Capital ve Ekonomist dergilerinin düzenlediği "Tasarım ve İnovasyon Zirvesi"nde konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "2018 yılında yaklaşık 100 milyar dolar özel sektör yatırımı bekliyoruz" dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "2018 yılında yaklaşık 100 milyar dolar özel sektör yatırımı bekliyoruz. Büyüme, yatırım, ihracat ve istihdam beklentilerini buna dayanarak söylüyoruz." dedi. Zeybekci, CEO Club çatısı altında, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda düzenlenen "Tasarım ve İnovasyon Zirvesi"nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.
Kadınların en önemli hazine olduğunu dile getiren Zeybekci, "Türkiye, iş gücüne katılımda yüzde 53-54'lerde. Erkeklerin iş gücüne katılımında yüzde 70'lerin üzerinde. Gelişmiş ülke ekonomileriyle kıyasladığımızda hemen hemen aynı orandayız." diye konuştu.
Zeybekci, kadınların iş gücüne katılımının 10 yılda yüzde 50 arttığını vurgulayarak, "Önümüzdeki 10 yıllarda bu oranın çok daha hızlı artan bir ivmeyle sürmesini bekliyoruz. Değerlendiremediğimiz çok büyük bir enerjiyi, kadın hassasiyetini, kadın titizliğini ve kadın sahiplenmesini de iş dünyasında göreceğiz diye düşünüyorum." yorumunu yaptı.
"Dünyadaki ihracatın yüzde 40'ı e-ihracat olacak"
Gelecekte bilgi teknolojilerini, Sanayi 4.0, robotlar, nesnelerin interneti, birbirini yöneten üretim teknolojileri ile bin kişinin ürettiği bir üretim tesisi ve miktarının onlu kişi sayılarıyla üretilebileceğini kaydeden Zeybekci, "Önümüzdeki dönemde bilgi ve teknolojiyi, Sanayi 4.0 hatta daha ilerisini yakalayabilen ülkeler yeniden üretim merkezleri oluyor." dedi.
Zeybekci, e-ticaret ve e-ihracat ile üretim alışkanlarının değişeceğine dikkati çekerek, üreticinin kargo ve bankacılık sistemleriyle dünyanın her yerine direkt ürününü gönderebileceğini ifade etti.
Elektronik ticaretin yıllık ortalama yüzde 15 arttığını belirten Zeybekci, 5 yıl sonra dünyadaki ihracatın yüzde 40'ının e-ihracat olacağını söyledi.
Zeybekci, Türkiye'nin sağladığı hiçbir başarının tesadüf olmadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Ateş çemberinin ortasında olan Türkiye... Birkaç defa dünyada bildiğimiz bütün stres testlerinin en güçlülerini atlatmış olan Türkiye ekonomisi... Bazen kabloları, boruları teste tabi tutarken 20 barlık bir boruyu 30 barla test ederler. Türkiye ekonomisi diyelim ki yüz barlık bir ekonomi, bin barla test edildi. 15 Temmuz'dan sonra 18 Temmuz sabahı tüm sistemin tamamı bütün dünyayla entegre bir şekilde çalışan bir ekonomi olarak tıkır tıkır üretmeye devam etti. İhanet girişimine, sonraki tüm olumsuz algı operasyonlarına rağmen devam etti."
Son açıklanan makro ekonomik verilere değinen Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen sene dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemini devreye aldık. Şu ana kadar petro-kimya, enerji teknolojileri, sağlık teknolojileri, haberleşme teknolojileri, tarım teknolojileri, yenilenebilir enerji teknolojileri... Yatırımları demiyorum, teknolojilerin üretildiği yatırımlardan bahsediyorum... Bunlarla ilgili şu anda elemelerini bitirip sonuçlandırdığımız, inşallah bir aksilik olmazsa 27 Mart'ta Cumhurbaşkanımızın elinden 100 milyar liranın üzerinde yatırım teşvik belgesini bir kalemde vereceğiz. Geçtiğimiz sene verdiğimiz klasik yatırım teşvikleri bunun dışında. 2018 yılında yaklaşık 100 milyar dolar özel sektör yatırımı bekliyoruz. Büyüme, yatırım, ihracat ve istihdam beklentilerini buna dayanarak söylüyoruz."
"Otomobillerin pillerini Türkiye olarak biz üretmek istiyoruz"
Almanya'nın 2020'den itibaren dizel motorların kullanımını yasaklayacağını anımsatan Zeybekci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hibrit otomobil üretimi bütün hızıyla devam ediyor. 2020'de dünyadaki otomobil satışlarının yüzde 20'sinin üzerindeki bir kısmının elektrikli otomobiller olduğunu göreceğiz. İnsansız otomobiller göreceğiz, daha birçok yenilikler göreceğiz. Peki biz otomotivde dünyada 14. büyük otomotiv üreticisi, Avrupa'da 5. otomotiv üretici olarak geleceğe hazırlanıyor muyuz? Artık arabaların karbüratör ihtiyacı olmayacak. Bildiğimiz, ürettiğimiz yedek parçalara önümüzdeki 5 yıl sonra ihtiyaç duyulmayacak. Bununla ilgili hazırlanıyoruz. Otomobillerin hepsinin pillerini Türkiye olarak biz üretmek istiyoruz. Nikel ve kobalt ile ilgili, sıfırdan aküde kullanılan haline kadar tüm ham maddesini üreten ülke olacağız yakında."?
Zeybekci, telefon teknolojilerinin çok hızlı geliştiğini belirterek, gelecekte çok farklı haberleşme teknolojilerin ortaya çıkacağını kaydetti.
Türkiye'de her yıl 1 milyon nüfus artışı olduğunu bildiren Zeybekci, "İş gücüne katılım sayısı da 1,2 milyon. Vatandaşımıza iş bulmak zorundayız. Şunun da çok net farkındayız; bunu da özel sektör eliyle yapmak durumundayız. Onun için yüzde 6 ve üzerinde büyümek zorundayız." şeklinde konuştu.?
Zeybekci, Afrika'nın büyük fırsatların olduğu bir coğrafya olduğunu vurgulayarak, bu yıl Afrika ile 30 milyar dolarlık dış ticaret hedeflediklerini bildirdi.
Afrika'da elektrik enerjisine ulaşım oranının yüzde 10'nun altında olduğunu dile getiren Zeybekci, şunları söyledi:
"Önümüzdeki on yılların dünya büyümesindeki en önemli motoru Afrika olacak…Afrika'da önemli noktalarda bağlantılarımızı kurduk, teknik ekiplerimiz çalışmaya devam ediyor. Afrika'nın en önemli projelerini Türkler yapıyor. Bir ülkede 1,7 milyar dolar, öteki ülkede 2,5 milyar dolarlık demiryolu projelerini Türkler yapıyor. Afrika'nın en önemli hastanelerini, kongre merkezlerini, stadyumlarını Türkler yapıyor."
Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Colman Deegan ise zirvede yatığı konuşma, dijital teknolojilerin tasarım odaklı düşünme sürecini teşvik ettiğini bildirdi. Deegan, dijital teknolojilerin gelişmesiyle dünyada insanların birbirine daha bağlı hale geldiğini belirterek, bunun şirketlere yeni fırsatlar sunduğunu vurguladı.
Dijital teknolojilerin, kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamak ve pozitif deneyim sağlamak için temel araç haline geldiğini belirten Deegan, bugün büyük veri, yapay zeka ve nesnelerin İnterneti (IoT) gibi dijital teknolojilerin, tasarım odaklı düşünme sürecini teşvik ettiğini bildirdi.
Deegan, "IoT teknolojisi günlük aktiviteleri analiz ederek, şirketler için muazzam miktarda bir müşteri öngörüsü sağlamayı mümkün kılıyor. Bu yönüyle IoT, her endüstride var olan işletmelerin operasyonlarını dönüştürecek, devrim niteliğinde bir teknoloji. IoT pazarının 2020 yılına kadar 50 milyar dolardan fazla olacağını da göz önünde bulundurursak, Endüstri 4.0’ı yakalamak için işletmelerin yeni nesil teknolojilere adapte olması ve dijitalleşme süreçlerini tamamlamaları her zamankinden daha büyük önem taşıyor." diye konuştu.
Vodafone'un en son dijital teknolojileri Türkiye'de insanların, işletmelerin veekonominin yararı için sunduklarını dile getiren Deegan, dijitalleşmiş şirketlerin sayısının artmasının Türkiye ekonomisinin potansiyelini güçlendireceğini aktardı.
Deegan, "Yarına Hazırım Platformumuz çatısı altında sunduğumuz, işletmelerin verimliliğini artıran yenilikçi çözümlerimizle onları yarının ve iş yapmanın değişen dünyasına hazırlıyoruz. Müşterilerimizin dijital iş ortağı olarak, teknolojinin yenilikçi yollarını kullanarak, iş yapış şekillerini dönüştürmelerini desteklemeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Tüm şirketler birer yazılım şirketine dönüşmek durumunda"
Arçelik İnovasyon Direktörü Erkan Duysal da global rekabetin ve sürdürülebilir büyüme arayışının, Ar-Ge yatırımlarının önemini arttırdığını vurguladı.
İnovasyon ve yeni fikirlerin, ekonomilerin ve şirketlerin geleceğini etkilediğine dikkati çeken Duysal, "Dijital teknolojiler, yeni ürünleri, servisleri, iş modeli ve süreçlerini değiştirerek inovasyon stratejilerine şekil veriyor. Rekabetçi avantaj artık ürünlerden değil, ürünler üzerine inşa edilen katma değerli servislerden geliyor. Tüm şirketler, faaliyet alanları ne olursa olsun birer yazılım şirketine dönüşmek durumundalar, ürünlerinden ve operasyonlarından yaratılan veriyi işleyebilecek yetkinlik seviyesine ulaşmak zorundalar." diye konuştu.
Duysal, Apple, Amazon ve Google gibi dünyanın önde gelen şirketlerinin yeni sektörlere, geleneksel iş kolları ve pazarlara girdiği anımsatarak, perakende sektöründeki tüm şirketlerin yıkıcı inovasyona hazırlıklı olması gerektiğine dikkati çekti.
Bu yıl da inovasyon merkezi kurma çalışmalarına devam edeceklerini aktaran Duysal, Romanya ve İsrail'de birer inovasyon merkezi açmayı planladıklarını kaydetti.
"Küresel gelişmeleri doğru okumalıyız"
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyıldız, yüksek teknoloji ürünlerinin ve imalat sanayisinin toplam üretim içindeki payının artırmalısı gerektiğini belirterek, "Bu çerçevede yapmamız gereken bir şey var. Bunu yapmak için de küresel gelişmeleri doğru okumamız gerekir." diye konuştu.
Altunyıldız, bilgiye yapılan yatırımın en karlı yatırım olduğunu belirterek, "1980'li yıllarda Standard & Poor's 500 Endeksi'ndeki şirketlerin yüzde 80'i fiziki değerlerdi. Makine, üretim alanları, arsa, bina gibi... Şimdi bu tersine döndü, yüzde 80'i soyut değerler. Markası, patenti, tasarımı, üretim modelleri gibi... O zaman bir şeyler çok değişti. Ya değişeceğiz ya da bu hayatta ayakta kalamayacağız." yorumunu yaptı.
- "İnovasyona en çok bütçeyi sağlık ve medikal sektörleri ayırıyor"
Zirve kapsamında düzenlenen "İnovasyonla ve Tasarımla Büyüyenler" başlıklı panelde konuşan Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, şirketlerin çalışanlarıyla da farkındalık yaratması gerektiğini vurgulayarak, şirketlerinde çalışanların sundukları fikirlerin hayata geçmesi halinde, bu üründen doğan karın yüzde 1,5'ini 5 yıl boyunca çalışanlarıyla paylaştıklarını söyledi.
Sağlık ve medikal sektörünün inovasyona en çok bütçe ayıran sektörler olduğunu bildiren Kolbaşı, bu sektördeki gelişmeleri ilgiyle takip ettiklerini dile getirdi.
Kolbaşı, inovasyonun elektrikli ev aletlerini de dönüştürdüğünü belirterek, bu yönde ABD'deki bir şirketin kablosuz elektrik süpürgesi ürettiğini, kablolu elektrik süpürgesi üretimini durduğunu aktardı.
"Doğru ihtiyaç noktasını belirleyebilmek çok önemli"
Yıldız Holding Başkan Yardımcısı Ali Ülker ise "İnovasyona Liderlik" başlıklı konuşmasında, Ar-Ge’deki en önemli hususun tüketiciyi iyi anlayabilmek olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de geliştirdikleri ürünleri yurt dışına ihraç ettiklerini bildirdi.
Ürünlerini satarken ülkelerin alım gücü ve düzenlemelerini göz önünde bulundurduklarını belirten Ülker, "Ar-Ge’deki esneklik bizim için önem arz ediyor." dedi.
Ülker, inovasyonun birçok türü olduğunu bildirerek, gıda sektöründe teknolojiyi daha çok araştırmada kullandıklarını, ürünlerini basit bir tasarımla geliştirdiklerini ifade etti.
Tüketici akımlarını da takip ettiklerini bildiren Ülker, ürünlerini geliştirirken bu akımlara dikkat ettiklerini ifade etti. Ülker, "Tüketiciye ulaşabilmek için doğru ihtiyaç noktasını belirleyebilmek çok önemli." ifadesini kullandı. Geleceğin ürünlerini geliştirirken üreticiler arasında iletişimin güçlü olması gerektiğine dikkati çeken Ülker, sanal gözlük kullanarak bir ürünü 3 boyutlu dizayn edilebildiklerini aktardı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?