"Türk ekonomisi olumlu ayrışacak"

6. Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin kapanış konuşmasını Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya yaptı.

30.03.2017 10:53:100
Paylaş Tweet Paylaş
"Türk ekonomisi olumlu ayrışacak"
Capital ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin kapanış konuşmasını yapan T.C. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, Türkiye ekonomisinin olumlu yönde ayrışacağını söyledi. Gelis¸mis¸ ülkelerde ekonomik büyümenin tarihsel ortalamalarına yakın bir seyir izlediğini, bu görünümün bir süre devam etmesinin beklendiğini aktaran Çetinkaya, gelis¸mekte olan ülkelerde ise geçen yıl bas¸layan toparlanma egˆiliminin sürdüğünü dile getirdi.

Çetinkaya, iktisadi faaliyetteki iyiles¸meyle birlikte emtia fiyatlarında ve küresel enflasyonda bir hareketlenmenin bas¸ladıgˆını söyledi. Gelis¸mis¸ ülkelerde enflasyonun uzunca bir aradan sonra ilk defa hedeflere yaklas¸tığını belirten Çetinkaya, bunun da küresel ölçekte genis¸lemeci para politikalarından çıkıs¸ı beraberinde getirdiğini bildirdi. Çetinkaya, bu durum küresel faiz oranlarında bir miktar artıs¸a yol açsa da halen faiz oranlarının tarihsel olarak düs¸ük düzeylerde seyrettigˆini gördüklerini belirterek, “Öncü göstergeler ve merkez bankaları tarafından yapılan iletişim faizlerdeki yükselis¸in yavas¸ ve kademeli olacagˆına is¸aret ediyor” diye konuştu.

Gelinen noktada, “küresel ekonomideki canlanmanın yapısal bir iyiles¸meden mi kaynaklandığı, yoksa döngüsel bir toparlanmayı mı yansıttığı” sorusunu sormanın önemli oldugˆunu dile getiren Çetinkaya, şunları kaydetti:

“Büyümenin sürdürülebilir bir nitelikte olup olmadıgˆının degˆerlendirilmesi açısından bu sorunun yanıtı önemli. Verileri incelediğimizde ve bu konuda süregelen tartıs¸maları degˆerlendirdigˆimizde yapısal anlamda henüz belirgin bir iyiles¸meden bahsetmenin mümkün olmadıgˆını söyleyebiliriz. Aslında son yıllarda ekonomi politikalarının genel seyrine bakıldığında bu durum çok da sürpriz olmamalı.”

Murat Çetinkaya, kalıcı büyüme ve refah artıs¸ına ancak egˆitim, alt yapı, yönetis¸im, inovasyon ve giris¸imcilik gibi alanlarda ilerleme sagˆlanarak ulas¸ılabileceğini vurguladı.

Çetinkaya, is¸ gücü verimliligˆi ve toplam faktör verimliligˆinin yakın tarihin en düs¸ük seviyelerinde seyrettigˆine dikkati çekerek, bu durumun ekonomi politikalarının s¸oklara tepki verme konusundaki hareket alanının giderek daralması anlamına da geldiğini, bu nedenle verimlilik konusunun ekonomi politikalarının temel ekseninde yer aldığını kaydetti. Verimlilikle ilgili bahsedilmesi gereken bir digˆer önemli konunun da yatırımların seyri olduğunu ifade eden Çetinkaya, kriz sonrası dinamiklerin yatırımların belirgin ölçüde yavas¸lamasına yol açtığını dile getirdi.

Çetinkaya, küresel ticaretin zayıf seyri, düs¸ük talep beklentisi, ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve genel olarak finansmana eris¸imin zorlas¸masının yatırımları düs¸ük tutan temel faktörler olduğunu aktararak, “Bu faktörler aynı zamanda yeni teknolojilerin gelis¸tirilmesi ve adapte edilmesi için gerekli motivasyonu da azaltıyor. Buna bir de gelis¸mis¸ ülkelerde nüfusun yas¸lanması, egˆitimde ve teknolojik yeniliklerde duragˆanlas¸ma süreci eklenince dünya ekonomisi uzun süreli bir düs¸ük yatırımlar ve düs¸ük verimlilik sarmalına girmis¸ gibi görünüyor” diye konuştu.

Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Konunun birçok farklı boyutları olsa da herkesçe kabul gören husus bazı yapısal alanlarda ilerleme sagˆlanmasının gerekliligˆidir. I·novasyon ve Ar-Ge’nin tes¸vik edilmesi, giris¸imciligˆi destekleyen finansman modellerinin olus¸turulması ve egˆitimde günün ihtiyaçlarıyla uyumlu bir tasarımın kurgulanması büyük önem tas¸ıyor.”

Sürdürülebilir büyüme konusundaki kaygıların devam ettigˆi bir küresel ortamda, yapısal politikaların rolünün giderek arttığına işaret eden Çetinkaya, TCMB olarak son dönemde bu alanlara daha fazla vurgu yaptıklarını söyledi. Çetinkaya, son yıllarda gelis¸mis¸ ülkelerin maruz kaldıgˆı birçok sorunun Türkiye’de yas¸anmadıgˆını belirterek, “Örnegˆin finansal kaldıraçların yüksekligˆi nedeniyle küresel kriz sonrası gözlenen bilanço düzeltmeleri ve bunun getirdigˆi finansmana eris¸im problemleri ülkemizde geçerli degˆil. Yas¸lanan nüfusun getirdigˆi verimlilik düs¸üs¸ü gibi bir sorunumuz da yok. Buna ragˆmen ilerleme sagˆlanmasında fayda olabilecek bazı önemli alanlar var. Fiyat istikrarını henüz sagˆlayamamıs¸ olmamız ve bununla ilis¸kili yapısal konular ilk sıralarda geliyor” dedi.

Özellikle son on yıllık dönemde elde edilen tecrübelerin fiyat istikrarına yönelik daha bütüncül bir yaklas¸ıma ihtiyaç oldugˆuna is¸aret ettiğini bildiren Çetinkaya, şunları kaydetti:
“Söz konusu bütüncül yaklas¸ımın üç önemli biles¸eni var. Birincisi, enflasyonda para politikasının kontrolü dıs¸ındaki faktörlerin tes¸his edilerek üzerine gidilmesi ve bu konuda toplumsal farkındalıgˆın artırılması. I·kincisi, ilgili kurum ve paydas¸ların katkı sunacagˆı ortak platformların olus¸turulması. Üçüncüsü ise güçlü bir iletis¸im çerçevesinde kurgulanan kararlı bir para politikası.”

Çetinkaya, “Sonuç olarak, yapısal düzenlemeler fiyat istikrarına destek verdigˆi gibi, fiyat istikrarı da yapısal alanlardaki kazanımların daha hızlı elde edilmesini sagˆlıyor. Bu nedenle fiyat istikrarına yönelik çabalar ekonomik gelis¸im ve kalkınma açılarından da kritik” diye konuştu.

Önde gelen uluslararası kurulus¸ların son dönem çalıs¸malarının, ülkelerin iç finansal kos¸ullarının küresel gelis¸melere oldukça duyarlı oldugˆu konusuna dikkat çektiğini anlatan Çetinkaya, bunun sadece gelis¸mekte olan ülkelere özgü bir durum olmadığını, gelis¸mis¸ küçük-açık ekonomilerde de benzer bir duyarlılığın söz konusu olduğunu ifade etti. Çetinkaya, akademik çalıs¸maların bazı yapısal faktörlerin bu duyarlılıgˆı azalttıgˆına da dikkati çektiğini aktararak “Örnegˆin içerde güçlü ve istikrarlı bir finansal yatırımcı tabanının olus¸ması ve finansal aracılık ile sermaye piyasalarındaki derinles¸menin özellikle gelis¸mekte olan ülkelerde küresel finans s¸oklarına kars¸ı duyarlılıgˆı azalttıgˆı anlas¸ılıyor.” görüşlerini aktardı.

Murat Çetinkaya, son yıllarda yas¸anan farklı nitelikteki s¸oklara ragˆmen Türkiye ekonomisinin güçlü finansal sistemi, basiretli para ve maliye politikalarıyla oldukça dirençli bir seyir izlediğini vurguladı.

Ayrıca yakın dönemde yas¸anan s¸oklar kars¸ısında ekonomi politikalarının koordinasyon anlamında güçlü bir performans sergiledigˆini de belirten Çetinkaya, “Bununla birlikte, küresel belirsizliklerin yüksek oldugˆu bir dönemden geçiyor olmamız nedeniyle, ana odagˆımızı kaybetmeden iktisadi temelleri daha da sagˆlamlas¸tıran adımlar atmaya devam etmemizde fayda oldugˆunu düs¸ünüyorum.” dedi.

Çetinkaya, son yıllarda birçok alanda yapılan dogˆru tes¸hislerin uzun vadede Türkiye’nin ihtiyacı olan somut adımlarla desteklenmesinin sürdürülebilir büyüme ve refah artıs¸ı açısından büyük önem tas¸ıdığını ifade ederek, Merkez Bankası olarak bütüncül yaklas¸ımlarını korurken bu sürece katkıda bulunma gayreti içinde olacaklarını söyledi. Çetinkaya, bu çerçevede, gelecek dönemde bir yandan para politikasını fiyat istikrarı dogˆrultusunda uygulamaya devam ederken, digˆer yandan yapısal alanlarda farkındalık olus¸turarak kalıcı çözüm odaklı yaklas¸ımlarını sürdüreceklerini bildirdi.

Son dönemde yas¸anan iç ve dıs¸ kaynaklı s¸oklara ragˆmen, Türkiye ekonomisi görünümünü ve ivmesini koruduğunu belirten Çetinkaya, “Atılacak adımlar ve devam eden reformlarla birlikte ekonomimizin temelleri uzun vadede güçlü kalmaya devam edecektir. Orta ve uzun vadede ülkemiz ekonomisinin demografik avantajları, güçlü giris¸imci tabanı ve dinamik yapısıyla olumlu ayrıs¸acagˆına güvenimiz tamdır" ifadelerini kullandı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz