Perakendede başarının yolu

Başarının yolu "mühendislik" yaklaşımından geçiyor.

1.01.2010 12:03:000
Paylaş Tweet Paylaş
Türkiye’de perakendecilik, daha doğrusu organize perakendecilik hızlı gelişiyor. Daha alınacak çok yol ama ulaşılan 200 milyar dolar ciroyu küçümsememek lazım. Bunun şimdilik yüzde 25’i ise organize kurumlardan oluşuyor. Yani alınacak daha yolumuz var.
Eğer bu yapı, Avrupa ve ABD’ye benzeyecekse, önümüzdeki dönemde organizenin payı artacak, ancak geleneksel de yüzde 25’ini koruyacak. Ve Avrupa’da olduğu gibi ulusal pazarı 3-4 şirket elinde tutacak.
Böyle bir yapıda olan sektörde, ulusal devlerin yanı sıra çok sayıda yerel ve bölgesel şirket de var. Bunlardan bazıları, ulusal şirketlerle ciddi rekabet ediyor, onların “satın alma” planlarına da giriyorlar.
Sadece gıda perakendecilerinden söz etmiyorum. Türkiye’de iyi bir teknoloji, giyim ve kozmetik perakendeciliği kültürü de yerleşiyor. Onlarda da ciddi büyüme ve iş planları var.
Geçtiğimiz günlerde Tansaş’ı dönüştüren CEO’lardan olan Servet Topaloğlu’ndan dinledim. Bizim Anadolu Markaları toplantılarından, Kocaeli bölümüne katılmıştı. Büyümek isteyen, geleceğin rekabet dünyasında ayakta kalmak isteyen bu tip şirketler için kritik bazı mesajlar vermişti.
Özetle, perakendecilik gelişiyor, büyük şirketler doğuyor. Gelceekte de büyüme devam edecek. Ancak, bu süreçte perakende şirketlerinin bir konuyu unutmamaları gerektiğinin altını çizmişti.
Ona göre, şirketler, sektörün iki kritik unsurundan “Ticarete” çok fazla odaklanıp, “Mühendislik” cephesini unutuyorlar. Oysa, içinde bulunduğumuz dönemde “Mühendislik” ciddi bir role sahip. Bunu göz ardı edip, yeni rekabet ortamında ayakta kalmak çok zor.
Topaloğlu’nun dikkat çektiği başlıkları şöyle özetlemek mümkün:
1. Perakendede büyümenin yolu, başarılı ve işleyen bir sistem oluşturmaktan geçiyor. Sistemin iyi çalıştığına emin olunca da sıra “çoklatmaya” geliyor.
2. Wal Mart, bu stratejiyi iyi uygulayan şirketlerdendir. Başarılı bir sistemi var ve bunu “çoklatarak” daha da büyütüyor. 4 milyon kişi çalışıyor, günde 50-60 milyondan fazla fatura çıkarıyor. Her yıl 500 bin kişi işten ayrılıyor, yani sirkülasyon oranı yüzde 25’i buluyor. Yenilerle birlikte alınan kişi sayısı 800 bine yaklaşıyor. Bu büyük bir organizasyonu gerektirir.
3. Bu kadar büyük ciro, bu kadar büyük mağaza ve fatura düzeyini, klasik yöntemlerle yönetemezsiniz. Ticari mantık burada eksik kalır. 800 bin kişiyi işe almanın yolu, “İşe alma makinesi” kurmak gerekiyor.
4. Türkiye’de Migros günde 1 milyon fatura kesiyor. Bu, Türkiye standardının çok üstünde. Demek ki, 3 milyon kişi mağazalardan içeri giriyor. Bu büyük bir mühendislik yeteneği gerektirir.~
5. 10 yıl önce yılda 30 mağaza açılıyordu. Şimdi BİM 1 günde 2, Migros 1.3 mağaza açıyor. Bu hız ve mühendisliği zorunlu kılıyor.
6. Ancak, nasıl sadece “Ticari” kriterlerle göz önüne alınırsa da eksik olacağı gibi, “Mühendislik” de tek başına eksik kalır. O nedenle “Mühendisliğin” katılığını önlemek için yanına “marka yönetimi” koymak gerekiyor. Biraz sıcak olmanın yolu da bundan geçiyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz