Formunu, yediklerine dikkat etmesi ve spor yapmasına bağlayan HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı ile günlük hayatından ilgi alanlarına kadar pek çok konuyu konuştuk.
HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı tam bir spor tutkunu. Öyle ki haftada minimum beş gün spor yapıyor. Güne saat 6’da kalkıp spor yaparak başlayan Kervancı, bunu bir “hayat tarzı” olarak tanımlıyor. Seyahatlerinde bile spor yapmaktan vazgeçmiyor. İşten arta kalan zamanlarında ise ailesiyle birlikte vakit geçirmekten büyük keyif alıyor.
Londra merkezli HSBC Grubu bugün 67 ülke ve bölgede yaklaşık 3 bin 900 ofisiyle hizmet veren bir finans kuruluşu. 1990 yılından bu yana Türkiye’de de faaliyet gösteren HSBC; kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığıyla bireysel bankacılık ve birikim yönetimi şubeleri, telefon bankacılığı, ATM bankacılığı ve dijital bankacılık kanallarıyla müşterilerine hizmet veriyor. Bankanın genel müdürlük koltuğunda 2016 yılından bu yana Selim Kervancı oturuyor. Kervancı, çoğu iş insanı gibi yoğun bir tempoda çalışıyor. İş dışında kalan zamanlarını ise ailesiyle geçiriyor. İki oğlu ve eşi ile üç-dört günlük seyahatler yapmaktan ve hafta sonları onlarla farklı aktivitelerde bulunmaktan keyif aldığını belirten Kervancı’nın hayatındaki en büyük tutkusu ise spor yapmak…
Güne çok erken saatlerde spor yaparak başlayan Kervancı, kış aylarında salon sporlarını güzel havalarda ise doğa sporlarını tercih ediyor. Denizde olmaktan ve yüzmekten keyif aldığını dile getiren Kervancı, “Yüzmeyi çok seviyorum. Bu nedenle yaz- kış yüzüyorum. Yaz aylarında Bodrum ve Yunan Adaları’nda yelken yapmayı, kışın ise ailemle kayak yapmayı tercih ediyorum” diyor. Formunu, yediklerine dikkat etmesi ve spor yapmasına bağlayan Kervancı ile günlük hayatından ilgi alanlarına kadar pek çok konuyu konuştuk:
İş-aile dengesini nasıl kuruyorsunuz?
Günlük hayatta işlerim ne kadar yoğun olursa olsun aileme, arkadaşlarıma ve hoşlandığım şeyleri yapmaya vakit yaratmaya, iş ve özel hayatımı dengelemeye dikkat ediyorum. Hafta içinde maalesef çok vakit bulamadığım için bu tür faaliyetleri daha çok hafta sonları yapıyorum. Şimdi akıllı telefonlarımız sağ olsun hafta sonu da olsa işimizi gittiğimiz her yere götürüyoruz. Bu konuda zaman zaman oğullarımdan da eleştiri alıyorum. Kurum olarak da çalışanlarımızın iş-özel yaşam dengesini desteklemek için uzaktan çalışma uygulamasını hayata geçirdik. Bu uygulamayla çalışanlarımız, evlerinden veya tercih ettikleri farklı mekânlardan çalışabiliyor. Özellikle İstanbul gibi trafiğin yoğun olduğu bir şehirde, trafikte kaybedilen zamanı geri kazanmak çok değerli. Zaman yönetimini dikkate aldığımızda uzaktan çalışma modelinin çalışanlarımızın iş/özel yaşam dengesine, verimliliklerine ve mutluluklarına katkı sağladığına ilişkin olumlu geri bildirimler alıyorum.
Hafta sonlarını nasıl geçiriyorsunuz?
İki oğlum var. Onlarla ve eşimle bir arada geçirdiğim zamanı son derece kıymetli buluyorum. Hafta içi yoğun çalışma tempom nedeniyle hafta sonlarını aileme ayırmayı tercih ediyorum. Çocuklarımla birlikte özellikle sporun dahil olduğu aktiviteler yapmaktan keyif alıyoruz. Örneğin squash oynamak, beraber futbol veya basket maçına gitmek en çok keyif aldığımız aktiviteler arasında. Ayrıca, birlikte dünya mutfaklarını denemeyi ve yeni tatlar keşfetmeyi seviyoruz. Hafta sonları fırsat buldukça farklı mutfakları tanımak için ailecek yemek programları yapıyoruz. Çocukların okul programına göre de Avrupa gibi yakın yerlere ziyaret planlayarak uzun hafta sonları yapmayı tercih ediyoruz.
Yemekle aranız nasıl?
Yemek yemeyi de yapmayı da severim. Öğrencilik dönemimde ve iş hayatımın ilk yıllarında yalnız yaşadığım için mutfakla aram iyidir. Dışarıdan yemek yemeyi çok sevmem, az vaktim olsa bile evde hazırlanmış pratik yemekleri tercih ederim.
Hangi yemekleri güzel yaparsınız?
Her türlü yemeği yapabilirim ama ikisini çok güzel yaparım. Birincisi güveç, ikincisi de beşamel soslu tavuk. Bunların dışında yufka böreği de yaparım, zeytinyağlı fasulye de… Zaten evliliğimizin ilk yıllarında pazar günleri yemek yapar buzluğa atardık. Akşamları ısıtıp yerdik hafta boyunca. Şimdi çok fazla yemek yapamıyorum. Yapmaya çalıştığım zaman da çok fazla inandırıcı olmuyor. Çünkü arkamı toplayan sürekli birileri oluyor. Sonrasında “Yemeği ben yaptım diye anlatacaksın” diyorlar.
Beslenmenize dikkat eder misiniz?
Sağlıklı beslenme yaşamın her alanında olduğu gibi iş hayatında da çok önemli. Yoğun iş temposunda olsam da öğünlerimi atlamamaya özen gösteriyorum. Kahvaltıyı çok önemsiyorum. Bu nedenle evden mutlaka kahvaltımı yaparak çıkıyorum. Gün içinde yoğun toplantı temposu nedeniyle öğle yemeği saatlerim değişse de mutlaka proteinli gıdalar, salata ve sebze tüketmeye çalışıyorum. Mümkün olduğu kadar şekerden ve hazır paketli gıdalardan uzak duruyorum. Sürekli bu disiplini sürdüremesem de dengeyi sporu aksatmayarak sağlamaya çalışıyorum.
Spor yapmaya vakit ayırabiliyor musunuz?
Her sabah saat 6’da kalkıyorum ve minimum bir saat spor yapıyorum. Spor hayatıma sonradan girdi, 35 yaşına kadar hiç spor yapmadım. Ama belli bir yaştan sonra sağlık ve formda kalmak için spor yapmak gerekiyor. Bir gün bir arkadaşım, “Artık bizim de spor yapmamız lazım” dedi. Birlikte akşamları spor salonuna gitmeye başladık. Şimdi bağımlılık yaptı. Spor yapmadığım günlerde mutsuz oluyor, bir eksiklik hissediyorum. Yüzme, ağırlık, kardio yapıyorum.
Sık seyahat ediyor musunuz?
Globalde farklı lokasyonlarda farklı toplantılar olabiliyor. Ama ağırlıklı olarak seyahat ettiğim yerler Londra, Dubai, Hong Kong, Singapur, Çin gibi yerler. Yurt içinde de şube ziyaretlerimiz oluyor farklı illerde. Çoğunlukla seyahat ettiğim yerleri gezmek için yeterli vaktim olmuyor. Ancak dünya mutfaklarını denemeyi sevdiğim için yeni ve farklı tatlar keşfedebileceğim restoranlara gitmek için vakit yaratmaya çalışıyorum.
Gittiğiniz yerler arasında sizi en çok etkileyenler nereler oldu?
Boston’dan keyif aldım. Hem Avrupa hem ABD havası var. Bir de Kudüs’ten çok etkilenmiştim. Oranın o mistik ve otantik yapısı etkileyici gelmişti. Özellikle Londra, Paris ve Roma’ya aralıklı olarak gitmekten büyük keyif alıyorum. Bazen çocuklarla üç-dört gün yurt dışına kaçıyoruz, onlarla farklı yerler görüyoruz. Son olarak Paris’e gittim ve çocukları bir günde 22 kilometre yürütmüşüm. Yürüyerek gezmeyi seviyoruz. Bir şehri de en çok yürüyerek tanıyorsunuz. Gittiğimiz yerlerde özellikle müze geziyoruz.
Hobiniz var mı?
Sinemaya gidiyoruz çocuklarla beraber hafta sonları. Ben tiyatroyu daha çok seviyorum. Yoğun iş tempomda hobiye pek vakit ayıramıyorum. Ama denizi çok sevdiğimi söyleyebilirim. Özellikle yazın yelken yapıyorum. Bodrum ve Yunan adalarına gidiyoruz. Doğayı çok seviyorum. Kışın da kayak yapıyorum. Kayak beni en fazla kafa olarak dinlendiriyor. Telefondan, teknolojiden uzak kalmayı gerektirdiği için kayak aslında en rahatladığım spor. Fırsat buldukça bu iki sporla ilgileniyorum.
Kitaplarla aranız nasıl?
Kitap okumayı seviyorum. Daha fazla okumak istiyorum ama vakitsizlikten çok da fazla yapamıyorum. Çünkü gündemi de yakından takip etmek gerekiyor. Hem sosyal medya, yazılı medya, haber akışını yakından takip ediyorum. Seyahatler kitap okumak için daha uygun oluyor. Son olarak Hüsnü Özyeğin’in ve Microsoft’un CEO’su Satya Nadella’nın hayatını okudum. Yuval Noah Harari’nin kitaplarını okuyamadım ama Youtube’tan onun konuşmalarını dinliyorum.
~
EVDE NELER YAPMAKTAN HOŞLANIYOR? SEVDİĞİ KÖŞELER Evde olduğum zamanları iki mekanda geçiriyorum. Birisi oturma odamız. Orada rahat bir koltuğumuz var. O koltukta televizyon izlemekten veya bir şeyler okumaktan keyif alıyorum. Bir de salonda vakit geçirmek hoşuma gidiyor. O odamızın kışın güzel bir havası oluyor. Çünkü hemen bahçeye açılıyor. PAZARLARI BALIK KEYFİ Özellikle pazar günleri ailece evde yemek yemeyi tercih ediyoruz. Genellikle de balık yapıyoruz. Benim özel spesiyallerimden biri olan tereyağında karidesimi çocuklar çok beğeniyor. |
"SPORA TUTKUNUM" 6 SAAT UYUYOR Günde minimum 6 saat uyumaya çalışıyorum. Kaliteli ve yeterli uykunun iş performansını artırdığına inanıyorum. Yeterli uyuduğum zaman kendimi daha üretken, mutlu, hatta çok daha formda ve sağlıklı hissediyorum. HAFTADA 5 GÜN SPOR YAPIYOR Kışın havalar uygun olmadığı için salona gidiyorum. Ağırlık çalışıyorum, koşuyorum ve yüzüyorum. Bir saat durmadan yüzerim. Haftada minimum 5 kere spora gidiyorum. SPOR HAYAT TARZI OLDU Günlük yoğunluk nedeniyle akşam spora gitmeye pek vaktim olmuyor. O nedenle sabahları erken spor yapmayı tercih ediyorum. Spor benim hayat tarzım haline geldi. Seyahate giderken de ilk valizime koyduğum spor malzemelerim oluyor. Otellerde de ilk spor salonu var mı diye bakıyorum. |
“YEDİKLERİME DİKKAT EDİYORUM” KAHVALTI ÖNEMLİ Sabah kahvaltı yapmadan evden çıkmıyorum ama spor yapıyorum diye her şeyi de yemiyorum. Sağlıklı olabilmenin ve formda kalabilmenin yüzde 70’i beslenme, yüzde 30’u sporla alakalı bence. NELER YİYOR? Sabahları kahvaltıda yoğurt ve meyve yerim. Ayrıca bir tane de haşlanmış yumurta yerim. Öğlene doğru acıkırsam bir fincan sütlü kahve veya leblebi, badem yerim. Öğlen bir çorba veya salata ya da ızgara et ve çorba yiyorum. Karbonhidratı minimuma indiriyorum. Öğleden sonra acıkırsam yine bir avuç leblebi yiyorum. Akşamları da ağırlıklı olarak çorba ve sebze yiyorum. ŞEKERDEN UZAK DURUYOR Akşam yemeğini dışarıda yediğimde de mümkün olduğu kadar dikkat ediyorum. Balık-salata, etsalata gibi yemekleri tercih ediyorum. Ama hafta sonları bazen kendimi ödüllendirdiğim zamanlar da oluyor. Bence en önemlisi şekerden uzak durmak. Şekeri hayatınızdan çıkardığınız zaman önemli bir adım atmış oluyorsunuz. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?