Büyü, amaçlı bir şey yaptığınızda ortaya çıkar. Gerçekten gurur duyduğunuz, üstün bir performans ortaya koyduğunuzda hissettiğinizdir.
“Büyü, şu an yapmakta olduğumuz şeyle ilgili içimizden başlayıp dışımıza yayılan olumlu bir ruhtur. Büyümüz, yaptığımız işle ilgili olumlu duygular içimizden çıkıp diğerlerine de malum olduğunda görünür hale gelir.”
Marshall Goldsmith
Harika bir büyüye sahip olabilmek için bir araya getirmeniz gereken 4 unsur şunlardır: 1. Kişisel kimliğiniz ve şahsi imajınız 2. Yakın başarılarınızın etkisi 3. Diğerleri nezdindeki namınız 4. Hissettiğiniz kabullenme düzeyi
Bu unsurların birbirleriyle ilişkisini anlayıp değerlendirdiğinizde hem kişisel hem de mesleki olarak kendi büyünüzü oluşturup sürdürebileceğiniz istikrarlı bir duruma geçebilirsiniz.
Ne kadar büyüye sahip olursanız hayatınızın her yönünde o kadar fazla kişisel anlam ve mutluluk bulursunuz. Gerçekten başarılı insanlar zamanlarının çoğunu büyülerini azaltmak yerine güçlendiren etkinliklerle geçirir. Bu nedenle bilinçli olarak büyünüzü artıracak yollar bularak kendinizi gelecekte daha başarılı olma konusunda konumlayabilirsiniz.
“Amacım işimde her gün sıkça sorulan bir soruyu kapsamlı biçimde cevaplandırmak: Başarılı insanları diğerlerinden farklı kılan tek bir nitelik nedir: Kısa cevabım hep aynıdır: Gerçekten başarılı insanlar, zamanlarının çoğunu kendilerine anında mutluluk ve anlam sunan etkinliklerle geçirir. Gerçekten başarılı insanların büyüsü vardır. Sonra da şunu eklerim: Mutluluk ve anlamı kendisi için tanımlayabileceğiniz tek insan sizsiniz! Bütün mesele bundan ibarettir.”
Marshall Goldsmith
İnsanlar, “büyü” terimini farklı şekillerde açıklar. Konuşmacılar, dinleyicilerin her sözlerini alkışladığında ve anlattıkları her şeyle hemfikir olduğunda büyüyü hissettiklerini söyler. Sporcular, sahada olduklarında ve sıra dışı performans sergilediklerinde büyüyü hisseder. Başkaları büyüye dinsel bir gözle bakar. Genel olarak büyü, yaptığınız şeyi sevmek ve bunu göstermektir.
Büyük bir büyüye sahip olmak için 4 unsur gereklidir: 1. Kimlik: Kim olduğunuzu, ne istediğinizi ve sahip olduğunuz değerleri bilmelisiniz. Bu şunun cevabıdır: “Kim olduğunuzu düşünüyorsunuz?” 2. Beceri: Yapmakla gurur duyduğunuz şeyler olmalıdır. Birisi, “Son zamanlarda ne yapıyorsun” diye sorduğunda anlatacak çok şeyiniz olmalıdır. 3. Nam: Başkalarının sahip olduğu ve sizi değerlendirdiği skor tabelası. Bu da şunun cevabıdır: “Başkaları sizin hakkınızda ne düşünüyor?” 4. Kabullenme: Neyi değiştirebileceğinize ve neyin de kontrolünüzün dışında olduğuna dair bir duygu.~
Büyü sahibi insanlar, bir durumun arkasındaki gerçekleri anlar, ne olduğunu kabul eder ve buna göre o durumla uğraşır. Şu soruya cevap verebilirler: “Neye boş verebilirsiniz?”
Büyüyü daha iyi anlamanın bir yolu da ne zaman ona sahip olduğunuzu ve ne zaman olmadığınızı kıyaslamaktır. Eğer büyü olumlu bir ruh halini içeriyorsa aşırı olumsuz bir ruh haliyle büyü hayal olur. Bu genellikle insanlar işlerinde sıkıldığında, yorulduklarında, kariyer yollarıyla ilgili hayal kırıklığına uğradıklarında ortaya çıkar.
Büyü ile hayal arasındaki zıtlıklar şöyledir:
Mesele büyü olduğunda şuna benzer bir “Büyü Paradoksu” söz konusudur: “Hayata karşı varsayılan tepkimiz mutluluğu tecrübe etmemektir. Anlamı tecrübe etmemektir. Ataleti tecrübe etmektir.”
Çoğu zaman alışıldık tepkimiz, halen yapmakta olduğumuz şeyi sürdürmektir. Atalet, yakın gelecekte sahip olacağınız büyünün güçlü bir göstergesidir. Ataletin pençesinden kurtulmak için gün boyunca sormanız gereken iki soru vardır: 1. Şu anda yapmakta olduğumuz şeyden ne kadar uzun vadeli fayda ya da anlam ediniyorum? 2. Mevcut faaliyetim bana ne kadar kısa vadeli tatmin ya da mutluluk sağlıyor?
Bu soruları düzenli olarak sorarak hem işte hem evde verdiğiniz cevapları kaydedip izleyerek büyünüzü nasıl azami kılacağınızı öğrenebilirsiniz.
Yaptığınız iş kendi başına ne kadar büyü sahibi olacağınızı belirlemez. Büyü iki temel şekilde gelir:
Peki, ne kadar büyüye sahip olduğunuzu nasıl ölçeceksiniz? Belirli bir etkinliğe kattığınız nitelikler (mesleki büyünüz) ve belirli bir etkinlikten elde ettiğiniz faydaları (kişisel büyünüz) ölçmek için basit bir test vardır. Bunları 1’den (en düşükten) 10’a (en yüksek) kadar puanlayabilerek izleyebilirsiniz, yani bu sorulara verilecek cevaplar en mükemmel olarak 100 puanlık bir büyüyü gösterir:
Kişisel kimlik duygunuzu birlikte oluşturan 4 bileşen vardır: 1. Hatırlanan kimliğiniz: Geçmişte yaptığınız ve tecrübe ettiğiniz şeylerin bir sonucu olarak ortaya çıkan öz imajınız. 2. Yansıtılan kimliğiniz: Diğer insanların hatırladığı ve sizi anlatmak için kullandığı geçmişteki olaylar. 3. Programlanmış kimliğiniz: Başkalarının mesleğinizle ilgili sizden bekledikleri tavır, içinde bulunduğunuz şirkette sizi yetiştiren kültür. 4. Yaratılmış kimliğiniz: Yaptığınız seçimler ve aldığınız kararlarla kendi yarattığınız kimliğiniz.
Büyü, henüz dış dünyaya yayılmadan sizin içinizden kaynaklanan olumlu bir ruh olduğu için kendinizi bugün nasıl gördüğünüze ve gelecekte neye benzeyebileceğinize bakmanız anlamlı olacaktır. Mevcut kimliğinizin iyi olduğu bir durumdaysanız, gelecekteki daha iyi versiyonunuz için büyü üretebilirsiniz. Benzer biçimde, kişisel kimliğinizde bazı yenilikler yapmak istiyorsanız, değişebileceğiniz gerçeğine açık olmalısınız. Geçmiş ilhamınıza dayanan ama onu aşan yeni ve daha güçlü bir kimlik yaratabilirsiniz ve yaratmalısınız.
“Büyünüzü oluşturmadan ya da geri kazanmadan önce neye benzediğini ve ona ulaşmak için ne gerektiğini hayal etmelisiniz. Bunu yazarsanız, bunlar kriterleriniz haline gelir. Bu başlamak için iyi bir noktadır.”
Marshall Goldsmith
“Başarı” terimini açıklamanın sonsuz yolu vardır. Eğer büyü sahibi olmak istiyorsanız, kılavuzsuz olamazsınız. Sizin için gerçekten önemli olan şeylere dayanan amaçları başarmak için bir hedef koymalısınız.
Kendi kriterlerinizi koymak ve buna karşı kendinizi sorumlu kılmak sizi kesin olmaya zorlar. ~
“Bir gün zengin olacağım” belirsizliği ile “Gelecek yıl ekim sonunda kendi evimin sahibi olacağım ve kiralık bir emlağa da yatırım yapacağım” arasındaki fark budur. Kriterler oluşturduğunuzda ilerlemenizi ölçebilirsiniz. Kriter eksikliği gerçekten düşük bir büyü seviyesine yol açar. Bu yolla birleştirerek bir kod haline getireceğiniz bir başarı tanımınız yoksa üst düzey bir büyü konumuna ancak şans eseri geçebilirsiniz. Fazlasıyla büyü sahibi insanlar, işleri şansa bırakmamış olanlardır. Hangi koşulların anlam ve mutluluk bulma şanslarını artıracağına dair iyi ve açık bir fikirleri vardır. Hatta hangi şirketlerde çalışmalarının kendilerine fayda sağlayacağına dair listeleri vardır.
Günün ne kadarlık bölümünü büyünüzü geliştirmek için harcadığınızı değerlendirin. Hepimizin içinde faaliyet gösterebileceği gerçekten 5 mod vardır: 1. Hayatta kalmak: Ne kısa vadeli tatmin ne de uzun vadeli fayda sağlayan, sadece zorunlu etkinliklerle uğraşırız. 2. Fedakarlık etmek: Kısa vadeli tatmini az ama kesin uzun vadeli faydalar sağlayan etkinlikler. Örnek, günde bir saati spor salonunda geçirmek. 3. Uyarıcı: Yüksek kısa vadeli tatmin ama düşük uzun vadeli fayda sağlayan etkinlikler. Örnek, TV, film izlemek ve diğer eğlence araçları. 4. Süren: Ölçülü uzun vadeli faydalara yol açan ölçülü kısa vadeli tatmin sağlayan etkinlikler. Örnek, verilmiş bir işi tamamlamak. 5. Başarmak: Yüksek kısa vadeli tatmin ve uzun vadeli fayda sağlayan etkinlikler. Örnek, çocuklarınızla kaliteli zaman harcamak veya tutku duyduğunuz yaratıcı bir iş yapmak.
İnsanlar, amaçlarından vazgeçtiğinde bunun en az bir ya da daha fazla nedeni, aşağıdaki 5 ortak maddeden kaynaklanır:
Umulduğundan daha uzun sürer.
Umulduğundan daha zor hale gelir. Yapılacak bir sürü başka şey vardır.
Gerçek ödül umulandan farklıdır.
Zaferi çok erken ilan eder ve eski alışkanlıklarımıza döneriz.
Bir şeyi sonsuza kadar yapmak zordur.
Böylece çok sık olarak, yenilgiyi kabul eder ve gelecekte belirsiz bir zamanda daha iyi olacağımızı düşünürüz. Büyünüzü oluşturmak için işe karışan tüm olumsuz güçlere rağmen iyimserliğinizi sürdürmeyi öğrenin.
“İyimserlik, sadece bir zihniyet değildir; yaptığımız her şeye yön veren bir davranış biçimidir. Bulaşıcıdır. Odadaki iyimser diğerlerinden daha fazla etki gücüne sahiptir. Kesinlikle kötümserlikten daha çekicidir.”
Marshall Goldsmith
İyimser olmak gerçekçiliği terk etmek anlamına gelmez. Aslında durum tersidir. Psikologlar bir “iyimserlik eğilimi”nden söz eder. Pratikte bu, insanların çoğu durumda iyi olasılıklara vurgu yapması anlamına gelir.
Eğer iyimserliğinizi olumlu duygularınızı diğerlerine ileterek bulaşıcı hale getirebilirseniz, diğerleri dökülürken ayakta kalma şansı elde edersiniz. Bunu yapabilirseniz büyünüzü inanılmaz artırırsınız. Diğerleri için başvurulacak insan ve izlenecek bir lider haline gelirsiniz.~
“Toplamanın kendimizi ödüllendirmenin alışıldık yöntemi olduğu dünyamızda (daha fazla para, daha fazla eğlence, daha fazla arkadaş, daha fazla üretkenlik) çıkarmanın en bariz başarı stratejisi ya da ulaşmak isteyeceğim ilk araç olmadığı ortadadır. Ama dünyamızı hayal edemeyeceğim yollarla yeniden şekillendirebilir.”
Marshall Goldsmith
Oakland Raiders futbol takımının koçu John Madden, 42 yaşında
televizyon yayını kulübesine çekilmeye karar verdiğinde çok açık bir sorun vardı. Madden, klostrofobikti, bu nedenle de uçağa binemiyordu. Her hafta aşırı seyahat gerektiren bir işi yapabilmek için en hızlı ve etkili ulaşım yolunu bulması gerekiyordu. Madden, bir otobüs satın aldı (daha sonra daha lüks modelleri “MaddenCruiser” olarak tanındı) ve her hafta North Carolina’daki evinden diğer kulüplerin bulunduğu şehirlere yolculuk yapmaya başladı. Bazen bu yolculuklar üç gün sürebiliyordu, Madden böylece maç filmleri izlemeye, takım stratejileri çalışmaya ve oyuncuların eğilimlerini incelemeye başladı. Sonuç olarak Madden’ın maç yorumları efsane haline geldi ve bu oyunla ilgili en zeki sunucu olarak kabul edildi. Nihayet, dünyanın en çok kazanan spor sunucusu haline geldi.
Başarılar iki farklı şekilde ortaya çıkar: 1. Başkalarının bizim yapabildiklerimizin farkında olmasını ve bizi takdir etmesini sağlayan durumlar. 2. Sadece kendimizin farkında olduğu ama bize kendimizi iyi hissettiren başarılar.
Eğer inanılmaz talihliyseniz bu ikisi bir arada olur ve hayatınızı tutku duyduğunuz bir şey yaparak sürdürürsünüz. Ama insanların çoğunluğu tarafındansanız işler o kadar yolunda gitmeyecektir. Başkalarının değer verdiği ve size iyi bir ücret ödediği ama size tatmin duygusu vermeyen bir şey yapmaya zorlanabilirsiniz. Ya da çok becerikli biri olduğunuz halde yapmakta olduğunuz işte sıkışıp kaldığınızı hissedebilirsiniz. Eğer yaptığınızla değer verdiğiniz arasında bir bağlantısızlık varsa kendinize karşı dürüst olun. Gerçek motivasyonlarınızın ne olduğu konusunda huzurlu olursanız büyünüz artacaktır. Eğer dünyanın ne dediği önemliyse yabancı izleyiciler için performansınızı güçlendirmeye odaklanın. Farklı bir şey yapmaya çalışıyorsanız, kimsenin söylediğini umursamamaya hazırlıklı olun.
Büyüyü yeniden oluşturma ya da en baştan başlayıp gelecek için derin bir büyü kuyusu oluşturma düşüncesi ilk bakışta göz korkutucu gelebilir. Bu felç durumunu aşmak için bu işi kocaman bir yudumda değil, azar azar yapabileceğinizi unutmayın. Gurur duyacağınız küçük bir şey başarın, sonra bir diğerini karışıma ekleyin. Kesin bir kalıbı olan bir başarı yolu izlemek istersiniz. Birkaç başarıyı birbirine bağlamak böylece de çabanın ve başarıların sürekli olmasını sağlamak istersiniz. Haftadan haftaya bir bir koyacağınız tuğlalarla bir başarı kalıbı oluşturmak için sıkı çalışın.
Bazı öneriler:
Kendinizin önüne geçmeyin, bugünkü işi başarın ve geleceği kendisine bırakın. Beş yıl sonra ne olacağını şimdiden kestirmeye çalışmak yerine burada ve şimdi bir şeyler başarın.
Hızlı hareket edin, aciliyet duygusu yüzünden hata yapmaktan korkmayın. İyi bir şey yapar yapmaz arkasını bırakmayın; iyi bir şey daha yapmaya çalışın. İnsanlar, bir yerlere gidebilen insanlara dikkat eder.
“Evet” dediğinizin iki katı “Hayır” demek zorunda kalacağınızı unutmayın, yan yola düşmek konusunda acımasız olun. Büyünüze cazip gelmeyen projelere katılmayın.~
“Reklamınızı yapmaya” istekli olun, namınızı oluşturmak ve büyünüzü genişletmek için biraz kendi reklamınızı yapın.
“Neyi başarmak istiyorsunuz ve nasıl başarmak istiyorsunuz?” Bu sorunun cevabını bildiğinizde, misyonunuzla ilgili açık bir görüşe sahip olacaksınız ve artık hangi davranışların üretken olacağını, hangilerinin olmayacağını biliyor olacaksınız. Misyonunuzu bu şekilde tanımladıktan sonra seçici olmak yerine istikrarlı olarak buna göre davranın. Herkesin sizi izlediği üst düzey bir konumda dediğinizi yapmak kolaydır, ama mesele bunu özel anlarda yaparak kendi tutarlılığınızı oluşturmaktır.
6 büyü katili konusunda dikkatli olun: 1. Tamamlanması gerçekçi görünmeyen bir göreve aşırı adanmak. Büyünüzü güçlendirmek için başkalarına kısa vadeli mutluluk verebilecek ama size uzun vadede sorun yaratacak projelere hayır deyin. 2. Gerçeklerle uğraşmak yerine onların kendiliğinden değişmesini ummak ve beklemek. Eğer işlerin gelecekte değişmeyeceğine göre hazırlıklı olursanız büyünüz artacaktır. 3. Başkalarının duygusal ve mantıksız davranmak yerine sakin ve mantıklı davranacağını beklemek. Haklı olduğunuzu kanıtlamaya çalışmaktan ziyade olumlu bir fark yaratmaya odaklanın. 4. Patronunuzu diğer insanlara şikayet etmek. Bu aptallıktır. Eğer patronunuzla bir sorununuz varsa bunu onunla konuşun. Yapamıyorsanız, işi bırakın. Bir şekilde ayrılamıyorsanız, sorunu kabullenin. 5. Batık masraflar ortaya çıktığı için değişmeyi reddetmek. Oyundaki herkesin batık maliyetleri olduğunu unutmayın. O durumda işe yarayacak olan kaybettiğinizi geri alabilmek için ne yapmanız gerektiğine dair karar almaktır. Uzun vadeli bakışı aklınızdan çıkarmayın. 6. Profesyonel modda mı (her yorum önemlidir) yoksa gevşek modda mı (gardınız düşüktür) olduğunuzu karıştırmak. İstikrarlı olun ve işte olduğunuz zaman profesyonel moddan çıkmamak için disiplin geliştirin. Yüzde 100 istikrarlı olun.
Büyünüzü oluşturmanın iyi bir yolu da aykırı davranmaktır, kimsenin yarışmadığı “açık denizi” bulmak. Tek oyunculu bir alanda hit olabilirseniz, diğer pazarlarda da ciddi şöhret edinme şansı yakalayabilirsiniz.
“İnsan kaynakları profesyonelleri arasında herhangi bir orijinal fikrimle tanınıyorsam, o da uyarlanmış 360 derece feedback’i geliştirmiş olmamdır. 1980’lerde işe başladığımda 360 derece feedback, kurumsal dünyada zaten biliniyordu. Ama şirketlerin birbirine benzemediğini fark ettim. O halde 360 programı niye türdeş olsundu? Feedback soruları bir kuruluşun spesifik ihtiyaçlarına uyarlansa ne olurdu? İnanılmaz biçimde, kimse bu soruyu sormuyordu. Ben bunu yaptım. Yeni bir pazar yaratmadım; mevcut bir pazara ‘yeni ve geliştirilmiş’ bir ürün sundum. Bu, uzun bir süre benim olabilecek, güvenli bir nişti. Başarılı insanlar kendilerini farklılaştırma etkisini inkar etmez; onu bağırlarına basar.”
Marshall Goldsmith
Tüm gereken, halen işe yarayan bir şeyi farklı bağlamda ele alıp kendi küçük dokunuşlarınızı eklemektir. Değişiklikler yapmakta olduğunuz şeyde, nasıl yaptığınızda, hatta nasıl iletişim kurduğunuzda yatıyor olabilir.
Zeki mi ya da üretken mi olmak istersiniz?
Mutlak biçimde iyi ve seçkin bir ürün mü geliştirmek istersiniz, yoksa kitlesel pazarda satacak pratik ürüne mi sahip olmak istersiniz?~
Genel olarak konuşulursa şöhretiniz ve büyünüz, zamanın çoğunda verimli şeyler yaptığınızda artacaktır. Bunun nedeni, kendi hakkınızdaki duygularınızın insanların hakkınızda ne düşündüklerinin bir yansıması olmasıdır. Nam, bir dizi devam eden eylem tarafından oluşturulur. Bazen de bir seferlik bir olay namınızı oluşturabilir. Meslektaşlar arasında nasıl bir namınız olduğunu anlamak için çaba harcayın ve buna göre bir şeyler yapın. Eğer namınızı cilalar ve güçlendirirseniz, büyünüzü de artırırsınız.
Karşılaşılacak en zor kararlardan birisi, “Mevcut işimde kalmalı mıyım, başka bir yere mi gitmeliyim?” Buna karar verebilmek için mesleki ve kişisel büyüyü farklılaştırmalısınız. Farklılıklar şunlardır:
İşinizden ayrılmayı düşünüyorsanız, sizi rahatsız eden eksikliğin nerede olduğunu anlamaya çalışın. Eğer peşinde olduğunu mesleki büyüyü yaratamıyorsanız, işinizi değiştirmeniz ve başka yerlere bakmanız gerekmektedir. Eğer mesleki büyünüz iyi ama kişisel büyünüz düşükse, o halde ortaya koyduğunuz şeyi değiştirmeniz gerekiyor demektir. Bu ikinci senaryoda, mevcut konumunuzu korursunuz ama kendinizi değiştirirsiniz.
Kişisel ölçü, gerçekleşen bir durumu değerlendirmede kullandığımız bir dizi veriyi içerir. Şirketler iş modelinin performansını ölçmek için nakit akışı, pazar payı, gelir büyümesi, yatırımın geri dönüşü gibi ölçü bilimini kullanır. Kişisel ölçüler basittir, ama bir şekilde daha sıkıcı ve belirsizdir. Eğer kalbinizde bir şeylerin kötü gideceğine dair bir duygu uyanırsa, özel bir ölçüm sistemi oluşturun ve bir süre bunu izleyin. Eğilimin ne tarafa doğru olduğuna bakın ve buna uygun davranın.
“Kişisel ölçümümüzün gerçek güzelliği, önleyebileceğimiz bir sıkıntıyı ortaya koymasıdır ama kıstaslarımız aynı zamanda bize güzel bir konuya giriş portalı da sağlayabilir. Elimizde sayılar olduğunda herhangi bir konuyu ele alabiliriz. Bazen bize zor bir sorunla uğraşma gücü verirler.”
Marshall Goldsmith
Zamanınızın yüzde kaçını neye harcıyorsunuz: (a) Ne kadar zeki olduklarını anlatan diğer insanları dinlemeye mi (b) Bir başkasının ne kadar aptal, kötü ya da beceriksiz olduğunu anlatan insanları dinlemeye mi?
Bazı insanlar zamanlarının sadece yüzde 5-10’unu bu tür konuşmalara ayırdığını hesaplar. Bazıları da yüzde 65’ini. Oran ne olursa olsun bu kişisel verimlilikte muazzam bir gedik açar. Kendileri ya da başkaları hakkında konuşan insanları dinlemek tamamen verimsiz bir iştir.
Sizin oranınız ne olursa olsun bunu indirmek için sıkı çaba gösterin, verimli olmak için daha fazla zamanınız olacaktır. Birisi kendi dertlerini üstünüze boşaltmak isterse reddedin. Sadece bu yaklaşım bile büyünüzü güçlendirecektir.
Büyünüze zarar vermeden asla kazanamayacağınız 4 tip tartışmaya dikkat edin: 1. Birisi, “Bırak konuşmaya devam edeyim” deyip zil çaldıktan ve herkes kendi işine döndükten sonra hala konuşmaya devam ettiğinde. 2. Birisi, “Ben senden çok sıkıntı çektim” dediğinde. 3. Birisi birisine, “Bunu niye yaptın” diye sorduğunda. 4. Bir konuşma, “Bu hiç adil değil” diye başladığında.~
“Tartışmak, müttefik olabilecek insanları gereksiz yere düşman yaparak büyünüzü riske atabilir. Klasik tartışma tuzaklarını bilerek hangi kavgalara gireceğimize ve hangilerinden kaçınacağımıza daha rahat karar verebiliriz.”
Marshall Goldsmith
Siz de çoğunluktan biriyseniz, şunlar olduğunda mutlu olacağınızı ve hayatın daha iyi olacağını düşünürsünüz: • Banka hesabınızda yatan 1 milyon dolarınız varken. • 5 kilo verdiğinizde. • Çocuklarınız üniversiteyi bitirip çalışmaya başladığında. • Ev taksidiniz bittiğinde.
Listeye ilaveler yapılabilir ya da kişisel tercihlere göre düzenlenebilir ama esas nokta insanların belirli bir amaca ulaştıklarında kendilerini mutlu hissedeceklerini düşünmeleridir.
Sorun, bunun bir yanılsama olmasıdır. Bir amaca ulaştığınızda, başka meydan okumalarla karşılaşırsınız.
Örneğin:
Bankada 1 milyonunuz varken 1 milyon daha eklemek için karşı konulmaz bir arzu duyarsınız.
Çocuklar mezun olup kendi kariyerlerine başladığında, yetiştirmeniz gereken ve sizinkiler kadar talepkar olan bir akraba çocuğu söz konusu olabilir.
5 kilo vermek bir meydan okumadır ama yeni kiloyu muhafaza etmek daha büyük bir meydan okumadır.
Büyünüzü artırmak için geleceğe gözünüzü dikmekten vazgeçin ve şu an yaşamakta olduğunuz hayatın tadını çıkarın. Geçmişi dert etmek ya da gelecekten endişe etmek yerine şu an bulunduğunuz yerde mutlu olun.
Gelişmeleri olduğu gibi kabul etmek sizi özgür kılacaktır. Kabul eylemi size gerçekten önemli olanın ne olduğunu hatırlatacaktır. Kontrolünüzde olanı değiştirin ve gerisini boş verin. Büyünüz artacaktır.
Yaptığınız işte çok iyiyseniz, muhtemelen nerede özelleşeceğinizi yöneticinizden daha iyi biliyorsunuzdur. Sizin gibi iyi performans gösteren birisinin üstüne hesap vermesini acı verici bulabilirsiniz. Hatta yöneticinizin finans kökenli olduğu için mevcut işine getirildiğini düşünebilirsiniz.
Bunlar aptalca düşüncelerdir. Müşterilerinize yaptığınız satışın yanı sıra patronunuza da sürekli satış yapıyor olmalısınız. Patronunuza en iyi müşterinize davrandığınız gibi davranın.
“Dünyadaki her karar o kararı alma gücü olan tarafından alınır. Eğer o karar alıcıyı etkileyebilirseniz bir fark yaratabilirsiniz. Etkileyemezseniz yaratamazsınız. Bununla barışın. Daha iyi bir hayatınız olacaktır!”
Marshall Goldsmith
Bir durumu anlama yeteneğinizi geliştirmenin en iyi yollarından birisi, o durumu adlandırmaktır. Bir şeye ad verirseniz, onu örgütleyebilirsiniz. Ondan sonra gelecekte tekrar ortaya çıktığında kontrolü ele alabilirsiniz. Çünkü zaten ne olduğunu bilirsiniz.
Buna uygun olarak işle ilgili anlaşmalarınızda sıkça karşılaştığınız bir olguyu adlandırırsanız, sadece kavrayışınızı güçlendirmekle kalmaz, bir şey yapmak için konum alırsınız. Bir durumu adlandırma şekliniz onu çerçevelendirir ve sistematik ve bu nedenle de anlaşılabilir bir konuya indirger.~
“Adlandırma bir durumun tarafımızdan özel olarak anlaşılmasını sağlar. Şeylere verdiğimiz adları paylaşabiliriz ve böylece diğerleri için de kara bulutları engelleme potansiyeline sahip olurlar. Bir anlamda, adlandırma ortak nefes aldığımız alan gibidir. Bu özellikle tıp, hukuk, finans ve spor alanlarında doğrudur; bunların hepsi kendi jargonlarına sahiptir. Jargonun görevi de aynıdır: Bir durumu yeni bir ışık altında çerçevelendirmek, böylece anlamamızı ve onunla uğraşmamızı sağlamak.”
Marshall Goldsmith
Hayatınızda sizin için çok iyi şeyler yapmış ve hatalarını görmezden gelebileceğiniz bazı insanlar vardır. Örneğin size bazı önemli müşterileri yönlendirmiş ama randevularına sadık olmayan bir arkadaşınız olabilir. O insana hayat boyu geçiş hakkı verebilirsiniz ve vermelisiniz.
“Şimdi size soruyorum: Kaç arkadaşınız size hayat boyu geçiş hakkı verdi? Daha derin bir soru: Rakamın çok yüksek ya da çok düşük olduğunu mu düşünüyorsunuz? Benim önsezim, çoğu insan için, rakamımızın daha yüksek olması gerektiğidir.”
Marshall Goldsmith
Sürekli sormalısınız: “Bu insan hayatımda olduğu için daha mı iyiyim?” Eğer öyleyseniz, o insana hayat boyu geçiş hakkı verin. Büyük bir büyüyü sürdürmek için size hayatınızda yardımı olmuş insanların listesini yapın ve bunlara hayat boyu geçiş hakkı verin. Biraz da şansla onlar da size bu hakkı verecektir. Bu hiç de yabana atılacak bir şey değildir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?