"Ailecek ektiğimiz domatesin tadı başka"

Güneş Karababa, iş stresini bahçesinde meyve yetiştirerek atıyor.

17.07.2015 20:48:270
Paylaş Tweet Paylaş
"Ailecek ektiğimiz domatesin tadı başka"
Güneş Karababa, Barilla’nın Türkiye ve Ortadoğu’dan sorumlu genel müdürü. Bulunduğu pozisyonda 100 milyon Euro’luk bir ciroyu kontrol ediyor. Toplam 435 kişiye liderlik yapıyor. Yoğun bir iş temposuyla çalışırken enerjisini ise yeşil bir vadiyi andıran Sapanca’daki evinde tazeliyor. 2006’da Almanya’dan İstanbul’a döndüğünde İstanbul’un beton yapısından rahatsız olan Karababa, yeşillik özlemini gidermek için arayışa girdiğinde Sapanca’yı keşfetti. Şimdi fırsat bulduğu her an soluğu ailesiyle birlikte Sapanca’daki evinde alıyor. Bahçesinde sebze ve meyve yetiştirdiği, hayatı planlamadan ağır çekim yaşadığı bu yerin kendisi için çok önemli olduğunu da her fırsatta dile getiriyor. “Burası bizim için saklı cennet. Maksimum bir saatte bu cennete varıyorsunuz. Buraya geldikten sonra zaman duruyor. Çünkü iş hayatında sürekli zamana karşı yarış temposu var. ‘Şuraya yetişeceğiz, buraya gecikmeyelim. Şu raporu tamamlayalım’ diyorsunuz… Burada hiçbir şeyin acelesi yok. Vakit çok. Havası çok taze ve temiz. Bu havada uyku da çok kaliteli oluyor. Gün ışığı değil kuş sesi bizi uykumuzdan uyandırıyor” diyor. Barilla Türkiye ve Ortadoğu Genel Müdürü Güneş Karababa, Sapanca’daki evinin ve bahçesinin kapılarını Capital’e açtı. Sapanca’daki yaşamını ve bahçesini anlattı:
CAPITAL: Ne zamandan beri Sapanca’ya geliyor ve bahçe ekimi ile ilgileniyorsunuz? 
- 2005 Ocak ayından beri buradayız. Bahçe ile ilgilenmeye bu sayede başladım. Ben 2001 yılından 2004’ün temmuz ayına kadar Almanya’daydım. Henkel’de çalışıyordum. Henkel’in merkezi Düsseldorf’taydı. Orası yemyeşil bir şehir. Bizim yaşadığımız yer de kralın av çiftliğiydi. Mükemmel bir yeşillikteydi. Yeşile o kadar çok alıştık ki İstanbul yüzümüze şamar gibi indi. Mutlaka yeşillik bir yer alalım ve Almanya’daki o havayı devam ettirelim istedik. Böylelikle Sapanca’ya geldik. Yazları eşim burada kalıyor. Ben de perşembeden gelmeye çalışıyorum. Çocuklarım da burada çok rahat. ~
CAPITAL: Bahçeyle ilgilenmeye nasıl başladınız? 
- Burada gerçekten bir aile ortamında yaşıyoruz. Aşağıda bekçilik yapan, buranın bahçe bakımı ile ilgilenen kişiler birbiriyle akraba. Onlar da sitenin altında evlerde yaşıyor. Hem buradan ekmek paralarını kazanıyor hem siteye bakıyorlar. Bu bahçe de aslında onların. Onlar orada çalışırken ben de yardıma gidiyor, işin ucundan tutuyordum. Onlarla konuşurken “Bir bölümünü de bana versenize” dedim. “Tamam” dediler. Yağmur döneminde bahçeyi temizliyorlar. Yavaş yavaş filizlenmeler başladı. Zaten bizim çok yoğun şekilde bahçeyle ilgilenme şansımız yok. Ama çocuklarla kazıyor, dikiyoruz. Esas ürünleri toplarken bayılıyorlar. Ellerinde torbalarla, domates-biber topluyorlar. Ailecek ektiğimiz domatesin tadı da başka oluyor tabii. 
CAPITAL: Bahçenizi büyütme planınız var mı? 
- Eğer bahçeyi bina yapılsın diye satmaya niyetlenirse site olarak bu bahçeyi satın almayı düşünüyoruz. Amacımız bu bölgenin bakir halini koruması. Bahçe daha tam yeşillenmedi. Şu anda tarım yapılıyor. Yeşillendiği zaman ayrı bir keyif oluyor. Bu nedenle site olarak oranın bu doğal halini kaybetmesini istemiyoruz. Örneğin otel yapıldı. Otel yapıldığında hem sevindik hem üzüldük. Ticarileşmeye başlarsa doğallığını kaybedebilir mi diye düşündük ama korktuğumuz gibi olmadı. Arka tarafta kiraz ağaçları var. Eğer oraya inşaat izni verilirse ben gider eylem yaparım. Bu haliyle o kadar güzel görünüyor ki her taraf bina olursa buranın keyfi kalmaz. Ben bu bahçe ekimini misyon haline dönüştürmek istemiyorum. Ekim işini detaylı şekilde öğrenmek istemiyorum. Eğer öyle yapmaya başlarsam benim için bir işe dönüşür. İşe dönüşmesini istemiyorum. 
CAPITAL: Bahçenizde yetiştirdiğiniz sebzeleri evde tüketiyor musunuz?
- Ben domates, biber ve patlıcan ekiyorum. Ama bahçede kiraz, fındık, ceviz, kestane, armut, dometes, biber ve daha pek çok şey var. Genelde ürünleri kendimiz tüketiyoruz. Tabii alışverişe de çıkıyoruz. Alışverişi genelde buranın pazarından yapıyoruz. Pazara gelen ürünler buranın bahçelerinden. İçinde hiçbir kimyasal olmayan lezzetli sebze ve meyveler satılıyor. Alışveriş yapmak da çok keyifli. Aşırı ticari tarafı yok. Satıcı amca ve teyzelerle sohbet edebiliyorsunuz. Geçenlerde 75-80 yaşlarında bir amca hurma satıyordu. Kısa bir sohbetten sonra, “Bunları yetiştirmek zor olmadı mı” diye sordum. O da “Yok evladım şuradan topladım” diye karşılık verdi. Meğer yolun karşısındaki ağaçtan toplayıp orada satıyormuş. Sonra bir teyzenin elinde kalan son ürünleri aldık. Teyze sonra “Evladım beni de şuraya bırakıver” dedi. Yani halkı da çok sıcak kanlı. ~
CAPITAL: Buraya geldiğinizde kendinizi nasıl hissediyorsunuz? 
- Burası bizim için saklı cennet. Maksimum bir saatte bu cennete varıyorsunuz. Buraya geldikten sonra zaman duruyor. Çünkü iş hayatında sürekli zamana karşı yarış temposu var. “Şuraya yetişeceğiz, buraya gecikmeyelim. Şu raporu tamamlayalım” diyorsunuz… Burada öyle bir şey yok. Hatta burada hiçbir şeyin acelesi de yok. Vakit çok. Havası çok taze ve temiz. Bu havada uyku da çok kaliteli oluyor. Sabahları kuş sesleri ile uyanıyoruz. Yani gün ışığı değil kuş sesi bizi uykumuzdan uyandırıyor. 
CAPITAL: Tatillerinizde de burada mısınız?
- Yok değilim. Ben İzmirliyim. Dolayısıyla ailem orada yaşıyor. Çeşme tutkumuz var. Çocukluğum İskenderun’da, tüm gençliğim de İzmir’de geçtiği için mutlaka Çeşme’ye gideriz. Bu sefer de deniz tutkusu işin içine giriyor. Buraya hafta sonlarında ve ara tatillerde geliyoruz. 
CAPITAL: Çocuklarınız için buranın önemli nedir?
- Bir kere iç dengelerini bulmasını sağlıyor. Örümceği kitaptan öğrenmiyorlar. Ağaç budamayı ya da elmayı ağaçtan toplamanın zevkine varıyorlar. Tüm bunları kitaplardan öğrenmiyorlar. Karınca yuvasını buluyorsunuz, çekirge kovalıyorsunuz. Çimin üzerinde uyuya kalıyorsunuz. Çocukları sakinleştiriyor. Biz uyku konusunda disiplinliyiz. Akşam 9.30 gibi dişler fırçalanır, en geç 10’da uykuya yatılır. Burada o saati göremiyorlar. Bütün gün koşturuyor, temiz hava ile hamakta uyuya kalıyorlar. 
CAPITAL: Sapanca dışında başka bir yerde yaşamak istiyor musunuz?
- Kaz dağları çok güzel. Fakat oraya gitmek nispeten uzun sürüyor. Ama buraya gelmek sadece 45 dakikamı alıyor. Aslında Sapanca’nın çok daha popüler olması lazımdı. İstanbul’da doğa özlemi olan biri için buraya gelmek çok kolay. Örneğin Sapanca Gölü hiç faydalanılmayan bir göl. Yelkencilik, su kayağı çok rahat yapılabilir. Ama bir yandan da güzel. Çünkü böylelikle o bakir halini koruyor. Bahçesinde biber, patlıcan yetiştiriyor.~

TOPRAĞI ÇOK VERİMLİ
Domates, biber, patlıcan ekiyoruz. Burada ciddi elma ağaçları var. Onlar bizim değil ama meyve verdiği zaman dalları kırılıyor yani o kadar verimli. Sapanca’da Karadeniz iklimi hakim. Hep yağmurlu olduğu için toprağı çok verimli. Bazen yaprak getirip kendi bahçeme dikiyorum.

GÖRÜNTÜ ÇOK HOŞUMA GİDİYOR
Civardaki tüm bitkilerin isimlerini bilmiyorum ama görüntü çok hoşuma gidiyor. İstanbul’daki evimin olduğu yerde şu kırmızı yapraklı ağacı görüyordum. Rengini çok sevdiğim için ondan yaprak alıp burada peyzajla ilgilenen kişilere aynısından bana bulmasını rica ettim, buldular. Şimdi bakın ne güzel görünüyor.

İSTEDİĞİMİ EKİYORUM
Sadece istediğimi ekiyorum. Buralarda çok güzel bahçeler var. Onlar fidan olarak yetiştiriyor sonra oradan satın alabiliyorsunuz. İstediğinizi istediğiniz yere ekme şansınız yok. Daha sonra site peyzajı çığırından çıkıyor. Çok özel bir şeyler dikeceksek birlikte karar veriyoruz.

Sapanca’da bir gün nasıl geçiyor?

PLAN YAPMIYOR
Olabildiğince plansız geçmesini arzuluyoruz. Tüm stresi atmak ve rahatlayabilmek için aşırı planlı bir haftasonu istemiyoruz.
ÖNCE TEMİZLİK Genelde cuma veya cumartesi günleri geldiğimiz için her seferinde toprak ve yapraklar evin her tarafına saçılmış oluyor. Bu nedenle biraz evi temizlemeye zaman harcıyoruz.
HAVUZ VE OKUMA VAKTİ Daha sonra çocuklar havuza atlıyor. Onlar havuza girince bana kaliteli vakit kalıyor. Oturup bir şeyler okuyorum. Sitedeki arkadaşlardan birileri mutlaka uğruyor, onlarla sohbet ediyoruz.
MANGAL KEYFİ Sonra klasik akşam üstü saat 2-3 gibi mangal keyfimiz başlıyor. Arkadaşlar arıyor, “Güneş geliyoruz” diyor. İçeride odalar da müsait. İki aileyi ağırlayabilecek yerimiz var. Akşamları çocuklarla film izliyoruz.

HOBİ BAHÇESİ
Garanti Emeklilik Hobi Kulüpleri’ne katılın, emekliliğinizdeki hobinizle bugünden mutlu olun. Bahçecilik Kulübü ve diğer Garanti Emeklilik Hobi Kulüpleri ile ilgili detaylı bilgi için: hobimlemutluyum.com

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz