Raffy ile Bovet markasının tarihten bugüne uzanan hikayesini ve gelecek planlarını konuştuk...
“Her yıl sadece 1.500 saat ürettiğimiz için bu ürünlerin sanatsal ve üretim zorlukları düşünülürse hedefimizdeki müşteriler saatleriyle sosyal statü peşinde olanlar değil. Bizim saatlerimizi koleksiyonlara katan kişiler lüks saat üretimi konusunda çok bilgili insanlar. Saatlerinde her gün yeni bir detay ya da özellik keşfetmenin zevkinin peşindeler.” Bu sözler İsviçreli dünyaca ünlü lüks saat markası Bovet’in sahibi PASCAL RAFFY’e ait. Raffy neredeyse 200 yıllık markaya duyduğu tutkuyu, geleneklerin üzerine inşa ettiği inovatif yapıyı ve Bovet için tasarladığı gelecek planlarını anlattı.
Bovet Fleurier SA Londra’da 1822’de kurulmuş bir İsviçreli saat üreticisi. Şirket 19’uncu yüzyılda Çin pazarına yönelik saatleriyle ün kazandı. Bugün ise fiyatları 18 bin dolarla 2,5 milyon dolar arasında değişen çok üst seviye sanatsal saatler üretiyor. Şirket günümüzde ürettiği kadranların kalitesi, gravürleri ve karmaşık mekanizmalarıyla ün kazanmış durumda. Üretilen ilk Bovet marka saatler mekanizmalarının güzelliğini gösterme amacı taşıdığından ilk transparan arka kapaklı saatler olarak biliniyor. Ayrıca Bovet, kadranlarında yelkovan olan ilk saat markası olarak anılıyor. Şirketin şu andaki sahibi Pascal Raffy, Bovet’yi 2001’de satın aldı. Raffy 2006’da karışık saat mekanizmaları üreten STT Grubu’nu ve daha sonra da bir kadran üreticisini satın alarak saat üretimin tüm etaplarını kontrol edebilir hale geldi. Şu anda şirketin 150 çalışanı var ve yılda 2.000’den az saat üretiliyor. Bovet saatlerini reklam veya fuarlar yerine özel salonlarda müşterileriyle birebir olarak pazarlıyor. Raffy ile Bovet markasının tarihten bugüne uzanan hikayesini ve gelecek planlarını konuştuk:
2001 yılında Bovet’nin çoğunluk hissesini aldınız. Saat imalatı işine girmeye nasıl karar verdiniz ve Bovet’i aldığınızdan beri yönünü nasıl değiştirdiniz?
Saat yapımına ilgim çocukluk yıllarında başladı. Büyükbabamın muazzam bir cep saati koleksiyonu vardı ve her pazar günü bana bu koleksiyonu gösterirdi. Bu şekilde ilk eğitimimi aldım ve en asil geleneklerin rafine yönlerine olan tutkumu bu çocukluk ritüeli ateşledi. Bovet’nin tarihine ve zanaatkârlarının rakipsiz maharetine saygı, yaklaşık 20 yıldır benim yönetimimin temel değerlerini oluşturuyor. Bu değerler markanın uzun vadeli geleceğinin ve zenginliğinin de garantisi durumunda. Bovet mirasını yeniden yapılandırma çalışmaları zamanın en güzel ve incelikli ifade edilmesi kaygılarının yanı sıra onun biricik, “kendine has” saat yapım yeteneklerini de kapsıyor. 2001’den beri Bovet markası altındaki inovasyonlar ve alınan 17 patent benim sonsuz mükemmeliyet arayışımın bir göstergesi.
Şu anda saatlerinizin her parçasını kendinizin yaptığı bir imalatınız var. Bu tesisler için ne kadar yatırım yaptınız ve bunların size sağladığı avantajlar neler?
Bizim imalatımız İsviçre’nin Bern kantonunundaki Bernese Jura bölgesinde. Burası Bovet kardeşlerin 19’uncu yüzyıl başlarında imalatı kısmen başlattıkları yer. 43 farklı yetenekten 63 zanaatkâr burada zanaatlarını icra ediyor. Her yıl buradan piyasaya 1.500 parça sürdüğümüz düşünülürse uzmanlıklarındaki derinlikleri anlaşılabilir. Şu anda imalatımızda 3 ana unsuru kontrol ediyoruz; metallerin makinede işlenmesi ve şekil verilmesi, elektrik yükünün boşaltılması ve metallerin baskılanması. Saatlerimizin mekanizmalarının denge yayları dâhil tüm parçalarını kendimiz üretiyoruz ve bunu tüm dünyada yapabilen sadece 10 firma var. Koleksiyonlarımızın da gösterdiği gibi geleneksel zanaatları kullanmaktan gurur duyuyoruz. Tüm süslemelerimiz için üç gravür ustamız çalışıyor ve bu süslemeleri kendi atölyemizde en sıkı kriterlerle üretiyor. Kadranlarımız da hangi teknik ya da materyalle üretilirse üretilsin sadece kadran üreten başka atölyelerde üretiliyor. Saatlerimizin kasalarını mekanizmaları ürettiğimiz atölyenin birkaç kilometre ötesinde bir atölyede üretiyoruz ve elbette parçaları bir zamanlar Bovet ailesinin sahibi olduğu Fleurier Köyü manzaralı “BOVET 1822” markasının doğduğu Château de Môtiers’deki yerimizde birleştiriyor ve burada süslüyoruz.
Rakiplerinizden nasıl ayrışıyorsunuz? Bovet’nin bazı farklarını söyleyebilir misiniz?
Şirketimizin bağımsız olması… Bovet saatleri bizim 2 yüzyıllık zanaat geleneğimize ve kullandığımız materyallerin estetik ve kronometrik kalitelerine karşı büyük bir saygı duyarak üretiliyor. Modern kriterlere ve beklentileri karşılamak için gereken teknik karmaşıklığa, güvenilirliğe ve kullanışlılığa böyle ulaşıyoruz. Bovet’yi satın aldığım andan itibaren süsleme sanatlarını, orijinal objeleri ve kişiselleşmiş saatleri tekrar canlandırdım. Bu yaklaşım sadece bize özgü bir iş yapma anlayışını muhafaza etmek ve neredeyse unutulmak üzere olan bazı bilgileri korumak içindi.
Geleneksel yapıyı korumanın yanında yenilikler de yaptınız mı?
Elbette gelenekleri korumak yenilik yapmaya engel değil. 2017’de geleneksel yöntemleri parlak materyallerle harmanlayan çığır açıcı bir minyatür boyama tekniği kullanmaya başladık. Böylelikle elle boyanmış tasarımın her detayı geceleri inanılmaz bir keskinlikle görülebiliyor. 2018’de bu tekniği “Grand Recital Récital 22” modelimizin 3 boyutlu küresine uygulayarak daha da ileriye gittik ve bu saatimiz geçen aralıkta Cenevre’deki Grand Prix d’Horlogerie etkinliğinde Aiguille d’Or ödülünü kazandı. Bu ödül geleneksel el sanatlarının inovasyon ve teknolojiyle harmanlanmasının saat üretimi için en üst seviyeye çıkarılmış olmasını onurlandırıyor. Her yıl ürettiğimiz saatlerin yüzde 30’u kişiselleştirilmiş ya da “tek” ürünler olduğu için bu metotları ve bu karmaşıklıktaki ürünleri beklenmedik kadar hızlı bir şekilde üretmek amacıyla şirket yapımızı da entegre ediyoruz.
Dünyada kaç koleksiyonerde sizin saatleriniz var?
Her yıl sadece 1.500 saat ürettiğimiz için bu ürünlerin sanatsal ve üretim zorlukları düşünülürse hedefimizdeki müşteriler saatleriyle sosyal statü peşinde olanlar değil. Bizim saatlerimizi koleksiyonlara katan kişiler lüks saat üretimi konusunda çok bilgili ve bu işi gerçekten seven insanlar.
Gençlerin lüks saat üretimine ilgisinin artması için ne yapılabilir? Bunun için bir stratejiniz var mı?
Bugün sektör satış ve dağıtım açısından gerçek bir dönüm noktasında ve bu yakında sektörü tekrar tanımlayacak. Küreselleşme ve e-ticaretin etkileri son yıllarda iyiden iyiye hissedilir oldu. Saat üretimine gelirsek, akıllı saat gibi trendlerin sektörümüze etkisi sınırlı. E-ticaret giriş seviyesi saatler ya da akıllı saatler için mükemmel bir satış kanalı ama bizim kalite seviyemiz için uygun değil.
Bovet diğer saat markaları gibi ünlülerle iş birliği yapmıyor. Neden?
Dünyadaki pek çok ünlü aslında Bovet koleksiyoneri. Ancak pazarlama amacıyla bunlardan herhangi birinin ismini açıklamak hiçbir zaman markamızın felsefesine dahil olmadı. Bu sadece bizim değil, bizim gibi el işçiliğine, zanaatkarlığa dayanan ve “biricikliği” ilke edinen pek çok markanın da yaklaşımı.
Servis kalitesi önemli Bizim saatlerimiz o kadar karmaşık ki onları anlatmak gerekiyor. Koleksiyonerlerimiz sadece bir ürün satın almıyor. Bizim değerlerimizi paylaşıyorlar ve e-ticaretin doğası gereği hiçbir zaman sunamayacağı bir servis kalitesi istiyorlar. Bu nedenle bir yandan e-ticaret’in desteklediği globalleşme trendine diğer yandan da bunun tam tersi bir olguya şahit oluyoruz; bizi koleksiyonerlerimize yakınlaştıran servis kalitesi. Bu devamlı etkileşim bize koleksiyonerlerimize en iyi tavsiyeleri, servisi verme ve onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılama fırsatını veriyor. |
Bovet kültüründe biriciklik var Bovet markası hep “biriciklik” üzerine inşa edildi ve onunla ilgili oldu. Mekanik yetenekleri ve güzel sanatlarla olan ilişkisi marka kurulduktan 2 yüzyıl sonra bile devam etti. Bovet saat yapımının en incelikli, en önemli değerlerine bağlıdır. Şöyle ki zanaatkar zaman duygumuzu en güzel şekilde ifade etmenin anahtar unsurudur. Bizim temel ilkemiz globalleşen dünyada gittikçe daha çok koleksiyoneri bu virtüöz yetenekleri korumaları ve güçlendirmeleri konusunda teşvik etmek. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?