İzmir'in Türkiye ekonomisindeki payı azalıyor

TÜİK'in 2004-2006 dönemi için yayınladığı veriler,izmir'in Türkiye ekonomisindeki payının azalmakta olduğunu gösteriyor.

1.03.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
İzmir'in Türkiye ekonomisindeki payı azalıyor

2001 yılından sonra illere göre milli gelir verilerini yayınlamayı bırakan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜlK), geçen yıl bu verileri bu kez 26 bölge itibariyle yayınlamaya başladı. Bu 26 bölgenin çoğu birkaç ilin bir araya getirilmesiyle oluşturulurken, İstanbul, Ankara ve İzmir tek başına birer bölge olarak ele alınıyor. Bu da söz konusu verilerin İzmir'in ekonomideki performansını takip etmek için kullanılabilmesini mümkün kılıyor. TÜİK'in 2004-2006 dönemi için yayınladığı bu veriler, İzmir'in Türkiye ekonomisindeki payının azalmakta olduğunu gösteriyor. İzmir, 2004 yılında Türkiye'deki toplam gayrisafi katma değerin (GSKD) yüzde 6,8'lik kısmını üretiyordu. Bu oran 2005 yılında yüzde 6,7'ye, 2006 yılında ise yüzde 6,6'ya indi. 2006 yılına ilişkin son verilere göre, Türkiye'deki toplam GSKD 668,4 milyar lira iken İzmir'de bunun 44,4 milyar liralık kısmı gerçekleştiriliyor. İzmir, toplam GSKD büyüklüğü açısından 2004 ve 2005 yıllarında İstanbul ve Ankara'nın ardından üçüncü sırada yer alıyordu. 2006 yılında ise Bursa, Eskişehir, Bilecik illerinden oluşan bölgeye geçildi ve dördüncü sıraya indi. Esasında İzmir söz konusu bölgenin sadece kılpayı farkla altında kalmış görünüyor. Fakat bu bölgedeki illerden özellikle Bursa'nın ekonomideki atağı dikkate alındığında, 2006'daki bu yeni durumun sonraki yıllarda da devam etmiş olabileceği izlenimi doğuyor. İzmir için daha kötü bir haber, dördüncü sıradaki bu yeni yerinin de garanti görünmemesi. Çünkü aşağıdan da Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova'dan oluşan bölge epey hızlı bir büyümeyle geliyor. Bu illerden özellikle Sakarya ve Düzce'nin son yıllarda yatırımlardan aldığı paya bakılırsa, bir süre sonra bu bölge de İzmir'in önüne geçebilecek gibi görünüyor. Hatta eldeki son verilerin dört yıl öncesina ait olduğu dikkate alınırsa bu durum şu ana kadar gerçekleşmiş bile olabilir.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın
Refah seviyesi
İzmir'in ekonomik büyümede diğer il ve bölgelerin gerisinde kalması kişi başına gelir ile ölçülen refah seviyesi açısından da geriye düşmesine yol açmış durumda. İzmir bu açıdan 2004 yılında beşinci sırada bulunuyordu. 2005 yılında Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinden oluşun bölgenin gerisinde kaldı ve altıncı sıraya düştü. 2006 yılında da altıncı sıradaki bu yeni yerinde kaldı. 2006 yılı verilerine göre, Türkiye genelinde 6 bin 684 dolar olan kişi başına GSKD İzmir'de 8 bin 398 dolar olarak hesaplanıyor. Bu açıdan İstanbul 10 bin 352 dolarlık değer ile birinci. Kişi başına GSKD sıralamasında Ankara'nın da düşüşte olduğunu ve 2004 yılında üçüncü iken 2005 ve 2006 yıllarında dördüncü sıradakaldığını not edelim. İzmir'in son yıllarda ekonomik gelişme açısından diğer il ve bölgelerin gerisinde kaldığı esasında gözle de görülebiliyor. Bu nedenle İzmirliler illerinin daha fazla yatırım çekebilmesi için çareler arıyor. Fakat şu ana kadar bu konuda kayda değer bir ilerleme gözümüze çarpmış değil. ~

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
İzmir, ekonomide kan kaybetmeye devam ediyor gibi g��rünüyor. TÜİK'in yeni yayınlamaya başladığı bölgesel milli gelir hesaplarında kullandığı GSKD, bir bölgede yerleşik ekonomik birimlerin belli bir dönemde bu bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) üretim değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler (ara tüketim) değerinin çıkarılmasıyla elde edilen değere deniyor. GSKD ile milli gelir hesaplarında daha yaygın olarak kullanılan gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) arasındaki fark, vergi ve sübvansiyonlardan oluşuyor. GSKD'ye ürünler üzerindeki vergilerin eklenip sübvansiyonların çıkarılmasıyla GSYİH değerine ulaşılıyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın
Resesyon İzmir'i daha sert vurdu
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜlK) verilerine göre, 2009 yılında İzmir'deki işsizlik oranı yüzde 16,2 oldu. Bu oran 2008 yılında yüzde 11,8, 2007 yılında ise yüzde 10,5 'ti. Buna göre resesyona denk gelen bu iki yılda İzmir'de işsizlik oranında yaşanan artış 5,7 puanı buluyor. Aynı dönemde Türkiye genelindeki işsizlik oranı ise 3,7 puanlık artış göstermişti. İşgücü piyasasına ilişkin bu veriler 2008-2009 resesyonunun İzmir'i Türkiye geneline göre daha sert vurduğunu gösteriyor. Bölgesel işgücü piyasası verilerinin ilk yayınlanmaya başladığı 2004 yılında İzmir'deki işsizlik oranı Türkiye genelinden oldukça yüksek ve yüzde 15,7 olarak çıkmıştı. Sonraki yıllarda bu oran hızla gerilemiş ve 2007'de Türkiye ortalamasına iyice yaklaşmıştı. Fakat 2008-2009 resesyonunun İzmir'de işsizlik sorununu yeniden ağırlaştırdığı anlaşılıyor. TÜlK, 2008 yılından itibaren sadece bölgelere göre değil tüm illere göre de işgücü piyasası verilerini yayınlamaya başladı. Bu verileri kullanarak tüm illeri dikkate alan bir karşılaştırma da İzmir'de 2008-2009 resesyonunun işsizlik sorununu ne kadar ağırlaştırdığını gösteriyor. İşsizlik oranındaki artış açısından 2009 yılında İzmir 81 il arasında 13'üncü sırayı alıyor. 2008-2009 resesyonunun sona ermesinden sonra Türkiye ekonomisinin çok hızlı 8 • İZMİR ocak 2011büyümesi 2010'da işsizlik oranında önemli bir gerileme getirdi. Türkiye genelinde 2009 yılında yüzde 14 olan işsizlik oranının 2010 yılında yüzde 12 dolayına indiğini tahmin ediyoruz. Resesyondan çıkışın İzmir'de de işsizlik oranında düşüşe yol açmış olması ihtimali yüksek. Fakat İzmir'de işsizlik oranı yine de Türkiye ortalamasının üstünde çıkacak gibi görünüyor.

İzmir'de 207 bine yakın girişim var
Türkiye'deki 3 milyon 225 bin girişimin 207 bine yakını İzmir'de bulunuyor. Buna göre İzmir'in Türkiye'deki girişim sayısı içindeki payı yüzde 6,4 olarak hesaplanıyor. Türkiye'deki girişimlerin illere dağılımı açısından ise İzmir üçüncü sırada yer alıyor. Bu açıdan ilk sırayı Türkiye ekonomisindeki devasa payı nedeniyle İstanbul alırken, başkent olmanın avantajını kullanan Ankara da İzmir'in önünde bulunuyor. İstanbul'da 755 bin, Ankara'da ise 226 bin girişim faaliyet gösteriyor. İzmir, söz konusu girişimlerin sektörlere dağılımı açısından da Türkiye genelinde hemen hemen aynı konuma sahip. Sadece imalat sanayi, ticaret ve otel, lokanta ve kahvehane sektörlerinde Ankara'yı geçip ikinci sırayı alabiliyor. Diğer sektörlerde ise genel sıralamada olduğu gibi İstanbul ve Ankara'nın gerisinde üçüncü sırada yer buluyor. İzmir'de en fazla girişim ticaret sektöründe faaliyet gösteriyor. İzmir'de ticaret sektöründe faaliyet gösteren 84 binin üzerinde girişim var. İkinci sırada 29 bine yakın girişim ile imalat sanayi yer alıyor. Üçüncü sırada ise 24 binin üzerinde girişimin faaliyet gösterdiği ulaştırma ve haberleşme sektörü bulunuyor. İzmir'in girişim sayısı açısından Türkiye genelinde en fazla payı aldığı sektörün ise eğitim olduğu dikkati çekiyor. İzmir'de eğitim sektöründe faaliyet gösteren 1.062 girişim bulunuyor. Türkiye'de eğitim sektöründe faaliyet gösteren toplam girişim sayısı ise 12 bin 957 düzeyinde. Buna göre girişim sayısı açısından İzmir'in eğitim sektöründeki payı yüzde 8,2 olarak hesaplanıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz