Süper kuruluşlar farklıdır

Çünkü bu kuruluşlar, sadece ekonomik değer yaratmayı ve kârlı olmayı hedeflemekle kalmaz. Salt kapitalist teori açısından bakıldığında şirketlerin fonksiyonlarının birer ekonomik birim olarak iş yaratması, sermayeyi iyi değerlendirmesi ve kâr etmesiyle sınırlı olduğu düşünülebilir ama bu çok kısır bir değerlendirme olur. Topluma mal olmuş “süper kuruluşlar” yukarıda saydığım ekonomik katkılarının yanında topluma büyük katkılar yaparak önderlik eder. Toplumu yönlendirirler ve başarının sadece sayısal sonuçlardan ibaret olmadığını gözler önünde sererler. Süper kuruluşlar iş olanakları yaratır, yeni iş fırsatları yaratır, büyüme ve kalkınma sağlar, güçlü mali yapılarıyla topluma güvence verirler. En az bunlar kadar önemli olarak topluma sosyal katkıda bulunurlar. Hissedarları ve çalışanlarının yanında topluma hizmet ederek, örnek olarak ve alışagelmiş eski ve geçerliliği bitmiş uygulamalardan sıyrılarak yeni yönler göstererek, değerlerini ilkeler üzerine oturtarak büyük sosyal hizmet yaparlar. Ülkemizde bu özelliklere sahip olan Garanti Bankası, Turkcell, İş Bankası, Akbank, Yapı Kredi Bankası, Koç Grubu, Vodafone, Sabancı Grubu ve diğer birçok kuruluşu saymak mümkün... Yakından tanıdığım, uzun bir dönem CEO olarak görev yaptığım Garanti Bankası’nı örnek verirsem. Bu bankayı sadece sağlıklı mali yapısı ve bankacılık alanında müşterilerine ve ekonomiye katkısı ile değerlendirmek kanımca çok eksik olur. Bütün ekonomik başarıları ve müşterilerinin beğenisinin yanında bu kuruluş, topluma yansıyan başka büyük katkılar da yapmıştır. Öncelikle ilişki kültürü ile yoğrulmuş iş hayatımızda “ilke kültürü” getirerek sağlam değerler üzerine dayanan model oturtmuştur. Erkek egemen toplumumuzda kadınlara da eşit haklar ve fırsatlar vererek sadece kadınların çok önemli pozisyonlara, görevlere gelmelerini sağlamakla kalmamış, eşit fırsat verildiğinde yetenekli iyi yetişmiş kadınların böyle değerleri olan kuruluşu tercih ederek başarılarına büyük katkılarda bulunduklarını da göstermiştir. Doğal hayatın korunması için 18 yıldır ara vermeden çok önemli katkılarda bulunarak bu alanda bilincin yaratılmasında büyük rol oynamıştır. Çevre bilincinin yerlerde süründüğü ülkemizde büyük bilinçlendirme kampanyaları ile sosyal açıdan büyük hizmet vermiştir.
Ülkemizin en önemli kültür ve sanat kuruluşlarından olan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfına, onun organize ettiği İstanbul festivallerine kesintisiz şekilde ana sponsor olarak katkıda bulunmuştur. Amaç, kültür ve sanat hayatımızın daha kaliteli seviyelere çıkması, topluma bu alanda hizmettir. Sanata katkısı bununla sınırlı kalmayıp sanat merkezleri açmış, resim galerileri ve sergileri düzenlemiştir. Eğitim alanında, ülkemizin seçkin gençlerini yetiştiren önde gelen devlet üniversitelerinden Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ’ye yıllar boyu büyük mali katkılarda bulunarak eğitim binaları, yurtlar, kültür ve kongre merkezleri yapılmasını sağlamıştır. Ayrıca 10 binlerce öğretmenin daha iyi öğretebilmeleri için yetiştirilmelerini sağlayan vakıf oluşturarak büyük eğitim hizmetleri vermiş topluma büyük katkı sağlamıştır. Ülkemizin savunmasında görev alan silahlı kuvvetlerin şehit ve gazilerine maddi imkan sağlayan katkılarda bulunmuştur. Belki bunların en önemlisi olarak da topluma “iyi ahlaklı” bir kuruluş olma örneğini sunmuştur. Bu örneğin pek çok şirket tarafından izlenmesini sağlamıştır. Süper kuruluşlar farklıdır ve sosyal bilincin artmasına büyük katkılarda bulunurlar.