Dinlenme sonrası 120 bin görülebilir

Demirel, en çok beğendikleri 7 hisseyi Akbank, Tüpraş, Petkim, Tofaş, BİM, Erdemir ve Ülker olarak sıralıyor...

19.10.2017 10:59:000
Paylaş Tweet Paylaş
Dinlenme sonrası 120 bin görülebilir

Talip Yılmaz

[email protected]

2017, Türkiye’de piyasalar için çalkantılı başladı. Ancak özellikle Merkez Bankası’nın (MB) ocak ayı sonunda para politikasını sıkılaştırması ve likidite sıkıntısı içinde olan piyasaya nefes aldıracak Kredi Garanti Fonu’nun tahmin edilenden daha hızlı ve iyi çalışması, piyasaları rahatlattı. Global piyasalarda ise ABD tarafında beklentilerin altında gelen büyüme performansı ve enflasyon rakamları, yabancı yatırımcıların tekrar Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere giriş yapması için gerekli iştahın oluşmasına destek oldu. Özellikle FED’in bilançosunu küçültme kararına rağmen yaşanabilecek faiz artışlarının kalıcılığının sorgulanması, bu hareketi her geçen gün daha da destekliyor. Alınan yurt içi makroekonomik önlemlerin de büyüme ve kârlılık gibi önemli değişkenlere pozitif yansımasıyla yılın son çeyreğine kadar biraz daha yatay ama pozitif hareketin devamı bekleniyor. İşte böyle bir ortamda piyasalardaki beklentileri Ata Finans Grubu İcra Kurulu Başkanı Murat Demirel ile konuştuk. Endeks için hedef değeri 120.000’e yükselttiklerini söyleyen Demirel, sorularımızı şöyle yanıtladı: 

  • Yılın geri kalanında piyasaları etkileyecek iç ve dış faktörler neler olacak? Gelişen piyasalara para girişi devam edecek mi?

 Yılın geri kalanında global piyasalarda en çok yine merkez bankalarının atacağı adımlar yakından takip edilecek. FED’in sonbaharda bilanço küçültme adımlarına başlaması, piyasalarda bir tedirginlik yaratabilir. FED üyeleri her ne kadar kararlı görünse de son zamanlarda gelen verilerin, ABD ekonomisinin bir momentum kaybına uğradığına yönelik işaretler vermesi, gerek bilanço küçültmenin gerekse olası bir faiz artırımın ertelenebileceğini gösteriyor. İç piyasada en çok enflasyon görünümü ve bütçe açığının ikinci yarıda azaltılıp azaltılamıyacağı izleniyor olacak. Enflasyon görünümdeki iyileşmenin iç piyasada oluşan faiz oranlarını olumlu etkileyeceğini ve TL cinsinden varlık fiyatlarını pozitif etkileyebileceğini düşünüyoruz. 

  •  Türkiye, gelişen piyasalara para girişinden ne ölçüde faydalandı? Piyasalarımız hala iskontolu mu? 

 Türk hisse senetlerinin 2017 başında gelişen piyasa benzerlerine göre iskontosu yüzde 38’e kadar yükseldi. Bu iskonto geçtiğimiz 5 yılda ortalama yüzde 15 olarak geçekleşmişti. Bu kuvvetli ralliye rağmen BIST-100 hala yüzde 28’lik bir iskontoyla işlem görüyor.

  •  Yılın kalanında hisse senedi piyasasında beklentiniz nedir? 120.000’i yeni hedef değer olarak açıkladınız? Geri çekilmelerde destek neresi? 

 Takip ettiğimiz hisselerin yükselme potansiyelinden yola çıktığımız hesaplamamıza göre 12 aylık dönemde BIST-100 Endeksi’nin 120.000 seviyelerine ulaşabileceğini düşünüyoruz. Mevcut seviyeye göre yüzde 12 civarında bir yukarı potansiyeli görülüyor. Endeksin kısa vadede yukarı hareketinin sınırlı olabileceğini, yılın son çeyreğinde ise hem Türkiye ekonomisi hem global piyasalardaki gelişmelere göre yukarı hareketinin yeniden ivme kazanabileceğini düşünüyoruz. Geri çekilmelerde 98.000-102.000 aralığını destek noktaları olarak görüyoruz. 

  •  Hisse senedi stratejisi nasıl olmalı? 

Türk hisse senetleri 2017 yılbaşından bu yana dolar bazında yüzde 34 artarak, gelişmekte olan ülkelere olan para girişinden en iyi faydalanan piyasalardan biri oldu. 2017 başlarken TL’nin hızlı değer kaybıyla birlikte dolar bazında çok ucuz hale gelen hisse senetleri, Merkez Bankası’nın (MB) para politikasını sıkılaştırarak TL’nin denge bulması ve politik belirsizliklerin azalması sayesinde geçtiğimiz iki yılda yaşadığı kayıpların bir kısmını telafi etti. Kredi Garanti Fonu ile desteklenen kredi büyümesi, hem bankacılık sisteminin kredi büyümesini destekleyerek kârlılıkların artmasına yardımcı oldu hem de piyasanın likidite problemini çözerek rahatlama sağladı. Bu olumlu gelişmelerin şirketlerin kâr beklentileri için yapılan tahminleri olumlu etkilediğini görüyoruz. 

~

  •  Borsa şirketlerinde kâr büyümeleri devam edecek mi? 

 Ata Yatırım olarak en son yaptığımız revizyonlarla birlikte 2017 için BİST’te yüzde 47’lik bir net kâr büyümesi bekliyoruz (Bankacılık sektörü yüzde 29, bankacılık dışı sektörler için yüzde 77). Piyasa için olumlu görüşümüzü korumamıza rağmen kâr beklentilerinde bundan sonra 2017 için revizyon imkanlarının daha sınırlı olacağını tahmin ettiğimizden, yılın ikinci yarısında piyasanın ilk yarıdaki ralliyi sindirmeye çalışacağını düşünüyoruz. 

  • Dolar/TL’de dip neresidir? Nereye kadar düşer? Hangi faktörler kuru aşağı çeker, hangileri yukarı taşır?

 Dolar/TL’de 3,50 seviyesine geldikçe lokal yatırımcıların taleplerinin arttığını görüyoruz. 3,50 seviyesi kısa vadede destek noktası olarak görülüyor. 3,50 seviyesinin altına sarkmalar gerçekleşir ise 3,45-3,40 bandına doğru geri çekilmeler devam edebilir. ABD’de açıklanan veriler, özellikle enflasyon verisi önemini artırıyor. ABD’de enflasyon artmadığı sürece dolar global piyasalarda geri çekilmeleri sürdürecektir. Yıl başında 103 seviyelerini test eden DXY (Dolar endeksi) şu sıralarda 95,00 seviyesinin altında işlem görüyor. Jeopolitik riskler artmaz ve ABD enflasyon verisinde sert yükselişler yaşanmaz ise dolar/TL’nin bu yıl içerisinde 4,00 TL olma olasılığını düşük görüyoruz. Genel olarak dolarda düşüş trendi devam edebilir. 

  •  Euro/dolar paritesiyle ilgili beklentiniz nedir? Kurun tekrar 1,10’un altına doğru hareket etmesi ihtimali bu yıl içinde var mı? Yoksa 1,15’lere doğru hareket sürer mi? 

 Euro/dolar paritesinin yıl sonuna kadar değer kazanmaya devam edeceğini ve yıl sonunda 1,20 olabileceğini tahmin ediyoruz. Euro Bölgesi’nin daha kuvvetli büyüme potansiyeli ve önümüzdeki dönemde Euro/dolar arasındaki faiz makasının daralacağı beklentimizle Euro lehine doğru hareketin süreceğini düşünüyoruz. Yılın geri kalanında 1,12-1,20 arasında hareketler olacaktır. 

  •  Gösterge faizde yılın ikinci yarısında beklentiniz nedir? TL faizde hangi yatırım aracı öne çıkar? 

 10 yıllık gösterge faizlerde en iyimser tahminle yüzde 10 seviyelerini görebileceğimizi düşünüyoruz. Enflasyon görünümünde ve beklentilerinde bir iyileşme olmazsa tekrar yüzde 11 seviyelerini zorlayacaktır. Mevduat faizlerinin ise yine enflasyon beklentileriyle doğru orantılı olarak 2017 yılını yüzde 13 seviyelerinde tamamlayacağını düşünüyoruz.

~


ATA YATIRIM’IN ÖNERDİĞİ 7 HİSSE

AKBANK:
6 büyük banka arasında sermaye maliyetinin üzerinde bir özsermaye kârlılığını uzun vadede koruyabileceğini öngördüğümüz tek banka konumunda. Ayrıca banka yüzde 162 toplam nakit karşılık oranı ve yüzde 100 özel karşılık rasyosuyla sektör ortalaması olan yüzde 80’in oldukça üzerinde karşılık ayırıyor.
TÜPRAŞ: Güçlü 2017 ikinci çeyrek beklentimizle en beğendiğimiz hisseler listesine dahil ettik. Global benzerlerine göre iskontosu, güçlü ürün marjlarıyla birlikte, 2017’de güçlü Faaliyet, Vergi, Amortisman Vergi Önesi Kâr (EBITDA) görünümü ve 2017 kârından yüzde 12’lik temettü verimliliği beklentimiz, Tüpraş için önemli katalizörler.
PETKİM: Etilen-nafta marjlarındaki iyileşmenin katkısıyla kârlılığında yapısal bir iyileşme sağlandı. Ana ortağı Socar’ın rafine yatırımının 2018 sonunda tamamlanmasıyla birlikte Petkim’in de ton başına üretim maliyeti düşecektir. Son dönemde, yüksek temettü verimi ve artan marj hisse performansını destekledi.
TOFAŞ: Şirketin ihracat odaklı büyüme hikâyesiyle iç pazardaki zayıflığa rağmen toplam satış hacmini yıllık bazda yüzde 34 artırmasını öngörüyoruz.
BİM: 2016 yılında gerçekleşen geçici yavaşlamanın ardından 2017 yılında şirketin net satışlarında toparlanma tahmin ediyoruz. Güçlü ilk çeyrek verileri ve şirketin cesaretlendirici 2017 öngörüleri, bu tahminimizi kuvvetlendiriyor. Şirket değerleme olarak 5 yıllık ortalamasının yüzde 5 altında işlem görüyor. Büyüme hikayesi ve sağlıklı bilançosuyla şirket daha yüksek çarpanları hak ediyor.
ERDEMİR: Değerleme olarak global benzerlerine göre iskontolu işlem görüyor. Erdemir, yüzde 100 kapasite kullanım oranıyla yassı çelik sektöründe güçlü finansal yapıya ve kârlılığa sahip.
ÜLKER: Zor bir yılın ardından, 2017’de hem yurt içi hem uluslararası operasyonlar tarafından desteklenen yüzde 54 net kâr büyümesi bekliyoruz. Ülker, şu an küresel benzerlerine göre yüzde 10 iskontolu işlem görüyor. Ülker’in uluslararası büyüme hedefleri devam ederken pladis sinerjisi şirketin operasyonel kabiliyetlerini güçlendirecektir.



PORTFÖY NASIL OLMALI? 


Ata Finans Grubu’nun portföy yönetim şirketi Ata Portföy’ün genel müdür yardımcısı ALTUĞ DAYIOĞLU, bu yıl için portföy dağılımının nasıl olması gerektiği konusunda şu değerlendirmeyi yapıyor: “Yatırımcılar fırsatçı davranarak mevduat faizlerinin yüksek olduğu dönemlerde ÖST bazlı ürünlerin portföylerindeki oranını azaltırken mevduat için ayırdıkları tutarı artırmalı. Ancak diğer dönemlerde ise bu hareketi tersi yönde yapmalı. Özellikle Eurobond fonları vergisel anlamda da avantaj sunarken yukarıdaki portföy dağılımı önerimiz TL bazlı yatırım yapan müşteriler için hisse tarafındaki bir düzeltmenin etkisini döviz yükselişleriyle hafifletecek ve hatta toplam getiriyi yukarıya çekme fırsatı sunacaktır. Ayrıca borsanın 110.000 seviyesini geçmesi durumunda buradaki hisse oranlarında bir miktar azaltıma gidilerek döviz cinsi enstrümanlara geçilmesi orta ve uzun vadede daha istikrarlı bir getiri elde edilmesine katkı sağlayacaktır. Yıl sonuna kadar sadece dövizde (dolar veya Euro) olunması mevcut resimde makul ölçüde getiri sunacak bir yatırım tercihi olmayacaktır. Altın yüksek belirsizlik sebebiyle şu anda portföyümüzde bulunmuyor.”



“BÜYÜME YÜZDE 4,5 OLABİLİR”

GÜÇLÜ BÜYÜME 
İlk çeyrek GSYH verisi, beklentilerin üzerinde yüzde 5’lik bir büyüme yakalayarak piyasaları olumlu şekilde şaşırttı. Kredi Garanti Fonu’nun kredi büyümesine verdiği destekle 2017 ikinci çeyrek büyümesinin 2017 ilk çeyrek büyümesini geride bırakarak yüzde 6’lara ulaşabileceğini düşünüyoruz. Kuvvetli ilk yarı büyüme performansıyla birlikte yılın ikinci yarısındaki büyümede göreceli bir yavaşlama olsa bile 2017 yılında büyümenin yüzde 4,5 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.
ENFLASYON BEKLENTİSİ Kur geçişkenliği ve gıda fiyatlarının olumsuz etkisiyle 2016 yıl sonunu yüzde 8,53 artışla kapatan TÜFE, mayıs ayında yüzde 11,87 seviyesine kadar yükseldi. 2017 yılının geri kalanında yüksek baz etkisiyle enflasyonun yüzde 9,50 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz