Tecrübesizlik avantaj olduğunda

Aslında ilk girişimimiz olan Student dergisinde, statükoya yeni dahil olma konumumuzu sıra dışı röportajlar ve tanınırlık yaratmak için kullandık; insanlar, yeni ve mü-dahil olabilecekleri projeler istiyordu. Tecrübesizliğimiz bizi, çekirdek misyonumuzun bir parçası olan, yeni şeyleri deneme konusundaki sınırsız coşkumuz konusunda besledi.Hangi sektöre girmek istiyor olursanız olun, hemen hemen aynı şeylerin sizi beklediğini göreceksiniz. Student günlerimizden beri yüzlerce yeni işe başladık ve bunların çoğunda, girmekte olduğumuz sektör hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Ve tecrübesizliğimiz neyi, neden yapamayacağımızdan çok, neyi farklı yapabileceğimize odaklanmamızı sağladı. Bu da bize, kendi geçmişlerinden ve sektör tarihinden dersler almış şirketlerin aksine ilave özgürlükler sağladı. Tecrübesizliği bir değere dönüştürmenin anahtarı, ürününüz ya da hizmetinizle ilgili olarak neyin yeni olduğuna vurgu yapmaktır. Sizin yaklaşımınız, diğer şirketinkinden ne kadar farklıdır? İnsanlar, sizin ürün ya da hizmetlerinizi neden tercih etmelidir? Yorulmuş bir sektörün verdiği hizmetlere hala ihtiyaç duyan, olası partnerlerinize taze bir bakış açısı sunun. Böylece onların ilgisini çekersiniz.
Grubumuzun tarihi, bize müşterinin tecrübesini geliştirebileceğimiz, başarılı olabileceğimiz ve yeni bir şey ilave edebileceğimiz sektörleri ve pazarları hedef almayı öğretti. Yayıncılıktan müzik perakendeciliğine geçişimiz buna tipik bir örnektir. Student dergisinin tirajının zirveye ulaştığını hissettiğimizde, para kazanmak için başka yollar aradık ve posta siparişiyle plak satmaya başlamaya karar verdik. Bir posta grevi işi baltaladı, ama bir kez müzikböceğini yakalamıştık. Biz de kendi plak mağazamızı açtık. Yani tecrübesizliğimiz, bizi kaybetmenin eşiğine getirmişti ve eğer insanlar size tecrübe eksikliğinizden ve sorunları belirleme yeteneğinizden söz ediyorsa bu onların kafalarında olan bir şeydi. Ne var ki her yıl bir sürü girişim başarısızlığa uğruyor; bir şirket kurucusunun arka planının başarıyla çok az ilişkisi var. İşe yeni başlayan bir girişimcinin birkaç başarısızlığı mesele olarak görülmemelidir. Aslında yatırımcılar, dinamik ve inovatif ekonomimiz sürekli kendini yenilerken mevcut sektör ve şirketlerin de demode hale geleceğini kabul etmeliler. Batıp çıkmış ve hatalarından ders almış genç bir girişimci, acıya karşı bağışıklık kazanmıştır. Grevden sonra sermaye eksikliğiyle de kısıtlanmış olarak Londra'daki Oxford Caddesi'nde eski bir ayakkabıcı mağazası bulduk ve sahibiyle mağazada kullanılmayan alanları kullanmak konusunda konuştuk. Eğitimli perakendeciler değildik ama müziği seviyorduk ve genç insanlar için hoş bir takılma ortamı yaratmak istiyorduk. Satışı hızla artırmaya dönük görüntüler, devasa plak rafları ve oturacak bir yer olmaması yerine, mekana rahat ve büyük minderler koyduk ve müzik dinleme kabinleri inşa ettik. Oxford Caddesi mağazamız, Londralılar arasında hızla popüler oldu. Bu da hemen ikinci ve üçüncü mağazaları açmamızı sağladı. Orijinal kazanma formülümüze sadık kaldık ve yoğun ve canlılık ihtiyacı duyan caddelerde mağazalar açmaya gayret ettik. Bu da bizim için yerel bir izlemeyi mümkün kıldı. Kısa sürede İngiltere'nin hemen tüm büyük kasabalarında mağaza sahibi olduk. Müzik perakendeciliğinden müzik kayıt sektörüne geçtik, ama benim için tecrübesizlik avantajının altını çizen şey, havayolu sektörüne geçmemiz oldu. 1984'te ilk Jumbo jetimizi kiraladığımızda, bir müzik yapımcısı olarak çok kez uçmuş olmama ve bundan hoşnut olmamama rağmen, hava yolu taşımacılığı sektörü hakkında çok az şey biliyordum. Yemek kötüydü, eğlencesi yoktu ve servis soğuktu. Sağduyu uyarınca, tüm bunlar değiştirilebilirdi. Virgin Atlantic'in ilk yılları tamamen kurulu düzenin kurallarını yıkma çabasıyla ilgilidir. Bir yerde 8 saat tıkılıp kalmaktan nefret ediyordum. Böylece üst sınıf yolcuların, uçuş sırasında buluşup sohbet edebilecekleri bir bar yarattık. Sıkılmayı önlemek için masaj terapistleri aldık ve tüm yolcuların yatar koltuklarında rahat etmesini sağladık. Bu geleneği sürdüren Virgin America, en son havayolu şirketimiz, Birleşik Devletler'de bu sektörde devrim yarattı.

KENDİ ŞİRKETİNİZİ KURMAK: 4 YAYGIN HATA
Hata yapmak, yeni bir şirket kurma sürecinin bir parçasıdır; bunlardan hızla kurtulmak ise en önemli kısımdır. Bu, tüm gücünüzü, dürtünüzü ve kararlılığınızı gerektiren girişimcilik macerasının doğal bir parçasıdır, Ancak önünüzdeki yol tamamıyla bilinmez değildir, Başka hiç kimsenin önüne çıkmamış bir fırsatı fark ettiğinizde, vizyonunuzu gerçekliğe dönüştürmenin belirli adımları vardır, inovatif bir iş planı formüle etmeli, fon bulmalı, planı hayata geçirmek için doğru insanları işe almalı ve sonra da tam doğru zamanda şirketteki konumunuzdan geri adım atmalısınız, Şimdi bu adımlara ve yeni girişimcilerin yaptığı yaygın hataları önlemenin yollarına bakalım:~

BİRİNCİ ADIM: Hedefinize bağlı kalın
ilk adımla ilgili en çok yapılan hata, girişimcinin fikrine açık ve özlü biçimde sahip çıkamama beceriksizliğidir, Yatırımcılar, ortaklar ve potansiyel çalışanlarınız tarafından tarafından bir kabul yaratmalısınız, Kavramınızın özünü 140 karakterle açıklayacak şekilde, Twitter benzeri bir kalıp kullanmayı deneyin, Bunu yaptıktan sonra mesajınızı maksimum 500 karaktere çıkarın, Unutmayın, iletmek istediğiniz mesaj ne kadar kısa olursa, o kadar açık olacaktır, Konuyla ilgili diğer bir hata, odak noksanlığıdır, Eğer yeni kurduğunuz şirket, "geleceği temsil eder" olarak nitelenirse böyle bir şey yaratmış olmaktan gelen adrenalin, aceleci kararlara ve amacın kaybedilmesine yol açabilir, Birçok girişimcinin sonu, kendi hedeflerine doğru ilerlemek yerine farklı doğrultulara zıplamak olmuştur, Amaç ve stratejilerinizi açıkça belirleyin ve kendinize bir zaman çizelgesi oluşturun, Amacınıza ulaşmanızı engelleyecek boş hayallere ya da diğer ihtimallere yer vermeyin, Kendinizden fazla uzaklaşmanız da tehlikelidir, Eğer ürün ya da hizmetiniz hala tasarım aşamasındaysa gelecekteki versiyonları hakkında plan yaparak yolunuzdan sapmayın, Genel bir rehber niteliğinde olarak, 2-3 yıl sonrasına bakmak en iyisidir, ama işinizin doğası ve yatırımcılarınızdan aldığınız feedback, ne kadar ötesini planlayacağınızı gösterecektir, Esnek olun, çünkü planlama eksikliğinin bir sorun olabileceği kadar, planınıza körü körüne bağlanmak da girişiminize uçuruma itekleyebilir, Başarılı bir girişimci nihai hedefini unutmadan süreci kurgulayabilendir,

İKİNCİ ADIM: Maliyetler konusunda gerçekçi olun
Girişiminizi başlatırken ihtiyaç duyduğunuz fonlar konusundaketum davranmayın, Masraflarınızı kontrol altında tutmanız hayati önem taşır, ama sermayelendirmeyle maliyetleri birbirine karıştırmayın, Oyun sahası, daha en başta yok olmuş sermayesiz batık şirketlerle dolu, 90'ların sonunda David Neeleman bana, JetBlue'yu kurmak için 160 milyon dolara ihtiyacı olduğunu söyledi; bu büyük ve sektöre girmek isteyenlerin gerek duyduğundan fazla bir rakamdı, Uzman denilen insanların çoğu, bu parayı bulamayacağı ve mevcut şirketlerin battığı bir durumda, düşük fiyatlı bir havayolu şirketi kuramayacağı yolunda onunla dalga geçti, ama o kendi silahlarına sımsıkı sarıldı ve parayı buldu, Sonuç olarak JetBlue, tüm zamanların en başarılı havayolu şirketlerinden birisi oldu ve 2000'deki kuruluşundan sadece 6 ay sonra kâra geçti,

ÜÇÜNCÜ ADIM: Sevdiğiniz değil, ihtiyaç duyduğunuz insanları işe alın
Yeni işinizi arkadaşlarınız ve akrabalarınızla kurma fikri ne kadar sıcak görünse de bu çok ciddi bir hata olacaktır, Çünkü bu insanların işe yaramadığını gördüğünüzde, gitmelerini söylemek çok zor olacaktır, Virgin, yeni bir işe başlarken sektörü ve risklerini bilen, akıllı insanlardan oluşan çekirdek bir kadroyu işe alır, Yarattığınız ilgi havuzunun tüm avantajlarını kullanın; bir sorun çıktığında, siz de dahil kimsenin tüm cevaplara sahip olmadığını bilin, Hedeflerinizden birisi de vizyonunuzu gerçekten paylaşan ve bir gün dizginleri güvenle teslim ederek bir sonraki adıma geçmenizi sağlayacak bir yönetici bulmak olmalıdır,

DÖRDÜNCÜ ADIM: Ne zaman elveda diyeceğinizi bilin
Büyük bir girişimci, CEO konumundan ne zaman ayrılacağını bilir, Kolay değildir, ama yapılmalıdır, Çok az girişimci iyi yönetici olabilmektedir, Kendi durumumda, bir işletmenin gündelik operasyonlarını yönetmek DNA'mda yok, Geriye çekilmek işinize sırtınızı çevirmek anlamına gelmez, Ben Virgin'de her yeni girişimin içinde oldum ve iş yürümeye başladığında kontrolü tedrici olarak yönetime bıraktım, Ama ne kadar zamandır yönetimi bıraktığıma bağlı olmaksızın, hoşuma gitmeyen bir şey gördüğümde düşüncelerimi ortaya koymaktan ve gerekli soruları sormaktan kaçınmadım, Bir şirketin kurucuları, gerekli gördüklerinde şirkete müdahale etmekten kaçınmamalıdır, Larry Page'e bakın, nisan ayında Google'daki CEO konumuna geçici olarak geri döndü, Bunu söylemişken bu haberi duyduğumda, Virgin şirketlerindeki yöneticilerin "Hay Allah, umarız bu Richard'a örnek teşkil etmez" dediklerinde güldüğümü hatırlıyorum,