Mutluluk temelinizi kurmak

Bugün yüzleşiyor olabileceğiniz olumsuz deneyimler yerine aslında yaşantınızın yüzde 85-95’ini oluşturan iyi şeylere odaklanabilirsiniz. Şayet isterseniz pekala gününüzün iyi geçmesini tercih edebilirsiniz. Eğer sizin olumlu bakış açınızı değiştirebilecek nahoş bir olay yaşanırsa o zaman muhtemelen kendinize şöyle diyebilirsiniz: “Evet bu çok iğrenç, hatta insanı allak bullak edici bir olaydı.” Ancak ardından günün geri kalanı için olumlu yönde düşünen akıl setinize geri dönmeyi seçebilirsiniz. Şimdi siz muhtemelen “mutluluk avantajı”nın ölçülebilir getirileri olup olmadığını merak ediyorsunuzdur.“... yaklaşık 275 bin kişi üzerinde yapılan 200’ü aşkın bilimsel araştırmanın sonucunda, hayatımızın hemen her alanında yani evlilik, sağlık, arkadaşlık, toplumsal katılım, yaratıcılık ve özelikle de işimiz, kariyerimiz ve şirketimizde başarının yolunun mutlu olmaktan geçtiği kanıtlanmıştır.” Bu verilerden çıkarılabilecek net sonuca göre mutlu çalışanlar çok daha yüksek üretkenlik seviyelerine sahip. Satış hacimleri çok daha yüksek, liderlik pozisyonlarında çok daha iyi performans gösteriyorlar. Çok daha yüksek performans notları alıyorlar ve maaşları da diğerlerinden çok daha yüksek. Ayrıca mutlu CEO’lar, mutlu, sağlıklı ve üretken çalışanlardan kurulu takımlar yaratıyor. Gelen tüm verilerden çok net olarak anlaşılıyor ki başarının ve kazanmanın temelinde mutluluk yatıyor, tersi değil. Peki bu türden sonuçlar elde etmeyi hangi yönetici istemez ki?

İŞTE SİZE BİRKAÇ ÖNERİ
Meditasyon yapın Derinlemesine düşünmenin, yani meditasyonun faydaları zaten herkesin malumu. Düzenli olarak yapılan meditasyon teknikleri sayesinde insan sükunet bulur, odaklanması iyileşir ve huzurlu bir ruh haline kavuşur. Bunu denemek için öncelikle sessiz bir yer bulmalısınız. Sırtınızı dayayabileceğiniz rahat bir koltuğa oturun, kendinizi zeminle aynı seviyede dümdüz hissedin, kollarınızı omuzlarınızdan aşağı sarkıtın ve kalçalarınızı avuçlarınızla yukarıya doğru kaldırın. Saati 5 dakikaya kurun ve ardından gözlerinizi kapatın. Yavaşça derin bir nefes alın ve bunu yaparken de ciğerlerinizin havayla dolmasına dikkat edin. Ardından aynı şekilde yavaşça nefes verin. Acele etmeyin, sadece içeri giren ve dışarı çıkan havaya odaklanarak tekrarlayın. Meditasyona ilk başladığınız zamanlar aklınıza öncelikle “yapılacak işler” listesi, alışveriş listesi ya da masanızda sizi bekleyen işler gibi yığınla karmaşık düşünce takılabilir. Kafanızda bu gibi düşünceler belirdiğinde, kendinize “Aaa bu geçip giden benim alışveriş listem değil mi” diyerek aklınızı alışveriş listesinden uzaklaştırın. Tekrar havanın ciğerlerinize nasıl dolduğuna ve sonra oradan nasıl dışarı çıktığına konsantre olun. Bu işi bir iki hafta boyunca günlük bazda düzenli olarak yaptıktan sonra süreyi 10 dakikaya çıkarın. Özleyebileceğiniz bir şeyler bulun Herhangi bir eylemin genellikle en hoş kısmı, onun geleceği anın özlemle beklendiği bölümüdür. Yapılan araştırmalardan birinde sadece en çok sevdikleri filmi izlemeyi düşünen insanların endorfin seviyelerinin yüzde 27 oranında yükseldiği bulunmuş. Bodrum sahillerinde, tek bir bulutun bile olmadığı masmavi bir gökyüzü altında, sımsıcak bir güneş ve tekneyi kendiliğinden sürükleyen tatlı bir yaz meltemiyle bir tekne gezintisi yaptığınızı düşünün. (Daha şimdiden kendinizi çok daha iyi hissetmeye başladınız, değil mi?) Kendinizi iyi niyet gösterisi yapmaya adayın Mutluluğun Temelleri kitabının yazarı tarafından yapılan bir gözlemde gün boyunca iyi niyetli olmanın beş yasasına uyan insanların kendilerini kontrol gruplarındaki insanlardan çok daha mutlu hissettikleri ve yaptıkları bu alıştırmanın bitmesinin ardından gelen günlerde de bu ruh halinin devam ettiği görülmüş.~
Benim hayatımın gerçekleri arasında havalimanlarında ve havayollarında oldukça uzun süreler geçirmek var. Havayolu acentelerine ve uçuş görevlilerine sürekli olarak, “Yaptığınız işi gerçekten çok takdir ediyorum. Sizin sayenizde hayatım emin ellerde” derim. Bunu her yaptığımda ise onların yüzüne bir aydınlanma gelir ve hemen bana kendi hayatlarına dair birer hikaye anlatmaya başlarlar.
Egzersiz yapın Egzersiz yaptığımızda, ruhumuzu yücelten endorfinleri salgılarız. Egzersiz yapmanın faydaları çok fazladır ve herkesçe bilinir. Haftada en az üç kere egzersiz yapan insanlar, çalıştıkları iş yerlerinde, özel ilişkilerinde ve genel olarak yaşamlarında çok daha olumlu bir bakış açısına sahip olur. Sıklıkla sağlıklı bir diyet programı uygular ve az alkol tüketirler ki bu iki hususun kendilerini iyi hissetmelerine çok büyük katkısı olur.

LOSADA SINIRI
Marcial Losada, bir psikolog ve şirket danışmanıdır. Takımların yüksek ve düşük performansları üzerine yaptığı 10 yıllık bir araştırmadan sonra bir takımın başarılı olabilmesi için gerekli olumlu etkileşimlerin olumsuzlara oranının 29 bin 13’e bir olduğunu keşfetmişti. Üstelik takımların ellerinden gelenin en iyisini yapmaları için gerekli olan oran 6’ya 1’di. Bu çıkarım ise bir yöneticinin veya gözetmenin yaptığı her bir olumsuz davranış karşılığında altı olumlu davranış ya da müdahale tarzı sergilemesi gerektiği anlamına geliyor. Losada’nın araştırması ile Mutluluk Avantajı kavramı daha da kesinlik kazanmış oluyor.