Ancak başardığı dudak uçuklatıcı büyüme, uzunca bir süredir çevreye verdiği hasar pahasına gerçekleşmekte. Bu nedenle artık öncelikleri arasında verimliliğin arttırılması, CO2 salımlarının azaltılması ve çevreci sürdürülebilir şehirlerin kurulması yer alıyor. Çinliler'in yılbaşını kutlama günü olan 23 Ocak'da bu yıl, daha önceki yıllarda hiç görülmediği kadar çok havai fişek gösterisi yapıldı. Çünkü 2012 yılı mutluluk ve başarı getireceğine inanılan Ejderha yılıydı. Bu nedenle Çin genelinde doğum oranlarında bir patlama yaşanması bekleniyor. Zira yaygın bir inanca göre ejderha yılında doğan çocuklar fevkalade şanslı oluyor. Eğer Birleşmiş Milletler tarafından yapılan tahminler doğru çıkarsa şu anda 1,34 milyar olan Çin nüfusu 2025 yılında 1,4 milyara çıkacak. İnsanlarının daha şimdiden yarısının şehirlerde yaşadığı ülkenin ekonomisi her yıl yüzde 10 civarında büyüyor ve bu eğilimi oldukça uzun bir zamandır sürdürme başarısını gösteriyor. Bu gelişme her ne kadar milyonlarca insanı sefaletin pençesinden kurtarıyor olsa da aynı zamanda ortaya kaçınılmaz olarak mallar, kaynaklar ve enerjiye yönelik yoğun bir açlık da çıkarıyor. Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre, 2009 ile 2015 yılları arasında petrol tüketiminin yüzde 70 oranında artması bekleniyor. 2015 yılı itibarıyla bu global petrol talebinden Çin'in yüzde 42'lik pay alacağı tahmin ediliyor. Benzer şekilde IEA, Çin'in enerji tüketiminin son 10 yıl içinde yüzde 200 oranında arttığını ve su tüketiminin de 2030 yılına gelindiğinde ikiye katlanabileceğini tahmin ediyor. Bu eğilimler çok uzunca bir zamandan beri çevreye büyük zararlar veriyor. Çin şu anda dünya genelinde enerjiyle ilişkili CO2 salımlarının takriben dörtte birinden sorumlu ve daha şimdiden sera gazı salımında ABD'nin bile önünde birinci sırada yer alıyor. Doğa için Dünya Fonu'nun (WWF) 2008 tarihli bir raporuna göre, yerkürenin dört biryanında en kötü hava kalitesine sahip 20 şehirden 16'sı Çin'de bulunmakta. Ancak Çin bu sorunu artık fazlasıyla önemsiyor ve bir çözüm bulmak için eyleme geçmiş durumda. Siemens China'da kurumsal stratejiden sorumlu Martin Klarer, "2006 yılındaki Çin'in 11'inci 5 yıllık kalkınma planında, ülkenin sürdürülebilirliğe karşı olan tutumunda bir paradigma değişikliğine gidildi. Bugün Çin'in ekonomik planlarının en önemli bileşenleri arasında çevrenin korunması ve yüksek verimlilik hedefleri var" diyor.
Dünya şampiyonu rüzgar hasatçısı.
Bu çabalardan en önemlisi rüzgar enerjisinden faydalanmak. Klarer, "10 yıldan daha kısa bir süre önce buralarda rüzgar enerjisinin esamesi bile okunmazdı, oysa bugün Çin dünyanın en büyük rüzgar enerjisi pazarı haline geldi ve dünyanın en güçlü rüzgar enerjisi şirketlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor" diyor.~
Üstelik bu giderek de büyüyen bir pazar. Shangai Daily gazetesine göre, Çin 2011 yılında 70 teravat saatlik (Tvh) yani 70 milyar kilovat saat'lik enerjiyi rüzgardan üretmiş ki bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 40'lık bir artış anlamına geliyor. Çin hükümeti 2020 yılına kadar toplam 150 gigavat (GV) kapasiteli rüzgar türbinleri inşa etmeyi planlıyor. Bu neredeyse Almanya'da kurulu toplam yenilenebilir ve konvansiyonel kapasitenin tamamına eşit bir rakam. Bu arada 2006 yılı sonunda Çin'in rüzgar enerjisi kapasitesinin sadece 2,6 Gv olduğunu da unutmamak gerekir. Bir başka ifadeyle rüzgar enerjisi Çin'de geleceğin en önemli pazarlarından biri. Açık deniz rüzgar enerjisi kurulumlarında bir dünya lideri olarak Siemens de bu yüzden özellikle bu endüstrinin bu özel segmentinde çok büyük bir potansiyel gördüğünden bu genişlemeden kendi payına düşeni almanın peşinde. Sahil şeridinden kilometrelerce açığa uzanan sığ sularıyla Çin, açık deniz rüzgar çiftlikleri için ideal koşullara sahip. Bu doğrultuda Siemens mevcut bir pervane kanadı tesisinin yakınına rüzgar enerjisi tesisleri için motor kaportası üreten bir tesisi devreye aldı. Şanghay'ın yakınında ve Doğu Çin Denizi'nin sağında yer alan bu tesisin yıllık 500 megavat (MV) çıktı üretmeye eşdeğer kapasitesi var. Siemens China'da türbin üretimi şefi olan Victor Li, "Biz sadece Çin için değil pratikte Asya pazarının tamamı için üretim yapıyoruz. Şimdilik 2,3 MV'lık türbinler üretiyoruz ancak bir süre sonra 3,6 MV'lık modeller ve hatta 6 MV'lık olanlardan bile üretmeye başlayacağız" diyor. Bu emeğin meyvelerini daha şimdiden, Siemens'in 21 rüzgar kulesine ve toplam 50 MV çıktıya sahip açık deniz rüzgar çiftliğini kurmuş olduğu Çin'in doğu sahillerindeki Jiangsu eyaletinde görmek mümkün. Pervane kanadı tesisinin başkanı Bjarne Joergensen "Bu arada içinde Tayland'ın da olduğu çok sayıda başka ülkeden de aldığımız kesinleşmiş siparişler var" diyor.
Geleneksel hidroelektrik.
Her ne kadar rüzgar enerjisinden faydalanma Çin için yeni bir olay olsa da Çin'in enerji karışımında hidroelektrik son 100 yıldır çok önemli biryer tutuyor. Bir yüzyıl önce Siemens ülkenin güneybatısındaki Yunnan eyaletinde, Çin'in ilk hidroelektrik santralini kurmuştu. Bu aslında eşsiz bir patlamanın başlangıcıydı. Bugün Çin'de başka hiçbir ülkede olmadığı kadar çok sayıda hidroelektrik tesisi var. Toplam 197 GV'lık çıktılarıyla bu tesisler, Çin'de tüketilen enerjinin yüzde 15'ini üretiyor. Çin Elektrik Konseyi'ne göre 2011 yılında Çin'de toplamda 4.700 Tvh'lık enerji tüketilmiş ki bu rakam Almanya'nın yıllık enerji gereksiniminin neredeyse 8 katı. Buna rağmen Çin'in dev şehirlerinde tüketilen enerjide aslan payını halen kömürle çalışan tesislerde üretilen enerji almakta. Hızla artan trafik akışlarının yanı sıra, ülkedeki ciddi duman sorununun en önemli nedenlerinden biri de bu. Klarer, "Burada asıl sorun Çin'in hidroenerji üretiminin büyük ölçüde en yakın yerleşim merkezlerinden yüzlerce kilometre uzaktaki güneybatı eyaletlerinde gerçekleşiyor olmasında yatıyor" diyor. Bu sorunun çözümü için yüksek voltajlı doğrudan akım nakil hatlarının (HVDCT) kullanılması gerekiyor. Enerji kaybının son derece düşük olduğu bu nakil hatları devasa miktarlarda enerjiyi yüzlerce veya binlerce kilometre ötedeki yerleşim merkezlerine taşıyabiliyor. Siemens ile elektrik tedarikçisi China Southern PowerGrid (CSG) işbirliğinde kurulmuş bu gibi bir HVDCT hattı, 2010 yılından beri sorunsuz bir şekilde çalıştırılıyor. Bu hat aracılığıyla 1.400 kilometre uzaklıktaki Yunnan'da üretilen 5.000 MV'lık temiz enerji, güney Çin eyaletlerinden Guandong'un Guangzhou ve Shenzen bölgesindeki büyük şehirlere aktarılıyor. Kömürle çalışan tesislerde üretilen enerjiyle ortaya çıkan salımlarla kıyaslandığında, bu bölgede yeni enerji nakil hattı sayesinde yılda 30 milyon metrik ton daha az CO2 üretiliyor.~ Çin'in altyapı hizmetleri veren kuruluşları, 14 tanesi 2015 yılında tamamlanmak üzere ekstra HVDCT hatları daha inşa etmeyi planlıyor. Bunlardan ikisi Siemens, CGS ve diğer Çinli ortaklar tarafından kuruluyor. İçinde transformatörlerin, dönüştürücülerin ve diğer kilit Siemens bileşenlerinin bulunduğu bu iki hat ile 2013 yılından itibaren Guandong'a ekstra 11.400 MV'lık daha temiz enerji aktarılmış olacak.
Potansiyel tasarruf alanları bulmak.
Pekin ve Şanghay gibi mega şehirler şu anda bu miktarlarda herhangi bir temiz enerji formundan faydalanıyorolmayı ancak rüyalarında görebilir. Bu şehirler büyük ölçüde kömürle çalışan tesislerde üretilen enerjiye muhtaç. Buralarda CO2 salımlarının kalıcı azaltılmasının yolları arasında artırılmış üretim verimliliği, enerjinin akıllı kullanımı ve başlıca endüstrilerde ve evlerde de talep azaltıcı stratejiler bulunmakta. Örneğin 2008 yılında Çin'deki bütün evlere enerji tasarruflu ampullerin piyasanın onda biri fiyatına satın alınabilmesini sağlayan bir teşvik politikası uygulanmıştı. Bu politikanın uygulandığı ilk yıl içinde 62 milyon adet düşük enerjili ampul satıldı. Bu rakam o günden bu yana 120 milyonu geçmiş durumda. Sadece Pekin'de bu kampanya sayesinde 15 ile 20 milyon arasında enerji tasarruflu ampul kullanılıyor. Konvansiyonel telli ampullerle kıyaslandığında bu durum, yılda 1 milyar kilovat saatlik enerji tasarrufu anlamına geliyor. Ancak iş endüstriye gelince otoriteler bağlayıcı yasaları tercih ediyor çünkü Çin'de en büyük enerji tüketicileri endüstriyel elektrikli motorlar. Çin'in Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu'na (NDRC) göre, yurtiçinde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 60'ından bu motorlar sorumlu. Çin'deki Siemens Sürücü Teknolojileri'nde ürün müdürü olan Du Bin, "Çin'deki endüstriyel motorların yüzde üçünden azında 2 veya daha üstü Çin enerji verimliliği derecelendirmesi var" diyor. Ancak bu görünüm değişmek üzere. 2011 Temmuz ayından bu yana Çin'de satılan bütün endüstriyel motorlara enerji verimliliği derecelendirmelerinin en az 2 olması zorunluluğu getirildi. Potansiyel olarak bu durum maliyetlerde yığınsal bir azalma anlamına geliyor. Du Bin, "Şayet Çin'deki bütün endüstriyel motorlar daha enerji verimlii modellerle değiştirilmiş olsalardı o zaman tüketim yılda yaklaşık 60 Tvh civarında düşerdi. CO2 salımları da buna bağlı olarak yılda 50 milyon metrik ton azalırdı" diyor. Çin'deki Siemens Sürücü Teknolojileri, Almanya'daki iş ortaklarıyla işbirliği yaparak Çin için daha şimdiden üretimine başlanmış çok daha verimli bir elektrikli motor geliştirdi. Du Bin, "Bizim motorumuz pahalı olmayacak ama fevkalade sağlam ve çalıştırılması son derece kolay olacak şekilde tasarlandı. Uluslararası Elektroteknik Komisyonu'nun (IEC) standartlarına uygun olarak üretildikleri için de dünyanın her yerinde rahatlıkla satılabilecekler" diye ekliyor. Bu arada bu ülkenin toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık beşte dördünü karşılayan Çin'deki kömürle çalışan enerji tesislerinin verimliliklerinin artırılmasında da devasa bir potansiyel yatıyor. Örneğin 23 milyon nüfusu olan Şanghay'ı ele alalım. Burada günlük enerji tüketimi 20 GV gibi yüksek bir seviyeye kadar çıkabiliyor ve ayrıca bu rakam her yıl 1 GV civarında artıyor. Bu devasa talebe sürdürülebilir nitelikte bir cevap verebilmek için bu şehirdeki otoriteler yüzlerini yeni teknolojilere çevirdiler. Buradaki projeler arasında kömürle çalışan Waigaoqiao'daki 3 No'lu enerji tesisi de vardı. Türbinlerini ve jeneratörlerini Siemens'in sağladığı bu kuruluş, bu türden bir tesis için dünyadaki en yüksek rakamlardan biri olan yüzde 46'lık bir net verimlilik seviyesine kavuştu. 2008 yılında faaliyete geçen tesis, standart kömürle çalışan Çinli tesise kıyasla yılda 700 bin metrik ton daha az tüketiyor. Bu sayede yılda yaklaşık 1,8 milyon metrik ton daha az CO2 salımı üretiyor. Yine Siemens türbinleri ile jeneratörlerini kullanan Çin'in en verimli kombine döngülü enerji tesisi de hemen yanıbaşında kurulu.~
Huaneng Shanghai Combined Cycle Power Co., LTD tarafından işletilen bu tesisin 1.200 MV'lık çıktısı var ve verimliliği de yüzde 58. 2006 yılında faaliyete geçen bu tesisin görevi Şanghay'ın enerji şebekesini bilhassa aşırı soğuk veya sıcak günlerde vurabilen talepteki devasa iniş çıkışlarla başa çıkmak. Bu tesisin genel müdürü Xie Deyu, "Kömürle çalışan bir tesisle karşılaştırıldığında kombine döngülü bir enerji tesisinin avantajı onun muazzam esnekliğinde yatmakta. Bu tesis her biri 400 MV çıktılı üç bloktan oluşuyor. Biz talepteki iniş çıkışlara neredeyse anında cevap verebilecek şekilde bu blokları devreye alabiliyor veya devreden çıkartabiliyoruz. Sadece geçtiğimiz yıl bu gibi 310 vakayla uğraşmak zorunda kalmıştık. Eğer elimizde bu kombine döngülü enerji tesisi olmasaydı, o zaman yedek olarak çalıştırılacak çok daha fazla sayıda kömürle çalışan tesis kurmak zorunda kalırdık ve sonuçta CO2 salımlarımız da çok daha yüksek olurdu" diye konuşuyor. Arz ve talepteki dalgalanmaları tamponlamanın bir diğer esnek çözüm seçeneği de özellikle Şanghay gibi şehirler rüzgar enerjisi gibi değişken enerji kaynaklarından daha fazla faydalanmaya başladıkları zaman elektrikli arabaların akülerinden geçici birer depolama tesisi olarak faydalanmak. Talebin çok yüksek veya düşük olduğu ya da rüzgarın yavaş estiği durumlarda şebekenin istikrarını korumak için bu yedekleme birimleri devreye alınabilir. Şüphesiz bu gibi bir sistem için şu an elimizde olandan çok daha büyük bir elektrikli araç filosuna sahip olmamız gerekir. Ancak otoriteler bugünlerde Çin'de 2015 yılına kadar bir milyon adet elektrikli veya hibrid aracı yollarda nasıl dolaştırabileceklerini planlamakla meşgul. Bu hedefin tutturulmasına yardımcı olmak için gerekli altyapıyı sunacak çalışmalara başlandı bile. Örneğin Siemens 2011 yılı sonuna kadar Şanghay'da elektrikli arabalar için 140 tane şarj istasyonu inşa etti.
Sürdürülebilir şehir.
Strateji uzmanı Klarer, "Çin bugüne kadar verimliliğin arttırılmasında bir hayli yol aldı ancak özellikle önümüzdeki 15 veya 20 yıl içerisinde nüfusun 350 milyon kişi daha artacağının öngörüldüğü metropol alanlarda halen muazzam sorunlarla yüzleşiyor" diyor. Geleceğe yönelik tahminlerde 2025 yılına gelindiğinde nüfusu bir milyonu aşan 220 civarında şehir olması bekleniyor. Bu kentsel yerleşim alanlarının çoğu sıfırdan mantar gibi yerden bitecek. Klarer, "Olası en mükemmel sürdürülebilirliği yakalayabilmek için bu şehirlerin geçmişte uygulanan birbirinden izole çözümler yerine entegre ve bütüncül kavramları hayata geçirmesi gerekir. Bu gibi bir kavram şu anda Pekin'in hemen yanında bir liman olan Tianjin'de gerçekleştiriliyor. Tianjin eko-şehri 2020 yılından itibaren takriben 350 bin insana evler ve iş imkanları sağlayacak. Aynı zamanda Çinli şehir planlamacılarının kendi zamanlarının en zorlu sorusuna cevap bulmasını sağlaması da gerekecek: Gerçekçi koşullar altında yeniden üretilebilir bir modeli esas alarak sürdürülebilir bir şehri nasıl inşa etmeli? Bu gibi bir proje uygulanabilir gibi görünüyor. Tianjin'in elektriğinin yaklaşık yüzde 20'si yenilenebilir kaynaklardan elde edilecek. Su tüketimi günümüzdeki seviyesinin yarısı kadar olacak ve trafiğinin yüzde 90'ı bisikletler, toplu taşımacılık ve elektrikli arabalar gibi yeşil mobilite formlarından oluşacak. Elbette binalarda da akıllı yönetim sistemleri ile mükemmel yalıtımlar olacak. Bu yeni eko-şehir aynı zamanda yaşayan canlı bir deney hizmeti de görecek. Bu projenin genel verimliliğini artırmak için tasarlanmış değişiklikleri sürekli olarak uygulamak mümkün olabilecek. Çin ile Singapur hükümetleri arasında kurulmuş ortak bir girişim olan proje şirketi Sino-Singapore ise yeşil kentleşmeyi daha ileri boyutlara taşımak için bu aralar Siemens ile ortak bir girişim kurma niyetinde. Burada temel hedef, çok geniş bir yelpazede yer alan en son çıkmış teknolojilerden faydalanmak, gelecek odaklı teknolojiler geliştirmek ve sergilemek ve Tianjin eko-şehrini Çin'in geri kalanı için sürdürülebilir ve yeniden üretilebilir birşehir modeli haline getirecek bir vizyon yaratmak. Sonuncusu ama son derece önemlisi de Tianjin eko-şehri gibi bir projenin, Çin'in verimliliği artırmaya adanmışlığının altını çizmesi ve bu Çin'in burçlar kuşağındaki kuruntularına teslim edilemeyecek kadar muazzam değerli bir başarı.
Sebastian Webel
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?