Kapitalizm nasıl kurtulur?

Prof. Rebecca Henderson ile kapitalizmin neden bozulduğunu ve daha iyi bir gelecek için nasıl tamir edilmesi gerektiğini konuştuk...

26.05.2021 13:31:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kapitalizm nasıl kurtulur?

Aslı Sözbilir

Kapitalizm zaten bir süredir akademik çevrelerde tartışma konusuydu. Ancak COVID-19 pandemisine yanıt vermeye çalışırken belirginleşen zaaflarına iklim krizinin hızlanması da eklenince tartışmalar yoğunlaştı. Üstüne eskiden refah dağıttığı Amerikan işçi sınıfında hızlanan “umutsuzluk intiharları” ve 6 Ocak’ta ABD Kongesi baskınındaki öfkeli kalabalıklar da eklenince “kapitalizmi tamir etmek” siyasilerin zorunlu gündemine girdi. “Dünya Yanarken Kapitalizmi Yeniden Tasavvur Etmek” kitabının yazarı Prof. Rebecca Henderson, “Mevcut sistem radikal olarak dengesiz ve bu da onu tehlikeli hale getiriyor” diyor.

Ben bir sosyalist değilim, ölümüne kapitalistim ve kapitalizmi geri kazanmak istiyorum, çünkü karşı karşıya kaldığımız sorunlara tek çözüm o.” Bu çarpıcı sözler “Reimagining Capitalism in a World  on Fire” (Dünya Yanarken Kapitalizmi Yeniden Tasavvur Etmek) kitabının yazarı Prof. Rebecca Henderson’a ait… Harvard İşletme Okulu profesörlerinden Henderson, aynı zamanda ABD’deki Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu ve Amerikan ve İngiliz Bilim ve Sanat Akademilerinin araştırmacılarından. Bugün ekonomi ve organizasyonel davranış alanında dünyanın en önemli düşünürlerinden kabul edilen Prof. Henderson, son 30 yıldır dünyanın en büyük organizasyonlarıyla birlikte sosyal hedefleri olan bir kapitalizm yaratmak ve iş dünyasının bu süreçteki rolü üzerine çalışıyor. “Ölümüne kapitalist” Henderson, kapitalizmin mevcut şartlarda başarısız olduğunu düşünüyor. Henderson, “Kapitalizm yeniden tasavvur edilmeli, çünkü artık dünyadaki pek çok insana refah dağıtamıyor. Toplumlarımıza ve gezegenimize muazzam zarar verecek uzun vadeli hasarlar yaratıyor. Mevcut sistem radikal olarak dengesiz ve bu da onu tehlikeli hale getiriyor” diye konuşuyor. Prof. Rebecca Henderson ile kapitalizmin neden bozulduğunu ve daha iyi bir gelecek için nasıl tamir edilmesi gerektiğini konuştuk: 

Neden dünyada bir yangın olduğunu söylüyorsunuz? Ve kapitalizmin bununla ne alakası var?

 Çünkü dünya gerçekten de yanıyor! Geçen yaz Kaliforniya’da 1,6 milyon hektar, Avusturalya’da da 18,6 milyon hektar alan yandı. Ama aynı zamanda mecazi anlamda da bir yangın var. Dünyanın birçok bölgesinde nüfusun çoğunun yaşam standartları iyileşmiyor ve gençler iş bulamıyor. Birçok kişi kapitalizmin artık onlara fayda sağlamadığına inanıyor ve protestolar düzenliyorlar. 

 Günümüz kapitalizminin ana kusurları neler? Neden bugün gerçek bir serbest pazar kapitalizmine sahip değiliz? 

 Kapitalizm artık serbest pazarlar, devlet ve sivil toplum arasında bir denge olmadığı için başarısız oluyor. Piyasalar sadece karbon emisyonları gibi dışsallıklar düzgün fiyatlandığında, şirketler kuralları kendi lehlerine olacak şekilde değiştiremediklerinde ve herkesin piyasaya katılabilme şansı olduğunda gerçek anlamda özgür ve adil olabilir. 

 Kapitalizmi kim, nasıl düzeltebilir? 

 Kapitalizmi düzeltmek için hepimizin çaba göstermesi gerekecek ama özellikle güçlü, demokratik olarak hesap sorulabilen ve muktedir hükümetlerin sivil toplumla iş birliği yaparak şirketlerin kurallara uymasını sağlaması gerekecek. Ayrıca bu hükümetlerin sağlık, eğitim gibi herkese adil şekilde başarılı olma şansını sağlayan kamu hizmetlerini vermesi sağlanmalı. Örneğin fosil yakıt kullanımının kontrol edilmesi, şirketlerin çalışanlarına insani düzeyde maaş vermesi ve çalışanlarına karşı saygılı olması gibi şeylere ihtiyacımız var. 

 “Kapitalizmi tekrar hayal ederken” şirketlerin rolü ne olmalı? 

 Şirketler sektörleri ya da bölgedeki şirketlerin beraber çalışmayı kabul ederek çözebileceği sorunlar konusunda iş birliği yapabilir. Finans sektörünü tekrar tasarlayarak ve güçlü demokratik kurumları destekleyerek “ortak değer” yaratabilir. Kamusal sorunları kârlı bir şekilde çözerek bu sürece destek olabilirler. 

 Kitabınızda çoğu şirket için asıl amacın hissedarları için değerlerini maksimize etmek olduğunu söylüyorsunuz. Bu sizce neden kötü ya da potansiyel bir sorun? 

 Her şirket hissedarlarına makul bir kazanç sağlamalı ve kâr etmeyen şirketler yaşayamaz. Ancak kapitalizmin gerçek amacı refahı ve bireysel özgürlükleri en üst düzeye çıkarmak. Para kazanmak bu hedeflere giden yolda yardımcı bir faktör. Kendi başına bir hedef değil ve düzgün kurallarınız yoksa hissedarların kazancını maksimize etmek çok büyük zararlara yol açabilir. Örneğin bazı kömür üreticilerinin karbon emisyonları nedeniyle yol açtığı sağlık ve çevre sorunlarının büyüklüğü bu şirketlerin toplam cirosuna eşit. Bu gibi durumlarda kârı maksimize etmek çok ciddi zararlara yol açıyor.

Kârlılık ve kurumsal sürdürülebilirlik arasındaki ilişkiyi nasıl görüyorsunuz? Bize kurumsal sürdürülebilirliğin şirketleri nasıl güçlendirebileceğini açıklayabilir misiniz? 

 Şirketlerin dünyayı sürdürülebilir hale getirmek için birçok fırsatı var. Birçok sektörde şirketler kamusal sorunları çözerken para kazanabilecekleri iş modelleri oluşturabilir. Mesela Walmart tırlarının verimliliğini artırdığında hem karbon emisyonunu ciddi oranda azalttı hem de kârını yılda 1 milyar dolar artırdı. Tesla elektrikli araba üreterek dünyanın en değerli otomobil şirketi oldu. Güneş ve rüzgar enerjisi artık milyar dolarlık sektörler haline geldi. Birçok şirket çalışanlarına iyi maaşlar verip, işlerini tekrar tasarlayarak onları güçlendirmenin kârlılığı ve kurumsal sürdürülebilirliği ciddi oranda iyileştirdiğini fark etti. Best Buy ve Costco bu gelişmelerin ABD’deki örnekleri. 

 İyi çalışan bir kapitalizmi inşa ederken liderlerin rolünü nasıl tanımlarsınız? 

 Şirketler ortak değer yaratmaya çalışarak kendi sektörlerinde önemli katkılar yapabilir. Özellikle de rakipleri onların fikirlerini kopyalamaya başladığında… Liderler beraber çalışmaya karar verirse tüm sektörlerin ve bölgelerin refahını artırabilirler. Aslında dikkatlice bakarsanız pek çok kolektif örneğe her yerde rastlayabilirsiniz. Örneğin hemen hemen tüm gıda şirketleri ormansızlaştırmaya son vermeleri gerektiğini görüyor. Çünkü hepsini ortak olarak endişelendiren gıda arzının uzun vadeli güvenliği konusunu en çok tehdit eden şey bu… Ayrıca pek çok bireysel şirket de işlerinde değişim gerektiren alanı buluyor. Mesela şirketlerin çoğu için enerji kullanımını yüzde 30-40 azaltmaya yönelik yatırımlar pozitif NPV (Net Bugünkü Değer) ile sonuçlanıyor. İş liderleri politik değişikliği de destekleyebilir. Serbest pazarların özgür siyasete ihtiyacı var ve şirket liderleri demokrasiyi savunarak gerçek değişime destek olabilir. 

Düzgün işleyen bir kapitalist ekonomide hükümetin ideal rolü nedir?

 Piyasalar; piyasa dostu olan güçlü, şeffaf ve muktedir hükümetlere sahip olduğumuzda gelişip zenginleşir. Böyle bir hükümet piyasanın üzerinde işlediği temel rayı oluşturur. Hükümetler ayrıca fiyatlamanın çalıştığından emin olmak için müdahale edebilirler. Örneğin gıda sektörüne bakalım… Tarım, dünyanın sera gazı emisyonlarının yüzde 10-12’sinden sorumlu ve sığır eti üretimi bunun büyük bölümünü oluşturuyor. Bir girişimci olarak sığır etini ikame edecek harika bir laboratuvarda yetiştirilmiş ürün tasarlayabilirsiniz ama sizinki daha pahalı olacaktır çünkü tarım sektörü ürettiği sığır etinin yarattığı çevresel zararı ödemiyor. Bunu ayrıca işçi haklarında da görürsünüz. Pandemide keşfettiğimiz şeylerden biri insanların tümüyle muhtaç olduğu kilit çalışanların sağlık sigortası, hastalık ödeneği olmadığı ve hatta hasta olsalar dahi evde kalmalarına yetecek kadar tasarruflarının olmadığı gerçeğiydi. İnsanlara eşit şartlı faaliyet alanı sağlamalıyız. Amacı olan şirketler çıtayı yükseltiyor ve bir fark yaratmak için ne yapabileceklerini araştırıyor. Ancak esasen hükümetlerin çıtayı yükseltmesine ihtiyacımız var; çünkü böylece fırsatçılar kötü davranarak ve zarara neden olarak yığınla para kazanamazlar. Gerçek bir düzeltme ancak karbon fiyatı belirleyerek olur, böylece insanlar kendi çöplerini bizim üzerimize bedavaya boşaltmazlar. 

 COVID-19 krizi nedeniyle kapitalizmin kristalize olan sorunları hangileri oldu? Ve hükümetlerin özellikle de daha alt sınıftan insanları etkileyen bu sorunları gidermek konusundaki performanslarını nasıl buluyorsunuz? 

 COVID krizi toplumlarımızın ne kadar kırılgan ve ne kadar eşitsiz olduğunu kristalize etti. Ayrıca yetkin hükümetlerin kamu sağlığı ve ekonomik büyüme gibi sorunları çözmeye çalışmasının gerekliliğinin de altını çizdi. l Bazı uzmanlar kapitalizmin salgın sonrası için bir çözüm olmadığına inanıyor. Kapitalizmin geleceği için ne söyleyebilirsiniz? n Kapitalizmin insanlığın en önemli buluşlarından biri olduğunu düşünüyorum. Milyarlarca insanı fakirlikten kurtaran ve bize dedelerimizin ancak hayalini kurabileceği bir hayat yaşama imkânını veren eşi benzeri olmayan bir refah ve inovasyon kaynağı… COVID aşılarının bu kadar hızlı bir şekilde geliştirilmesi özel teşebbüsün gücünün bir göstergesi. Ancak kapitalizm biz onu herkes için faydalı hale getirebilirsek yaşayabilecek. Herkes için iyi işler yaratmanın ve çevresel krizlerimizi çözmenin yollarını bulmalıyız. Ayrıca hükümetlerin, şirketler arası rekabetin yeni sorunlar yaratacağı değil sorunlarımızı çözdüğü çerçeveler yaratmasını sağlamalıyız.


KAPİTALİZMİ AYAĞA KALDIRMAK İÇİN NE YAPMALI?

İLK ADIM 
Kapitalizmdeki güncel problemlere yanıt vermenin kolay yolu onları siyasi süreçte ele alınacak kamusal mal ve hizmetler sorunu olarak görmek. “Kapitalizm bozuldu, o zaman şirketler bir şey yapmalı” demek ilk etapta akla gelen bir şey değil.

ŞEFFAF DEMOKRASİ En bariz ikinci adım bizi siyasi sistemimizin bozulduğunu anlamaya götürür. Piyasalar çok fazla önceliğe sahiptir ve sistemimizi güçlü transparan demokrasi, muktedir hükümet ve güçlü sivil toplumla yeniden dengelememiz gerekir.

HİSSEDAR DEĞERİ Hissedarlar için değerlerini maksimize etmenin tehlikeli tutkusuna çok fazla odaklanıyoruz ve bu da problemleri daha da kötüleştiriyor. Eğer ben bir iş insanına ahlaki görevinin kârı artırmak olduğunu ve başka bir şey yapmanın özgürlüğe ve refaha ihanet etmek olacağını söylersem ne olmasını beklersiniz?

“İNKARCI” POLİTİKALAR Bir enerji şirketinin CEO’su olduğunuzu hayal edin, iklim inkârcılığını aktif olarak fonlayacaktınız ve bu politikacılar da iklim regülasyonlarına sahip olmamamız için elinden geleni yapacaktır. Bu, 20 yıl önce hissedar değerlerinizi maksimize ederdi ama kesinlikle özgürlüğünüzü ve zenginliğinizi artırmazdı.

NET KURALLAR Kârı maksimize ederek sosyal refahı artırmak sadece piyasalar gerçekten özgür ve adil olduğu durumlarda gerçekleşir. Yani fiyatların gerçek maliyetleri yansıttığı, tam bilgilendirildiğiniz, oyunun kurallarının belli olduğu ve böylece rekabetin serbest olduğu, giriş ve çıkışların olduğu ve herkesin oynayabileceği bir piyasada bu yaşanabilir.

BOZULAN PİYASALAR ABD’de bazı piyasalar feci şekilde bozulmuş halde. Yakılan 10 dolar değerindeki kömürün insan sağlığına zararının maliyeti en az 8 dolar. Bu, ekonomiye milyarlarca dolara ve milyonlarca ölüme mal oluyor. Yine 10 dolar değerindeki kömürün yarattığı toksinler, civa ve partiküllerin en az 8 dolarlık iklim değişikliği zararına yol açıyor.

SERBEST PAZAR ŞARTI
Kısaca 10 dolarlık enerji için 16 dolarlık zarara neden oluyoruz. Hissedar değeri ve rekabet (monopoller, kartelleşmiş oligopoller) etrafındaki konular toplumun gözü önünde değildir, oldukça tekniktir ama yine de önemli nüfuzları vardır. Eğer oyunu kurallarını kendi çıkarınıza göre yazarsanız bu artık bir serbest pazar değildir.



PANDEMİ BİZE KAPİTALİZM HAKKINDA NE ÖĞRETTİ?

“POP QUIZ”
Toplumu sanki hiçbir şey ters gitmeyecekmiş gibi idare ediyorduk ve pandemi bize işlerin gerçekten ters gidebileceğini hatırlattı. Eğer pandemi bir “pop quiz” (habersiz ani sınav) ise iklim değişikliği final sınavı olacaktır ve ne yazık ki onun için bir aşı yok.

SORUMLU CEO’LAR Pandemi ayrıca bazı CEO’lara çalışanlarına karşı sorumluluk seviyelerini hatırlattı. Şu anda kelimelerin ve değer beyanlarının ötesine geçerek gerçek manada “ölüm kalım” kararları veriyorlar.

“KÖKLÜ” HÜKÜMET
Ek olarak pandemi bize şeffaf, demokratik, hesap verebilir ve muktedir hükümetler olmaksızın toplumları idare edemeyeceğimizi gösterdi. Sorumlu, meşru ve kökleri toplum içinden gelen hükümetlere ihtiyacımız var.

EŞİTSİZ ÖLÜMLER
Salgın sırasında ayrıcalıkların da derin bir şekilde vurgulandığına şahit olduk. Pandemi kaynaklı ölümler beyaz olmayan ve gelir dağılımın en alt basamağındaki toplumlarda gelişmiş ülkelere göre çok daha yüksek sayılarda gerçekleşiyor.

ÇARPIK TABLO RİSKİ Bu arada sabit gelirleri ve masa başı işleri olanlar hep iyi durumdaydı. Tüm bunlar olurken dev şirketler daha da devleşirken, küçük şirketler büyük sıkıntılar yaşadı. Pandemi sonrası daha da çarpık bir toplumla karşı karşıya kalma riski var.



TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

TÜKENEN KAYNAKLAR 
Kapitalizm uzun yıllar boyunca özgürlük ve zenginliğin eşsiz kaynağı oldu. Büyük dedelerimizin hayal bile edemeyeceği ölçüde büyüme ve gelişme sağladı. O yüzden büyük bir hayranıyım. Bununla birlikte kapitalizm bugün pek çok insan için çalışmıyor ve korkunç çevresel problemler yaratıyor. İklim değişikliği tabii ki bunun görünen simgesi fakat okyanusları, su kaynaklarımızı zehirliyoruz ve gezegenimizin sınırlı kaynaklarını tüketiyoruz.

ÖFKELİ KALABALIKLAR Geçtiğimiz 20 yılda muhteşem üretkenlik artışımızın kazancı büyük ölçüde nüfusun yüzde 10, yüzde 1 ve yüzde 0,1’lik kısmına aktı. ABD’de çok öfkeli milyonlarca insan var. Çocuklarının kendilerinden daha iyi bir hayat süremeyeceğini düşünüyorlar ve 20 yıldır gelirlerinde gerçek bir artış görmediler. Sistem şu anda çalışmıyor ve bu tehlikeli. Bir ekonomik sistem vaat ettiği şeyleri artık sunmuyorsa meşruluğu sorgulanır ve tam da böyle zamanlarda karanlık siyasi dalgalar ortaya çıkar.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz