Kur kötü vurdu

İhracatta değişim beklenmiyor

16.03.2017 12:31:320
Paylaş Tweet Paylaş
Kur kötü vurdu

AMBALAJLI SÜT ÜRÜNLERİ
KUR VURDUREKABET Yaklaşık 11 milyar TL’lik cirosal büyüklüğe sahip ambalajlı süt ve süt ürünleri sektörü 2015 yılında yüzde 5 civarında büyüdü. Sektör bugün 50’yi aşkın ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Ancak 2015’te süt ürünleri ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 43’lük bir düşüş gösterdi. Bu düşüşte arz yoğunluğu nedeniyle AB ülkelerinde çiğ süt fiyatlarının ciddi biçimde düşmesi ve yerli ürünlerin bu fiyatlarla rekabet edememesi etkili oldu.

DESTEK Kamu desteğiyle sektör son 5 yılda ciddi büyüme kaydetti. Devlet, hem süt üretimini hem de “okul sütü” gibi projelerle süt ürünleri tüketimini destekliyor ve buna uygun regülasyonlar ortaya koyuyor. Hatta tek başına bu projenin katkısıyla tahmini 26 litre seviyesinde olan kişi başı yıllık içme sütü tüketiminin 35 litre seviyelerine çıkarılması hedefleniyor.

BÜYÜME 2016 yılının ilk altı ayında sektör, ihracatta güçlü bir performans ortaya koydu.  Yılın ikinci yarısında ise döviz kurlarının dalgalanması ihracat çalışmalarına damgasını vurdu.

Bu nedenle 2016 sonu itibarıyla ihracatın 2015 rakamıyla aynı (200 milyon dolar) seviyede kalması öngörülüyor.  Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, “Nüfus artışı, yeni ürünler, yeni ihracat pazarları ve yeni yatırımlarla birlikte ambalajlı süt sektörünün 2017 yılında yüzde 5 civarında büyüyeceğini tahmin ediyoruz” diyor.

SALÇA 
“EV DIŞI”NDA

BÜYÜYECEK
TÜKETİM Ipsos verilerine göre 2016 yılında Türkiye'deki hanelerin yüzde 75,7’si ambalajlı salça satın aldı. Bu oran 2015’e göre 1,2 puan azaldı. Salça pazarı; alım yapan hanelerin azalması ve alım miktarlarının yaklaşık 300 gram düşmesi yüzünden miktar olarak yüzde 6 daraldı. Fakat pazarda, harcama olarak yüzde 3 büyüme görüldü. 2015’te 158 ton olan ambalajlı salça hane tüketimi, 2016’da 148 tona gerilerken, ciro olarak 783 milyon TL’den 808 milyon TL’ye yükseldi.

HAMMADDE Kalite standartları belirlenmemiş, denetime tabi tutulmayan merdiven altı ürünler sektörde sorun oluşturuyor. Bunun yanı sıra salçalık domates üretiminin belirli bir seviyede tutulması hammadde yetersizliği çekilmemesi açısından oldukça önemli. Yıllar itibarıyla değişmekle birlikte, salçalık domates üretimi 1,7 milyon ton ile 2,5 milyon ton arasında değişiyor. Bu bağlamda, hammadde verimliliği ve tarımsal mekanizasyona geçiş

2017 yılında sektörün odaklanacağı konuların başında geliyor.

SATIŞ Son yıllarda dışarıda yemek yeme alışkanlığının artması, turizm sektörünün büyümesi, restoran, otel, tatil köyü gibi ev dışı kullanım noktalarının yoğunlaşması sebebiyle bu kanala yönelik olan 5-10 kg’lık ambalajların satışında ciddi gelişme gözleniyor. Tamek Genel Müdürü Cem Kurt, “Ev dışı kanaldaki bu büyüme sonucunda önümüzdeki dönemde kullanım kolaylığı sunan, maliyet yönünden avantaj oluşturan ürünler kendilerine avantaj sağlayacak” diyor.

ARAÇ KİRALAMA

ÖTV YARAYACAK

GELİŞİM Artan müşteri talepleri ve rekabetçi ortam nedeniyle ulaşılabilir rakamlar sunan araç kiralama pazarı her yıl ortalama yüzde 15 oranında büyüyor.  2015 yılında uzun dönemli araç kiralama pazarında yüzde 17 oranında büyüme gerçekleşti ve sektör yılı 277 bin adet ile kapattı. Kısa süreli araç kiralama pazarında ise 27 bin 500 adetlik bir araç parkı ile yüzde 18,3 oranında büyüme gerçekleşti.

DÜZENLEME Çoğu Avrupa ülkesinin aksine Türkiye’de trafik cezalarının araç kiralayan kullanıcıya değil araç sahibine yansıtılması kiralama şirketleri için önemli bir sorun oluşturuyor. Ayrıca havalimanı otoritelerinin müşterilerin hayatını kolaylaştıracak şekilde araç kiralama şirketlerinin hizmet vermelerini sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapmamaları da sektörü zorluyor.

FIRSAT Araç kiralama sektörü henüz doymamış bir pazar. ÖTV’deki artışın da sektör için bir fırsat yaratacağı düşünülüyor. Otokoç Otomotiv Araç Kiralamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İnan Ekici, “Son dönemde ÖTV değerleri ve TL’nin yaşadığı değer kaybı sonrasında artan araç fiyatlarının işletmeleri ve bireyleri kaynaklarını verimli kullanmaya yönelteceği ve sunduğu avantajlar nedeniyle araç kiralamanın daha çok tercih edileceği bir döneme girdiğimizi düşünüyoruz” diyor.

İLAÇ
GÖZÜ DIŞARIDA
HACİM Son yıllarda hızla büyüyen sektör 2015’te iyice vites yükseltti ve yüzde 15,3 oranında büyüme ile değer bazında 15,8 milyar liraya ulaştı. Hacim ölçeğinde ise 1,87 milyar liralık kutu satışıyla yüzde 6,8 büyüme kaydetti. 2004’te devreye sokulan Sağlık Dönüşüm Programı çerçevesinde atılan sigorta kurumlarının birleştirilmesi, hastane sayılarının artırılması ve ilaç fiyatlarında referans sistemi getirilmesi gibi adımların sağlık erişimini büyük oranda artırması bu büyümede etkili oldu.

YERLİ Türkiye’de ilk kez yerli morfin geliştirerek ruhsat alan Hacettepe Üniversitesi geçtiğimiz yıl da yerli aşı konusunda çalışmalarını tamamlayarak ilk yerli hepatit B aşısını üretti. Bu çalışmalar ilaç sektörünün yerel gelişimini gözler önüne seriyor. Ayrıca 2015 yılı rakamlarına göre reçeteli ilaç pazarının yüzde 17’sini biyoteknolojik ilaçlar oluşturduğundan, Türk ilaç sanayinin ilgisi bu alana doğru kayıyor.

POTANSİYEL Tüm dünyadaki ilaç üreticileri ve satıcıları Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinin pazar potansiyelini keşfetmeye başlıyor. Türk ilaç sektörü de ihracatını son 4 yılda yüzde 51 büyütürken bu pazarlara gözünü dikti. UBM EMEA Marka Direktörü Mehmet Dükkancı, “Bölgedeki konumumuzu çok iyi değerlendirmeliyiz. Stratejik konumumuz sayesinde bölge için cazibe merkezine dönüşebiliriz” diyor.


TUZ
ROTA AVRUPA
PAZAR Türkiye’de ölçülebilir perakende tuz pazarının büyüklüğü 140 milyon dolar. Bu rakamın 100 milyon dolarını ham tuz, 40 milyon dolarını ise rafine tuz oluşturuyor.  2015 yılında hane başı tuz tüketimi cirosal bazda yüzde 10 artış gösterirken, tuz satın alım sıklığında da yüzde 3'lük bir artış gözlemlendi. Yine 2015’te Türkiye 26,5 milyon dolarlık tuz ihracatı yaparken, en çok ihracat yapılan ülkeler Irak ve Romanya oldu.

MALİYET Sektörün 10 milyon tonluk bir kapasiteye çıkması mümkün. Ancak tuzun doğası gereği oluşan taşlaşma sorunu ve stok alanlarında verdiği fireler maliyetleri artırıyor. Ayrıca tuz pahada hafif yükte ağır bir malzeme olduğundan nakliye maliyeti, raf fiyatının oluşturulmasında oldukça belirleyici bir unsur haline geliyor. Durum böyle olunca ihraç edilen tuzun raf fiyatı hedef ülkenin ürettiği tuzun fiyatına kıyasla daha yüksek oluyor.

HEDEF Dünyada tuz tüketiminin son beş yıl içinde her yıl yüzde 10 oranında arttığı görülüyor. Üretici ülkeler ise üretimlerini bu oranlara bağlı kalarak düzenliyor. Türk üreticiler de buradan yola çıkarak, büyüme hedeflerini ihracata yöneltti. Billur Tuz Genel Müdürü Mutlu Mermer, “Türkiye’deki raf payımızın aynısını Almanya, Hollanda, İngiltere, Fransa, Belçika ve Türklerin yoğun olarak yaşadığı tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diyor.

KABLO
İRAN UMUDU
YÖNELİM Türk kablo sektörü yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracat yapıyor.  Sektörün 2011 yılında 2,3 milyar dolar olan ihracatı sonraki 4 yılda yüzde 17’nin üzerinde daralarak 2015’te 1,9 milyar dolar seviyesine geriledi. Bu azalmada, bakır fiyatlarının düşüşünün çok büyük etkisi oldu. Ayrıca Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde yaşanan problemlerden dolayı ihracatta yaşanan bir miktar azalma üreticilerin iç pazara yönelimini artırdı.

STANDART Sektörün ana sorunları arasında ürün standartlarının Avrupa ülkelerinden geride olması, denetimde istenilen seviyelere ulaşılamaması dolayısıyla standartlara uygun olmayan üretim yapılması ve bunun sonunda hem can hem mal güvenliğini tehlikeye atabilecek, hem de ülke imajını zedeleyebilecek ürünlerin piyasaya servis edilmesi sayılabilir. Sektörün bir diğer sorunu ise gerek üreticilerin, gerekse müteahhitlerin nakit akışı sıkıntısı yaşaması nedeniyle tahsilatlarını ve risk yönetimini çok daha dikkatli yönetmek durumunda olmaları.

YENİ KAPI Türk müteahhitlerinin Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan gibi ülkelerdeki agresif çalışmaları devam etse de kablo sektörünün ihracatının 2016 yıl sonu rakamlarına göre yaklaşık yüzde 10 azalması bekleniyor. Prysmian Group Türkiye CEO’su Erkan Aydoğdu, “Bununla birlikte, İran ile yapılan mutabakat görüşmelerinde yaşanan pozitif gelişmeler, Türk üreticilerine yeni bir ihracat kapısı açılması için umut oluyor” diyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz