Boğazda yüzmeye nasıl hazırlanmalı?

Boğaziçi’ni yüzerek geçmek pekçok iş insanının hayalini süslüyor; ancak hiç de kolay iş değil.

2.02.2016 16:19:460
Paylaş Tweet Paylaş
Boğazda yüzmeye nasıl hazırlanmalı?
Boğaziçi’ni yüzerek geçmek pek çok insanın hayalini süslüyor ancak hiç de kolay iş değil… Bu nedenle her yıl düzenlenen Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na katılacak olan yüzücüler bir ön elemeyle belirleniyor. Bu yarışa katılmayı hayal eden onlarca CEO, genel müdür ve üst düzey yönetici de bu elemelere giriyor ve ancak belli dereceleri tutturabilenler Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na katılmaya hak kazanıyor. Vestel Elektronik’in genel müdürü Sertaç Beller, 2014 Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nın elemelerinde 800 metrelik mesafeyi 15 dakika 32 saniyede tamamlayarak yarışın en başarılı CEO’su oldu. 1.800’den fazla kişinin katıldığı Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda ise en büyük hedefi, yarışı sonuna kadar devam ettirmekti. Nitekim öyle de oldu ve 6 bin 500 metrelik mesafeyi 62 dakika 50 saniyede tamamladı. Aslında Beller’in yüzme hobisi, yarıştan 2 yıl önce sağlık sorunları nedeniyle başladı. Boyun ve bel ağrılarına fizik tedavi çare olamayınca yüzmeye başlayan Beller, bu sporu çok sevdi. Yüzme motivasyonunu artırmak ve bu spora devam etmek için kendine Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nı hedef olarak belirleyen Beller, “2014 yılı benim 50’nci yaşıma girdiğim yıldı ve o güne kadar hiç yapmadığım bir şey yaparak çok güzel bir 50’nci yıl anısına sahip olmak istedim” diyor. Yüzme hobisini şirket çalışanlarına da aşılayan iş insanı, Vestel’de şimdilik 7 kişiden oluşan bir yüzme takımı da kurdu. Vestel takımıyla birlikte 4 yıl içinde Cebelitarık Boğazı’nı geçmeyi hedefliyor. Beller, “En önemli anım” dediği Boğaz macerasını Capital’le paylaştı:
“YÜZMEYİ ÇOK SEVDİM”
Rahatsızlığım nedeniyle başladığım yüzme, benim için bir hobi haline geldi. Bu işi nasıl daha eğlenceli ve sosyal hale getirebileceğimi düşündüm. Kendime çok büyük bir hedef koyarak 2014 Boğaziçi Yüzme Yarışı’na katılmaya karar verdim. Bu şekilde hem motivasyonumu artırarak yaptığım sporun sürekliliğini sağlayacak hem yüzmeyi sosyalleşme aracı olarak kullanacaktım. Ayrıca 2014 yılı benim 50’nci yaşıma girdiğim yıldı ve o güne kadar hiç yapmadığım bir şey yaparak çok güzel bir 50’nci yıl anısına sahip olacaktım. Yarışmaya katılmaya karar verdiğim zaman önümde hazırlanmak için 1 yıllık zamanım vardı. Ancak bu döneme kadar performansımı hiç ölçmemiştim. Örneğin 1.000 metreyi kaç dakikada yüzebileceğimi bilmiyordum. Ayrıca daha önce yüzme dersi almadığım için tekniğimi de geliştirmem gerekiyordu. Bunun için profesyonel yüzücülerin videolarını izledim. Bu süreçte de hiç ders almadım ve tekniğimi kendim geliştirmeye çalıştım, bence böylesi daha heyecan vericiydi.
ELEMEDE 1’İNCİ OLDU
Daha önce hiçbir yarışa katılmadığım için Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’ndan önce bir eleme yarışına girmem gerekiyordu. Bu eleme yarışında başarılı olabilirsem asıl yarışa katılabiliyordum. Elemeye hazırlanmak için de 6 aylık bir sürem vardı. Eleme yarışı havuzda, 800 metre serbest stilde yapılacaktı. Performansım gittikçe artmaya başladı ama rakiplerimi tanımıyordum. Yarış günü yaklaştıkça heyecanım git gide artıyordu. Tek yaptığım daha hızlı yüzmeye çalışmaktı. Eleme yarışı 15 Mayıs 2014 tarihinde Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleşti. Yarışa eşim ve çocuklarımla birlikte gittim, tribünden bana destek oldular. Yarış başladı ve tüm gücümü kullanarak yarışı 15 dakika 32 saniyede tamamladım. Herkes bunun çok iyi bir derece olduğunu söyledi ama benim için dereceden ziyade Boğaziçi yarışına katılıp katılamayacağım önemliydi. Sonuçlar açıklandı ve katılacağımı öğrendim. Ayrıca işadamları ve üst düzey yöneticiler arasında yapılan derecelendirmede 1’inci olmuştum. Yapabileceğimin en iyisini yapmıştım ve 1’incilik beni çok onurlandırmıştı.“BOĞAZ’DA TEKNEYLE BİLE DOLAŞMADIM” 
Eleme yarışından sonra Boğaziçi yarışı için 2 ayım vardı. Eleme yarışı havuzda, sakin bir suda yapıldı. Ama Boğaziçi yarışı denizde olacağı için ikisini kıyaslamak mümkün değil. Bir de Boğaz’da dalga ve akıntı var. Bu yüzden artık denizde CAPITAL 11 / 2015 259 çalışmaya başladım. Denizde en fazla 3 bin metre yüzebiliyordum ancak yarış 6 bin 400 metre olacaktı. Benim hedefim yarışı tamamlamaktı. Ancak daha önce Boğaz’da tekneyle bile dolaşmamıştım. Akıntılı bir denizde ya da nehirde yüzmemiştim. Yarışa daha önce katılan arkadaşlarla konuştum. Herkes yüzerken akıntının hissedilip akıntıyla beraber yüzülmesi gerektiğini, ters akıntıların sorun olabileceğini söylüyordu. Dinlediğim tüm konuşmalar bu işin çok zor olduğu yönündeydi. Yine de cesaretimi hiç kaybetmedim. Sanırım bu işin biraz maceraya kaçan yanı beni etkiliyordu. Sağlığım konusunda herhangi bir problemim yoktu ama yarış mesafesinin uzunluğu ve 50 yaş risk faktörleriydi.~VE YARIŞ BAŞLADI…
Yarış 20 Temmuz 2014 günüydü. Yüzücülerin birçoğunun, özellikle yabancıların uzun bir süreden beri yüzme sporuyla uğraştığı her hallerinden belli oluyordu. Moralimi bozmamaya çalıştım ve hedefime odaklandım. Yarış için hazırlanan iskeleye geldiğimde yarışın başlaması için saniyeler kalmıştı. Başla işaretiyle birlikte önümdeki birçok yarışçı suya atladı. Sıra bana geldiğinde deniz gözlüğümü tutarak kendimi Boğaz’ın serin sularına bıraktım. Yarış esnasında sakin yüzmeye, hızımı artırmamaya çalıştım. Çünkü enerjimi çok dikkatli kullanmalıydım. Yarışın sonuna doğru enerjinin bitmesi en kötü durum. Çünkü denizdesiniz ve yüzmek zorundasınız. İlk köprünün altından geçerken oluşan karanlık ve soğuk beni etkilemedi. Tek düşündüğüm doğru rotada olup olmadığım ve akıntıyı hissedebilmekti. Akıntıyı hissettiğimde biraz rahatladım çünkü bu itici güç yarışın en kritik değişkeniydi. Kerteriz noktalarını ve rotamı devamlı kontrol ederek orta bir hızla ilerledim. 
EN ZOR ANLAR 
Bir an kafamı kaldırıp etrafımdaki yüzücülere bakmak istedim. Etrafıma baktığımda hiç kimseyi göremedim. Boğazın tam ortasında yalnız bir şekilde kalmıştım. O an kendime meditasyon uygulamaya başladım; sakin olmaya, doğru rotada yüzdüğüme, herhangi bir problem olmadığına dair kendimi ikna etmeye çalıştım. Bu zor anları atlattıktan sonra tekrar yüzmeye başladım. 200-300 metre yüzdükten sonra birilerini gördüm ve çok rahatladım. Ama çok ciddi bir sınav vermiştim ve korkumu yenerek tekrar yarışa dönmüştüm. Yarışın son düzlüğü Galatasaray Adası’ndan sonra başlıyordu. Bu yüzden bir an önce buraya yaklaşmak istiyordum. En sonunda bitiş noktasındaki balonu zor da olsa gördüm. Yarışı bitireceğime inancım arttı. Enerjim de tükenmemişti, çok da yorgun değildim. Son enerjimi kullandım ve tüm gücümle yüzmeye başladım. Enerjim bittiğinde ben de varış iskelesine dokunmuştum. 
“ÖZGÜR HİSSEDİYORUM” 
Karada yürürken hala bitirdiğime inanamıyordum. Eşim, çocuklarım ve arkadaşlarımla buluştuğumda birbirimize sarılarak bu zaferi kutladık. 2 yıl süren bu ilginç yolculuk mutlu bir sonla bitmişti. 62 dakika 50 saniye, oldukça iyi bir dereceydi. Doğru rota tutmam, son düzlük deparım ve enerjimi doğru kullanmam bana bu başarıyı getirmişti. O günden sonra başka yüzme yarışlarına da katılmaya başladım. Ancak havuz yarışlarına katılmıyorum. Açık su yarışlarına katılmak beni çok daha fazla heyecanlandırıyor. Hiçbir sınır koymadan enerjim tükenene kadar yüzmeyi ve özgürlüğün tadını çıkarmayı seviyorum.

DOĞRU ROTA, HIZDAN DAHA ÖNEMLİ
GÜZERGAH TURU 

Yarıştan iki gün önce Kuruçeşme’de kayıtlarımızı yaptırdık ve yarışla ilgili ön bilgiler aldık. Bu arada bize yarış güzergahını gösterecek bir tekne hazırlanmıştı. Hem güzel bir boğaz turu yapacak, hem de kullanılması gereken rota hakkında bilgi alacaktık. 
YELKEN TECRÜBESİ 
6 bin 500 km’lik parkurda birçok yerde kerteriz noktaları belirlemek gerekiyordu. Daha önceleri yelken eğitimi almış ve 5 yıla yakın bir süre Güney Ege’de yelken yapmıştım. Yelkenciliğim bana Boğaz’da rota belirleme ve kerteriz alma konusunda çok yardımcı oldu. 
ROTA BELİRLENDİ 
Aynı noktaya karadan bakış ve denizden bakış çok farklıdır. Yüzerken denizden bakarsınız ve bu bakışa göre rotanız belirlenir. Bu konuda çok konsantre oldum ve kendime göre çok iyi bir rota belirledim. Kerteriz noktalarını birkaç kez gözden geçirdim. 
HEDEF YARIŞI TAMAMLAMAK 
Öncelikli hedefim yarışı tamamlamaktı; bu nedenle doğru rotada yüzmek hızlı yüzmekten daha önemliydi. Ana stratejim buydu. Ama yine de denizdeki dalga ve rüzgar durumu, akıntı şiddeti ve yorgunluk gibi birçok değişken yarışı etkileyecekti.
~CEBELİTARIK BOĞAZI'NI GEÇECEĞİM
TAKIM KURDUM

Yüzme hobimi, Vestel Yüzme Takımı kurarak şirket içinde de yaygınlaştırdım. Şu anda 7 kişiyiz ve yarışlara birlikte katılıyoruz. Her yarış sonrasında kürsüde Vestel bayrağını dalgalandırıyoruz. Aramızda çok başarılı arkadaşlarımız var. Önümüzdeki dönemde daha fazla arkadaşımızın bize katılacağına inanıyorum.
HEDEF BÜYÜTTÜM
Boğaz yarışlarından sonra hedefimi büyüttüm. Yeni hedefim, gelecek 4 yıl içinde Cebelitarık Boğazını geçmek... Orası da bir boğaz olduğu için ilginç bir tecrübe yaşayacağımı düşünüyorum. Tabii ki Vestel takımıyla birlikte. YARIŞLARA DEVAM ETTİ
Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’ndan sonra fırsat buldukça pek çok yarışa katıldım. Açık su, şu anda Türkiye’de ve dünyada yeni gelişmekte olan bir yüzme branşı. Bu konuda daha çok fazla şey öğrenmem gerektiğini düşünüyorum. 2015 YARIŞLARI 2015 yılındaki Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda 1 saat 32 dakikalık derece yaptım. Bir önceki yıla göre kötü bir skor gibi gözükse de aslında daha başarılıydım. Çünkü bu yıl akıntı yoktu ve ters rüzgar vardı. Dayanıklılığın bir testi oldu. Bundan sonra her yıl Boğaziçi yarışlarına katılacağım. Onun dışında Aqua Masters’ın her yıl 29 Ekim ve 19 Mayıs’ta düzenlediği yarışlara katılıyorum. 2016 Haziran’ın da ilk kez Kaş Yarışı’na katılacağım. Sonra da Avrupa’daki yarışlar gelecek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz