Welch’in 10-10-10 Stratejisi

Suzy Welch ismini iş dünyasıyla yakından ilgili çoğu kişi duymuştur. İlk önce HBR’da gazeteci kimliğiyle karşımıza çıkan Welch, efsanevi lider Jack Welch’in eşi olarak daha da ünlendi. Yeni kitabı ...

1.06.2009 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Suzy Welch ismini iş dünyasıyla yakından ilgili çoğu kişi duymuştur. İlk önce HBR’da gazeteci kimliğiyle karşımıza çıkan Welch, efsanevi lider Jack Welch’in eşi olarak daha da ünlendi. Yeni kitabı “10-10-10: A Life Transforming Idea” ile ise ABD ve Kanada’da kısa sürede en çok satanlar listesine girerek başarılı bir yazar olduğunu kanıtladı. Welch, kitabında yeni bir düşünce sistemi üzerinde duruyor. Ona göre kişiler alacakları her kararın sonuçlarını 10 dakika, 10 ay ve 10 yıllık zaman dilimlerinde düşünmeli ve ona göre karar vermeli. Suzy Welch, Jack Welch de dahil pek çok girişimci ve iş adamının bu düşünce yapısıyla stratejik kararlarında başarılı olduğunu düşünüyor ve “Bu düşünce sistemi benim de hayatımı verimli bir şekilde yönetmemi sağladı” diye konuşuyor.

İş ve Yaşamda Başarıda Yeni Formül

Kriz döneminde liderlerin en çok zorlandığı konu karar vermek. Efsanevi lider Jack Welch’in eşi ve yazar Suzy Welch, yeni kitabı “10-10-10: A Life Transforming Idea” ile bu konuda liderlerin imdadına yetişmiş durumda. Welch’e göre kişilerin kararlarında 10 dakika, 10 ay ve 10 yıllık sonuçları düşünüp ona göre karar vermesi gerekli.

Aslında Suzy Welch, basit anlamda kısa, orta ve uzun vadede düşünmenin önemine değiniyor. Burada önemli olan nokta ise alınan kararların her birinin zaman dilimlerine göre farklı sonuçları olduğunu ve bu sonuçları düşünüp dengelemenin gerekliliğini anlamak.

Suzy Welch, Jack Welch de dahil tanıdığı pek çok başarılı liderin, kendileri farkında olmasa da, bu stratejik düşünce sistemini benimseyerek başarılı olduğunu söylüyor. “Şunu açıklıkla söyleyebilirim ki her akıllıca kararın arkasında mutlaka bir karar verme metodolojisi vardır” diye konuşuyor.

Başarılı iş adamlarının içgüdülerine göre karar vermediklerine de değinen Welch, başarılı kişilerin analitik bir strateji belirleme yöntemleri olduğunu söylüyor. Günümüz kriz ortamının belirsizliğinde bu yöntemi uygulamanın yolunu ise şöyle anlatıyor:

“Günümüzde kriz nedeniyle göz gözü görmüyor gibi gözükse de bazı şeyleri biliyoruz aslında. İş adamları şu anda en azından bir sonraki iki çeyrek için karar alabiliyor. Şu anda zaten iyi bir liderin tam olarak şirketinin durumunu analiz etmiş olması gerekli. Bu durumu belirledikten sonra önümüzdeki dönemde olabilecekler çok çeşitli değil. Bu oluşacak senaryolara göre hazırlıklı olmak da mümkün.”

Suzy Welch ile yeni kitabını, stratejik karar vermenin önemini ve kriz döneminde önerdiği sistemin nasıl uygulanacağını konuştuk:

hed*10-10-10 metodolojisinin temelinde tam olarak ne yatıyor?
10-10-10 temel olarak insanların verdikleri kararlar üzerinde çok fazla düşünmelerini sağlıyor. Bu düşünce yapısı sayesinde alacağınız kararları önceden tartmanız mümkün hale geliyor. Bu tartma işini yaparken de genel olarak kendi değerlerinize sığınıyorsunuz.

Burada anahtar kural şu: Bir konuda kafanız karıştığında, vereceğiniz kararın sizi 10 dakika, 10 ay ve 10 yıl sonra nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz. Yani kararlarınızı kısa dönem, orta dönem ve uzun dönem sonuçlarını düşünerek veriyorsunuz.

* Bu yöntem sizin hayatınıza nasıl girdi? Böyle bir metodolojiyi ortaya atmak nereden aklınıza geldi?
Bundan 13 yıl önce Hawaii’ye bir iş gezisi için davet edilmiştim. O sırada 7 yaşın altında dört çocuğa sahiptim ve çalışan bir anneydim. Harvard Business Review’da çalışıyordum. Hawaii’de yaklaşık 1.500 kişilik bir yönetim takımına bir konuşma yapmamı istediler.

Bu iş gezisi tam anlamıyla bir felakete dönüştü diyebilirim. Sonuçta her şeyi bir arada yapamıyorsunuz. Ben konuşmamı yaparken, çocuklarım konuşma yaptığım salona girdiler. Zaten gezi sırasında birisi oldukça korkunç bir güneş yanığı, diğeri ise uykusuzluk problemi yaşıyordu. O iş gezisi sırasında anladım ki bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Değişecek olan şey ise benim karar verme sürecimdi.

O anda kafama dank etti ve kısa, orta ve uzun vadeli düşünerek karar vermenin gerekliliğini anladım. Tabii başlarda bu sadece bir düşünceden ibaretti. Yıllar geçtikçe bu düşünce tarzı yapmak istediğim her şeyi istediğim sırada yapabilmemi sağladı. Bu düşünce sistemi tam anlamıyla hayatımı değiştirdi. En önemlisi hayatımı verimli bir şekilde yönetmem için bana yardımcı oldu.

*Tam olarak nasıl bir denge oturttunuz peki?
İlk olarak kararlarımı suçluluk duyguma ya da içgüdülerime göre vermekten vazgeçtim. Bugün insanların bence en büyük sorunu bu. Kararlarımızı verirken ya içgüdülerimizi dinliyoruz ya da suçluluk bizi yönlendiriyor. Bu hisler herkesin hayatında az ya da çok mutlaka oluyor.

Ben nasıl yaşadığıma dair kimseden özür dilememe kararı aldım. Aldığım kararların arkasında durdum, bunun için ise kararlarımı oldukça iyi tarttım. En önemlisi kararlarımı kendi değerlerime göre vermeye başladım. Bu noktadan itibaren de kararlarımda çok daha tutarlı ve saydam olmayı başardım.

*Çevrenizdeki kişileri, en önemlisi yakınlarınızı ikna etmek zorunda kalmadınız mı?
Tabii ki, herkes aldığım kararlarla aynı fikirde olmadı. Örneğin, benim iki kardeşim de çalışmayan annelerdi. Benim çalışmaya devam etme kararımı beğenmediler. Herkes benimle aynı fikirde değildi ama ben artık herkesi mutlu etmeye çalışmıyordum.

Aslında sadece kendim için değil, çevremdekiler için de en iyi yaşama yolumu bulmaya çalıştım. İnsanın değerleri de zaman içinde değişiyor. Belirli bir süre sonra Jack’le evlendim. Evlilik, hayatımda çok önemli bir yere oturdu. Kararlarımı da buna göre almaya başladım.

*Bu düşünce sistemini uygulayan iş adamları var mı?
Benim çevremde gördüğüm pek çok girişimci ve iş adamı bu yöntemi kullanıyor. Sonuçta insanlar bir şekilde hayatlarında verdikleri kararların verimli ve yararlı olmasını istiyor. Bunun için de kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlara göre karar veriyorlar.

*Jack Welch liderlik hayatında bu yöntemi uyguluyor muydu peki?
Jack, GE’deyken beni tanımıyordu ama şimdi konuştuğumuzda anlıyoruz ki en iyi kararlarını takımıyla birlikte ve uzun, orta ve kısa vadeli sonuçları düşünerek almış.

*Dünyada sizin görüşünüze göre sizin metodolojinizi izleyerek başarıyı yakalamış başka tanınmış lider örnekleri var mı?
Ben genellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin başındaki pek çok girişimcinin bu tür bir metodolojiyi uyguladığına tanık oldum. Çok iyi bilinen bir CEO ya da lider ismi vermem çok zor. Yine de şunu açıklıkla söyleyebilirim ki her akıllıca kararın arkasında mutlaka bir karar verme yöntemi vardır.

Sonuçta başarılı iş adamları içgüdülerine göre karar vermez. Zaten şu an çok popüler olan: “İçgüdülerinize göre karar verin” cümlesini oldukça anlamsız buluyorum. İnsanlar içgüdülerini dinlesinler tabii ki ancak bir şirket sadece içgüdülere göre yönetilemez. HBR’da çalışırken ve Businessweek köşemi yazarken tanıştığım birçok CEO’yu ve Jack’i izlediğimde şunu gördüm. İyi liderler içgüdüleriyle aldıkları kararları gözden geçiriyor ancak kararlarını bir şekilde analitik bir sistemle veriyorlar.

*Siz kişilerin kendi değerlerini kendilerinin bulmasından yanasınız. Bu durum takım oyununun önemli olduğu günümüz iş dünyasına nasıl yansıyor?
Tabii bu söylediğiniz her lidere göre değişir ancak bence liderlerin ilk önce kendi değerlerini oturtmaları gerekli. Daha sonra bu değerler konusunda şeffaf olup kendi takımlarının da aynı noktada olmasını sağlayabilirler.

*İş adamları stratejik kararlar alırken sizin bu metodunuzu tam olarak nasıl uygulayabilir?
Aslında bu, başarılı CEO’ların zaten uzun yıllardır uyguladığı bir yöntem. Ben de bir takımın lideriyken kararlarımı kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlara göre tahlil edip karar almaya çalışıyordum. Sonuçta bu tür bir düşünce sisteminde dengeyi kurup başarılı olmanız mümkün. Ancak benim insanlara önerim bunu daha analitik bir şekilde yapmaya başlamaları.

*Şu anda iş dünyasında 10 ay sonrasını görmek bile oldukça zor gözüküyor. Böylesi bir ortamda 10-10-10 tekniğini uygulamak nasıl mümkün?
Şu an göz gözü görmüyor gibi gözükse de aslında bazı şeyleri biliyorsunuz. İş adamları şu anda en azından bir sonraki iki çeyrek için karar alabiliyor. Şu anda zaten iyi bir liderin tam olarak şirketinin durumunu analiz etmiş olması gerekli.

Bu durumu belirledikten sonra önümüzdeki dönemde olabilecekler çok çeşitli değil. Bu oluşacak senaryolara göre hazırlıklı olmak da mümkün. İşlerin bundan sonra nasıl gideceğiyle ilgili muhafazakar bir resimle de karşı karşıyayız. Artık şirketler kesinlikle yalın ve hızlı olmalı. Bunlar bilinen gerçekler.

*Siz kendi iş hayatınızda 10-10-10’i hangi alanlarda uyguladınız?
Çok başarılı bulduğum bir asistanım vardı. Bu asistanın gelecekte çok iyi yerlere geleceğini düşünüyordum. Çok iyi bir arkadaşımla ilgili çok güzel bir haber almıştım. Hemen arkadaşıma bir düzine gül göndermesini istedim. Ancak, o,  aynı isimli başka bir arkadaşıma gülleri gönderdi. Bu önemli bir hataydı ve o anda çok sinirlenmiştim.

Aşağıya inip onu işten çıkarmak istedim. Ancak, hemen 10-10-10’i uygulamaya koydum: Şu an bu kişinin potansiyeli olduğunu kabul ediyorum, 10 ay sonra bu potansiyel büyük ihtimalle iyi bir yönlendirmeyle çok iyi bir iş kadınlığına dönüşecek. 10 yıl sonra ise bu kişi çok daha iyi yerlerde olacak ve ben de bunun büyük bir parçası olacağım.

Daha sonra ona gidip kendisini işten çıkarmak istediğimi ancak bu nedenlerle çıkarmayacağımı söyledim. Gerçekten bugün bu kişi oldukça başarılı bir iş hayatı sürdürüyor ve her fırsatta bana teşekkür ediyor.

-Böyle başka bir örneğiniz var mı?
Bunun dışında bir girişimci tanıdığım internette gelişen bir işe yatırım yapmakta oldukça kararsızdı. Bugüne kadar sanal dünyaya hiç yatırım yapmamıştı, açıkçası bu konuda oldukça da gönülsüzdü. 10-10-10 sürecini karar verme noktasında uygulamaya karar verdi. İlk olarak kısa vadede bu dünyanın faydalarıyla ilgili bir araştırma yaptı. Kendisine bu dünyanın orta ve uzun vadede sunacaklarını da analiz etti. Şu anda ise tüm işlerinin yüzde 50’sini online olarak yürütüyor ve oldukça başarılı oldu.

*Günümüzde resesyonun baş aktörleri arasında liderler de gösteriliyor. Size göre bu liderler karar verirken nerelerde hata yaptı?
Her şeyden önce otantik bir lider olmayı başaramadılar. Eğer otantik değilseniz liderliğiniz çöküşe geçecek demektir. Bana göre çalışanlar artık çevrelerinde insanlık görmek istiyor. Tabii ki liderin otantik olmasının dışında tutarlı, zeki ve sonuç odaklı olması da gerekli. 10-10-10 ise liderlerin tutarlı olmasını ve sonuç odaklı olmasını sağlıyor. Aynı zamanda değerleriyle ilgili saydam oluyorlar ki bu otantik liderlerin en önemli özelliğidir.

*Makro anlamda baktığınızda karar alıcıların sizin düşünce sisteminizden öğrenecekleri var mı?
Makro anlamda bütçe açığı ve ekonomik politikalarla ilgili 10-10-10 yönteminin uygulanmasını isterdim. İş dünyasında bir taraf sadece önümüzdeki 10 dakikaya odaklı durumda, öbür taraf ise önümüzdeki 10 yıla bakıyor. Makro anlamda belki bunu yapmaları gerekli ama iş dünyasının da acil istekleri var. İki tarafın da bir araya gelerek birlikte karar vermesi gerekli. Yani kısa, orta ve uzun vadeli düşünce sistemiyle karar verilebilir.

*Yazılarınızdan anladığım kadarıyla kadınlardan erkeklere oranla çok daha fazla ilgi görüyorsunuz. Size göre bunun nedeni nedir?
Kadınlar çok daha fazla konuşur. Kendi hayatları, meslekleri ve ne olacaklarıyla ilgili çok daha sözeller. Erkekler ise genelde, “Bu benim kararım, bunun hakkında daha fazla konuşmaya gerek yok” diye düşünür. Yine de etrafımda pek çok erkeğin de bu yöntemi uygulamaya başladığını görüyorum. Özellikle daha şeffaf olmak ya da duygularını göstermek istediklerinde bu yöntemi uyguluyorlar.

*Geçen yıl Türkiye’deydiniz. Türkiye ve Türk iş dünyasıyla ilgili düşünceleriniz neler?
Jack’de ben de Türkiye’yi çok seviyoruz. Çok heyecanlı ve önemli iş insanlarının olduğu bir ülke. En önemlisi düşünce yapısı oldukça enerjik ve farklı. Yakın zamanda tekrar gelmek istiyoruz.

10-10-10 Önemli Bir Yönetim Aracı

Nakit Akışı Problemi Nasıl Çözülür?
İş kaynak dağılımına geldiğinde, 10-10-10 oldukça iyi bir yönetimsel araç. 10 dakika içinde oldukça büyük bir nakit akışı probleminiz olabilir. 10 ay içinde, bu durum böyle giderse muhtemelen daha da iyi olmayacaktır. O zaman yapmanız gereken bunun için hazırlanmaktır.

Nasıl Bir Şirket Olmak İstiyorsunuz?
10 yıl sonrasını düşünmek ise nasıl bir şirket olmak istediğinizi belirlemenizi sağlar. Tabii ki bu durum, işten atılan kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesini sağlamaz. Ama organizasyonunuzda kalacak kişiler olacaktır mutlaka.

Stratejik Olmayı Sağlıyor
Sizin nereye doğru gittiğinizi bu kişilerin bilmeye ihtiyacı var. 10-10-10 kullanmak o kişilerle sizi aynı noktada tutmaya yarayabilir. Ayrıca liderlerin daha stratejik olmasını da sağlar.

Değerler Nasıl Tanımlanmalı?

Çoğu Değerlerini Bilmiyor
Günümüzde pek çok kişi kendi değerlerinin neler olduğu konusunda bir fikre sahip değil. Sonuçta iş dünyasındaki herkesin çevresinde büyük baskı unsurları var. Hayat oldukça hızlı ilerliyor. En önemlisi etrafınızdaki kişiler farklı değerlere sahip olabiliyor.

Kendi Değerini Kendin Belirle
10-10-10’i anlatmak için turlarımızı yaparken pek çok kişi bana;  “Sürecinizi çok beğeniyoruz, uygulamak istiyoruz ama tam olarak değerlerimizi nasıl belirleyeceğimizi bilmiyoruz” diyordu. Sonuçta insanların kendi değerlerini belirlemeleri için bana göre şu 3 temel soruyu kendilerine sormaları ve yanıtlarını vermeye başlamaları gerekli:

Sorulması Gereken Sorular
Kendinizi şu an 70’nci yaş gününüzde hayal edin ve nelerden pişman olurdunuz sıralayın? Siz odada olmadığınız zaman insanların sizin hakkınızda ne söylemesini istersiniz? Yetiştirilmenizle ilgili sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler neler? Bu üç soru bana göre kişilerin kendi değerlerini ortaya çıkarmalarında inanılmaz yardımcı.

Liderler Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor

*Şu anda şirketler ve CEO’lar hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu da kısa vadeli düşünmelerini gerektiriyor. Bu durumda sizin sisteminizi uygulamaları ne kadar kolay?

Kısa Dönem Düşünme Zamanı
Şu anda böyle davranmak zorundalar. Sonuçta bazı durumlarda ilk önce kısa vadeli düşünmeniz gerekir. Eğer hayatta kalma mücadelesi vereceğiniz bir durumdaysanız ve bunu önemsemezseniz büyük hata yaparsınız.

Devamlılık En Kritik Konu
İçinde bulunduğumuz dönemde de liderler kısa dönem etkilere gerektiği kadar önem vermezse uzun dönemde düşünecekleri bir şirkete ya da liderliğe sahip olamayabilirler. Devamlılık günümüzün en kritik konusu.

Ne Yapacaklarını Belirlemeliler
10-10-10’de önemli olan kısa, orta ve uzun vadeli düşünmeyi dengelemek. Şu anda kısa vadeli düşünceye daha fazla ağırlık vermek zorunda olabilir liderler. Zaten bana göre liderlerin vakitlerinin en az yüzde 20’lik kısmını kısa dönemde ne yapacaklarını belirlemeye ayırmaları gerekiyor.

Şeyma Öncel Bayıksel
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz