Büyük her zaman daha iyi değildir

Bilimsel araştırmayla birlikte gerçek hayat öykülerini birleştirerek kuruluşunuzun nasıl ilerleyiceğini göstermektedir.

1.07.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Büyük her zaman daha iyi değildir
NEREYE BAKACAKLARINI BİLİRLER
Müşteri merkezli düşünmek kolayca gelen bir şey değildir, General Electric’in eski CEO’su Jack Welch gibi iş dünyasının bazı süper starları için bile. Welch’in kitabı Kazanmak, kendisinin temel iş ilkelerini açıklıyor ve bir kazanma stratejisine kılavuzluk edecek 5 temel soruyu ortaya koyuyor:
1.    Oyun alanı şu anda nasıl görünmektedir?
2.    Rekabet ne duruma gelmiştir?
3.    Siz ne durumdasınız?
4.    Yolun köşesinde sizi ne bekliyor?
5.    Kazandırıcı hamleniz nedir?
Welch için büyüme, çevresini etkileyen bir “oyuncu”dur, bu da Kazanmak’ın her sayfasında en az neden iki kez, birleşme ve satın almalardan organik büyümenin örnekleri olarak söz edildiğini açıklayabilir.
Açılımlar ve fırsatlar için nereye bakılacağını bilmek, genellikle nasıl düşündüğümüz ve nerede oturduğumuza dair değişiklikler gerektirir. Bu sıkıntıya girmenin güzel bir geri dönüşü vardır: Şirketinizin nereye gidebileceğine dair bütünsel bir fikir verir. Aslında o yöne doğru harekete geçmek, spesifik bir hedef belirlemeyi, bundan ne kadar uzak olduğunuzla ilgili dürüst bir değerlendirmeyi ve ataleti yenmek için yaratıcı gerilimi kullanmayı gerektirmektedir.
NE İSTEDİKLERİNİ BİLİRLER
Bazen ne istediğinizi bilmek, kulağa geldiği kadar kolay değildir. Gerek çevre koşulları gerekse içinde bulunduğumuz hiyerarşi bize sabit amaçlar dayatmaktadır. Büyüme amaçları bunlardan farklıdır. Onlar bizim istediğimiz şeylerdir. Onları kendimiz için oluştururuz.
Bir amaç sunmanın en iyi yolu gelecekten geriye doğru bakmaktır. Aksi halde mevcut durumun üzerinde küçük ilerlemeler elde etme tuzağına düşersiniz.
Büyüyen birçok şirket, kendilerine anlamlı gelen fırsatlar ve başlangıçlardan en fazla ne beklenebileceğini çözmek için faydalı bir tekniği keşfetmişlerdir. Önünüzde şu andan itibaren 3-4 yıl olduğunu hayal edin. Büyüme inisiyatifiniz meyve vermeye başlamıştır ve tüm o sıkı çalışmanız için alkış toplamaya başladınız.
Bir dergi yazarı sizinle ve ekibinizle görüştü. İnisiyatif hakkında üç sayfalık bir kapak hikayesi hemen ortaya çıkar. Peki bu hikaye ne anlatacaktır? O başarı için takdir toplayacak mısınız? Ne tür bir farklılığı yakalamayı başardınız? Bu haber, atılan ve atılmayan hangi adımları ve yanlış adımları nasıl tanımlayacaktır?
Öncelikle kendinizden başlayarak bu, ekip arkadaşlarınızla birlikte yapabileceğiniz iyi bir alıştırmadır, sonuçları daha sonra dağıtabilir ve kendi aranızda tartışabilirsiniz. Ortaya çıkan “Ben ne olmasını isterdim” yaklaşımlarına bakın. Bunlar iyi bir hedefin işlenmesi için gerekli hammaddeyi oluşturur.
Bir büyüme hedefi olmaksızın, odaklanma zordur ve dağılmak kolaydır. Bir hedefe sahip olmamak her zaman hızlı bir feedback kaynağına sahip olmak anlamına gelir, mevcut durumunuz hakkında gerçeği söyleme istekliliğine sahip olduğunuz sürece.
GERÇEĞİ SÖYLEYİN
Anlatmak, genellikle gerçeği bulmaktan daha büyük bir soruna dönüşür. Gerçeği anlatmak için bazı yollar aşağıda yer almaktadır:
Bulguları kavanoza koyun. Üst düzey yöneticilerde savunmaya zorlayacak ya da çelişkiye yol açacak sorgulayıcı bir görev gücüne sahip olmak yerine, o insanlarla sınırlı bir toplantı ayarlayın. Katılımcıların farklı bakış açılarını ortaya koymalarını sağlayın. ~
Bu, rollerin dağılımı konusunda yardımcı olur: Bir grup, durumun ne olduğunu tanımlar ve sonra da yöneticiler ne olması gerektiği ve oraya nasıl ulaşılabileceğiyle ilgilenir.
Teklifler sunun, yorumlar değil. Ne düşündüğünüzle başlamak yerine eski görüşmelerinizden çıkan saklı alıntılar sunun ve bunları ortaya gelen kilit konuları anlatacak şekilde düzenleyin. Sorular şirket içinde kullanılan sözcüklerle tanımlandığı için daha az kötü haber veren ulak olarak görüneceksiniz.
Eğer gerçeğin gönülden anlatıldığı bir insansanız, verilen tavsiyeyi önemseyin ve bu tekniklerin bazılarını deneyin. Aşırı iyimserliği körükleyen yaygın bilişsel hataları bilin. Kurumsal kültürünüzün bükülmeye ve bozulmaya yol açan özelliklerini anlayın.
İnsanların dürüst habercilere ne kadar değer verdiğinizi bilmelerini sağlayın. Dünyayı sizden farklı algılayan insanları aktif olarak takip edin. Genel savunma mekanizmalarınızı kendinize bilinir kılın ve bunların devreye girdiği durumlarda nasıl yöneteceğinizi öğrenin. Sonuçlar itibarıyla yönetin, suçlamalarla değil. Ve klasik öğüdü aklınızda tutun: Gerçek sizi özgür kılacaktır, ama gerçek önce sizi deliye çevirme eğilimindedir.
Büyümek isteyenler için nereye gitmek istedikleri bağlamında, ilişkilerin mevcut durumu hakkında gerçeği söylemek hayati önem taşır. Aksi hale belirli bir faaliyet tarzını seçmekle ilgili olarak bu anlamlı değildir ve ilerlemeyi ölçebilecek herhangi bir yol seçilmiş değildir.
İLERİ DOĞRU HAREKET ETMEK İÇİN GERİLİM YARATIN
Yetiştiriciler (büyüyenler), hem hedef hem de mevcut gerçeklikle ilgili bir algıya sahip olmalıdır. Tek bir amaçla çabalar gerçeklikle bağlantısız durumda olur ve havada uçuşur; amacın, gerçekleşmesinin gerektirdiği değişiklik gereksinimiyle bağlantısı kopar. Tüm odak mevcut gerçekliğe verildiğinde, ileri doğru hareket motivasyonu mevcut durumla ilgili yapılan hatalar kesinleştiğinde boşa harcanmış olur ve büyüme neredeyse durma noktasına gelir.
Büyüme, insanlar yeni ve istenen bir şeye doğru itildiğinde gerçekleşir, sadece kendi istenmeyen durumlarından uzaklaştırıldıklarında değil. İnsanların geleceği şekillendirmek konusunda heyecanlandırmak istediğinizde, onlara büyüme amacınız doğrultusunda odaklanın. Geleceği bugünün gerçekliğine dönüştürme konusunda motive etmek için amaç ve mevcut durum arasındaki uçurumu kapatma konusunda onlara odaklanmalısınız.
Yaratıcı gerilim uçurumu içerir, amacı değil.
Büyümeyi başaran çok az sayıdaki şirket, bunu tek başına yapamadığını görmüştür. Ortaklara ve yardımcılara, amigolara ve tasdikçilere ihtiyaç duyarlar. İnsanların enerji ve zamanlarının yanı sıra fikirlerine ve onaylarına ihtiyaç duyarlar. Bunlara ulaşmanın anahtarı, gerçek büyüme pasif onaya değil etkin adanmışlığa dayandığı için onların kalplerini ve beyinlerini kazanmakta yatmaktadır.
KALPLERİ VE BEYİNLERİ KAZANMAK
Bir büyüme inisiyatifi için destek oluşturmak, şu tür şeyleri yapmayı gerektirir: Kafalara, kalplere ve ellere dikkat etmek. Yeni fikirler, insanların mantık sistemini değiştirmek için entelektüel bir temel sağlar. Bunlar, insanların gerçekliği farklı algılamasını ve büyümenin gerçekten gerçekleşebileceği hakkındaki yeni bir imkanı takdir etmelerini sağlar.
Duyguları harekete geçiren şeyler yapmak, mantıklı olanın algılanma seviyesini artırır ve yolculuğu daha keyifli ve tatmin edici hale getirir. İnsanlara bu yeni gerçeklik içerisinde işlevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli yetenek ve teknikleri geliştirme fırsatı vermek de hayati bir önem taşır.
İnsanların kalplerini ve beyinlerini kazanmak, büyümek isteyen bir şirketin önünde duran en büyük engeldir.~
Bu, herhangi bir büyüme çabasını devrilme noktasına taşıyacak olan şeydir. Büyüyenlerin bunu sürdürmek için edinmeleri gereken en önemli iki yapabilirlik şunlardır: Hız yaratma yeteneği ve aksiliklerden kaçınma yeteneği.
HIZ VE AKSİLİKLER KONUSUNDA USTALAŞIN
Bu, kendinizi hazırlamanın en iyi yoludur; olumlu duyguları düzenleyerek farklı ne yapabileceğinizi belirmeden önce açık bir zihne sahip olmak için.
O zaman şunları yapmaya hazır hale gelirsiniz:
 Genel bakmak ve önünüzde gördüğünüz şeyle ilgili verilere göre ne yapmanız gerektiğini bilmek.
  •    Yeni çabalarınızın amacınızla uyumlu olduğuna emin olun; birilerini başka bir şey için ödüllendirirken başka bir şeyin olmasını ummayın.
  •   Kendi çıkarlarından ziyade, çabalarınızla ilgili tüm taraflarda amacınızın herkese hizmet edip etmediğini sorun.
  •    Bitirmeniz beklenen iş konusundaki noktaları etkileyen unsurlarla ilgili genel gerekliliklerden hiçbirini atlamadığınıza emin olun. Bunların genellikle hareket halinde olan hedefler olduğunu unutmayın.
  •    Zorlamayın ve çok hızlı koşmayın (tedarik hatlarınızın ötesinde koşmak ve çaba kapasitenizin sınırlanmasına yol açmak.)
  •    Geçmek istemediğiniz sınırları geçmeyin. Amaçlarını gerçekleştiremeyen insanlar genellikle etik dışı davranma ve kendilerini bir sonraki başarısızlığa hazırlama eğilimindedir.
NE ZAMAN BIRAKACAĞINIZI VE SERVETİ NASIL PAYLAŞACAĞINIZI BİLİN
İşleri oluruna bırakmak, başarı için verilebilecek doğal bir tepki değildir. Gerçekleşmemiş büyüme amacı olan bir yapı, odak ve enerji sağlar. Peki, amaca ulaşıldığındaki gereklilikler nereden gelir? Eğer bir insanın tüm zamanı ve öncelikleri bir av etrafında şekillenirse o halde öldürmek eğlence ve keyif değil yön kaybı ve üzüntüyle sonuçlanacaktır.
Bu tür bir hayal kırıklığını önlemek, büyümek isteyenler bakımından, kendilerini tamamıyla kendi çabalarıyla tanımlanan insanlar olarak düşünmemelerini gerektirir. Kendinizi tanımlamayan bir sonuç verebilecek bir sonuca adanmanız mümkündür. İşini iyi yapmış bir yetiştirici, başarısının sonucunu elle tutulur halde görür –kabına sığmamak, diğerlerini geçmek ve kendisini kışkırtandan fazla yaşamak.
Bazı insanlar, seri yetiştiricilerdir ve kendilerini en fazla aynı bölgede farklı bir alanda yeni bir başlangıç yaptıklarında mutlu ve çok üretken hisseder. Başarılı bir büyüme inisiyatifine bir liderin en büyük katkısı, bir şeyin geri ödenmesini sağlar. Gelecek kuşağı büyüme zihniyetini vermek bakımından aşılamış olursunuz.
SON SÖZLER
İş bitiriciler ve yetiştiriciler, iş dünyasında ve her yerde bulunur. Bazı insanlar, yeni bir gelecek yaratma konusunda özel bir yeteneğe sahiptir. Başkalarının çabaları olaylar açığa çıktıkça tepki ve cevaplarını ortaya koymaya dönüktür. 11 Eylül’den bu yana gerçekleşen bir dizi eylem, hem terörizme karşı savaş ve hem de bununla ilgili ön önlemleri azaltmak bakımından hayata geçirilebilecek bu iki yönelimi izlemek bakımından bir laboratuar oluşturdu.
Bazı zamanlarda bunlar birbirleriyle çelişki halinde görünmektedir; başka zamanlarda ise karşılıklı olarak birbirlerini desteklerler. Bu anlaşılabilir. En çok istediğimiz dünyayı yaratmak, içinde bulunduğumuz dünyanın gerektirdiği tepkilerin gerektirdiğinden çok farklı bir zihniyet gerektirir. İstenmeyen ve korkulu sonuçları önlemeye çalışmanın ardındaki mantık, daha iyi bir şeyi inşa etmenin ardındakinden farklıdır.
Hem kuruluşlar hem de toplumlar, her iki zihniyetin de olmadığı durumda risklidir ve birbirleriyle kaba bir ilişki içindedir.~
Picasso’nun bir keresinde belirttiği gibi: Her tür yaratım öncelikle imhanın bir parçasıdır.
Mesele eskiden yeniye geçişi anlamsız bir yok oluşa ve kaosa yol açmayacak şekilde planlamaktır. Bu da yetiştiricinin neyin, nerede en iyi sonlanacağına dair açık fikriyle başlar, neyin istendiğine dair mümkün olduğu kadar açıklıkla tabii. Bu, gerçek büyümenin nasıl olduğunu anlatır. Bu tür bir büyüme, elbette daha büyük olmak ya da diğerlerine üstün gelmek kaygısından tamamen farklıdır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz