Yükseliş sınırlı kalır

Vakıf Portföy Genel Müdürü Numan Tanrıöver ile yılın son döneminde piyasa beklentilerini ve yatırım stratejilerini konuştuk...

26.12.2017 12:03:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yükseliş sınırlı kalır

Talip Yılmaz

[email protected]

Küresel piyasalardaki likidite bolluğundan kaynaklı finansman girişleri faiz oranlarının artış potansiyelini sınırlandırdı. Mali disiplin sürdürülerek bütçenin GSYH’ye oranı, yıl sonunda yüzde 2 seviyelerinde kalması hedefi, Türkiye’deki risk iştahını artırdı. İçeride KGF kredileri canlılk getirdi. Borsa İstanbul, bu periyotta yüzde 29 değer kazanırken gösterge tahvil faizleri, Hazine’nin borç çevirme kompozisyonunun yüzde 140’a çıkması ve enflasyonda yaşanan yükselişin ardından yıl genelinde yüzde 11-12 arasında yatay hareket etti. “Bundan sonraki dönemde, gelişen ülke piyasalarına para girişinin azalan eğimle devam edeceği ve genele yayılan girişten çok ekonomik performansa dayalı ayrışmaların yaşanacağı bir süreç olacak” diyen Vakıf Portföy Genel Müdürü Numan Tanrıöver ile yılın son döneminde piyasa beklentilerini ve yatırım stratejilerini konuştuk: 

  •  Yılın geri kalanında piyasaları etkileyecek önemli başlıklar neler olacak? 

 Yılın geri kalanında küresel piyasalarda FED’in konumu ve gelişen ülke ağırlığındaki yüksekliği nedeniyle Çin’in makroekonomik verileri yakından izlenecektir. FED’in 800 milyar dolar seviyesinden 4,7 trilyon dolar seviyesine yükselen bilanço artış sürecinde, özellikle gelişen ülke piyasalarına giriş yaşandı. 

  •  Türkiye bundan ne ölçüde faydalandı? 

 Borsa İstanbul’a 3 milyar dolar, devlet iç borçlanma piyasasına 7,5 milyar dolar olmak üzere toplamda 10,7 milyar dolar sermaye girişi sağlandı. Türkiye’ye dayalı ETF’ler yıl başından bu yana dolar bazında yüzde 33 değer kazanırken, gelişen ülke piyasalarına dayalı ETF sepeti de yüzde 30 değer kazandı. Özetle sermaye girişleri fonlama maliyetini ve ülke riskini aşağı yönlü baskılarken borsa değer kazandı. 

  • Gelişen piyasalara ve Türkiye’ye para girişi devam edecek mi?

 Önümüzdeki dönemde istihdam piyasasındaki güçlü seyir ve FED’in bir sonraki olası finansal çalkantı durumunda hamle yapacak alanının olması nedeniyle faiz artırım süreciyle bilanço azalım sürecine girildi. Bu da önümüzdeki dönemin yurt içi enstrümanlar için daha yüksek risk barındıracağını düşündürüyor. Gelişen ülke piyasalarına para girişinin azalarak devam edeceği ve genele yayılan girişten çok ekonomik performansa dayalı ayrışmaların yaşanacağı bir süreç görebiliriz. 

  •  Gelinen seviyelerde piyasalarımız hala iskontolu mu?

 Nominal bazda Borsa İstanbul tarihin en yüksek seviyesini gördü. Ancak buna rağmen, diğer gelişen ülke sepetinden ayrışmadığımız ve Fiyat/Kazanç gibi kıyaslama yaptığımız rasyolarda iskontomuzun devam ettiği görülüyor. Fakat ülke betamızın yüksek olması nedeniyle gelişen ülke borsalarında yaşanacak olumsuzlukları daha şiddetli fiyatlıyoruz. Bu nedenle ‘ucuz’ söylemi korunuyor. Fakat yatırım kararındaki belirleyiciliği açısından atfedilen anlamı, düşük buluyoruz. 

  •  Yılın kalanında hisse senedi piyasasına ilişkin beklentiniz nasıl? 

 Yılın geri kalanında büyüme kompozisyonunda üçüncü çeyreğin bu yılın en iyi 3 ayı olacağı ve yüzde 5,5 büyümenin yakalanacağı beklentisi var. Enflasyon, aralık ayında baz etkisi nedeniyle sınırlı düşüş yaşayacak. Fakat enflasyonun çift hanelere yakın kalacağı varsayımıyla hisse senedi piyasası getirilerinde, potansiyelin sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Bu nedenle 108.000-110.000 seviyelerinin yıl sonunda kapanış olacağı, 100.000 seviyesinin ise destek olarak izleneceği bir süreç yaşayabiliriz. 

  •  Dolar/TL’de dip neresidir? Nereye kadar düşer veya yükselir? 

 Dolar TL’de dip seviyesi olarak 3,45-3,50 seviyesini görmekle birlikte aşağı yönlü potansiyeli sınırlı görüyoruz. Kurun aşağı yönlü hareketi için yurt içi enflasyonundan çok belirleyici unsurlar, ABD kaynaklı. En iyi senaryo, ABD bölgesinde yaşanabilecek kısmi kötü veri seti ve FED’in güvercin tutumunun sürmesi. Ku- 236 CAPITAL 11 / 2017 run 3,70-3,75 civarında yılı sonlandırabileceğini bekliyoruz. 

  •  Euro/dolar paritesiyle ilgili beklentiniz nedir? 

 Euro Bölgesi’nde ülkeler arasında yaşanan anlaşmazlıklar var. FED, öngörülebilirliğe önem veriyor. Bu sebeple her ne kadar enflasyon istenilen seviyede olmasa da faiz artış sürecine girildiği açıklandı. Ekonomik canlanmanın ABD piyasalarında etkisini göstermesi, Trump’ın vergi reformunu senatodan geçirebilmesi durumunda altyapı harcamalarının artacağının ve ülkeye sermaye girişlerinin hızlanacağının düşünülmesi nedeniyle Euro/Dolar paritesinde 1,12-1,15 seviyelerine doğru hareket görebiliriz. 

  •  Gösterge faizde beklentiniz nedir? TL faizde hangi yatırım aracı öne çıkar? 

 Gösterge tahvil faizlerinde yüzde 12 seviyelerinin üst bandında hareketin devam edeceğini düşünüyoruz. Mevduat, TL faizlerinde bankacılık sektöründeki kredi/mevduat oranının TL bazında yüzde 144 seviyesinde olması, mevduata olan ihtiyaç ve değişimlere tepki hızının yüksek olması nedeniyle ön plana çıkacak. ÖST tarafında değişken faizli ancak mali yapısı güçlü bir portföy ile iyi performans gösterilebilir. Tahvil ise tercih açısından üçüncü sırada yer alır. 

  • Altında yukarı hareket sürer mi?

 Dünya genelinde jeopolitik risklere tepki veren ve güvenli enstrüman olarak bilinen altına olan talep, özellikle Kuzey Kore-ABD gerginliğiyle hızlanmıştı. Doların yıl içindeki zayıf seyri de altın fiyatlarının yükseliş hareketinde etken olmuştu. Ancak FED’in faiz artırımlarını devam ettireceği beklentisiyle ABD 10 yıllık faizlerde yukarı yönlü oluşan hareket, altının potansiyelini düşürdü. Bu nedenle ons altın tarafında bant hareketlerinin devam edeceğini, gram altın açısından ise doların TL’ye karşı olan konumunun belirleyici olacağını söyleyebilirim.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz