iyi işletilen petrol ve doğalgaz (O&G) şirketlerinin fiyatlar dibe vurup sıçrayarak tavan yaptıktan sonra bu süreçten çok daha güçlenmiş olarak çıkacağı kesin. Her ne kadar öncelikleri petrol sahalarının ve ilgili teçhizatın elverişliliğine yönelik olsa da fiyatların düştüğü bir dönemde maliyet etkin üretime odaklanmaları için her türlü nedenleri mevcut. Bu durum sıklıkla yeni teknolojiler kullanmak ve süreçleri daha da iyileştirmek anlamına geliyor.
Üretim mühendisleri için hüner gerektiren görevler
Siemens onlara bunu başarmalarında yardımcı olabilir. Şirket, Rolls-Royce şirketinin aeroderivetif gaz türbini işini satın aldı ve bu endüstrinin önde gelen ortaklarından Dresser-Rand’ı kendi bünyesine kattı. Lisa Davis, “Bizim özellikle de elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalizasyon alanlarında sunacak çok şeyimiz var. Bu her üç alanda da hedefimiz çok daha yüksek verimlilik seviyelerini yakalamak” diyor. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi, bu endüstrinin hemen karşılanmasını istediği bir beklenti değil. Aynı zamanda uzun vadeli bir iş. Karada ve yüzeye yakın olduğu için ve yüksek basınçla yapılan ilk delmeden sonra kolaylıkla yeryüzüne çıkarılabilen petrol olan “kolay petrol”ün çoğu zaten yer altından çıkarılmış durumda. Gelecekte petrol yer altında çok daha derinlerden ya da açık denizlerdeki rezervlerden çıkarılmak zorunda olacak. Doğalgazın uzak yerlerden nakliyatı ise boru hatları veya LNG tankerleriyle sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) şeklinde yapılmak zorunda kalınacak. İşte bu durum, üretim mühendislerinin hünerlerini hiç olmadığı kadar konuşturmasını gerektirecek. Bütününe bakıldığında petrol ve doğalgaz üretimi giderek daha çetrefilleşiyor. Ancak iyi haberler de yok değil: Üretim yöntemleri sürekli iyileştirildiği takdirde petrolün ve doğalgazın daha pahalı olmasını gerektirecek hiçbir neden kalmaz. Geçmişte de teknolojik inovasyonlar ve daha verimli süreçler sayesinde giderek daha meydan okuyucu olan koşullar altında üretim maliyet etkin bir hale dönüştürülmüştü. Daha şimdiden birkaç eğilim şekillenmeye başladı bile:
* Gelecekte mevcut alanlar, daha uzun süreler boyunca işletilecek ve getirileri rezervin basıncını artıracak CO2 gibi gazların veya suyun enjekte edilmesiyle artırılacak.
* İçinde petrol veya doğalgaz bulunan kaya formasyonlarının hidrolik kırılması (fracking) gibi gelenek dışı çıkarma yöntemleri muhtemelen ABD’nin dışında da yaygınlaşacak.
* Katran kumundan petrol yağı üretimi giderek daha çevre dostu ve daha az enerji yoğun olacak. n Sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) yönelik global talep güçlü bir şekilde artmaya devam edecek. Sonuçta günümüzde boş yere yanan ve dolayısıyla israf edilen doğalgaz gelecekte kullanılabilecek ve pazarlanabilecek.
* Denizin dibinde, birkaç bin metre derinlikte, bakım gerektirmeksizin 10 yıllar boyunca otomatikman çalışabilen petrol alanları vizyonu bir gün gerçek olabilir.~Aynı zamanda petrole ve doğalgaza alternatifler de giderek daha fazla uygulanabilirlik kazanıyor. Gelecekte elektrikli arabalar birer klişe olabilir. Ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları günden güne daha ekonomik oluyor ve kısmen petrol ile doğalgazın yerini alıyorlar. British Petroleum’a (BP) göre bugün dünya genelinde enerji tüketimindeki artışın beşte dördü yükselen ekonomilerden kaynaklanıyor. Ancak bu ülkelerin artan enerji iştahı bile bir noktada azalabilir. Mevcut “kolay petrol”ün azalması ve petrol ile doğalgaza alternatiflerin giderek daha geçerlilik kazanmasıyla izlenecek yol son derece net: O&G şirketlerinin üretim maliyetlerini kısması şart. İçlerinden bazıları petrol sahalarına otomasyonu getirerek ve çok daha akıllıca yollardan veri analizlerinden faydalanarak bu yolda başı çekiyorlar. Kısaca açıklamak gerekirse gelecekte vanalar, insanlardan çok makineler tarafından açılıp kapatılacak. Ve bu vanaların ne zaman açılıp kapatılacağına insanların değil makinelerin karar vermesine çok daha sık rastlanılacak. Açık denizlerdeki petrol platformlarına helikopterlerle uçarak giden işçiler, bir gün kural değil istisna haline gelebilir. Otomatik cihazlar sürekli akan bir veri seli oluşturur ve ölçüm verileri akıllı analizlerle büyük veriler altında toplanabilir ve sonra akıllı verilere dönüştürülebilirler. Ve bu akıllı veriler bizim üretim süreçlerini daha iyi kavramamıza yardımcı olur. Örneğin Siemens’in görselleştirme yazılımı daha şimdiden kullanıcıların kendilerinin bir sondaj platformunun sanal 3D modelinin içine girmelerine olanak sağlıyor. Derinlikli sanal eğitim oturumları sayesinde teknisyenler kendilerini bakım-onarım görevlerine daha iyi hazırlayabiliyor. Bunlar daha şimdiden müşterilere gerçek paralar kazandırmaya başladı bile. Mesela Afrika’daki bir açık deniz petrol işleme rafinerisinin çalışanları, gelecekteki iş yerleri halen inşa aşamasında olmasına rağmen sanal bir model üzerinden eğitim almaya başlayabiliyor. Sanal eğitim oturumları iş yerinde eğitim verilmesi için gerekli zamanı azaltıyor ve sonuçta petrol platformu planlanandan iki ay önce hizmete alınabiliyor. Maliyetlerin kısılmasında bir diğer fırsat da petrol platformları ve boru hattı istasyonlarındaki alan kıtlığına tepki olarak mekanik ve elektrikli sürücülerin boyutlarındaki ve ağırlıklarındaki azalmada yatıyor. Buna iyi bir örnek de Siemens’in geçenlerde Rolls-Royce Energy’den satın aldığı şirketin ürünleri gibi aeroderivetif türbinlerdir.
Kapasite yenilenmek zorunda
Peki petrol fiyatları önümüzdeki yıllarda da düşük kalmaya devam edecek mi? Bunu kimse bilmiyor. Ancak petrol ve doğalgaz endüstrisinin tarihinin bize çok iyi öğrettiği bir ders var: Her ne kadar petrol fiyatları bir salıncak gibi yükselip alçalabiliyorsa da talepteki artış şaşkınlık verecek derecede istikrarlı. 140 doların yukarısı ile 20 doların altı gibi fiyat zirveleri yaşanmasına rağmen uzun vadede ortalama global enerji tüketimi gayet istikrarlı bir şekilde yılda yüzde 1-2 arasında artıyor. Bunun dışında yaşlanan petrol sahalarının azalan getirileri sorununu çözmek için her yıl mevcut üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 5’inin yenilenmesi şart. Bu arada yeni petrol sahaları geliştiriliyor ve mevcut sahaların çıktıları gaz enjeksiyonuyla artırılıyor. Gelecek on yıllar boyunca petrol ve doğalgazı, otomasyon ile dijitalizasyonun rekabetçi kılması bekleniyor. İster beğenelim ister beğenmeyelim ama insan ırkı her geçen yıl bir önceki yıldan daha fazla petrol ve doğalgaz yakıyor. Rakamların diliyle bizim enerji talebimiz artıyor. Ancak toplamda tüketilen enerji içinde petrol ve doğalgazın oranı düşürülebilir. Gelecekte bir gün dünyanın dış kabuğundaki geri kalan petrolü yeryüzüne çıkarmaktansa orada olduğu yerde bırakmak ekonomik anlamda daha cazip oluncaya kadar bu durum geçerliliğini koruyacak. Bu upuzun geçiş döneminde yapılması gereken ayarlamalar her halükarda petrol ile doğalgaz üretiminde yeni yöntemler bulma peşinde koşma ve inovasyon yapma cesaretine sahip olanlar için muazzam iş fırsatları yaratacak. Lisa Davis, “Tüketimdeki artışa bir göz attığınızda, en azından önümüzdeki birkaç on yıl boyunca petrol ve doğalgazın çok önemli kalmaya devam edeceği derhal anlaşılıyor. Elbette bizim yenilenebilir enerji kaynaklarına da ihtiyacımız var. En azından şimdilik elimizdeki her şeye muhtaç durumdayız. Ve bunun içinde petrol ile doğalgaz da var” diyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz