Arap baharı arkasından kavurucu arap sıcakları...

Mısır ve diğer Arap ülkelerine bakınca demokrasiyi oturtmak için gerekli kurum ve anlayıştan yoksun oldukları görülüyor.

1.09.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Arap baharı arkasından kavurucu arap sıcakları...
Kuzey Afrika ülkelerinden başlayarak yayılan Arap başkaldırısı etkilerini bugün bile sürdürüyor. Uzun dönem diktatörler tarafından yönetilen ülkelerde büyük uyanış salgın gibi önce Körfez Ülkeleri'nde sonra da Suriye'de kendini gösterdi. Özellikle Mısır'da, peş peşe gelen diktatörlerin yönetiminde baskı altında kalan halk başkaldırdı. Yaklaşık 82 milyon nüfusu olan ve Arap dünyasında liderlik yapmış bu ülke, şimdi büyük bir bilinmezin içinde. Önce Abdül Nasır, arkasından Enver Sedat daha sonra Hüsnü Mübarek ile tek adam ve tek parti olarak kurulan ve Batı dünyası tarafından hep desteklenmiş olan düzen artık yerini pek çok bilinmezin olduğu bir ortama bırakmış durumda. Tunus, Cezayir, Mısır ve kanlı olarak Libya'da başkaldıran kesimler diktatörleri devirerek yeni yönetimler kurmak durumunda kalıyor. Başkaldırıları önce temkinli bir duruşla uzaktan izleyen Batı, bu gelişmenin geri dönülemez noktalara ulaşacağını anladı. Çok da gönüllü olmadan muhaliflere destek çıktı. Uzun bir dönemde kontrol altında tuttukları bu ülkelerin yönetimleri el değiştirince ne ile karşılaşacaklarını belirleyemedikleri için gelişmelere hep tereddütle baktılar. Geçen hafta Türkbükü'ndeki evimizde Mısır'ın önde gelen bir işadamını ailesiyle birlikte ağırladık. Dünyaca ünlü bir hukuk bürosunun ortaklarından olan ve Amerika'nın en önde gelen üniversitelerinde öğrenim görmüş bu kişi, ülkesinde tanınan ve bilinen bir işadamı olarak görüşlerini aktardı. Aynı zamanda eşinin sanat galerisi olması nedeniyle Mısır'ın kalburüstü çevreleriyle olan ilişkileri sonucu bu çevrelerin de görüşlerini anlattı. Buna göre; Mısır'da siyasal açıdan en hazırlıklı grubun
Müslüman Kardeşler adlı örgüt olduğu anlaşılıyor. Diğer girişimler ise daha çok, "hazırlıksız" ve "yetersiz" olarak tanımlanıyor. Bilindiği gibi Müslüman Kardeşler adlı örgüt önceki dönemde yasa dışı kabul edilmiş ve dışlanmıştı. Misafirimiz olan Mısır'ın önde gelen iş adamı "Arap Baharı" ertesinde oluşturmaya çalışacakları demokratik ortam için Türkiye'yi örnek almanın öneminden de bahsetti ancak çok da umutlu değildi. Mısır ve diğer Arap ülkelerine bakınca demokrasiyi oturtmak için gerekli kurum ve anlayıştan yoksun oldukları görülüyor. Onun için bu gelişmeleri "kavurucu Arap sıcakları" diye adlandırdım. Arap ülkelerini, kavurucu gelişmeler bekliyor... Türkiye'yi bu ülkelerdeki gelişmelerden farklı kılan Mustafa Kemal'in Türkiye'den çıkmış olması. Arap ülkeleri kendi Mustafa Kemal'lerini arıyor ve bulamıyor. Türkiye'nin Cumhuriyet'in kurulduğu tarihten sonraki 30 küsur yıllık dönemde oluşturduğu demokrasi altyapısı, hukuk düzeni, kanunları, meclisin çalışması, yargı düzeni, demokratik kurumları (askeri darbeler ile kesintilere uğramış olsa bile) çok partili döneme geçebilmeyi başarmış bir demokrasi olarak parmak ısırtacak bir dönüşüm projesi. Çok partili döneme geçerken o zamanın tek parti lideri İsmet İnönü'nün katkıları ise unutulmayacak önemde bir gelişme. Arap dünyası bu aşamalardan geçemeden kendisini diktatörler sonrası aşamada buldu. Gerekli kurumları oluşturamadan, altyapıyı gerçekleştiremeden, başıbozuk bir görünümle yeni dönemlerini belirlemeye çalışıyorlar. Onlar yakın gelecekte Türkiye olamayacak. Hep Mustafa Kemal'lerini, İsmet İnönü'lerini arayacaklar.
Arap dünyasını kavurucu sıcaklar bekliyor. Umarım bu dönemi barış ve sükunet içinde geçirirler.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz