Sınırısz bilgi

Brezilyalı şirket,Faaliyetlerinde devasa küresel bilgi ağının avantajlarını, sanal alandakilerle birleştirerek paradan ve zamandan kazanıyor.

1.09.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Sınırısz bilgi
“Açık İnovasyoncu’ya hoş geldiniz! Benim adım Diego, yönetim direktörüyüm.” Bir taksi beni, sahilde kırık dökük bir yazlık evin kapısına bırakmıştı ve gözlerime inanamıyordum. Almanya, Bremen’de IT ve mühendislik alanındaki disiplinlerarası programdan yeni mezun olmuştum ve kısa bir süre önce, Brezilya’nın Niteroi şehrinde açık inovasyon alanında global pazar lideri bir şirkete iş için başvurmuştum. Şansıma beni hemen işe almışlardı. Bu sanal çağda bile benimle şahsen ilgilenilmesi hoşuma gitmişti ve bu ülke beni daima heyecanlandırdığından doğruca Brezilya’ya uçmuştum.
Global pazar lideri bir şirketin genel müdürlük binası hakkındaki beklentilerim nelerdi bilmiyorum ama bu sahildeki ev, tam bir hayal kırıklığıydı. Beni Hawai gömlekli, şort ve terlikli bir adamın karşılamasını hiç beklemiyordum ancak karşımda bana doğru yaklaşan bu kılıkta biri vardı. Acaba doğru yerde miydim? Kartın üzerinde yazılı adresi bir iki defa daha kontrol ettim, evet doğru yerdeydim. Ve şimdi de bu adam, “Sen Johannes olmalısın” diye sesleniyordu.
O anda sadece başımı sallayabildim, Diego ise çoktan bana kendi şirketini anlatmaya başlamıştı. “Açık İnovasyoncu sayesinde her sektörden şirket, her tür araştırma ortaklıkları ve geliştirme çözümleri bulurlar, ama sen zaten bunların hepsini biliyorsundur. Hedeflerimize ulaşmak için tek ihtiyacımız olan şey zeki çalışanlar, depolama alanı ve kümesel hesaplama gücü, bir başka ifadeyle sanal bir alan.” Yüzüm kızarmaya başlamıştı. Öyle görünüyordu ki yeni patronum adeta aklımdan geçenleri okuyordu.
Diego beni bir villanın girişine götürdü ve avuç içini bir güvenlik paneline doğru tuttu. Kapı açıldı, ortasında yuvarlak bir masanın durduğu bir odaya girdik. Diego, “İşte burası bizim showroom’umuz” dedi. Bir düğmeye basmasıyla masanın üzerinde üç boyutlu bir hologram belirdi. Bu hologram, karmaşık düğümlerle birbirine bağlanmış noktalar ve çizgilerden ibaret karmakarışık, acayip bir yapıyı gösteriyordu. Diego bana dönerek gururla, “Bu da bizim en büyük kozumuz” dedi. “Yani devasa bilgi ağımız. Bu on binlerce noktanın her biri, bizim internet platformumuza kayıtlı olan ve istek üzerine derhal kendi bilgi birikimini sunmaya hazır amatör bir kaşifi, bir bilim insanını veya dört dörtlük bir araştırma enstitüsünü temsil ediyor. Bu sayısız çizgiler ise bu noktaların birbirleriyle nasıl iletişim halinde olduklarını gösteriyor. Bu yapının merkezi de şirketimiz çünkü nihayetinde bütün iletişimler burada buluşuyor.”
Laf arasında “Peki bunun neresi yeni ki?” diye sorduğumda Diego başını sallayarak onayladığını ima ederek “Haklısın, internet hizmet sağlayıcıları bu prensibi zaten yıllardır uyguluyor. Ancak bizim hizmetlerimiz diğer OI tedarikçilerininkilerden çok daha ileride. Biz sadece müşterilerimize çeşitli ufak tefek sorunlarına çözümler bulmalarında yardımcı olmuyoruz, aynı zamanda onlara, kendileri için her türden anahtar teslim çözümler geliştirme seçeneğini de sunuyoruz” dedi. Eliyle havada bir daire çizmesiyle, bir yerlerde gizli bir kamera bunun ne anlama geldiğini algılayarak, anında sanal bir laboratuarı gösteren bir hologramı harekete geçirdi. Diego, “Sana canlı bir örnek göstereyim. Birleşmiş Milletler bizi eko şehirlerin modellerini çıkarmak veya bir başka deyişle özelleştirilmiş altyapılar kullanarak sürdürülebilir kentsel gelişme planları hazırlamak ve sonra bunları hayata geçirileceği haliyle sanal bir ortama aktarmakla görevlendirmişti. Daha sonra ulaştırma, su temini ve bina teknolojileri gibi bileşenlerini en küçük ayrıntısına kadar birbirleriyle uyumlu çalıştırmak ve etkinliklerini optimuma çıkarmak zorundaydık. Kentsel büyüme ile çevre korumanın el ele gitmesi gerekir” dedi.
Diego’nun bu kez bir kitabın sayfasını çevirir gibi bir el işareti yapmasıyla, hologramda yeni detaylar belirdi. “Her görevlendirmede olduğu gibi, müşteri bize, içinde maksimum malzeme ve faaliyet giderleri bilgisinin de olduğu ayrıntılı isteklerini gönderir. Biz bu rakamlarla birlikte en mükemmel çözümlere verilecek ödülleri kendi bilgi ağımıza gireriz. İşte bu noktada her projemizde olduğu gibi internet üzerinde sanal bir laboratuar açarız.~
Bize kayıtlı açık inovasyoncular, siparişin karmaşıklığına ve katkıda bulunabilecekleri bilgi miktarına bağlı olarak, o anda nerede olurlarsa olsunlar, bu sanal laboratuara giriş yapabilir. İnovasyoncularımız, kendi çalışmaları için gerekli her tür sanal bileşeni, internet üzerindeki ürünler ve süreç teknikleri veri tabanından alabilir. Aslında burası şirketin şartları hakkındaki bilgileri de sakladığımız yerdir. Eko şehirler örneğinde, bu gibi bilgilerin içinde bütün altyapı bileşenlerinin tek tek 3D modelleri ile birlikte fiyatları, farklı bölgeler için sıcaklık parametreleri ve yapım malzemelerinde uyulması gereken yeşil zorunlulukları vardır. Araştırmacılarımız bu bilgilerden faydalanarak birkaç hafta içinde sanal alanda yaşamın aynısı modeller kurup, onları test edip optimum hale getirir” dedi.
Diego’nun bu süreçlere ne kadar meraklı olduğunu görmem zor değildi. “Bu projede bizzat altı çizilmesi gereken nokta da eko şehirler için yarattığımız altyapıdır. Büyük ve küçük enerji tesislerini, yenilenebilir enerjileri, elektrikli otomobilleri, sıcağı ve soğuğu depolama cihazlarını, akıllı binaları ve binlerce elektrikli ölçücüyü entegre etmek zorundaydık. Sonrasında ise bu bölgedeki tüketici davranışlarını simule etmemiz ve sistemi ikincil projelerde geliştirdiğimiz yeni çözümlerle sürekli beslememiz gerekiyordu” diye devam etti.
Hologramın bir bölümüne işaret ederek, “Örneğin Rusya’daki büyük araştırma enstitüleri kendi geliştirdikleri sentez gaz türbinleri ile katkıda bulunurken, ABD’li bir üniversite geçenlerde burada bu tür bir türbin için oldukça etkili bir CO2 ayrıştırma yöntemi geliştirmişti. Madagaskarlı pırıl pırıl bir mimar ise bize depolanmış sera gazını, kendi inşa ettiği çok katlı yeşil binalardaki tarımsal alanlarda bulunan ormanları büyütmek için nasıl kullanabileceğimiz konusunda öneride bulunmuştu. Gördüğün gibi bunların hepsi de dünya genelindeki uzmanlarımızın etkileşimi aracılığıyla optimumlaştırmamız gereken karmaşık konular. Tüm bu etkileşimlerin pürüzsüzce ilerlemesini sağlamak ve yaratıcılık ile etkinliğin el ele gitmesini garanti altına almak için sağlam idarecilere ihtiyacımız var. İşte senden tam olarak yapmanı istediğimiz iş bu. Sanal bir takımın parçası olarak dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir bilgisayar üzerinden kendi işini yapabilirsin” dedi.
Diego, yeni işime bir an önce başlamak için sabırsızlandığımı anlamış ve sabırsızlığımı bir parça azaltmaya karar vermişti. “Seni kolay bir projeyle işe başlatacağız. Bir hastane işletmecisi, kardiyovasküler hastalıklar için bilgi veritabanları üzerinde çalışacak pilot bir proje için hastane arıyor. Biz de üniversitelerin kendi konseptlerini ağımıza gönderebilecekleri bir fikir yarışması başlatacağız. Sen de bu projeyi koordine edeceksin” dedi.
Diego ardından gülümseyerek, “Ama öncelikle yeni patronun olarak nasıl sörf yaptığını bir görmem gerekiyor” diye ekledi. Afallamış bir ifadeyle ona bakarken gülerek eliyle odanın diğer köşesinde duvara dizilmiş sörf tahtalarını gösterdi. “İnternette sörf yapmayı kastetmemiştim! Kendine bir sörf tahtası kap, deniz kıyısındayız” dedi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz