Ailemden aldığım 5 ders

Beni yetiştirirken verdikleri tüm dersler içinden annemden almış olduğum beş dersin benim üzerimdeki etkisi çok büyüktür.

1.02.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ailemden aldığım 5 ders
Bana genellikle hayatta en fazla kimden ilham aldığım ve iş hayatımda en büyük etkiyi bırakanın kim olduğu konusunda çeşitli sorular sorulur. Diğer insanların çoğu gibi ben de bu gibi sorulara annem diye cevap veririm, Annem Eva Branson, hayatının her döneminde muazzam enerjik bir kadındı. Genç bir kızken spor yapmaya ve dans etmeye bayılırdı ve bu yüzden zamanının çoğunu dışarıda geçirirdi. II. Dünya Savaşı boyunca Deniz Kuvvetleri’nde çalışmış ve sonrasında bilhassa yüksek irtifalı uçuşlarda tüm yolcuların oksijen maskesi takmalarının zorunlu hale getirilmesiyle işinin gereği hostes olmuştu. Bir avukat olan babam Edward Branson ile tanıştıktan sonra İngiltere kırsalında küçük bir köye yerleşmişlerdi. Zaman, enerji ve sevgi bakımından benim başarılı olmam için bir hayli cömerttiler ve beni oldukça özgür bırakmışlardı. Beni yetiştirirken verdikleri tüm dersler içinden aşağıda belirttiğim annemden almış olduğum beş dersin benim üzerimdeki etkisi çok büyüktür.

1- PİŞMANLIK DUYMAMAK
Annem bana asla geçmişe pişmanlıkla bakmamam ve derhal bir sonraki sorunu çözmeye odaklanmam gerektiğini öğretmişti. Benim yetiştirilme dönemimde bizim aile bütçemiz çok sınırlıydı. Onun ahşap kaplı kutucuklar, dekoratif çöp kutuları yapmak ve satmak gibi sıklıkla el becerisine dayalı para getiren projeleri karşısında her zaman nutkum tutulurdu. Eğer yaptığı bir ürünü satmazsa derhal başka birini yapıp satmaya odaklanırdı. Muhabbet kuşu ile tavşan besleyip ve Noel ağacı yetiştirip sonra onları satmak gibi ilk parlak fikirlerimden bazılarının ilham kaynağı da işte annemin bu etkinlikleri olmuştu. Ancak bu işlerimden bazıları hüsranla sonuçlandı. Yatılı okula gittiğimden kuşlarıma yeterince bakamadım ve Noel ağacı fidelerimi de tavşanlar yedi. Ancak sevgili anneciğim bana hayatta yaşanan başarısızlıkların sadece birer yaşam dersi olduğunu iyi öğrettiğinden tıpkı onun gibi yaparak anında başka projelere yöneldim.

2- AYAKTA KALMAYI ÇABUK ÖĞRENMEK

Annem hakkında size anlatabileceğim bir başka meşhur hikaye de benim sadece 5 yaşlarında olduğum bir dönemde annemin bir alışveriş merkezinden eve geri dönerken arabayı sağa çekip durdurarak evimizden yaklaşık 5 kilometre kadar uzakta olmamıza rağmen benden evimizin yolunu tarif etmemi istemesiyle
ilgilidir. Aslında arabanın arka koltuğunda yaramazlık yaptığım için beni cezalandırıyormuş gibi görünüyordu. Oysa aynı zamanda bana utangaçlığımı yenmem ve gideceğimiz yolu başkalarına sorarak öğrenmem konusunda çok önemli bir yaşam dersi de veriyordu. Başlangıçta kelimenin tam anlamıyla kaybolmuştum, ancak sonunda çiftçi bir komşumuz benim arabayı eve doğru yönlendirebilmeme yardımcı olmuştu. Bu deneyim bana aşılmaz gibi görünen engellerin bile üstesinden gelinebilmesi için cesaretimi asla kaybetmemem gerektiğini öğretmişti. Yeni kurulmuş bir şirketin ilk yılında tek hedefinizin ayakta kalmak olması gerekir ve büyük bir ihtimalle de sahip olduğunuz her şeyi bu amaç doğrultusunda konumlandırırsınız. Ne kadar yorulursanız yorulun veya ne kadar korkarsanız korkun daima ileriye doğru nasıl yol alabileceğiniz sorununa çözüm bulmak zorundasınızdır.~

3- DİĞERLERİNE SAYGI GÖSTERİN
Bizim evimizde takım çalışmasına her zaman çok önem verilirdi. Lindi ile Vanessa adlarında benden küçük iki kız kardeşim vardı ve annem her üçümüzü de çok sıkı çalıştırırdı. Bugün çalışanlarımdan çoğunun size söyleyebileceği gibi sahip olduğum sağlıklı iş ahlakının temelinde kesinlikle işte bu eğitim yatar! Eğer ev işlerinden kaytarmaya çalışacak olursak annem bize hemen bunun ailemizdeki diğer bireyler üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri anlatarak ne kadar bencilce bir davranış tarzı olduğunu izah ederdi. Biz bir takımdık ve kendi aramızda herkesin birbirine güvenebileceği bir güven ortamı yaratmalıydık. Benim iş felsefemin temelini de işte bu bakış açısı şekillendirmişti: Şirketlerin en önemli varlıkları insanlardır.

4- AYAKLARINIZ YERE BASSIN
Şöhretiniz göreceli olarak artmaya başladıkça kendi başarılarınızla kendinizden geçmeniz de daha kolaylaşır. Özellikle de şayet birkaç tane havayolu şirketiniz ve içi sıcak hava ile dolu balonlarla uçma zevkiniz varsa başınızı bulutlardan aşağı indirmeniz çok zor olabilir! Ancak sevgili anneciğim kısmen beni çok iyi tanıdığından ve medyada yazılanların hepsine inanmadığından benim daima ayaklarımı yere basıyor olmamı sağladı. Kamuoyunun gözü önünde beni nadiren göklere çıkardı; hatta geçen yıl CNBC’de kendisiyle yapılan bir röportajda bilhassa benim hayırseverlik çalışmalarımdan dolayı benimle gurur duyduğunu itiraf ettiğinde bir yandan çok şaşırmış diğer yandan da çok memnun olmuştum. Ancak bana daima sessizce de olsa cesaret vermekten hiç vazgeçmedi. Benim ailemdeki herkes diğer aile üyelerini çok sever ve zaten hayatta bundan önemlisi de yoktur.

5- HER GÜN YENİ BİR FIRSATTIR
Anneciğim her günü eğlenceli ve heyecan verici yeni bir şeyler başarmak için yepyeni bir fırsat olarak görürdü. Hatta bugün bile projelerin bütün alanlarında çok sıkı çalışarak inanılmaz derecede aktiftir. Örneğin şu anda bir biyografi üzerinde çalışıyor ve ondan önce de çocuklara yönelik bir kitap yayınlamıştı. Biz halen kendi takvimlerimizi onun planlarına uydurmak zorunda kalıyoruz. Anneciğim, her şeyi daha da iyileştirmeye ve olumlu değişiklikler yaratmaya çalışmaya odaklanarak daima ileriye doğru bakar. Ben de onu kendime örnek alarak her zaman geleceğe odaklanmışımdır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz