Uzaktan çözüm hizmetleri

İçme suyunun yaklaşık dörtte biri tüketicilere ulaştırılırken yolda kaybediliyor.

25.12.2015 16:17:250
Paylaş Tweet Paylaş
Uzaktan çözüm hizmetleri
AB tarafından fonlanan ve Connect. Euranet adıyla bilinen bir girişime göre, Romanya nüfusunun yaklaşık yarısının bugün halen temiz içme suyuna erişimi yok. Köylerin yalnızca yaklaşık yüzde 10’unda bir su arzı şebekesi bulunduğu için bu durumdan en büyük zararı bilhassa kırsal alanlar görüyor. Ancak bakımsızlıktan köhnemiş su boruları ve kötü su kalitesi olağanüstü derecede yaygın olduğu için kamuya ait su şebekesine bağlı 11 milyon Romanyalının da çok daha iyi durumda oldukları söylenemez. Aquatim’e göre bu ülkenin en büyük üçüncü şehri olan Timişoara’da her gün tahminen 330 bin insana hizmet veren ve 637 kilometre uzunluğunda bir su arzı şebekesi var. Ancak 2012 yılında buradaki suyun yüzde 41,5’lik kadar bir kısmı borulardan sızarak toprağın altında kaybolmuş. Damla damla kaybediliyor Bu gibi sorunlar sadece Romanya ile sınırlı değil. Bu bölgedeki diğer ülkelerin de başı ağır sorunlarla dertte. Örneğin İtalya. Su arzı şebekelerine yapılmış uygunsuz yatırımlar yüzünden bu ülkenin içme suyunun yüzde 30’u evlerdeki çeşmelere ulaşmadan önce kaybolup gidiyor. Fransa bu şekilde kendi suyunun yüzde 26’sını kaybediyor, İspanya ve İngiltere yüzde 22’sini ve Almanya da yüzde 6,8’ini kaybediyor. Bu rakamların ışığında Avrupa Birliği 2012 Ekim’inde “Verimli Su Kaynakları Yönetimi (ICeWater)” adıyla bilinen bir araştırma projesi başlattı. İçinde Siemens gibi şirketler ile Aquatim ve Metropolitana Milanese gibi su altyapı hizmetleri şirketlerinin de olduğu bu projenin ortakları şimdi su kalitesini ve arzını arttırabilmek için ellerinden geleni yapıyor. Bu projede yer alan Siemens ekibinin başında Münih ve Erlangen’deki kurumsal teknolojilerde (CT) global teknoloji alan ağları ve iletişiminde proje lideri olan Dr. Parag Mogre var. Bu ekip şimdi Timişoara ve Milan’daki su arzı şebekelerini, suyun akış hızını, basıncını, geçirgenliğini, bulanıklığını ve klor içeriğini ölçen sensörle donatarak bu şebekeleri çok daha “akıllı” hale getirdi. Boruların iç ve dış yüzeylerine tutturulan bu sensörler suyun basıncını ve akış hızını ölçmek için ultrason ve mıknatıssal indükleme tekniklerinden faydalanıyorlar. Bu ölçümler sayesinde denetleyicilerin boruların durumu ve sızıntıların yeri konusunda çıkarımlarda bulunmaları mümkün hale geliyor. Mogre, “Biz bu sensörlerin yanı sıra konut binalarına da akıllı sayaçlar yerleştirmek istiyoruz. Bu gibi sayaçlar bir binadaki suyun akış hızını kaydeder ve su altyapı hizmetleri şirketlerinin düzgün bir su arzını çok daha iyi planlamasını ve sunmasını sağlayacak verileri üretirler. Alınan sonuçların katılımcı şirketlerin kendi su arzı şebekelerini genişlettiklerinde su kaybının sınırlandırılmasına da katkıda bulunması bekleniyor” diyor. ~Timişoara ve Milan’daki sensörlerden gelen veriler ile teknik süreçleri izleyen ve kontrol eden, verileri saklayan ve şayet istenirse onları çevrimiçi bir platform olan ICeWater sistemine otomatikman aktaran bir SCADA sistemi besleniyor. Bu sistem aslında bir akıllı cep telefonu veya tablet PC ile kolaylıkla erişilebilen bir internet portalı olan Akıllı Su Kokpiti’nin yaratılmasını mümkün kılıyor. SCADA sisteminden aktarılan veriler ise ayrıştırılıyor ve standartlaştırılmış bir şekle büründürülüyor. Prensip olarak ölçüm verileri gerçek zamanlı olarak bile dağıtılabilir. Ancak bilgi hacmini ve enerji kullanımını optimumlaştırmak adına onlar sadece talep edildikleri zaman gönderilecekler. Bu arada her iki şehirde de şimdiye kadar 100’den fazla akıllı su sayacı kurulmuş durumda. Bunlara pompalar da bağlandı. Mogre, “Tüm bu bileşenler artık birbirleriyle iletişim kurabiliyor ve bize herhangi bir şebekenin son durumu hakkında önemli bilgiler veriyor” diyor. Bunu başarabilmek için bu bileşenlerin internet iletişiminde de kullanılan yazılım dillerinden ve protokollerinden faydalanmaları gerekiyor. Sonuçta farklı sensörler ve sistemlerden gelen veriler düzgün bir şekilde erişilebilir hale geliyor. Su talebini öngörmek ICeWater tarafından sunulacak yeni bir hizmet türü de su kullanımı hakkında olağanüstü derecede tutarlı tahminler yapmak için sensör verilerinden faydalanan bir yazılım olan “Talep Öngörme Servisi” olacak. Bu hizmetin hedefi bir su şebekesini dalgalanan talebe göre dengede tutmayı mümkün hale getirmek. Buna ilaveten bu yazılım ne türden eylemlere başvurulması gerektiği, nihai kararların nerelerde alındığı ve su şebekesinin çeşitli bileşenlerinin (örneğin pompaların) kontrolünün nerelerde yapıldığı hakkında SCADA sistemine alarm bilgileri ve öneriler gönderecek. Bu akıllı su kokpiti aynı zamanda kayıtlı kullanıcıları alarma geçirecek şekilde de ayarlanabilir. Örneğin su arzı personeli bir e-posta ile alarm durumuna geçirilebilir ve sonra onlar kokpitin portalından daha detaylı bilgi alabilirler. Bu şekilde su şebekesindeki sorunlar en erken aşamalarında tanımlanabilir ve onlarla çok daha kolay başa çıkılabilir. Mogre, “Kullanıcılar ayrıca bu platform üzerindeki su dağıtım şebekesinin belirli parametrelerini de sınayabilir. Mesela burada bir kişi bir iPad üzerinden bilgilere erişebilir ve herhangi bir değişikliğin enerji talebi veya sızıntı oranları üzerindeki etkisini değerlendirmek için onun simülasyonunu yapabilir” diyor. Milan’ın su altyapı hizmetleri şirketi Metropolitana Milanese, bu teknolojiden kendi enerji kullanımını azaltmak için faydalanmak niyetinde. Bu şehrin kontrol merkezindeki operatörlerin artık ev sakinlerinin aslında ne kadar su kullandıklarını görmek için tek gereksinim duyacakları şey bir iPad olacak. Onlar artık hangi pompaların, ne zaman, hangi süreyle ve ne kadarlık çıktıyla çalıştırılmalarının gerektiğine karar verebiliyor. Mogre, “Bu sayede çok ciddi miktarda enerji tasarrufu yapabiliriz. Aslında gelecekte tüm pompaların çalışma takvimlerini bölgelerin gerçek su tüketimine göre yapmamız mümkün olacak” diyor ve ekliyor. “Burada Milan’a has özel bir durum ise bu genel sisteme yıllar önce monte edilmiş farklı üreticilerin ölçüm cihazlarının, pompalarının, sistemlerinin ve kontrollerinin artık mevcut sistemleri değiştirmeye gerek kalmaksızın web teknolojilerinden faydalanılarak birbirleriyle ve yeni gelenlerle veri alışverişinde bulunabiliyor olmaları” diye devam ediyor. “Şayet eski yöntemleri kullanıyor olsaydık bunu başarmak imkansız denilecek derecede zor olurdu.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz