Takım çalışmasıyla kriz yönetimi

Kendinizi ofisinize hapsetmeyin, dışarı çıkın ve çalışanlarınıza neler olup bittiğini açıkça anlatın...

1.10.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Takım çalışmasıyla kriz yönetimi
Ekip çalışmasının gücüyle ilgili yeni bir örneğe, Kenya'nın E Equity Bank'ını akıllı bir kriz yönetimiyle iflasın eşiğinden döndürerek 2012 Ernst&Young Dünya Girişimcilik Ödülü'nü kazanan James Mwangi'nin hikayesinde rastladım. Mwangi, 1993 yılında finans direktörü olarak dizginleri ilk kez eline aldığında, Equity kapanmak üzere olan küçük ve ödeme aczi içinde bir kurumdu. Bu şirketi kurtarmaya kesin kararlı olan Mwangi, çalışanlardan bu kötü gidişatı tersine çevirmek için güçlerini birleştirmelerini ve onunla birlikte çalışmalarını istemişti. Onlardan insanları bu kuruma katılmaya cesaretlendirmek için kendi kişisel ağlarını kullanmalarını rica etmişti. Mwangi ardından kısa bir süre sonra Kenya Yetu isimli dergiye çalışanlarının ücretlerini artırabileceğini söylemişti. Ayrıca çalışanları maaşlarının yüzde 25'i oranında bu şirketin hisselerini satın almaya da ikna etmişti. "işte şimdi onlar da ellerini taşın altına koydu. Eskiden burası sanki başkasının şirketiymiş gibiydi. Ama şimdi onlar başarılı olurlarsa muazzam kazançlı çıkacaklarını çok iyi biliyor” diyordu. Onların hissedar olarak üstlendikleri bu
yeni rol sayesinde bir ekip olarak birlikte çalışma ve artan özsermaye hissesi değerini oluşturma ruhuna sahip olmuşlardı. Mwangi'nin stratejisi işe yaradı. Bu banka artık büyümeye başladı. 2006 yılında Nairobi hisse senedi borsasında işlem görmeye başladı ve hissedar değeri hızla yükseldi. Ernst&Young'o günlerde Equity Bank'ın sadece Kenya'daki 7 milyonu aşkın müşterisiyle bu bölgede en büyük banka olduğunu söylüyor. Mwangi, 2004'ten beri CEO olarak görev yapıyor. Eğer sizin şirketiniz de finansal bir krizle yüzleşirse derhal kendi ekibinizi çözümün bir parçası haline getirin. Kendinizi ofisinize hapsetmeyin, dışarı çıkın ve çalışanlarınıza neler olup bittiğini açıkça anlatın. Stratejik olarak düşünüldüğünde, gelişigüzel işten çıkarmalar, ücret indirimleri ve ek gelirlerde kesintiler büyük bir ihtimalle zaten kötü olan bir durumu daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz. Onun yerine çalışanlarınızın desteğini kazanmaya ve onların şirkete bağlılıklarını ödüllendirmek konusunda yaratıcı olmaya bakın. Yönetim ön cephede çalışanları dinlemez ve onların endişelerini cevapsız bırakırsa o zaman onlar da yardım almak için yüzlerini işçi sendikalarına dönebilir. Her ne kadar sendikalar çalışanların yönetimle daha rahat ilişkiler tesis edebilmeleri için kurulmuş olsa da onlar çoğunlukla bu iki grup arasında ilişkiler bozuldukça daha da büyük birer barikat haline gelir.Eğer sendikaların olduğu bir şirketin liderliğini yapıyorsanız o zaman bilhassa zor günlerde sendika liderleriyle sağlam ilişki kurmuş olmanız çok önemlidir. Southwest Airlines, kısmen de olsa bir krizden diğerine savrulmuyor oluşunu çalışan yönetim ilişkilerindeki gücüne borçludur. Şirketin efsanevi lideri Herb Kelleher ile onun halefi Gary Kelly bu şirketi on yıllar boyunca kârlı çalışacak şekilde yönetmişti. Krizlerin hepsi elbette aynı boyutta değildir ve çalışanlarınızın kendilerini ufak tefek acil durumlarla baş edebilecek şekilde birlikte çalışmaya hazırlamaları gerekir. Birkaç yıl kadar önce Los Angeles'a gidecek bir Virgin Atlantic uçuşu için Londra Heathrow havaalanında beklerken, hava şartlarından kaynaklanan uzunca bir gecikme şeklinde kendini gösteren küçük bir kriz yaşanmıştı. Bugibi durumlarda bir havayolu şirketinin yapabileceği kesinlikle hiçbir şey yoktur, yolcuların hepsine bunu anlatmanız da mümkün değildir. Orada yetkililerimizden birinin galeyana gelmiş erkek bir müşteriyi kahramanca sakinleştirmeye çalıştığını görmüştüm. O  soğukkanlı yetkili işini bitirdikten sonra kendisine "Zor bir gün, değil mi” diye sormuştum. O ise bana "Yoo, hiç de değil, aslında ben böylesi günlere bayılırım çünkü bu gibi şartlarda yolcularımızı bilgilendirmek ve onları rahat ettirmek için resmen birbirimize kenetlendiğimizden evimize o gün iyi bir iş çıkarmanın iç huzuruyla gideriz. Her şeyin tıkır tıkır saat gibi işlediği günlerin bizim için en azından o derece ödüllendirici olmadıklarını söyleyebilirim!” demişti. Son cümlesini duymaktan müthiş mutlu olmuştum. Kriz bertaraf edildikten sonra sakın eski yöntemlere geri dönmeyin. Savaş zamanında ortaya çıkan bu birlikte çalışma ruhunu daima canlı tutun. Çünkü bu ruh size iyi günlerinizde de yardımcı olacaktır.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz