Hazine Bonosu Kazancını Kaçırmayın

Savaşın sona ermesi ve ardından Merkez Bankası’nın faiz indirimi piyasaları önemli ölçüde rahatlattı. Bu süreçte de yatırımcılar için en cazip yatırım enstrümanı da Hazine bonoları oldu. Yüzde 30’l...

1.05.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Savaşın sona ermesi ve ardından Merkez Bankası’nın faiz indirimi piyasaları önemli ölçüde rahatlattı. Bu süreçte de yatırımcılar için en cazip yatırım enstrümanı da Hazine bonoları oldu. Yüzde 30’lara varan reel getiri de bunun en büyük nedeni. Pamukbank Hazine Müdürü Bilgehan Kuru, Hazine bonolarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı:  
 
Yatırımcıların Hazine bonosuna ilgisi bir hayli arttı. Bu neden kaynaklanıyor?  
 
Şu anda en revaçta en gözde yatırım araçlarının başında geliyor. TL enstrümanlar özellikle tercih ediliyor ki, bu dönemde bana göre en doğru strateji bu. Tüm olay risklerine açık bir ekonomide yaşıyor olmamıza rağmen, her şey dönüp dolaşıp kendi menziline girdi. Reel faizler anlamında önemli bir açıklık var. Bu da Hazine bonolarına yatırım yapmayı uygun kılıyor. Çünkü, çok yakın bir gelecekte Türkiye’nin borçlarını döndürememesi konusunda çok belirgin bir sıkıntı yok. Şu anda da genel faiz hadlerinin geldiği seviye çok olumlu. Bir de Merkez Bankası’nın faiz indirimi katılınca, bakışlar daha da iyimser hale geldi.  
 
Bu süreçte faizler yüzde 65’lerden yüzde 55’lere kadar düştü. Bu seviyeler de alım için uygun mu?  
 
Faizler şu an için de oldukça uygun. Ancak, bundan sonraki süreçte vergi ile ilgili yeni kararlar alınırsa, yeniden oturup değerlendirmek gerekebilir. Ancak, şu haliyle bile bonoya yatırımın çekici olduğunu söyleyebilirim.  
 
Yeni kaynak girişleri söz konusu. Bu nedenle Hazine’nin önümüzdeki dönemde daha fazla bono ihracı yapmayacağı düşünülüyor. Yani piyasadaki kaynaklar kıtlaşacak. Faiz düşüşünün de devam edeceği düşünülerek, bu fırsatlar değerlendirilebilir. Bu kazanç fırsatı kaçırılmamalı…  
 
Bireysel yatırımcılar ikincil piyasadaki faiz hareketinden yararlanabilir mi? Bu piyasada işlem yapma şansları var mı?  
 
Tabii ikinci elde de işlem yapabiliyorlar. Özellikle son zamanlarda bu iş için bankaların internet şubeleri kullanılmaya başlandı. Buralarda işlem yapmak çok kolay. Ay zamanda piyasaya yakın fiyatlar veriliyor. Çünkü, operasyon maliyetleri çok düşük.  
 
İMKB bono tahvil piyasasına yakın faiz oranlarını, küçük miktarlar için bile bulabiliyorsunuz. Ancak bono yatırımcılarının önemli bir kısmı itfa tarihine kadar, bu enstrümanı elinde tutmayı tercih ediyor. İnternet şubelerini kullanmayan bir kesim de şubeler aracılığıyla işlem ikincil piyasada işlem yapıyor. Büyük miktarlar için de bankalar komisyon karşılığı müşteri adına teklif ve talep giriyor. Dolayısıyla ikinci eldeki fırsatlardan yararlanma şansları da var.  
 
Şu anda yatırım için en uygun vade hangisi? Neden?  
 
Uzun vadeli bonoları tavsiye ediyoruz. Türkiye’nin geleceği ile ilgili kafanız açıksa, vadenin uzun olduğu yerlerde faiz oranları daha iyi. Ancak, bu yakın gelecekte terse de dönebilir. Arada bir yerde olay riskleri çıkabilir. 1 yıl ve daha uzun vadede önemli bir problem beklentisi olmadığı hızla gerçekleşirse, yatırımcı da buna göre tavır alırsa, negatif bir faiz eğrisi de görebiliriz. Yani kısa ve orta vadelerde faiz daha yüksek, uzun vadelerde daha düşük olabilir.  
Geçmişte de bunları gördük, benzeri bir durumla karşılaşabiliriz. Ama şu anda pozitif bir faiz eğrisi var. Bu nedenle yazılacak önemli kazançlar faiz eğrisinin uzun ucunda. Bu nedenle de uzun vadeyi öneriyorum.  
 
BORSA  
 
Direnç 13,000’de
 
 
* Olumlu gelişmelerin ardı ardına yaşanması nisan ayında hisse senedi yatırımcılarının yüzünü güldürdü. İMKB-100 Endeksi 25 Nisan’da 11,341 seviyesinden kapandı. Böylece endeks mart kapanışına göre yüzde 19,7 yükselmiş oldu.  
 
* Nisan ayına ilişkin beklentiler son derece olumlu. Buna paralel olarak endeks yükselişini sürdürecek. Teknik olarak önündeki ilk direnç ise 11,500 seviyesinde.  
 
* Bu seviyenin üstünde kalması için piyasaya yeni para girişi şart. Para girişiyle birlikte, endeksin önce 12,500, ardından da 13,000 dirençlerini deneme olasılığı oldukça kuvvetli.  
 
* Olumsuz bir gelişme olması halinde ise endeksin ilk desteği 11,000 seviyesinde. Buranın altında ise 10,800 ve 10,600 yeni destekler olarak karşımıza çıkıyor.  
 
* Teknik göstergeler yükselişin devam edeceğini söylüyor. Bu nedenle hisse senedi portföyünüzü büyütmenizde yarar var. Tercihinizi betası yüksek hisse senetlerinden yana kullanın.  
 
Ayın önerisi: Kent Yatırım Araştırma Müdürü Özgecan Fırıldak, mayıs ayında yatırımcıların düşüş döneminde İMKB-30 içinde çok hızlı değer kaybeden hisse senetlerine yönelmeleri gerektiğini söylüyor. Önerdiği hisse senetleri arasında Sabancı Holding, Koç Holding, Alarko Holding, Vestel, Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası var.  
 
FAİZ  
 
Faizde hedef yüzde 50
 
 
* Nisan ayındaki iyimser rüzgarlar nedeniyle, bono faizlerinde 10 puana varan düşüşler yaşandı. Merkez Bankası’nın 25 Nisan’da yaptığı faiz indirimi de piyasadaki bu düşüşü destekledi. 25 Nisan itibariyle bono faizleri yüzde 55 seviyelerine geriledi.  
 
* Piyasadaki genel beklenti mayıs ayında da düşüşün sürmesi yönünde. Ancak, nisan ayı enflasyon rakamları açıklanana kadar temkinli bir düşüş yaşanacak. Bu sürçte faizler yüzde 52-53 bandında hareket edecek.  
 
* Enflasyon rakamının beklenen düzeyde çıkması halinde faizler yüzde 50-51 seviyelerine kadar gerileyebilir. Zaten Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle birlikte fonlama maliyeti de yüzde 50,65 oldu. Bu nedenle faiz cephesinde bu seviyeleri görmek, çok uzak bir ihtimal değil.  
 
* Piyasayı rahatsız edecek gelişmeler ise, siyasi kanatta yaşanacak tartışmalar ve Kuzey Irak’la ilgili olumsuz gelişmeler olacak. Böyle bir durumda da faizlerin yeniden yüzde 60’ları deneme ihtimali kuvvetli.  
 
Ayın önerisi: Tekstilbank Hazine Müdürü Berrin Gencal, yatırım için TL cinsi enstrümanların tercih edilmesi gerektiğini söylüyor. Yatırımcılara tavsiyesi ise, orta ve uzun vadeli Hazine bonoları. Likit kalmak isteyenlerin ise repodan vazgeçmemesini öneriyor.  
 
DÖVİZ  
 
Dar bantta hareket edecek
 
 
* Savaşın beklenenden kısa sürmesi, döviz cephesinde de düşüşlerin yaşanmasına neden oldu. 25 Nisan itibariyle, dolar 1 milyon 590 bin lira, Euro ise 1 milyon 745 bin lira seviyesindeydi.  
 
* Mayıs ayı döviz girişi açısından oldukça rahat bir ay olacak. Bu nedenle piyasanın yatay hareket etmesi muhtemel.  
 
* Doların ay boyunca 1 milyon 550 bin lira ile 1 milyon 600 bin lira arasında hareket etmesi bekleniyor. Ancak, TL karşısında aşırı değer kaybetmesi piyasaları rahatsız ediyor. Bu nedenle 1 milyon 550 bin liraya düşmesi halinde, Merkez Bankası piyasaya müdahale edebilir.  
 
* 1 milyon 550 bin lira seviyesinde kurumsal talepler de başlayabilir. Bu da doların yeniden 1 milyon 600 bin liraya yükselmesine neden olabilir.  
 
* Olumsuz bir gelişme olması halinde ise dolar yeniden 1 milyon 650 bin liraya yükselebilir. Buranın üstünde ise 1 milyon 700 bin liraya kadar yükselme ihtimali var. Ancak bunun oldukça zayıf bir ihtimal olduğunu söylemekte yarar var.    
 
Ayın Önerisi: Tekfenbank Dealer’ı Ömer Serkan Bakır da yatırımcıların ağırlıklı olarak TL’de kalmasının daha doğru olacağını söylüyor. Portföy önerisi ise şöyle: Yüzde 20 döviz, yüzde 20 repo, yüzde 60 uzun vadeli Hazine bonosu.    
 
3 Mayıs’a dikkat!..  
 
Şubat ve mart aylarında yüksek çıkan enflasyon rakamları, yıl sonu enflasyon beklentilerini yüzde 30’ların üzerine çekmişti. Bu nedenle nisan ayı enflasyon rakamının piyasalar üzerindeki etkisi bir hayli fazla olacak. Çünkü, yıl sonu hedeflerine ulaşma açısından nisan enflasyonu gösterge olarak kabul ediliyor.  
 
Hatırlanacağı gibi, hükümet yıl sonu için TEFE’de yüzde 17,4, TÜFE’de ise yüzde 20 hedefi belirlemişti.  
 
Şu anda nisan ayı enflasyon rakamı için piyasadaki genel beklenti TEFE’de yüzde 1,9, TÜFE’de ise yüzde 2,8’lik bir artış olacağı yönünde. İmalat sanayi endeksindeki artışında yüzde 1,5 civarında olması bekleniyor.  
 
Bu doğrultuda çıkacak rakamlar piyasaları çok fazla etkilemeyecek. Ancak, yüzde 3’ün üzerindeki bir oran, yıl sonu hedeflerinin tutmayacağına ilişkin beklentileri kuvvetlendirecek.  
Bu da başta faiz cephesi olmak üzere, piyasalarda yeniden kötümser rüzgarların esmesine neden olacaktır. Bu nedenle, yatırım yaparken nisan ayı enflasyon rakamlarının açıklanacağı 3 Mayıs tarihine dikkat etmenizi öneririm.  
 
Arçelik ve Beko’nun cazibesi  
 
Dayanıklı tüketim malları, 2003 yılının en favori sektörleri arasında. Bunda da 2001 ve 2002 yıllarında ertelenen taleplerin en geç yaz aylarında başlaması beklentisi yatıyor. Bu sektörde öne çıkan hisseler arasında Koç Grubu şirketlerinden Arçelik ve Beko dikkat çekiyor.  
 
Arçelik, 2002 yılında 1 milyar 274 milyon dolarlık satış gerçekleştirdi. Aynı dönemdeki net karı ise 124.9 milyon dolar oldu. Araştırma raporlarında şirketin 2003 yılında net satışlarını 1 milyar 750 milyon dolara, karını ise 144,5 milyon dolara yükselteceği üzerinde duruluyor.  
 
Ancak, Arçelik’i cazip kılan nedenler arasında, rakamsal verilerinin ötesinde, hem krize rağmen pazar payını koruması hem de yurtdışına yatırım yaparak büyümede kararlı olduğunu göstermesi etkili oluyor. Ayrıca operasyonel karlılığındaki artış da dikkat çekici.  
 
Ancak, bu gelişmelerin önemli bir kısmı fiyata yansımış durumda. Bu nedenle kısa vadede endekse paralel hareket etmesi kaçınılmaz. Uzun vadede ise fiyatı hala cazip.  
 
Beko’da yurtiçi ve yurtdışı pazarlardaki konumunu daha da güçlendirmek üzere attığı adımlarla dikkat çekiyor. Uzun vadede şirketin ciro büyüme hedefi ve katma değeri yüksek ürünlerde hedeflenen büyüme nedeniyle piyasa oyuncuları tarafından beğenilen şirketler arasında yer alıyor. Bu arada gerçekleşmesi halinde Grundig’in alınması ve Profilo Telra ortaklığı şirketin satışlarının yanı sıra brüt kar marjına da olumlu yansıyacak. Son bir yılda Beko’nun endeksin yüzde 57 üzerinde performans göstermesi de bu durumu açıklıyor. Ancak uluslararası mukayesede Telra birleşmesi ve Grundig satın almasının gerçekleşmeyeceği varsayımına göre, Beko’ya biçilen hedef piyasa değeri 285 milyon dolar. Bu da hisse senedinin yüzde 30-35 civarında iskontolu olduğunu gösteriyor.  
 
Eurobond’lara ilgi azalacak  
 
Nisan ayında Eurobond cephesinde iyimser rüzgarlar esti. Buna bağlı olarak da Eurobond’lar değer kazanmaya başladı. Ay içinde bu piyasayı en rahatsız eden konu ise 23 Nisan’da yaşanan resepsiyon krizi oldu. Ancak Merkez Bankası’nın faiz indiriminin ardından Eurobond fiyatları yeniden yükselmeye başladı. 25 Nisan’da itibariyle, 2030 vadeli eurobond 99,50, 2004 vadeli Eurobond ise 105,00 düzeyinden işlem gördü.  
 
Bankacılara göre, Eurobond’lara olan ilgi önümüzdeki dönemde azalarak da olsa sürecek. Çünkü yurtiçinde ihraç edilen Hazine bonolarının getirisi Eurobond’lara göre çok daha yüksek. Ancak dövizden vazgeçmeyen ve parasını uzun vadede tutmak isteyen yatırımcıların hali hazırda Eurobond aldığı da bir gerçek. Bankacıların tavsiyesi ise, 2007-2008 vadeli Eurobond’lar…  
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz