Çin bitcoin'i kontrol edebilir mi?

Çin bitcoin’i kontrol altına almayı deniyor. Ancak bu kripto para birimi bütün ülkelerden daha büyük. Doğduğu ülkeden bile…

18.04.2018 14:45:000
Paylaş Tweet Paylaş
Çin bitcoin'i kontrol edebilir mi?

Çin’in en eski bitcoin borsasının CEO’su Bobby Lee’nin kendini Çin yetkilileriyle bir çatışma içinde bulması an meselesiydi. Borsası BTCC, ne lisanslı ne de açıkça yasadışı olan gri bir Çin yasası alanını işgal etmişti. Bitcoin, elektronik ortamda dünyaya gönderilebilen merkezi olmayan bir dijital para birimi ve bitcoin’in artan popülaritesi Çin yetkililerini sinirlendirdi. 2016’da dünyanın her yerindeki çoğu bitcoin ticareti Çin yuanı ile yapılıyordu. Ocak 2017’de BTCC, Çin Merkez Bankası tarafından soruşturuldu. Eylül ayında Çin, yeni projelerin bitcoin ve ether karşılığında temel kripto paralarını sattığı para toplama mekanizması olan ICO’yu (initial coin offering) yasakladığını açıkladı. Bu, dijital paralar veya jetonlar kullanan yeni başlayan şirketler için popüler bir fon yaratma yöntemidir. O zaman bile Lee, kendisininki gibi borsaların güvende olduğu düşüncesindeydi. Ayın ilerleyen günlerinde, Çin düzenleyicileri, BTCC’nin ve diğer yerli sanal para borsalarının, halkın piyasaya girmesini ve sanal para kazanmasını zorlaştırma girişimiyle kapanması gerektiğini açıkça belirtti. Lee ne şok olduğunu ne de paniklediğini, sadece dehşete düştüğünü söyledi. “Nihayet parti bitti” diye düşündü. Satoshi Nakamoto adlı esrarengiz ve o zamandan beri ortadan kaybolan birisinin icat ettiği bitcoin, 2008 mali krizinde dünyaya geldi. Herhangi bir merkezi otoritenin desteklememesi, bazı insanlara cazip geldi. O zamandan bu yana, bu para biriminin yükselişi, özellikle de 2017 yılında değerini 1.000 doların altından 10 bin dolardan daha yüksek bir meblağa çıkmasına yardım eden spekülatörler arasındaki popülaritesi hükümetleri zorladı. İnsanların anonim bir şekilde para göndermesine imkan tanıyan bu yeni paraya izin vermeleri ne kadar doğruydu? Para politikası üzerinde tam kontrole sahip olmak umuduyla bunu bastırmaya çalışmak en iyi yol olabilir miydi? Yoksa Japon hükümetinin yaptığı gibi onu kabul etmeli, hatta bitcoin’i yasal bir ödeme yöntemi olarak tanımak için bir kanun mu çıkarmak gerekliydi? Bitcoin işlemleri, dünya çapındaki bir bilgisayar ağı tarafından sürekli güncellenen, kamuya açık, sansüre karşı korumalı bir defter olan bir blok zincir üzerine kaydediliyor. Sanal paranın bir merkezinin olmaması herhangi bir ülkenin bunu kapatmasını imkansız kılıyor. Çin’in baskısı, bu temel inancı sınamış durumda. BTCC’nin kapanmasıyla ilgili haberler kısa bir süre için bitcoin’in fiyatını düşürdü. Sonuçta Çin, kontrol edilemeyen şeyleri kontrol etmeye çalışmasıyla tanınan bir ülke. Pekin bir sansür ordusu ve Facebook ve Twitter gibi siteleri engelleyen Büyük Güvenlik Duvarı ile interneti önlemede şaşırtıcı derecede etkili oldu. Ancak çevrimiçi topluluklar ve ticareti gelişmeye devam etti. Çin şu anda finansal işlemleri daha ucuz, daha izlenebilir hale getirme çabasıyla ve sahte parayla mücadele etmek için kendi yasal dijital para birimini geliştiriyor. Bunların hiçbiri bitcoin için iyi olacakmış gibi durmuyor. Yine de baskılardan birkaç hafta sonra Çin’in kripto para topluluğunda konuştuğum hemen hemen herkes çok iyi bir ruh halindeydi. Çin’deki bitcoin ve diğer sanal para birimlerinin geleceği konusunda iyimser davranıyorlardı. Bu da Çin’in baskılarının göründüğü kadar geniş kapsamlı olmadığı sonucunu çıkarıyordu. 

HIZ LİMİTLERİ 

Çin’in kripto para dünyası, Doğu’nun Silikon Vadisi gibi… İnsanlar rahat kıyafetler giyiyor, paylaşımcı mekanlarda çalışıyor ve beyaz tahtalara yazıyorlar. Globaller, bir iş fırsatı bulmak için New York’a veya Tokyo’ya gitmek için uçağa atlamaya hazır. Bir blok zincir yatırımcısı olan Gao Dongliang, “Herkes birbirini tanıyor” diyor. Gao, internetin erken dönem müdavimlerine benzer bir şekilde, Çin’in blok zincir topluluğundaki insanların, dünyayı değiştirecek bir teknolojiye inandıklarını söylüyor. Bu topluluğun bir üyesi de Şangay merkezli bir blok zincir kuruluşu olan Andui’nin CEO’su Lu Bin. Louisiana State Üniversitesi’nden doktora derecesine sahip olan enerjik Lu, daha karmaşık finansal işlemler için inşa edilmiş bitcoin’den esinlenen bir sanal para birimi ağı olan Ethereum’un Çin’deki adı olan “yitaifang” teriminin ortaya çıkmasına yardım ettiğini söyledi. Ağustos sonunda Lu, blok zincir teknolojisini kullanan bir iletişim platformu olan Bihu.com’a para toplamak için bir ICO yaptı. Yeni başlayan şirketler ICO’larda, bazen de jetonların şirketin ürünlerinin kullanımı için gerekli olacağı düşüncesiyle halka yeni bir sanal jeton yayınlar. Bu ürün için yüksek talep, teorik olarak bu sanal jetonların değerini yükseltmeli. Bihu.com, Twitter veya Reddit gibi olmayı hedefledi. Ancak bu sitede kullanıcılar iyi içeriği, platformun kendi jetonları olan “anahtarlar” ile ödüllendirebiliyor. Lu, Bihu’nun ICO’su konusunda heyecan duyuyordu. Birkaç saat içinde 20 milyon doları aşkın para topladığını söylüyor. Girişim sermayesinin böyle bir sonuç vermesinin imkânsız olduğuna inanıyordu. Sonra ertesi ay Çin’in ICO yasağı geldi ve Lu tüm parayı geri vermek zorunda kaldı. Bu konuyu fazla takmadı. Lu “takım içinde hayal kırıklığı” ve genel bir “enerji kaybı” olduğunu kabul etti. Fakat yine de ICO yasağının ortalama yatırımcıları dolandırıcılık karşısında koruduğunu düşündü. 

HİLELİ ICO’LAR

Doğrusu, Çin’in kripto para topluluğunda konuştuğum herkes ICO yasağını destekliyor veya en azından sempati duyuyordu. Defalarca Çin ICO’larının yüzde 90’ının dolandırıcılık olduğunu duydum. Henüz var olmayan, hiçbir zaman var olmayacak ya da tamamen bir çöp olan bir platformda kullanmak için jeton satın almanızı sağlayan bu model, bir dolandırıcı mıknatısı olabilir. Hileli ICO’lar elbette Çin ile sınırlı değil. 2017’de ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu, elmas ve gayrimenkul yatırımlarıyla desteklendiği söylenen iki ICO’ya para cezası kesti. Hükümetin söylediğine göre, hiçbirinin “gerçek bir operasyon”u yoktu. Çin’de, dolandırıcılık sorununun görece yeni ve deneyimsiz yatırımcıların katılımıyla daha da kötüleştiği görülüyor. NEO adlı alternatif bir kripto paranın kurucusu olan Da Hongfei, ICO yaptırımının Çin için gerekli olduğunu söyledi. NEO, 2014’te ilk ICO’sunu yaptı ve aralık ayında 2,5 milyar doları aşan piyasa değeriyle dünyanın en iyi kripto paralarından biri haline geldi. Şirket, ICO yasağından sonra yatırımcılara geri ödeme teklifinde bulunduğunu ancak onların NEO jetonlarını tutmayı tercih ettiğini belirtti. Yasağı neden desteklediğini göstermek için Da, Almanya’ya yaptığı son ziyareti anlatıyor. Sürat sınırlaması olmayan otobanda sürüş deneyimi kendisini şok etmişti. Almanya’nın bunu yapabildiğini çünkü kaliteli yollarının, sürücü belgesi için çok sıkı bir sınavlarının olduğunu söylüyor. Herkesin trafik kurallarına uyduğuna ve çok kaliteli arabaları olmasına dikkat çekiyor. “Çin’de hatta ABD’de hız sınırı yoksa bu felaket olur” diye ekliyor. Ancak Çin, sanal para birimi üzerine bir hız sınırı koymadı. Tüm otobanı kapattı. Belki de Çinli yetkililer ICO’ları, onları nasıl düzenleyeceklerini bulana kadar yasaklamıştır. Yatırımcılara 20 milyon dolar geri vermek zorunda kalan girişimci Lu, durumun böyle olmasını umuyor. ICO’ların, kullanıcıların şirketin hissedarları olduğu ve bunun da arkadaşlarını davet etmek için teşvik edici olduğu yeni bir iş modeli sunduğunu belirtiyor. Lu, sanal para birimi borsalarının yeniden açılacağına ancak hükümet tarafından yürütüleceğine inanıyor. Çin’in dış dünyadan, özellikle de ABD’den düzenleme ipuçları alacağını söylüyor. SEC geçtiğimiz günlerde, ICO’lara karşı daha katı bir duruş sergileyeceğini, belki de girişimlerin komisyona kaydolmasını ve yatırımcılara kapsamlı bilgi vermesini isteyeceklerinin işaretini verdi. Şimdilik Lu, Şangay’dan Bihu.com’da özel yatırımla sermaye artırımı üzerinde çalışmaya devam edecek. Lu, “Biz inanıyoruz” diyor ve ekliyor “Çin pazarının sonunda açılacağını düşünüyoruz. Kripto para gerçek bir şey olacaksa Çin tren kaçırmak istemeyecektir.” 

MADENCİ TEHDİDİ

Bitcoin ülkede fazla popüler olmadan önce Çin yetkilileri bu teknolojiyi dikkatli bir şekilde kabul ediyordu. Mayıs 2013’te devlet tarafından işletilen CCTV, kısa bir belgesel bile yayınladı. Aynı ayda, Zennon Kapron 2014 tarihli ‘Bitcoin Sabırsızlığı: Bitcoin’in Çin’deki Geçmişi, Bugünü ve Geleceği’ ismindeki kitabında, Çin’deki bilgisayarların insanların özel şifreleme anahtarlarını tutan ve yöneten yazılım olan bitcoin cüzdanlarını dünyanın geri kalanının toplamından çok daha fazla indirdiğini yazdı. Birçok Çinlinin neden bitcoin’i seveceğini anlamak kolay. Kapron, Çin’in aşırı kontrolcü finansal ortamında, bu para birimine ilişkin spekülasyon yapmanın perakende yatırımcıları için az sayıdaki yatırım seçeneklerinden birini temsil ettiğini gözlemliyor. 2013’e gelindiğinde Şangay borsası yıllardır düşük bir performans sergiler haldeydi. Gayrimenkul fiyatları pek çok sıradan insan için çok yüksekti, ancak bir bitcoin’in bir kısmını bir dolar gibi bir fiyata alabilirdiniz. 2013 yılının ortalarına kadar, Çin borsaları her gün 35 milyon dolardan fazla bitcoin işlemi yapıyordu. Spekülatif hareketlilik kontrolden çıkmakla tehdit ediyordu. Pekin de ayrıca, yuanın ülkeden çıkmasından endişe duyuyordu. Çin, kişi başı yılda 50 bin dolarlık yuan çıkışına izin veriyor. Çok sayıda insanın bitcoin’i Çin’in sermaye kontrollerinden kaçmak için kullandığı belli değilse de potansiyel vardı. Çin’deki insanlar yuan üzerinden bitcoin alıp, bunları Amerikan borsasında satarak toplamı dolar üzerinden geri çekebiliyordu. 2013 yılının sonlarında Çinli yetkililer, finansal hizmetler şirketlerini bitcoin değişimleriyle uğraşmaktan alıkoyarak geri döndüler. İnsanlar, Çin borsalarında doğrudan bitcoin alabilmek için banka hesaplarından yuan çekemiyordu. Çinlilerin bu engeli nasıl atlatacaklarını anlamaları uzun sürmedi. Borsada doğrudan banka hesaplarından ödeme yapmak yerine, borsalarda işlem gören fişler almak için nakit kullandılar. Alternatif olarak, satın alanlar borsada çalışan birinin kişisel banka hesabına para gönderebiliyordu. Son kısıtlamalar daha gaddarca, kripto para borsaları şimdi kapanmış durumda. Fakat bir kez daha, geçici çözümler ortaya çıktı. Bazı insanlar çevrimiçi ve çevrimdışı uçtan uca ticarete yöneldi. İnsanlar ayrıca, Çin’de engellenen, ancak Büyük Güvenlik Duvarı’nı aşan sanal özel ağlar (VPN’ler) tarafından erişilebilen şifrelenmiş mesajlaşma uygulaması Telegram üzerinden dijital para birimi alabiliyor ve satabiliyorlar. Zaten paraları olan insanlar sadece çevrimiçi hale gelerek yurt dışında kurulu bir borsayla ticaret yapabilir. Çin’in aşırı popüler ama yoğun olarak izlenen mesajlaşma uygulaması WeChat’te bile bazı işlemler yapıldığı oldu. Sonuçta, Çin bitcoin’in kendisini yasaklamadı, ayrıca uçtan uca ticareti de açıkça yasaklamadı. En önemlisi de Çin, insanların madeni paralar karşılığında zor matematiksel problemleri çözmek için bilgisayarlarını yarıştırmalarına neden olan bitcoin madenciliğini yasaklamadı. Eylül ayı itibarıyla bitcoin’lerin üçte ikiden fazlası Çin’de üretildi. Çin’de bir şey açıkça yasak değilse, o zaman tam yol ileridir. 

DENETİMDEN KURTULMAK 

Açık olan bir şey var ki o da Çin’in yeni gelenlerin bitcoin pazarına girmesini daha da zorlaştırması. Ancak belki de bu o kadar da kötü bir şey değildir. En azından, girişimlerin ICO’larını destekleyip onlar için para toplayabildiği çevrimiçi bir platform olan ICOage’ı kuran Şangay merkezli kripto para uzmanı James Gong öyle olduğunu ileri sürüyor. Geçtiğimiz ocak ayında başlatılan ICOage, eylül ayında kapatıldı. Gong, platformundaki girişimlerin çoğunun Çinli olmadığını ve deniz aşırı projelerin genellikle Çinli projelerden daha yüksek kalitede olduğunu söylüyor. Gong, “Blok zincirini veya dijital para birimini anlamayan insanlar bu pazara katılmamalı” diyor. Şu anda bile kripto para ticareti yapmak isteyen Çinlilerin bir yol bulması muhtemel. Çin ticaret yapmayı zorlaştırıyor ancak imkansız hale getirmiyor. Pekin, interneti sansürlemek için benzer bir stratejiden yararlanıyor. Güvenlik duvarını geçmek için bir VPN kullanmak mümkün ancak birçok insana göre bu çok zahmetli veya sıkıntılı. Ayrıca WeChat gibi yerli platformlardan da memnunlar. Ancak Çin kendi dijital para birimini kullanıma soksa bile, insanlar bitcoin’i kullanmak için her yolu denemeye istekli olabilir. Global bitcoin borsası OKCoin’in eski genel başkan yardımcısı ve şimdi Hangzhou merkezli blockchain girişimi 8btc’nin icra kurulu başkanı Duan Xin-Xing, “Bitcoin sayesinde, insanlar denetimden kurtulmaya daha fazla motive olacak” diyor ve ekliyor: “İnternet bir bilgi ağı; bitcoin ise bir para ağı. Gerçek değeri var.” Çin yetkili makamları açık şekilde blok zincirini geleceğin teknolojisi olarak görüyor. Blok zincirinin geliştirilmesi Komünist Parti’nin 13. beş yıllık planının bir parçası oldu bile. Bu teknoloji, ödemeler ve çeşitli diğer işlem türleri için müdahaleye karşı korumalı, aracısız bir defter sağlıyor. MIT Media Lab’in Dijital Para Birimi Girişimi’nden Michael Casey, Çin’in blok zincirinin özellikle ticarette bölgesel çıkarlarını geliştirmek için yararlı bir araç olarak gördüğünü savunuyor. 

KIŞ BİTTİĞİNDE

Çin’in sıkı önlemleri, hiçbir ülkenin bitcoin’i durduramayacağını gösteriyor. Merkezi olmayan ağın güzelliği işte bu: Bir ülke çekilirse diğerleri boşluğunu dolduruyor. Çin’in yasağı bitcoin’i durduramadığı gibi, bir bitcoin’in fiyatı da tekrar fırladı ve rekor seviyelere ulaşmaya devam etti. Hatta Çin’in düzenlemeleri, fiyatın yükselmesine katkıda bulunmuş bile olabilir. Kripto para cüzdanlarını saklama hizmeti olan NBL’nin CEO’su Yan Chen, “Çin bitcoin’i düzenlemeye başladığında, Çin’in bu para birimini çok ciddiye aldığı mesajını gönderdi” diyerek ekliyor: “Piyasa, bitcoin’in hükümetlerin korktuğu bir şey olduğunu görüyor, yani gerçekten güçlü olmalı.” NEO’dan Da, Çin’in kripto topluluğunun kısa vadede küçüleceğini ve bir süre için “kış” olacağını düşünüyor. Ancak genel görünümü parlak görüyor. Da, Çin’in sermaye denetimlerinin sonsuza kadar sürmeyeceğine ve bu denetimlerin kaldırılmasının Çin hükümetinin bitcoin’e karşı ihtiyatlı olma nedenlerinden birini eksilteceğini düşünüyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz