AB tarafından fonlanan ve Connect.
Euranet adıyla bilinen bir girişime
göre, Romanya nüfusunun yaklaşık
yarısının bugün halen temiz içme suyuna
erişimi yok.
Köylerin yalnızca yaklaşık yüzde
10’unda bir su arzı şebekesi bulunduğu
için bu durumdan en büyük zararı bilhassa
kırsal alanlar görüyor. Ancak bakımsızlıktan
köhnemiş su boruları ve kötü su kalitesi
olağanüstü derecede yaygın olduğu için
kamuya ait su şebekesine bağlı 11 milyon
Romanyalının da çok daha iyi durumda
oldukları söylenemez. Aquatim’e göre
bu ülkenin en büyük üçüncü şehri olan
Timişoara’da her gün tahminen 330 bin
insana hizmet veren ve 637 kilometre
uzunluğunda bir su arzı şebekesi var. Ancak
2012 yılında buradaki suyun yüzde 41,5’lik
kadar bir kısmı borulardan sızarak toprağın
altında kaybolmuş.
Damla damla kaybediliyor
Bu gibi sorunlar sadece Romanya ile sınırlı
değil. Bu bölgedeki diğer ülkelerin de
başı ağır sorunlarla dertte. Örneğin İtalya.
Su arzı şebekelerine yapılmış uygunsuz
yatırımlar yüzünden bu ülkenin içme
suyunun yüzde 30’u evlerdeki çeşmelere
ulaşmadan önce kaybolup gidiyor. Fransa
bu şekilde kendi suyunun yüzde 26’sını
kaybediyor, İspanya ve İngiltere yüzde 22’sini ve Almanya da yüzde 6,8’ini kaybediyor. Bu rakamların ışığında Avrupa Birliği 2012 Ekim’inde “Verimli Su Kaynakları Yönetimi (ICeWater)” adıyla bilinen bir araştırma projesi başlattı. İçinde Siemens gibi şirketler ile Aquatim ve Metropolitana Milanese gibi su altyapı hizmetleri şirketlerinin de olduğu bu projenin ortakları şimdi su kalitesini ve arzını arttırabilmek için ellerinden geleni yapıyor. Bu projede yer alan Siemens ekibinin başında Münih ve Erlangen’deki kurumsal teknolojilerde (CT) global teknoloji alan ağları ve iletişiminde proje lideri olan Dr. Parag Mogre var. Bu ekip şimdi Timişoara ve Milan’daki su arzı şebekelerini, suyun akış hızını, basıncını, geçirgenliğini, bulanıklığını ve klor içeriğini ölçen sensörle donatarak bu şebekeleri çok daha “akıllı” hale getirdi. Boruların iç ve dış yüzeylerine tutturulan bu sensörler suyun basıncını ve akış hızını ölçmek için ultrason ve mıknatıssal indükleme tekniklerinden faydalanıyorlar. Bu ölçümler sayesinde denetleyicilerin boruların durumu ve sızıntıların yeri konusunda çıkarımlarda bulunmaları mümkün hale geliyor. Mogre, “Biz bu sensörlerin yanı sıra konut binalarına da akıllı sayaçlar yerleştirmek istiyoruz. Bu gibi sayaçlar bir binadaki suyun akış hızını kaydeder ve su altyapı hizmetleri şirketlerinin düzgün bir su arzını çok daha iyi planlamasını ve sunmasını sağlayacak verileri üretirler. Alınan sonuçların katılımcı şirketlerin kendi su arzı şebekelerini genişlettiklerinde su kaybının sınırlandırılmasına da katkıda bulunması bekleniyor” diyor. ~Timişoara ve Milan’daki sensörlerden gelen veriler ile teknik
süreçleri izleyen ve kontrol eden, verileri
saklayan ve şayet istenirse onları çevrimiçi
bir platform olan ICeWater sistemine
otomatikman aktaran bir SCADA sistemi
besleniyor.
Bu sistem aslında bir akıllı cep telefonu
veya tablet PC ile kolaylıkla erişilebilen
bir internet portalı olan Akıllı Su
Kokpiti’nin yaratılmasını mümkün kılıyor.
SCADA sisteminden aktarılan veriler ise
ayrıştırılıyor ve standartlaştırılmış bir şekle
büründürülüyor.
Prensip olarak ölçüm verileri gerçek
zamanlı olarak bile dağıtılabilir. Ancak
bilgi hacmini ve enerji kullanımını
optimumlaştırmak adına onlar sadece talep
edildikleri zaman gönderilecekler. Bu arada
her iki şehirde de şimdiye kadar 100’den
fazla akıllı su sayacı kurulmuş durumda.
Bunlara pompalar da bağlandı.
Mogre, “Tüm bu bileşenler artık
birbirleriyle iletişim kurabiliyor ve bize
herhangi bir şebekenin son durumu
hakkında önemli bilgiler veriyor” diyor.
Bunu başarabilmek için bu bileşenlerin
internet iletişiminde de kullanılan
yazılım dillerinden ve protokollerinden
faydalanmaları gerekiyor. Sonuçta farklı
sensörler ve sistemlerden gelen veriler
düzgün bir şekilde erişilebilir hale geliyor.
Su talebini öngörmek
ICeWater tarafından sunulacak yeni bir
hizmet türü de su kullanımı hakkında
olağanüstü derecede tutarlı tahminler
yapmak için sensör verilerinden faydalanan
bir yazılım olan “Talep Öngörme Servisi”
olacak. Bu hizmetin hedefi bir su şebekesini
dalgalanan talebe göre dengede
tutmayı mümkün hale getirmek. Buna
ilaveten bu yazılım ne türden eylemlere
başvurulması gerektiği, nihai kararların
nerelerde alındığı ve su şebekesinin
çeşitli bileşenlerinin (örneğin pompaların)
kontrolünün nerelerde yapıldığı hakkında
SCADA sistemine alarm bilgileri ve öneriler
gönderecek.
Bu akıllı su kokpiti aynı zamanda kayıtlı
kullanıcıları alarma geçirecek şekilde de
ayarlanabilir. Örneğin su arzı personeli bir
e-posta ile alarm durumuna geçirilebilir
ve sonra onlar kokpitin portalından
daha detaylı bilgi alabilirler. Bu şekilde
su şebekesindeki sorunlar en erken
aşamalarında tanımlanabilir ve onlarla çok
daha kolay başa çıkılabilir.
Mogre, “Kullanıcılar ayrıca bu platform
üzerindeki su dağıtım şebekesinin belirli
parametrelerini de sınayabilir. Mesela
burada bir kişi bir iPad üzerinden bilgilere
erişebilir ve herhangi bir değişikliğin enerji
talebi veya sızıntı oranları üzerindeki
etkisini değerlendirmek için onun
simülasyonunu yapabilir” diyor. Milan’ın
su altyapı hizmetleri şirketi Metropolitana
Milanese, bu teknolojiden kendi enerji
kullanımını azaltmak için faydalanmak
niyetinde. Bu şehrin kontrol merkezindeki
operatörlerin artık ev sakinlerinin aslında
ne kadar su kullandıklarını görmek için
tek gereksinim duyacakları şey bir iPad
olacak. Onlar artık hangi pompaların,
ne zaman, hangi süreyle ve ne kadarlık
çıktıyla çalıştırılmalarının gerektiğine karar
verebiliyor.
Mogre, “Bu sayede çok ciddi
miktarda enerji tasarrufu yapabiliriz.
Aslında gelecekte tüm pompaların
çalışma takvimlerini bölgelerin gerçek
su tüketimine göre yapmamız mümkün
olacak” diyor ve ekliyor. “Burada Milan’a
has özel bir durum ise bu genel sisteme
yıllar önce monte edilmiş farklı üreticilerin
ölçüm cihazlarının, pompalarının,
sistemlerinin ve kontrollerinin artık mevcut
sistemleri değiştirmeye gerek kalmaksızın
web teknolojilerinden faydalanılarak
birbirleriyle ve yeni gelenlerle veri
alışverişinde bulunabiliyor olmaları” diye
devam ediyor. “Şayet eski yöntemleri
kullanıyor olsaydık bunu başarmak
imkansız denilecek derecede zor olurdu.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?