TRC İnşaat ile sektörü değerlendirdik

İnşaat sektörünün önemli şirketlerinden TRC İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hümeyra Ökcün ile hem şirketin projeleri hem de sektörün durumu hakkında detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik.

7.02.2025 00:00:580
Paylaş Tweet Paylaş
TRC İnşaat ile sektörü değerlendirdik

1. TRC İnşaat ve faaliyetlerinden biraz bahseder misiniz?
TRC İnşaat, 2007 yılından bu yana inşaat sektöründe faaliyet gösteren, geniş bir yelpazede projeler üreten köklü bir firmadır. Kurulduğumuz günden bu yana; fabrika, depo, hastane, okul, yol, köprü, park, stadyum, konut ve alışveriş merkezi gibi farklı alanlarda birçok önemli projeye imza attık. Her projemizde güvenliği, konforu, çevre dostu yaklaşımı ve teknolojiyi ön planda tutarak, insanların yaşam kalitesini artıracak alanlar oluşturmayı hedefliyoruz.

TRC İnşaat olarak, projelerimizi yalnızca bir inşaat süreci olarak değil, bir yaşam alanı yaratma yolculuğu olarak görüyoruz. Bu bakış açısıyla hareket ederek, projelendirmeden tasarıma, uygulamadan anahtar teslimine kadar inşaat sektörünün tüm aşamalarını titizlikle planlıyoruz. Bu süreçlerde modern mühendislik çözümleri ve yenilikçi teknolojilerle donatılmış yapılar inşa ederek, A Plus standartlarında projeler hayata geçiriyoruz.

Ayrıca, A Grubu Yapı Müteahhitlik Belgesini alan ilk firmalardan biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu belge sayesinde, herhangi bir metrekare kısıtlaması olmaksızın, farklı sektörlerde sınırsız inşaat yapma yetkinliğine sahibiz. Bu da bize, büyük ölçekli projelerden özel tasarım yapılara kadar geniş bir yelpazede çalışma imkânı sunuyor.

Bugüne kadar başarıyla tamamladığımız bazı projeler:
• TRC Göztepe Hastane ve Ticaret Merkezi Projesi: Hastane, çarşı ve ofis alanlarını kapsayan karma bir proje.
• Tuzla Port Alışveriş ve Yaşam Merkezi: Konut ve alışveriş merkezinden oluşan modern bir yaşam alanı.
• Terakki Vakfı Tepeören Eğitim Yerleşkesi: Eğitim alanında öne çıkan bir kampüs projesi.
• Tadım Gıda Maddeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.: Yüksek kapasiteli fabrika binası.
• Borusan Lojistik Dağıtım Depolama Taşımacılık A.Ş.: Lojistik sektörüne yönelik büyük bir depo binası.
• Mutlu Akü ve Malzemeleri Sanayii A.Ş.: Endüstriyel üretim için fabrika binası.
• Bahçeşehir Okulları A.Ş.: Modern eğitim olanakları sunan bir kampüs projesi.
• Marmara Geri Dönüşümcüler Kooperatifi: Yol ve köprü altyapı çalışmaları.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi: Uluslararası standartlarda bir futbol stadyumu.

Her projede, yalnızca bir yapı değil, aynı zamanda kullanıcıların yaşamlarına değer katacak mekânlar tasarlıyoruz. Bu anlayışla, sektörde fark yaratmaya ve sürdürülebilir projeler geliştirmeye devam ediyoruz.

TRC İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hümeyra Ökcün

2. Güncel projeniz olan Göztepe’deki hastane projesini biraz anlatır mısınız? Ne zaman faaliyete geçecek?
Göztepe’de hayata geçirdiğimiz TRC Göztepe Projesi, hastane, ofis ve alışveriş merkezinden oluşan kapsamlı bir karma kullanım projesi olarak tasarlandı. Bu proje sadece bir sağlık kompleksi değil, aynı zamanda modern yaşamın ihtiyaçlarına yanıt veren çok yönlü bir merkez olma özelliği taşıyor. 2025 yılının ortalarında faaliyete geçmesini planlıyoruz.

Projemizin en önemli özelliklerinden biri, Platin LEED Sertifikası standartlarında inşa ediliyor olması. Bu, çevre dostu malzemelerin kullanımı, enerji verimliliği, su tasarrufu, atık yönetimi ve sürdürülebilir mimari anlayışımızın bir göstergesi. Sağlık yapılarında sürdürülebilirlik genellikle ikinci planda kalır ancak biz, TRC Göztepe ile hem çevreye duyarlı hem de insan sağlığını önceliklendiren bir yaklaşım benimsedik.

Mimari tasarımı, sadece estetik değil, aynı zamanda işlevsellik odaklı olarak geliştirildi. Geniş ve ferah alanlar, doğal ışıkla aydınlanan koridorlar ve hasta odaları ile ziyaretçilere huzurlu bir ortam sunuyor. Ayrıca hastane bölümü, son teknoloji tıbbi cihazlarla donatılacak ve uluslararası standartlarda sağlık hizmeti verecek kapasitede olacak.

Ofis alanları ise modern çalışma koşullarına uygun, esnek tasarımlarla planlandı. İş dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte, ergonomik ve konforlu bir çalışma ortamı sunuyoruz. Alışveriş merkezi kısmı da günlük yaşamın bir parçası olarak kurgulandı; burada sağlık hizmeti alan ya da çalışan kişilerin sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri restoranlar, mağazalar ve dinlenme alanları yer alacak.

TRC Göztepe’yi diğer projelerden ayıran en önemli özellik ise sağlık ve sanatın buluştuğu bir yaşam alanı olması. Proje kapsamında sanat galerileri, açık hava sergi alanları ve kültürel etkinlikler için tasarlanmış özel bölümler bulunuyor. Bu da hastaneyi yalnızca bir tedavi merkezi olmaktan çıkarıp, insanların ruhsal ve zihinsel iyiliğine de katkı sağlayacak bir yaşam alanına dönüştürüyor.

Sonuç olarak TRC Göztepe, gerek mimarisi gerekse konumu ve sunduğu olanaklarla İstanbul’un yeni sembol projelerinden biri olmaya aday. İnsan odaklı tasarım anlayışımızı her detayda hissettireceğimiz bu projeyi, 2025 yılında halkımızla buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.

3. İnşaat sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İnşaat sektörünün geleceği, teknolojik yenilikler, sürdürülebilirlik ve değişen yaşam ihtiyaçları doğrultusunda şekilleniyor. Artık sadece binalar inşa etmek değil, aynı zamanda çevreyle uyumlu, akıllı, sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam alanları yaratmak ön planda. Bu da sektörün geleceğine yön verecek en önemli faktörlerden biri.

Öncelikle, sürdürülebilirlik artık bir trend değil, bir zorunluluk. İklim değişikliğiyle mücadele, enerji verimliliği, karbon ayak izinin azaltılması gibi çevresel sorumluluklar sektörde belirleyici hale geliyor. Bu yüzden yeşil bina sertifikaları (LEED, BREEAM gibi) geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı ve yenilenebilir enerji sistemlerine entegre projeler daha da yaygınlaşacak. Gelecekte, binaların sadece estetik ve işlevsel değil, aynı zamanda çevresel etkileri minimum düzeyde olan yapılar olması bekleniyor.

Bir diğer önemli dönüşüm, dijitalleşme ve akıllı teknolojiler. Yapay zeka (AI), büyük veri analizi, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve BIM (Building Information Modeling) gibi teknolojiler, inşaat süreçlerini daha verimli, hızlı ve güvenli hale getiriyor. Bu teknolojilerle hem maliyetler daha iyi yönetiliyor hem de tasarım ve uygulama süreçlerinde hata payı minimuma indiriliyor. Ayrıca, akıllı şehir projeleriyle birlikte binalar artık sadece bir yapı değil, şehirle etkileşim içinde olan birer ekosistem parçası haline geliyor.

Kentsel dönüşüm ve altyapı projeleri de gelecekte önem kazanmaya devam edecek. Artan nüfus ve şehirleşme, daha dayanıklı, güvenli ve erişilebilir kentsel alanlara olan ihtiyacı artırıyor. Deprem riski yüksek bir ülkede yaşadığımız için özellikle yapı güvenliği ve dayanıklılık, her zaman gündemde olacak.

Pandemi sonrası ortaya çıkan yeni yaşam alışkanlıkları da sektörde kalıcı değişikliklere yol açtı. Esnek yaşam ve çalışma alanları, daha fazla yeşil alan, doğal ışık kullanımı ve sağlıklı iç mekân çözümleri artık projelerde vazgeçilmez unsurlar haline geldi. İnsanlar artık yalnızca bir ev değil, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam alanı arıyor.

Biz de bu dönüşüme ayak uydurmakla kalmıyor, aynı zamanda öncülük etmeyi hedefliyoruz. Projelerimizde sürdürülebilirlik ilkesini temel alıyor, teknolojiyi en verimli şekilde kullanarak insan odaklı, yenilikçi ve çevre dostu yaşam alanları inşa ediyoruz. İnşaat sektörünün geleceği, değişimi benimseyen ve bu değişimi yönlendirebilen firmalarla daha parlak olacak.

4. Sektörünüzdeki yenilikler ve trendler neler? Siz bu yeniliklere nasıl uyum sağlamaktasınız?
İnşaat sektörü son yıllarda büyük bir dönüşüm içerisinde. Sürdürülebilirlik, dijitalleşme, ve akıllı yapı teknolojileri en belirgin trendler arasında yer alıyor. Özellikle çevre dostu binalar inşa etmek, enerji verimliliği sağlamak ve karbon ayak izini azaltmak artık sadece bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi. Bu nedenle LEED veya BREEAM gibi yeşil bina sertifikaları sektörde standart hale gelmeye başladı. Biz de projelerimizde çevre dostu malzemeler kullanıyor, yenilenebilir enerji kaynaklarına entegre sistemler geliştiriyoruz. Örneğin, TRC Göztepe projemiz Platin LEED Sertifikası kriterlerine uygun olarak inşa ediliyor.

Bir diğer önemli trend, dijitalleşme ve akıllı bina teknolojileri. BIM (Building Information Modeling) gibi dijital araçlar sayesinde projelerin tasarım, planlama ve uygulama süreçlerinde daha verimli sonuçlar elde ediyoruz. Ayrıca akıllı bina otomasyon sistemleriyle enerji tüketimini optimize ediyor, güvenlik ve konforu maksimum seviyeye çıkarıyoruz.

Modüler inşaat teknikleri ve prefabrik yapılar da hızla yaygınlaşıyor. Bu yöntemler, hem zaman hem de maliyet açısından büyük avantaj sağlıyor. Özellikle büyük ölçekli projelerde esneklik ve hız kazandırıyor.

Ayrıca, pandemi sonrası değişen yaşam alışkanlıklarıyla birlikte esnek yaşam ve çalışma alanları, açık hava odaklı tasarımlar ve sağlık odaklı mimari yaklaşımlar ön plana çıktı. İnsanların artık sadece ev ya da ofis değil, psikolojik ve fiziksel sağlığını destekleyecek ortamlar aradığını görüyoruz. Bu doğrultuda projelerimizde daha fazla yeşil alan, doğal ışık kullanımı ve sağlıklı iç mekân çözümleri sunuyoruz.

Bu yeniliklere uyum sağlamak için hem teknik ekibimizi hem de iş süreçlerimizi sürekli geliştiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapıyor, global trendleri yakından takip ederek projelerimize entegre ediyoruz. Sadece bugünün değil, geleceğin şehirlerini inşa etmek için sürekli öğreniyor ve yenileniyoruz.

5. 2024 yılı TRC İnşaat olarak nasıl geçti ve 2025 yılı hedefleriniz, öngörüleriniz nelerdir?
2024 yılı arz talep dengesi açısından sektör olarak zor bir yıldı. Ancak bize yansıması olmadığını söyleyebilirim. Geliştirdiğimiz proje özelinde yoğun talep ile geçirdik. Geçtiğimiz son üç yıl sektör olarak karşı karşıya kaldığımız en büyük sorun ise maalesef maliyet artışlarıydı. 2024 yılı yeni tecrübeler edindiğimiz, mevcut projelerimizin tamamlama aşamasına geçtiğimiz ve 2025 yılı için projelerimizin tohumlarını ektiğimiz bir yıl oldu.

2025 yılına da benzerlerinden oldukça farklı iki büyük projeye başlayacağız. Konut, hastane, otel, sosyal alan, iş ve alışveriş merkezinden oluşan karma projeler olacak.

6. Kendinizi yönetici olarak nasıl değerlendirirsiniz? Sizce iyi bir yönetici olmanın altın kuralları nelerdir?Kendimi vizyoner, analitik düşünebilen ve insan odaklı bir yönetici olarak değerlendiriyorum. Bir projenin başarısının sadece rakamlarla değil, o projede emeği geçen insanların motivasyonu ve inancıyla da şekillendiğine inanırım. İyi bir yönetici olmanın altın kuralları arasında, açık iletişim, ekip çalışmasına değer vermek, stratejik düşünme ve kriz anlarında soğukkanlı kalabilmek yer alıyor. Ayrıca liderlik sadece yön vermek değil, aynı zamanda ilham vermekle de ilgilidir. Çalışma arkadaşlarımı dinler, fikirlerine değer veririm. Çünkü bir ekibin en büyük gücü, farklı bakış açılarını bir araya getirebilme yeteneğidir.

Hümeyra Ökcün - Can Okat

7. Aile şirketi olarak faaliyet gösteriyor ve aynı zamanda oğlunuz Can Okat ile birlikte çalışıyorsunuz. Anne oğul iş hayatındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz? Zorlukları ve kolay yanları nedir?
Anne-oğul olarak birlikte çalışmak hem büyük bir avantaj hem de bazen hassas bir denge gerektiriyor. İş yerinde profesyonellik ön planda; kararlarımızı tamamen objektif bir bakış açısıyla alırız. Evde ise iş konuşmamaya özen gösteririz, böylece iş ve özel hayat dengesini koruyabiliyoruz. Zorluklar genelde beklentilerin yüksek olmasından kaynaklanabilir, ancak aramızdaki güven ve iletişim bu süreçleri kolaylaştırıyor. En güzel yanı ise, aynı vizyonu paylaşmak ve başarıları birlikte kutlamaktır.

8. Rekabetin fazla olduğu bir sektördesiniz. Sizin farklılıklarınız nedir? Sektörde nasıl rekabet ediyorsunuz?
Bizim en büyük farkımız, kaliteye olan bağlılığımız ve detaylara verdiğimiz önem. Müşteri memnuniyetini öncelikli hedef olarak belirlemek, projelerimizi sadece bir yapı değil, bir yaşam alanı olarak tasarlamak bizi rakiplerimizden ayırıyor. Ayrıca sürdürülebilirlik ve yenilikçilik konularına önem veriyoruz. Teknolojiyi yakından takip ederek projelerimize entegre ediyoruz. Rekabet ederken rakiplerimize odaklanmak yerine, her zaman kendimizi nasıl geliştirebileceğimize bakıyoruz.

9. Artan inşaat maliyetleri, enflasyon gibi ekonomik sıkıntıları yaşadığımız durumlarda siz firma olarak nasıl baş ediyorsunuz?
Bu tür ekonomik dalgalanmalara karşı esnek ve proaktif bir yaklaşım benimsiyoruz. Öncelikle maliyet analizlerini çok titiz bir şekilde yapar, riskleri minimize edecek stratejiler geliştiririz. Alternatif tedarik zincirleri oluşturmak, yerel kaynakları verimli kullanmak ve süreçleri optimize etmek de önemli. Ayrıca, uzun vadeli planlama yaparak finansal dalgalanmalara karşı dayanıklı bir yapı oluşturuyoruz. En zor zamanlarda bile kalite ve güvenilirlikten ödün vermemek bizim temel prensibimizdir.

10. Yurt dışı hedefleriniz var mıdır? Varsa neler?
Evet, yurt dışı hedeflerimiz var. Türk inşaat sektörünün uluslararası alanda da önemli bir oyuncu olduğunu biliyoruz ve biz de bu alanda yerimizi almak istiyoruz. Özellikle Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa pazarlarında fırsatları değerlendiriyoruz. Sadece konut projeleri değil, ticari ve karma kullanımlı projelerde de güçlü bir portföy oluşturmayı hedefliyoruz. Yurt dışı projelerinde Türk mühendisliği ve işçiliğinin kalitesini göstermek bizim için büyük bir motivasyon kaynağı.

Bu bir reklamdır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz