AB, referandum, Türkiye...

“Önemli olan, Türkiye’nin üye olma çabalarında, AB normlarına uyum için yaptığı yolculuktur.”

1.02.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
AB, referandum, Türkiye...
İngiltere Başbakanı David Cameron, 2015 yılında seçimleri kazandıkları takdirde İngiltere’nin AB üyeliğini referanduma götüreceklerini ve o zamana kadar da AB ile üyeliklerinin şartlarını yeniden müzakere etmek istediklerini açıkladı. The Times Gazetesi’nin yaptırdığı bir anketin sonucuna göre İngilizlerin yüzde 53’ünün, AB’ye hayır oyu vereceği ortaya çıktı.

İngiltere, özellikle Euro bölgesindeki krizler sonucu, Avrupa Birleşik Devletleri’ne doğru, merkezde, Brüksel’de önemli denetim ve yönetim kararlarının alınacağı siyasi oluşuma katılmak istemiyor. Bu gelişmeden rahatsız olarak AB’nin artık ekonomik kalkınma kaynağı olmasını istiyor. Ama son zamanlarda AB’nin bu niteliğini de yitirdiğini, bir maliyet unsuru olarak ortaya çıktığını söyleyerek İngiliz halkının referandum ile 2017’de AB’de kalma veya çıkma kararını vermelerini isteyeceğini duyurdu. Bu AB için büyük bir kriz! Almanya’nın ılımlı müzakere yaklaşımına Fransa ve İtalya’nın katı ve olumsuz yaklaşımı, AB’de zorlu dönemlerin kısa zamanda durulmayacağını gösteriyor. Financial Times yazarı Quentin Peel, gazetedeki yazısında Fransa’nın dünyadaki yerini irdeledi. Fransa’nın Almanya ile ekonomik karşılaştırmasını içeren yazıda AB’nin temel taşlarından biri olan Fransa’nın, ekonomik etkinliğini sürekli kaybettiğini, Fransa’nın sadece nükleer güç olmasının artık küresel bir güç olmaya yetmediğini belirterek rekabetçiliğini kaybetmesi ile AB’nin ileride başka dengesizliklerle karşılaşacağını duyurdu. AB’de çatlama sesleri gelecektir öngörüsünde bulundu.

İtalya, Yunanistan, İspanya ve Portekiz’in içinde bulunduğu ekonomik krizin uzun süre etkilerinin süreceği anlaşılıyor. Bu durum, AB içinde büyük dengesizliklere yol açıyor ve şimdiden AB’de çatlamalara sebep oluyor,
Zayıflayan ve rekabetçiliğini kaybetmiş Fransa, ayrılmayı gündeme getiren İngiltere, çökme aşamalarına yaklaşmış ekonomileriyle İspanya, Portekiz, İtalya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi... Ciddi zorluklarla uğraşan İrlanda, yavaşlayan büyümesine karşın AB’nin ekonomik kalesi Almanya... Bu birlik, bu dengesizliklerle nasıl devam edecek, daha önemlisi küresel gücünü nasıl sürdürecek soruları ortaya çıkıyor. AB içindeki Euro bölgesine katılmış ülkelerdeki krizler, maliye politikalarının, merkez bankası etkinliklerini, ekonomik düzenleme ve denetleme kurumlarının merkezden güçlü bir şekilde yeniden yapılan asi zorunluluğunu getirdikçe İngiltere gibi ülkeler buna karşı çıkacak. O zaman AB’nin geleceği ne olacak?~

Bütün bunlar olurken Türkiye’nin AB’ye üye adayı olarak yaklaşımı ne olmalı?
Ben AB’nin Türkiye’ye sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi yapılanma ve demokratik kurumların oluşması açılarından çok yararlı olacağını düşünenlerden biriyim. Benim için önemli olan Türkiye’nin üye olma çabalarında, AB normlarına uyum için yaptığı yolculuktur. Türkiye’de daha demokratik, insan haklarında daha özgür, demokrasisinin etkin yürümesinin güvencesi olan hukuki kurumların oluşması bakımından bu yolculuğun bizim için hayati öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Çağdaş uygarlık seviyesini yakalamada AB’ye uyum yolculuğunun gerekli olduğuna inanıyorum. Harikulade bir çıpa...

Türkiye adaylıktan doğan yolculuğu ciddiyetle yapmalı. Buna engel olan Sarkozy Fransa’sı, Kıbrıs Rum kesimi, Avusturya ve hatta Alman Başbakanı’nın ülkemizin bu kadar güçlenmesini, gelişmesini istemediklerini düşünüyorum. Onlara inat, Türkiye bu yolculuğunu yapmalı. Yolculuğun sonunda AB’ye üye olup olmama kararını o zamanki hükümetimiz mutlaka referanduma götürmeli. Halkoyu ile karar alınmalı. Ben yaşamımda o günleri görürsem referandumda oyumun ne olacağını biliyorum. Türkiye’nin üyelik ve uyum için yaptığı bu yolculuğu üye olmaktan daha önemli buluyorum.

Onun için yılmadan devam...

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz