CEO’lara unutamadıkları futbol karşılaşmalarını sorduk. Birçok futbolsever iş insanından belleklerine kazınan maçların hikayesini dinledik…
Özlem Bay
Milyonları peşinden sürükleyen futbol için, günümüzün en çok sevilen spor dalı demek yanlış olmaz. Her geçen gün yenilenen oyun kurallarının yanı sıra gelişen teknolojinin futbola da yansıması ve yapılan yeni yatırımlar, modern futbolu seyri hoş bir hale getirmiş durumda. Bu işin perde arkası da oldukça hareketli. Ünlü futbol yazarı Simon Kuper’ın “Futbol asla sadece futbol değildir” ismini verdiği kitabında da bahsettiği gibi büyük kitlelerin ilgi odağı olan bu sporun arkasında büyük bir ekonomi de yatıyor. Sponsorluklardan sporcuların dudak uçuklatan transfer rakamlarına kadar futbol, kadın erkek, genç yaşlı 7’den 77’ye herkes tarafından yakından takip ediliyor. Doğası gereği hız, beceri, kuvvet ve mücadele gerektiren bir takım sporu olan futbola gönül verenlerin sayısı da oldukça fazla. İş dünyasında da futbol tutkunu pek çok isim var. Sizler için onlara unutamadıkları futbol maçlarını sorduk... İşte yanıtlar...
İSTANBUL’DAKİ RÖVANŞI BEŞİKTAŞ ALDI
ALİ TÜRKER ODE YALITIM GENEL MÜDÜRÜ
Hem taraftarı hem de kongre üyesi olduğum Beşiktaş’ın, 26 Şubat 2015 tarihinde Atatürk Olimpiyat Stadı’nda Liverpool’u 1-0 yenip, penaltılarla İngiliz takımını elediği maç unutamadığım maçlar arasında ilk sırada yer alıyor. İstanbul’daki maçtan bir hafta önce de Liverpool’daki ilk maçı izlemek üzere 12 kişilik bir arkadaş grubuyla İngiltere’ye gitmiştik. Maçtan önce efsanevi İngiliz müzik grubu The Beatles’ın ilk performansını sergilediği Cavern adlı barı ziyaret etme şansı bulmuştuk. İnanılmaz bir atmosfere sahip olan Anfield Stadı’nda son dakikalarda yediğimiz golle İstanbul’a 1-0’lık bir skorla döndük. Liverpoollu taraftarların “You’ll never walk alone” klasiğini unutamam. İstanbul’daki rövanş maçı da İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nda yaklaşık 65 bin kişi önünde oynandı. Maçın 72’nci dakikası Tolgay Arslan’ın attığı golle 1-0 bitti ve maç uzatmalara kaldı. Uzatma dakikalarında da gol olmayınca maç penaltılara kaldı. Maçın sonucunda Liverpool’u penaltılarla eleyerek bir üst tura çıktık. Dünya futbolunda önemli bir yeri olan ve müzesi birçok kupayla dolu Liverpool gibi güçlü bir takımı elediğimizde yaşadığım sevinci ve heyecanı hayatım boyunca unutmayacağım.
GÜNEY AFRİKA’DA MAÇ KEYFİ
HAKAN KAYGANACI MARSH CEO’su
Uzun yıllar yaşadığım Güney Afrika’da izlediğim bir maçı unutamam. Güney Afrika’da en popüler spor futbol değil. Rugby, kriket, tenis, golf daha popüler... Futbol ise daha yeni popülerleşmeye başlıyordu. Bir dijital platform da ilk defa Şampiyonlar Ligi maçı yayınlayacağını anons etti ve o maç Manchester United-Fenerbahçe maçıydı. Biz Güney Afrika’daki Türk arkadaşlarımla bizim evde toplandık ve Fenerbahçe 40 yıl sonra ilk defa Manchester United sahasında rakibini 1-0 mağlup etti.”
“OĞLUMLA GİTTİĞİM İLK MAÇ”
CÜNEYT USLU / ATOS TÜRKİYE CEO’SU
por ve özellikle de futbol, özel hayatımda ayrıcalıklı bir yere sahip. Spor denildiğinde tutkumun Fenerbahçe olduğunu söyleyebilirim. Benim için unutulmaz maç ise 4 Ekim 2015 tarihinde Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe – Akhisar Belediye Spor karşılaşması oldu. Bu maç, her ne kadar sonucu Fenerbahçeliler için sevindirici olmasa da oğlum ile gittiğim ilk maç, birlikte paylaştığımız en güzel anılardan biri olarak hafızamda yer etti. Oğlum ilk kez bu maçta Şükrü Saraçoğlu stadını görme ve futbolun o efsane atmosferini yaşama şansı elde etti. İlk yarı atılan 2 golde yaşanan sevinçle birlikte ‘Ben de artık Fenerbahçe taraftarıyım’ demesi ise benim için paha biçilmez bir andı. Maçın 2-2 sona ermesine rağmen, karşılaşma çıkışında morallerimiz ve keyfimiz yerindeydi.”
MİLLİ MAÇ HEYECANI
BERK ÇAĞDAŞ RENAULT MAIS GENEL MÜDÜRÜ
İyi bir futbol izleyicisi ve iyi bir Fenerbahçeliyim. Unutamadığım pek çok maç var. Ama bir maç var ki, o maç sırasında arkadaşlarımla önce üzüntü, sonra müthiş bir heyecan ve sonunda muazzam bir sevinç duygusu yaşamıştım. Sonrasında da hüngür hüngür ağlamıştık. Türk Milli Takımı 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda çeyrek finale gidiş biletini almaya çalışıyordu. Rakibi Çek Cumhuriyeti’ydi. Kalesinde dünyanın o zaman en iyi üç kalecisinden birisi olarak gösterilen Chec vardı. Maçın 74’üncü dakikasına kadar 2-0 yenik durumdaydık. Biz arkadaşlarımla adeta çökmüş ve ‘Buraya kadarmış’ der duruma gelmiştik. Ancak Fatih Hoca yönetimindeki takım hakikaten çok hırslıydı ve çok koşuyorlardı. Maçı bırakmıyorlardı. Tuncay Şanlı çok gol pozisyonuna giriyordu ama bir türlü olmuyordu. Derken çabalar sonuç verdi ve 75’inci dakikada Arda’nın golü geldi. Üzüntü umuda döndü. Takım şahlanmıştı adeta ve derken 85’inci dakikada bir mucize oldu ve Çek kaleci çok rahat bir topu elinden kaçırdı ve Nihat affetmedi. Hepimiz adeta sevinçten çıldırmış haldeydik. Çünkü skor 2-2 olmuştu. Derken çok geçmeden 88’inci dakikada Nihat mükemmel bir şutla 3’üncü golü ağlara gönderdi. Çekler şaşkın ve yıkılmıştı. Biz ise ağlıyorduk. Sonunda maç bitti ve Türk Milli Takımı Viyana biletini altı. Bu maçı yıllar geçse de unutamayacağım.”
~
ASKERLİK ANISI
ERSİN SERBEST DOĞTAŞ KELEBEK MOBİLYA CEO
Mayıs 1989 Çarşamba günü, Ali Sami Yen Stadyumu’nda oynanan TSYD Kupası Çeyrek Final 2’inci maçını unutamıyorum. Galatasaray-Fenerbahçe oynuyor. Tuzla Piyade Okulu’nda Yedek Subay Okulu’nda askerliğimizin acemilik bölümünü ifa ediyoruz. Bölük komutanımız sıkı bir Galatasaray taraftarı. Yalvar yakar maçı seyretmek için izin alıyoruz. Kendisi de bizimle izliyor. Maçta ilk yarıyı Galatasaray 3-0 önde kapatıyor. Biz Fenerbahçeliler şoktayız. Komutanımız zevkten dört köşe. ‘Keşke izlemeseydik’ diyoruz. İkinci yarıda Fenerbahçe fırtınası esmeye başlıyor ve Aykut Kocaman’ın 1, Hazan Vezir’in 3 golü ile Fenerbahçe maçı 4-3 kazanıyor. Biz sevinçten adeta deliriyoruz ve tezahürat yapıyoruz. Bu durumda zaten öfkeli olan komutanımız bizi spor olsun diye 5 kilometre tam teçhizat koşturuyor. Ne bu maçı ne de sonrasını unutabilirim.”
BARCELONA GALİBİYETİ
CENK KAZANCI AZKULLANILMISOTO.COM KURUCU ORTAĞI
Koyu bir Beşiktaş taraftarıyım. Unutamadığım maç ise Beşiktaş’ın 2000 yılında Şampiyonlar Ligi’nde Barcelona ile oynadığı maç. Ahmet Dursun ve İbrahim Üzülmez’in yıldızlaştığı o maçta takım inanılmaz bir futbol oynamıştı. İnönü Stadyumu’nun atmosferi de muhteşemdi. Dünyaca ünlü bir takımı, Barcelona’yı 3-0 yenmiştik. Benzer zaferleri inşallah Vodafone Arena’da da yaşarız.”
MAÇ HATIRASI
BARBAROS AKYILDIZ BETA GENEL MÜDÜRÜ
002 Dünya Kupası’na tam 48 yıl sonra ilk kez Türk Milli Takımı katılma hakkını kazanmıştı. Grubumuzdaki ilk maç Türkiye-Brezilya maçıydı. O tarihlerde işim gereği Güney Kore’ye seyahatim vardı ve Ulsan stadında 3 Haziran 2002 tarihinde oynanan bu maçı izleme fırsatım olmuştu. İlk yarının sonlarında Hasan Şaş’ın attığı golle 1-0 öne geçmemize rağmen 50’nci dakikada Ronaldo ve 87’nci dakikada Rivaldo’nun golleri ile 2-1 yenilmiştik. Turnuvanın devamında çok iyi bir performans sergileyip dünya 3’üncüsü olmuştuk. Bu maçı yanımda İspanya milli takımı ile birlikte seyretmiştim. O dönemin Real Madrid ve İspanya milli takımının golcü oyuncusu Fernando Morientes ile maç öncesinde çektirdiğim fotoğraf ise güzel bir anı olarak kaldı.”
1-1 BERABERLİK RAHATLATTI
NİYAZİ ÖNEN DARDANEL YÖNETİM KURULU BAŞKANI
nutamadığım birçok maç var ama bunların başında 1996 yılında Çanakkale Dardanelspor ile Fenerbahçe arasındaki maç başı çekiyor. Ben o dönem hem Çanakkale Dardanelspor kulüp başkanıydım. Aynı zamanda da Fenerbahçe’nin yönetim kurulu üyesiydim. Çok çekişmeli geçen bir maçtı. İki arada kaldığım bir maçtı. Heyecanla izlediğim maç, 1-1 berabere bitmişti. Benim için adil bir sonuç olmuştu.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?