Bir yıldır evli olan Akfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi Pelin Akın Özalp ile Martaş Otomotiv’in yöneticisi Cem Baver Özalp, evliliklerinin ilk yılından çok mutlu...
Son dönemde yeni kuşak yöneticilerin iş dünyasında aktif olmaya başlamasıyla gözler onların hayatlarına çevrilmiş durumda. Geçen yıl iş, cemiyet ve siyaset dünyasının katıldığı görkemli bir nikah töreniyle hayatlarını birleştiren Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’ın kızı Pelin Akın Özalp ile Martaş Otomotiv’in genç yöneticisi Cem Baver Özalp da bu isimler arasında yer alıyor. Geçen yıl kasım ayında, önce İstanbul’da yapılan bir nikah, ardından Cape Town’da gerçekleşen özel bir davet ile evlenen genç çift, bir yılı dolduran evlilikleriyle ilgili hazırlık süreci, sonrası ve şu andaki ev hayatlarını CEOLife dergisine anlattı.
İki yıl önce ortak arkadaşları sayesinde tanışan Pelin Akın Özalp ile Cem Baver Özalp, bir yıl içinde evlilik kararı alıp hazırlıklara başlamış. Karar sürecinde birbirlerini iyi tanımanın, ortak zevklerin ve aile desteğinin önemli olduğunu söyleyen genç çift, hayalini kurdukları gibi Cape Town’da yakın aile ve arkadaşlarıyla hem tatil yapıp hem tören yapmışlar. Evlilik sonrası her şeyini kendilerinin özenle seçip yerleştirdikleri evlerinde daha fazla vakit geçirdiklerini söyleyen Pelin Akın Özalp ile Cem Baver Özalp, beraber film izleyip kitap okumaktan ve aile ile arkadaşlarını evlerinde ağırlamaktan zevk alıyor. Cem Baver Özalp, “Pelin çok kıymetli. Onunla tanışan ve vakit geçiren insan bence çok şanslı. Ben de hayat boyu bu fırsatı bulduğum için çok şanslıyım” diyerek eşine duygularını anlatıyor. Pelin Akın Özalp de “Tam kendime göre bir eş buldum” diyor. Genç çift, evlilik süreci ve sonrasındaki ev hayatıyla ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:
Öncelikle tanışma süreciniz nasıl oldu? Hikayenizi sizden dinleyebilir miyiz?
Cem Baver Özalp: Çok sevdiğim arkadaşım Osman Geylan, ikimizin de ortak arkadaşı. Osman benim ABD’den okuldan arkadaşım. Ben Türkiye’ye geldikten sonraki 6-7 yıl içinde Pelin ile hiç karşılaşmadık. O zaman demek ki ikimiz de yoğunmuşuz. Arkadaşımızın hep kafasında bizi tanıştırmak varmış ancak hep doğru zamanı beklemiş. Aynı şekilde Pelin’e de benden bahsediyormuş. İlk olarak ekim 2015’te tanıştık. Sonrasında ise 1 Kasım seçim günü arkadaşlarla birlikte hep beraber yemek yemiştik. Sonrası zaten her ilişki gibi başladı ve devam etti. 2016 Kasım ayında da evlendik.
Pelin Akın Özalp: Evlilik sürecine nasıl geldik biz de bilmiyoruz. Her şey çok hızlı gelişti. Aslında nasıl evleneceğimiz değil, nerede evleneceğimizi konuşarak başladık. Baver, aralık ayında yeni yıl için Cape Town’a gitmişti. O zaman bana “Bir dahaki sefere beraber gidelim” demişti. Nitekim, bir sonraki yıl beraber gittik ve orada evlendik. Buradaki nikahtan sonra aralık ayında da orada tören yaptık. Öncesinde Baver’in abisi evleniyordu. O da beni düğüne davet ettiği için ben orada babasıyla tanıştım. Ondan önce de zaten annesiyle tanışmıştım. Aileler tanışınca, evlilik süreci de hızlandı. Çünkü onun ailesiyle tanışınca ben babamla çok yakın olduğum için ona söylememekten çekindim. Ondan sonra Karaköy’de babamla tanıştılar.
Babanız Hamdi Bey ile tanışma nasıl oldu?
Pelin Akın Özalp: Aslında o da çok ilginç oldu. Babam normalde o gün Tekirdağ’da olacaktı. Şehir hastanesinin temel atma töreni vardı. Konuyla abim ilgilendiği için ben gitmedim. Biz de Baver ile pazar günü brunch için buluşmuştuk. Babam bize Karaköy’e baskın yapmış oldu.
Cem Baver Özalp: Tanışma sırasında bana, “Merhaba, nasılsın”, “Adın ne”, “Hangi takımlısın” diye üç soru sordu. İyi bir Galatasaraylı olduğumu öğrenince benimle konuşmadı. Kendisi fanatik Fenerbahçeli.
Peki evlilik teklifi nasıl oldu?
Pelin Akın Özalp: Aileler tanışınca süreç hızla ilerledi. Ancak daha evlilik teklifi ortada yokken isteme gibi bir tanışma oldu. Bayram tatilinden önce İspanya’daki boğa festivaline gittik sonra Barselona’da Baver bana evlenme teklif etti.
Cem Baver Özalp: Cebimde yüzük kutusu vardı. Her an evlenme teklif ederim diye sırt çantamda taşıyordum. İspanya’da ilk olarak boğa festivaline gittik. Ben tatilin başlarında evlenme teklif ederim sonrasında güzel bir tatil yaparız diye düşünüyordum. Yine her gün yanıma yüzüğü alıyorum. Her gün otelden alıp kutusundan çıkarıp keseye koyuyordum. Ama ne zaman evlenme teklif etmeye kalksam bir şey oldu. En sonunda üçüncü gün, boğa güreşlerine gittik. Ben daha önce gitmemiştim ve sonuçta boğaları gerçekten öldürdüklerini bilmiyordum. Orada her yer kan içindeydi ve bizim sinirlerimiz bozulmuştu. Dolayısıyla o haldeyken evlilik teklifi yapamadım. Bu sefer Barselona’da yaparım diye planladım. Bu arada Türkiye’den her gün arayıp ne olduğunu soruyorlar.
Pelin Akın Özalp: Bu arada ben de evlilik teklif edeceğini tahmin ediyorum. Çünkü durup dururken o, İspanya’ya gidelim dedi. Evlilik teklifini festivalde yapacağını hiç tahmin etmedim herhalde Barselona’da olur diye düşünüyordum. O nedenle Barselona’daki ilk gece yemeğe çıkarken ‘Bugün şık mı yoksa spor mu giyineyim’ diye sorup sürekli ağzını arıyordum. Zaten sonrası çok hızlı oldu. Haziranda aileler tanıştı, temmuzda Baver evlilik teklifi etti. Eylülde Göcek’te nişan oldu. Nişanı aile içinde 80- 90 kişi yaptık. Sonra 27 Kasım’da İstanbul’da nikah oldu. Aslında ilk etapta İstanbul’da nikah planı yoktu.
Nikah süreci nasıl oldu peki?
Pelin Akın Özalp: Bir arkadaşımız 10 kişiyle Çırağan’da evlenmişti. Ben de ‘Ne güzel böyle az kişi’ diye düşünmüştüm. Hazırlıklar gözümde çok büyüyordu. Artık herkes sabahlara kadar düğün yapıyor. Bu hiç istemediğim bir şeydi. O zaman biz de birkaç arkadaş Cape Town’a gidip sade bir törenle evlenelim diye plan yaptık. Nişan töreni basında çıkınca, insanlar arayıp düğünü sormaya başladı. O yüzden mecburen insanları davet edeceğimiz bir nikah yapmak zorunda kaldık. Ama iki saatlik bir tören oldu. Bir saat tören bir saat de kokteyl yaptık. Sonra bu organizasyon da çok hoşumuza gitti ve ‘İyi ki de yapmışız’ diyoruz. Evlilik karar süreci oldukça kısa sürmüş aslında…
Cem Baver Özalp: Aslında evlilik karar sürecinin kısa sürmesi, yaşla da alakalı. Belli tecrübe ve zaman sonra ne istediğini ve sevdiğini iyi bilip hızlıca hareket edebiliyorsun. İki yıl önce konuşsaydık evlilik fikri aklımda hiç yoktu ama Pelin çok kıymetli. Onunla tanışan ve vakit geçiren insan bence çok şanslı. Ben de hayat boyu bu fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. O yüzden benim için kolay bir karar oldu.
Pelin Akın Özalp: Ek olarak ailelerimizin desteği de karar almamızda etkili oldu. Onlar hiç karışmadılar, her şeyi bize bıraktılar. Baver de bu süreçte bana çok destek oldu. Klasik bir erkek gibi arkada durup her şeyi benim yapmamı beklemedi. Her şeyi birlikte yaptık.
Cape Town’daki tören nasıl oldu?
Pelin Akın Özalp: Cape Town’da 70-80 kişi vardı. Orada daha çok arkadaşlarla dört gün tatil gibi bir planlama yaptık. Dört gün boyunca Cape Town’u gezdik.
Cem Baver Özalp: Cape Town’ı seçmemizin bir nedeni de Pelin yaz düğünü istemişti ama o zaman kıştı. Ben de ‘O zaman ben sana yazı getireyim’ dedim. Uzak bir mesafeydi ama bizimle birlikte çok yakınımız da geldi. Güzel zaman geçirdik. Ev bulma ve taşınma sürecinde neler yaptınız? Pelin Akın Özalp: Evi Baver buldu. Sonra beraber döşedik. Cem Baver Özalp: Bir ay öncesinden ev bulma hazırlığımız başladı. Ben o zaman tek başıma Etiler’de oturuyordum. Orayı çok seviyordum. İşim Gebze ve Sancaktepe’de ama Etiler’de oturmak sorun olmayacaktı. Ulus’ta bir yer istiyorduk. Pelin’in de her şeyi Loft’ta olduğu için ona çok uygun oldu. Benim istediğim şey evin rahat olmasıydı. Eski de olsa fark etmezdi. İçini yapmamız gerekiyordu ama keyifliydi.
Pelin Akın Özalp: Beraber gittik, mobilyaları, ev eşyalarını, her şeyi birlikte seçtik. O yüzden taşınma süreci bizim için çok güzeldi.
Ev işleri ve yemekle aranız nasıl?
Cem Baver Özalp: Amerika’da 10 yıl tek başıma kaldığım için ister istemez yemek yapmayı öğrendim. Burada bir süre aile yanında yaşadım. Sonra da kendi evime çıkınca o işlerden uzaklaştım. Üşendim ve çok çalışıyordum. Yemek yapma merakım gitgide öldü. Yemek konusunda çok beklentim zaten olmadı. İşlerimiz dolayısıyla yemeklerimiz çok olduğu için genelde dışarıda oluyoruz. Ya da evdeysek zeytinyağlı yiyoruz. Hiçbir zaman ‘Şu yemek olsun, böyle sofra olsun’ diyen biri olmadım.
Pelin Akın Özalp: Bu nedenle ‘Tam kendime göre bir eş buldum’ diyorum hep. Zaten kahvaltıyı da evde yapmıyoruz genelde. Baver, cumartesi de çalışıyor. O nedenle sadece Pazar günleri evde kahvaltı yapıyoruz.
Evde arkadaşlarınızı ve ailenizi ağırlamaya vakit buluyor musunuz?
Pelin Akın Özalp: Evlendikten sonra bir iki ay buna hazırlandık diyebilirim. Arkadaşlarımız evimize çok gelmek istediği için hazırlıkları evdeki eksiklikleri de erkene çektik. O dönem içinde aslında kötü olaylar yaşadık. Biz Cape Town’dan döndüğümüzde Reina olayı oldu. Orada da bizim düğünümüze gelen arkadaşımızın arkadaşının ailesi İstanbul’daydı. O gece Haydarpaşa’ya kaldırıldı. Biz şoke olduk. Gerçekten çok kötü etkilendik. İki-üç hafta burada kaldılar. Tüm Türkiye’nin yaşadığı kötü bir dönemdi. Bu nedenle iki ay kendimize gelemedik. Evin aksesuarlarını alma ve eksiklerini tamamlama sonraya kaldı. Sonra evi hazır hale getirip arkadaş ve aileleri ağırladık.
Pazar günlerini nasıl geçiyorsunuz, belli bir programınız oluyor mu?
Cem Baver Özalp: Öyle özel bir rutinimiz yok. Özellikle bir program yapmıyoruz. Ancak genelde arkadaşlarımızla ve aileyle vakit geçiriyoruz. Onlarla olmadığımız zamanlarda da ya dinleniyoruz ya da spor yapıyoruz. İkinizin de iş hayatı yoğun ve çok çalışıyorsunuz.
Evlilik sonrası iş ve evlilik hayatının dengesini nasıl kurdunuz?
Pelin Akın Özalp: İkimiz de çok çalışınca güzel oldu. Birimizden biri daha çok çalışsaydı kötü olurdu. Ben işten çıkıyorum Baver ile aynı anda eve geliyoruz. O çok güzel oluyor. Genelde yemeklerimiz oluyor ona gidiyoruz. Bu nedenle bu şekilde eşleşmemiz çok güzel oldu.
Beraber seyahat ediyor musunuz?
Pelin Akın Özalp: Doğum günüm için Baver, beni Val d’Isère’e kayağa götürdü. Haziran ayında Capri’ye gittik. Bayram tatilinde Kalkan, Kaş ve Kekova’ya gittik. Orası küçüklüğümden beri gittiğim bir yer. Hatta Baver ve ailesi beni istemeye Kalkan’daki eve geldi, oradan nişan için Göcek’e gittik. Ben uzun tatilleri sevmiyorum. Baver de öyle. Perşembe-pazar arası en güzeli.
Cem Baver Özalp: En çok Küba’ya gitmek istiyoruz. Pelin, Peru’yu çok görmek istiyor. Los Angeles sahilinden bir hafta, 10 günlük bir gezi daha önce yapmıştım. Şimdi aynısını Pelin ile yapmak istiyorum. Ayrıca Beyrut’u da çok merak ediyorum. Bu yıl büyük ihtimalle gideceğiz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?