ABD’nin birinci lig (IVY League) ve “sarmaşık” üniversitelerinden Cornell’in mezuniyet töreni 27 Mayıs 2012’de yapıldı. Bu yılki törene oğlum Ali Alper Çakır’ın mezuniyeti nedeniyle katılma olanağı buldum. 5 bin öğrenci mezun oldu. ABD’de en fazla doktora ve master öğrencisi bu üniversitede; fizik dalında da bu yıl Nobel adayı çıkardı... Amerika’da küçüklü büyüklü 5 bin üniversite var. Küçüklere, “Liberal Arts” deniliyor. Bunların bir kısmı (Türkiye’de olduğu gibi) devlet, bir kısmı ise vakıf üniversitesi. Ancak bu 5 bin üniversitenin ilk 100’e girenleri nitelikli öğrenci yetiştiriyor. Türkiye’den gideceklere, Liberal Arts’larda veya ilk 100’e girenlerde okuma şansları varsa ABD’yi seçmeleri öneriliyor.
HAYIRLI YATIRIM
Cornell Üniversitesi, 147 yıl önce Azra Cornell ve Andrew Dickson White ikilisi tarafından kurulmuş. Yoksul bir aileden gelen Azra, Amerikan Telgraf İdaresi’nden aldığı işler sonucu zengin olunca bunu hayırlı bir işe yatırmak istemiş. Varlıklı bir aileye mensup Dickson ise İsviçre’de ve Oxford’da okuyup Yale’den mezun olunca, bunlardan daha üstün bir üniversite kurmayı düşlemiş. Bu ikiliden Azra, üniversitenin Ithaca’da kurulması şartıyla 500 bin dolar bağışlamış ve soyadını üniversiteye vermiş. Üniversite kampüsü, devletin hibe ettiği (4 bin km2) derin bir kanyonun, şelalelerin, asma köprülerin, göllerin, nehirlerin ve ormanların tam ortasında. 20 civarında büyük kütüphane, onlarca laboratuvar ve 2 büyük spor kompleksinin bulunduğu Cornell, İstanbul’daki Robert Kolej’deki ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki binaları andıran mimarlık harikası yüzlerce bakımlı bina ve kusursuz yollara sahip. Ayrıca kampüs içinde 5 kıtadan getirilmiş bitki ve ağaçların bulunduğu muhteşem bir botanik kompleksi mevcut. Eskiden Hollywood filmleri Cornell’deki kanyonda çekiliyormuş. Cornell’e her yıl olduğu gibi bu yılda büyük bağışlar yapıldı. Bill Gates kampüsün içinde yeni bir fakülte binası kompleksini finanse ediyor. Cornell mezunu bir işadamı ise tamı tamına 1 milyar dolar bağışladı. Rektör Skorton, tören konuşması sırasında 25 bin izleyicinin arasında bulunan bu hayırsevere spotları çevirince büyük bir alkış koptu.
PARLAK ÖĞRENCİLER
Cornell’de 1865’te faaliyete geçirilen yaşam bilimleri ve ziraat fakültesi (life sciences and agriculture) en kalabalık olanı ve halen devlet üniversitesi statüsünde. Diğer fakülteler vakıf üniversitesi şemsiyesi altında aktifler. Ancak öğrenim ücretleri her ikisinde de aynı düzeyde. Bir öğrenci yılda bir aileye 55-60 bin dolara mal oluyor. Kabuliçin 38 bin öğrenci başvuruyor ancak yüzde 8’i girebiliyor ve yabancı öğrencilere burs verilmiyor. Yabancı öğrenci oranı yüzde 9’un altında tutuluyor. Cornell, dünyanın en parlak öğrencilerini seçerek kabul ediyor. Elektrik enerjisinin insanlığın hizmetine girmesiyle birlikte Cornell’in kurucusu Azra, kampüsün içindeki nehrin üzerine, çevre kirliliği yaratmayacak şekilde beton künk-ler gömerek küçük bir hidrolik santrali devreye sokmuş. Bu santral uzun süre üniversitenin elektrik gereksinimini karşılamış. Beton künkler, çağlayanların gücüne ancak geçen yıla kadar dayanmış ve yıkılmışlar; yerleri hala görünüyor.
LINCOLN VE BLOOMBERG
New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg, Amerika’da çok popüler. Geçen yıl Amerika’nın IVY Lig üniversiteleri arasında New York/Roosvelt adasında kurulacak “uygulamalı bilimler ve mühendislik kampüsü için” açtığı yarışmayı Cornell kazandı. Bu vesileyle Bloomberg, 26 Mayıs 2012’de Cornell’in son sınıf öğrencileri ve velilerine tarihi bir konuşma yaptı.~
Bloomberg, bu konuşmasında özetle şunlara değindi: “Abraham Lincoln, Amerika’yı tek devlet çatısı altında toplayan ünlü ‘ Morrill Paktı’nı imzalamadan bir gün önce ‘Pasifik Demiryolları Anlaşması’nı imzalayarak Missouri nehrinden Pasifik Okyanusu’na kadar döşenecek demiryollarının yapımını teminat altına aldı. Bu demiryolları kıtanın can damarı olan dağıtım ağını oluşturdu ve endüstriyel inovasyonun kanallarını üniversitelerle birlikte açtı. Lincoln, 48 saat içinde Amerikan ekonomik büyümesine, kendinden önceki ve sonraki tüm başkanlardan daha fazla katkı sağladı. Belediyemiz, New York’un merkezindeki en değerli gayrimenkulünü (Roosvelt adası) kolay kolay hibe etmez. Ama inanıyoruz ki buraya Cornell Üniversitesi’yle kuracağımız dünya klasındaki kampüs, geleceğin Amerikan ekonomisine öncülük edecek. Kampüsün ilk binası bitinceye kadar Google, Cornell’e bedelsiz bir sanal sınıf alanı tahsis edecek. Bu da üniversitemizin öğrencilerine ve fakültelerine, dünyanın en inovatif şirketlerine ulaşmalarını, Google’a ise dünyanın en parlak beyinlerinden yararlanma fırsatını sunacaktır.” Bloomberg, bu parlak beyinlere kendisiyle ilgili çarpıcı bilgiler verdi: “Planlar bozulmak ve değiştirilmek için yapılır. Ben elektrik mühendisi olmayı planladım; sonra fabrika yöneticisi ve Wall Street çalışanı oldum. 15 yıl sonra işten atıldım. Bu, hayatta başıma gelen en iyi şey oldu. Eğer kovulmasaydım asla bilgi teknolojilerine girmeyecek, zenginleşmeyecek ve New York Belediye Başkanı olmayacaktım. Şimdi bunlarsız bir yaşam düşünemiyorum.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?