Akıllı şehirlerin omurgası: Bilişim, enerji ve ula

Bilişim, enerji ve ulaşım, akıllı kentlerin oluşturulmasında ve işletilmesinde uzun yıllar ön planda olacak.

1.09.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Akıllı şehirlerin omurgası: Bilişim, enerji ve ula
Dünyadaki kentleri akıllı hale getirmek, inovatif derinliğe kavuşturmak ve yeni akıllı şehirler kurmak, bu yüzyılın gündemini meşgul edecek çetin bir mesele. Bilişim, enerji ve ulaşım, akıllı kentlerin oluşturulmasında ve işletilmesinde uzun yıllar ön planda olacak. İstanbul Türkiye’nin en büyük fabrikasıdır ve akıllı kente dönüştürülmeye, ülkedeki her yerleşim merkezinden daha fazla önceliğe sahip. 5 kıtanın önemli yerleşim merkezleri arasında uzun yıllar sürecek iki önemli maraton yarışı gündemde: Birincisi, ICT (information communication technologies) ve inovasyon şehri olmak, ikincisi akıllı şehir haline dönüşmek.

SMART LIVING LABS
Bu iki mesele, eylül boyunca çeşitli platformlarda, yazılı basın ve TV’lerde ilk kez kapsamlı olarak ele alınıyor. Etkinliklerin ilki, 12 Eylül’de Başakşehir Belediye’since Bah-çeşehir Üniversitesi’nde düzenlenecek olan “2023 Türkiye’sinde İnovasyon ve Smart Living Labs”, diğeri ise 13-14 Eylül’de Swissotel’de yapılacak olan “Dünyada ve Türkiye’de Akıllı Şehirler Zirvesi” başlığını taşıyor. Bu etkinliklerde akıllı şehirlere dönüşümde küresel stratejiler, rüzgar, güneş, akıllı şebekeler ve atıktan enerji, akıllı ulaşım ve enerji düzenlemeleri, bilgi ve iletişim teknolojileri, akıllı şehir projelerinin finansmanı, Türkiye’de akıllı şehir projelerinde fırsatlar ve living labs konuları ele alınacak. Akıllı kent konseptinde şehirlilerin yaşam standardını yükseltmek için belediyelerin, üniversitelerin ve endüstrinin “ortak teknoloji gündeminde güçlerini birleştirmesi” öncelikli. Bu yaklaşım, AB’nin gündeminde şu ifadeyle yerini aldı: “Şehirler akıllı ve sürdürülebilir ortamlara göre nasıl tasarlanmalı?”

AVRUPA'NIN YÜZDE 85 İ KENTLİ
AB’de şehirler ticarete, üretime, hizmetlere ve uzmanlığa odaklanarak milli gelirin yüzde 80’inini yarattığı için Avrupa’nın ekonomik büyümesinin omurgası. Hatta bugün üçte ikisi kentlerde yaşayan Avrupalıların 2050’de yüzde 85’e çıkacağı öngörüldüğü için milli gelire katkılara daha da artacak. Bugün Avrupa’nın yüzde 68’i kentlerde yaşıyor, toplam enerjinin yüzde 70’i burada tüketiliyor ve AB’deki sera gazlarının yüzde 75’i bu bölgeden kaynaklanıyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri (ICT) 2020’de çok daha fazla elektrik talebinde bulunacak. Şehir ulaşımı toplam zararlı atıkların yüzde 25’ni yayacak. Şehirlerde kalabalıklaşma milli gelirin yüzde 1’i kadar ilave maliyet getirecek. Avrupa’da şehirler, akıllı teknolojilere geçmede çeşitli engellerle karşı karşıya; yeni teknolojilere uyumun önündeki bariyerler, kamu alımlarında yeni inovasyonların kabulündeki güçlükler ve bu alana şirketlerce yapılacak yatırımların geri dönüşündeki bilinmezlikler gibi. AB endüstrisi, bunlar nedeniyle inovatif teknolojilere yatırım yapmaya ve kapasite artırmaya fazla hevesli değil.

KULLANICI DENEYİM LABORATUVARI
AB’de çok sayıda yeni teknolojiler, endüstri tarafından la-boratuvar ortamında, kentliler ve toplumun gerçek ihtiyaçları doğrultusunda makul maliyet ve avantaj yaratmak üzere test ediliyor. Bu amaçla AB’de bazı kentler bir konsorsiyum kurarak ulaşım, bilişim ve enerji endüstrilerine yoğunlaşan AR-GE yaparak buldukları avantajları ortaya koyuyor; diğer merkezlerde aynı teknolojilerin yayılmasına ve kullanılmasına öncülük ediyor.~
Diğer taraftan AB’de enerji, ulaşım, bilişim servisleri ve değer zincirleri yakınsıyor. Başakşehir Belediyesi “Living Lab ve ICT Şehri Projesi” de tam bu kapsamda geliştiriliyor. Şirketlerin ve KO-Bİ’lerin geliştirdiği yeni ürünler, servisler ve inovasyonlar, Başakşehir sakinlerinin evlerinde, belediyenin kurduğu “kullanıcı deneyim laboratuvar merkezi ve showroom”da test edilecek. Böylece kullanıcıların inovasyona doğrudan katkısı sağlanacak. Denedikleri ürün, servis ve inovasyonlarda gördükleri eksiklikler, hatalar ve yaratıcı öneriler, iç ve dış pazarlara sunulmadan önce belirlenerek kusursuz hale getirilecek. AB, 2014’ten başlayarak “Üst Düzey Grup” kanalıyla topluluğu bu 3 sektörde derinden etkileyen önemli meseleleri formüle eden bir teknoloji gündemi oluşturacak. Bu gündem çerçevesinde AB Komisyonu, hibe vereceği projeler için çağrılar yapacak. Endüstri konsorsiyumları, ürettikleri proje fikirlerini komisyon hibeleri için sunma olanağı bulacak. Bunun dışında AB Komisyonu, “Akıllı Şehirler ve Toplumlar Üst Düzey Grubu” kanalıyla “teknoloji dönüşüm gündemi” ni formüle edecek. Bu gündemin odak noktasını, şehirlerin teknolojik dönüşümünü ve gerekli eylemlerini bloke eden meseleleri çözüme kavuşturacak stratejik oryantasyonla ilgili öneriler oluşturacak. Komisyon, bu amaç için tahsis ettiği hibe fonlarını 5 kat artırma kararı aldı ve enerji, ICT ve ulaşım sektörlerine odaklandı.

ATMOSFERİK VE JEOTERMAL ISI

Türkiye’nin dış açık kanamasını yaratan sektörlerin başında enerji geliyor. Akıllı binalarda ve çevre projelerinde etkin ısıtma ve soğutma sistemlerini devreye hızla sokması kaçınılmaz. Bu amaçla bimass, solar ısı, atmosferik ve jeotermal ısı gibi yeni enerji alanlarına odaklanılması ve ino-vasyonlar geliştirilmesi için cazip bir teşvik sisteminin ve finansman kaynaklarının devreye alınmasına öncelik verilmeli. Bu yapıldığı takdirde Türk şirketlerine ve KOBİ’lere önümüzdeki yıllarda büyük fırsatlar sunulmuş olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz