TCMB Başkanı Karahan'dan faiz yorumu: Otopilotta değiliz

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan TCMB Başkanı Karahan; "(Faiz indirimleri) herhangi bir şekilde oto pilotta değiliz, belli bir alanımız var ama ihtiyatlı bir şekilde gitmek önemli" dedi.

7.02.2025 14:19:480
Paylaş Tweet Paylaş
TCMB Başkanı Karahan'dan faiz yorumu: Otopilotta değiliz

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, "(Faiz indirimleri) Burada herhangi bir şekilde oto pilotta değiliz, toplantıdan toplantıya gidiyoruz, veri odaklı gidiyoruz, belli bir alanımız olduğunu değerlendiriyoruz ama ihtiyatlı bir şekilde gitmek burada oldukça önemli." dedi.

Karahan, yılın 1. Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla ilk kez İstanbul Finans Merkezi'ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında başkan yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.

Tüketici kredisi büyümesinin ılımlı patikada kalmasını sağlamak için makro ihtiyati tedbirin devreye alınıp alınmayacağının sorulması üzerine Karahan, şunları söyledi:

"Verilere bakarsanız tüketici kredisi büyümesinin aylık limitlerin altında olduğunu görürsünüz. Dönem dönem dalgalanmalar olabiliyor, kredi limitlerini sınırlandırdığını da görüyoruz ama çoğu zaman zaten politika faizi ve finansal koşullar tüketici talebini bizim istediğimiz ölçüde sınırlamaya yetiyor. Biz daha çok makro ihtiyati düzenlemeleri piyasa mekanizmasının işlevselliğini artırmak ve aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla kullanıyoruz. Uygulamaya bu amaçla koyduk ama para politikasındaki sıkılığı belirlerken her zaman ana aracımız politika faizi. Bu bugüne kadar böyle oldu, bundan sonra da yine aynı olacaktır. Ama ani sermaye hareketlerini tetikleyici gelişmelerin yaşandığı ya da beklentilerin kırılgan olabildiği dönemlerde bu düzenlemelerin faydasını da gördük, dolayısıyla bir süre daha bu düzenlemeleri tutmak istiyoruz. Özetlemek gerekirse, bunları üç amaç için kullanıyoruz; bir tanesi KKM'nin kontrollü bir şekilde azaltılması ve Türk Lirası mevduat payının artırılması, burada epey bir mesafe kat ettik, diğeri dezenflasyonla uyumlu kredi büyümesinin sağlanması ve üçüncüsü de fazla likiditenin sterilizasyonu."

"Revizyonun yukarı yönlü olması herhangi bir şekilde para politikasında duruş değişikliğine işaret etmiyor"

Karahan, tahmin güncellemesinin kaynakları ile ilgili bilgi vererek, "Öncelikle şunu tekrar vurgulamak istiyorum; burada revizyonun yukarı yönlü olması ya da yüksek olması herhangi bir şekilde para politikasında duruş değişikliğine işaret etmiyor, herhangi bir şekilde ekstra gevşeme sinyali içermiyor." dedi.

Güncellemenin kaynaklarına işaret eden Karahan, burada TCMB'nin eşgüdüm içinde hareket ettiğini fakat kasım ayı raporunda sağlık güncellemesini hesaba katmadıklarını, bunun ekstra olarak geldiğini, ocak ayı beklentileri uyumlu gerçekleşse de tahminlere sağlık güncellemesini de geçirdiklerini anlattı.

Başkan Karahan, şunları kaydetti:

"Bunun dışında manşet olarak ocak enflasyonuna baktığımızda, burada bizim beklentimizle uyumlu geldi, piyasa biraz daha iyimserdi. Detaylara baktığımızda da aslında temel mallar yüzde 1'in altında, beklediğimizden biraz daha iyi, hizmette beklediğimizden belki çok az daha yüksek, burada sağlıktaki pay önemli oluyor. Bir de aslında ocak ayı enflasyonunda 30 baz puan kadar da, yani aylık enflasyon bazında, bu ağırlık güncellemesinin bir payı olduğunu hesaplıyoruz. Ocak ayı enflasyonunu değerlendirirken daha önemli olan kalem ana eğilim tarafı. Ana eğilime baktığımızda farklı göstergeler arasında ciddi bir ayrışma var. Burada işte B ve C gibi, dışlamaya bağlı metotlara baktığımızda bunların arttığını, yüksek olduğunu görüyoruz. Bunlar ürün bazında dışlama yapıyor ama ocak ayında, biliyorsunuz ocak ve şubat aylarında ve aynı zamanda temmuz ve ağustos aylarında, çeşitli sebepler nedeniyle bu iki endeks yükseliyor. Bu kesinlikle talep koşullarında bir gevşeme, fiyatlamada bozulma ya da beklentilerde bozulma yansıtmıyor, sadece mekanik bir artış. Diğer yandan diğer ana eğilimin göstergelerine baktığımızda daha ılımlı bir görünüm söz konusu, biz bunlara bu aylarda biraz daha önem veriyoruz çünkü tahmin performansı özellikle medyan açısından ana eğilim açısından tahmin performansı daha yüksek, burada biraz daha alımlı bir görünüm söz konusu. Yani ana eğilimde bir bozulma olmadığını değerlendiriyoruz."

"Faiz kararlarını verirken enflasyon gerçekleşmelerine ve ana eğilime bakıyoruz"

Başkan Karahan, faiz indirimlerine 250 baz puanlarla devam edilip edilmeyeceği, pas geçilme ihtimalinin olup olmadığı sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Faiz kararlarını verirken her zaman olduğu gibi bundan sonra da enflasyon gerçekleşmelerine ve ana eğilime bakıyoruz. Bunları takip ederken de yurt içi talepte dengelenme, bunun göstergeleri, fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerini yakından takip ediyoruz. Tekrar özetlemek gerekirse; talep koşulları dezenflasyonist seviyede, önemli olarak belki son toplantıdan bu yana netleşen bir gösterge enflasyon beklentileri... Bugüne kadar piyasa katılımcılarının beklentisi biraz daha olumlu seviyedeydi, bizim tahmin aralığımızın bir miktar üstündeydi ama sonuçta daha düşük seviyelerdeydi. Ama biz hep reel sektör ve hane altı beklentileri tarafındaki katılığa vurgu yapıyorduk, burada baktığımızda reel sektör beklentileri bir önceki toplantıdan bu yana 6 puan düştü, hane halkı beklentileri de 8 puan civarında düştü. Burada herhangi bir şekilde oto pilotta değiliz, toplantıdan toplantıya gidiyoruz, veri odaklı gidiyoruz, belli bir alanımız olduğunu değerlendiriyoruz ama ihtiyatlı bir şekilde gitmek burada oldukça önemli. Enflasyon görünümünü bozmayacak, talep koşullarında tekrar bir gevşemeye sebep olmayacak şekilde hareket edeceğiz ve görünüm bozulması durumunda her türlü seçeneği, adımların büyüklüğünü değiştirmek ya da durmakta dahil olmak üzere değerlendiririz."

"Aralık ayında belli bir alan oluştuğunu değerlendirerek indirimlere başladık ama faiz indirimlerinin miktarı veya sayısı, enflasyon görünümünün gidişatına bağlı olacak"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, "Aralık ayında belli bir alan oluştuğunu değerlendirerek indirimlere başladık ama faiz indirimlerinin miktarı veya sayısı, enflasyon görünümünün gidişatına bağlı olacak." dedi.

Karahan, yılın 1. Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla ilk kez İstanbul Finans Merkezi'ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında başkan yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.

Para Politikası Kurulunda (PPK) aylık enflasyona ve "mevsim etkilerinden arındırılmış" ifadesinden ocakta "ana eğilim" ifadesine dönüldüğünün dile getirilmesi üzerine Karahan, şunları söyledi:

"Öncelikle ana eğilime olan vurguyu çıkarmadık. Ana eğilim, yine izlediğimiz en önemli göstergelerden olmaya devam ediyor, sadece aylık vurgusunu çıkardık ama ona da düzenli bakmaya devam ediyoruz. Neden böyle bir değişiklik yaptık? Bildiğiniz gibi, az önce de vurguladığım gibi ocak, şubat, temmuz ve ağustos aylarında para politikasının etki alanı dışında kalan faktörler nedeniyle ana eğilim artıyor, bütün göstergeler artmıyor ama B ve C endeksleri artıyor, piyasanın da en çok baktığı göstergeler bunlar.

Burada mevsimsellikten arındırma yöntemlerinin belli eksiklikleri var. Teknik bir konu, bu artışlar bizim patikamız içerisinde yani biz yıl sonu tahmini verirken ocak ve şubat aylarında, temmuz ve ağustos aylarında bu B ve C endeksinin enflasyonunun yüksek geleceğini biliyoruz ancak piyasanın bir bölümü bunu 'Enflasyonda da görünüm bozuldu' şeklinde yorumlayabiliyor. Bu da politikamızın etkinliğini ve iletişimini bozuyor, bir belirsizlik yaratıyor. Burada tamamen bu amaçla, daha genel olarak ana eğilimi takip ettiğimizi vurgulamak adına böyle bir değişiklik yaptık. Yoksa zaten uzun dönemli hedeflere ulaşabilmemiz için aylık ana eğilimin kalıcı olarak düşmesi oldukça kritik önemde. Her türlü ana eğilim göstergesini takip ediyoruz. Metinde yapılan değişiklik, herhangi bir politika yönünde farklı bir beklenti yaratma amaçlı kesinlikle değil."

"Otopilotta değiliz, enflasyon görünümünde bozulma olması durumunda her türlü seçeneği değerlendiririz"

Karahan, faiz indirimi konusunda hem mevcut verileri hem de öngörüleri dikkate aldıklarını, talep koşulları ve beklentiler dikkate alındığında indirim için uygun olduğunu değerlendirdiklerini, bunun için de zaten epey beklediklerini söyledi.

Daha önceki dönemde piyasada indirim beklentilerinin oluştuğunu anımsatan Karahan, "Biz, bunun erken olduğunu düşünerek, iletişim kanallarını kullanarak erteledik, aralık ayında belli bir alan oluştuğunu değerlendirerek indirimlere başladık ama faiz indirimlerinin miktarı veya sayısı, enflasyon görünümünün gidişatına bağlı olacak. Otopilotta değiliz, enflasyon görünümünde bozulma olması durumunda her türlü seçeneği değerlendiririz." ifadelerini kullandı.

"Stopajdaki artışın önümüzdeki dönemde tekrar dolarizasyona dönüşü ya da talepte artışı tetikleyeceğini düşünmüyoruz"

Stopaj artışına ilişkin soru üzerine Karahan, şunları kaydetti:

"Piyasada örtülü faiz indirimi olarak yorumlayanlar oldu ama bu sonuçta bankacılığın TL fonlama maliyetini artıran bir durum değil, genele yayılan bir gevşeme ya da azaltan minvalde bir unsur değil. Bunu faiz, sıkılaşma, gevşeme olarak yorumlamak doğru değil, sadece mevduat fiyatlamalarını etkiliyor. Bu, bizim için ne açıdan önemli? Birincisi, dolarizasyonda ciddi bir düşüş gördük, TL payının yüzde 60'lara çıktığını gördük, bunun devam etmesi önemli. Bu konuda gerekli önlemleri, tedbirleri alıyoruz, bu konuda makroekonomik-makroihtiyati düzenlemelerimiz de var.

Bankalar, bunlara uymak için zaten Türk lirasına geçişi destekleyecek fiyatlamaları yapıyorlar. Beklentilerin, enflasyon beklentisinin düzelmesiyle birlikte, bunu hane halkı tarafında da reel sektörde de artık görüyoruz, daha düşük faizlerle de insanları Türk lirasında kalmaya ikna edebildiklerini düşünüyoruz. Dolayısıyla buradaki, stopajdaki artışın önümüzdeki dönemde tekrar dolarizasyona dönüşü ya da tekrar bir talepte artışı tetikleyeceğini düşünmüyoruz."

"Hane halkı, görünürlüğü yüksek kalemlerin fiyatlarına daha duyarlı"

Karahan, yapılan revizyon sonrasında özellikle hane halkının beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında gelecek dönemde hafif de olsa bozulma bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:

"Farklı kesimler, farklı enflasyon dinamiklerine maruz kalıyor. Burada beklentileri oluşurken de oluştururken de herkesin süreci farklı. Mesela piyasa katılımcıları daha çok gelen verilere, bunun beklentilerle ne kadar uyumlu olduğuna, uygulanan politikalara ve söylemlere bakarak ileriye yönelik bir beklenti oluşturuyor. Reel sektör, gerçekleşen enflasyona duyarlı, son rakamlar da bunu teyit ediyor. Hane halkı da gerçekleşen enflasyona duyarlı ama daha ziyade burada genel manşetten ziyade görünürlüğü yüksek kalemlerin fiyatlarına daha duyarlı. Gıda fiyatları, akaryakıt, bütçesinde yüksek yer eden kira gibi kalemlerdeki gelişmelere duyarlı ama enflasyon düşüyor, bütün kalemlerde düşüyor, bazılarında diğerlerine göre daha hızlı düşüyor, bazılarında daha yavaş düşüyor ama bu düşüş devam ettikçe beklentilere olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. Bizim revizyonumuzun özellikle hane halkının beklentilerine pek bir etkisinin olacağını düşünmüyoruz."


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz