“TL’nin aşırı değerlenmesine fırsat verilmemeli” Murat Özer/Abank Hazine Müdürü Son bir ay içinde para ve döviz piyasalarında olumlu bir hava yakalandı.Özellikle, düşük çıkan enflasyon rakamları ...
“TL’nin aşırı değerlenmesine fırsat verilmemeli”
Murat Özer/Abank Hazine Müdürü
Son bir ay içinde para ve döviz piyasalarında olumlu bir hava yakalandı.Özellikle, düşük çıkan enflasyon rakamları ve TCMB tarafından uygulanan para politikasıyla desteklenen bu olumlu gelişmeler, iç borç faizlerini yüzde 50-55 bandına sürüklerken Türk Lirası’nın da değerlenmesine yol açtı. TCMB’nin kısa vadeli faizleri enflasyona paralel aşağı çekeceği uzun vadeli faizlerdeki gevşemeyi anlamlı kılarken, sürekli değer kazanan Türk Lirası bazı endişelere sebep oldu.
Mayıs ayının piyasalardaki en önemli sorusunun, Türk Lirası’nın aşırı değer kazanmış olması ve bunun olası etkileri olacağını düşünüyorum.Uygulanmakta olan yeni programın büyüme rakamları üzerindeki şüpheler gitgide artarken, kurlar üzerinde oluşan baskının da gerek reel ekonomi tarafında gerekse para piyasalarında olumsuz etkileri olabileceği unutulmamalıdır.
TCMB tarafından açıklanacak mayıs ayı para programı uygulamaları hem faiz tarafında hem de döviz tarafındaki gelişmeler hakkında ipuçları verecektir. Turizm ve işçi döviz girişleri nedeniyle genellikle döviz arzının fazla olduğu yaz aylarına girerken, TCMB’nin rezervlerini güçlendirmek amacıyla yaptığı günlük 20 milyon dolarlık ihale rakamlarını yükseltmesi bence muhtemel görünmektedir. Döviz tarafında oluşabilecek en olumsuz gelişmenin, pek çok gelişmekte olan ülke piyasasında görülen ve uluslararası fonlar tarafından liderlik edilen bir döviz atağı olabileceği görüşündeyim. Zira yeni yeni alışmakta olduğumuz dalgalı kur sisteminde yön ne olursa olsun, oluşabilecek yüksek dalgalanmalar ekonomiye umulmadık ölçüde zarar verebilir.Böyle bir gelişmeye kısa vadede ihtimal vermemekle beraber yaz sonuna dikkat edilmesi fikrindeyim.Bu nedenle Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesine fırsat verilmemelidir.
Faizler ise piyasayı etkileyebilecek bir dış şok veya politik bir karışıklık olmadığı takdirde TCMB önderliğinde düşecektir. Yine de reel faizlerde yüzde 10-12’nin altı bence pek mümkün değildir.Böyle bir reel faiz ise uzun vadeli bonolarda yüzde 48-50 aralığının altına inilmesinin oldukça zor olduğunu göstermektedir.
PİYASAYI, DOLAR YÖNLENDİRECEK
Para ve sermaye piyasaları nisan ayına oldukça sakin başladı. Düşük çıkan mart ayı enflasyon rakamı ve ardından Merkez Bankası’nın yeni faiz indirimi, bunun ana nedeni oldu. Borsa yeni para girişi olmaması nedeniyle adeta yerinde sayarken, faizler olumlu havanın etkisiyle yüzde 50’lere kadar düştü.
Döviz cephesinde ise ay boyunca iki ayrı rüzgar esti. Ayın ilk 20 günü düşüş trendinde olan döviz piyasası, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber’in, “Türk Lirası’nın değerlenmesinin kriz öncesi dönemde görülen seviyelere gelmesinin sıkıntı yaratabileceğini” söylemesiyle hareketlendi. Sonuçta da uzun bir aradan sonra TL, dolar karşısında değer kaybetti.
Bu arada nisan ayına damgasını vuran gelişmelerden biri de Dünya Bankası’nın 430 milyon dolar, IMF’nin de 1.1 milyar dolarlık kredi dilimlerini serbest bırakması oldu. Söz konusu paraların Merkez Bankası hesaplarına geçmesiyle, döviz rezervleri de 22 milyar dolara ulaştı.
Mayıs ayında ise piyasaların biraz daha hareketlenmesi bekleniyor. Bunun ana nedenleri ise şöyle:
Aslında içinde bulunduğumuz ayın en önemli beklentisi, 3 Mayıs’ta açıklanacak nisan ayı enflasyon rakamları. Piyasadaki genel beklenti, enflasyonun yüzde 1.5-2 bandında çıkması yönünde. Bu arada Merkez Bankası’nın beklenti anketinde de yıl sonu enflasyon tahminlerinin yüzde 39’dan yüzde 37’ye çekilmesi, enflasyondaki düşüş eğiliminin süreceğine ilişkin beklentileri kuvvetlendiriyor. Bu da Merkez Bankası’nın yeni bir faiz indirimine gitme olasılığını artırıyor.
Bu arada mayıs ayında özellikle döviz piyasaları yakından izlenecek. Çünkü, Chhibber’in açıklamalarının ardından, yükselişe geçen doların mayıs ayındaki trendi piyasaların yönü açısından oldukça önem taşıyor.
Mayıs ayı, ilk 4 aya ilişkin bazı verilerin ortaya çıkması nedeniyle de makro ekonomik rakamların yakından takip edileceği bir ay olacak. İhracatın beklenenden düşük veya ithalatın beklenenden yüksek çıkması, ki buna fazla ihtimal verilmiyor, dövizde hareketlenmeye neden olabilir.
Bu beklentiler ışığında mayıs ayı strateji önerilerimize gelince:
Riskli strateji: Risk almayı seviyorsanız, portföyünüzdeki hisse oranını korumanızda yarar var. Bu arada faizlerde yaşanan düşüş nedeniyle portföyünüzün kalan bölümünü uzun vadeli bonolara ayırmanızda yarar var.
Orta riskli: Portföyünüzdeki hisse senedi miktarını biraz azaltıp, faizlerdeki düşüş beklentisine paralel olarak tahvil-bono miktarını artırmanızda yarar var. Böylece getirinizi artırmanız mümkün olacak. Kalan bölümü ise B tipi değişken fonda değerlendirebilirsiniz.
Risksiz: Risk almayı sevmiyorsanız, B tipi likit ve değişken fonları elinizde tutmanızda yarar var. Yabancı menkul kıymet fonlarının da performansı gayet iyi. Ancak küçük de olsa risk olduğunu unutmayın.
BORSA
İMKB DAR BANTTA HAREKET EDİYOR
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), nisan ayında da beklenilen çıkışı gerçekleştiremedi. Beklentisizliğin had safhaya ulaştığı borsaya, yeni para girişi de olmayınca, endeks 11.000-12.000 arasındaki bantta hareket etmeyi sürdürdü. Ay boyunca hisse bazında hareketler yaşandı. İşte mayıs ayına yönelik beklenti ve tahminler:
- Piyasadaki beklentisizlik devam ediyor. Bu nedenle mayıs ayında da endeksin dar bir bantta hareket etmesi bekleniyor.
- Teknik analizcilere göre, uzun süredir endeksin dar bir aralıkta sıkışıp kalması sert bir harekete neden olacak. Endeksin 21 günlük hareketli ortalamanın altına gerilemiş olması da, düşüş beklentisi kuvvetlendiriyor.
- Ancak, kısa vadeli teknik göstergelerde satış eğilimi olmasına rağmen, endeks orta ve uzun vadeli yükseliş kanalı içinde hareket ediyor. 11.800 seviyesindeki desteğin kırılması halinde, endeksin ilk etapta 11.600-11.500 bandına gerilemesi beklenebilir.
- Bütün bunlara rağmen faizler düşüyor. Bu, borsaya yeni para girişine neden olabilir, endeksi yeni zirvelere taşıyabilir.
- Piyasaya para girişi olması halinde, endeks yeniden 12.000 direncini deneyecektir. Bu seviyenin aşılması halinde endeksin 100 günlük ortalaması olan ve şu anda en önemli direnç olarak 12.160 karşımıza çıkıyor. Endeksin bir sonraki direnci ise 12.500 seviyesinde.
- Mayıs ayına ilişkin tavsiyemiz pozisyonların korunması ve İMKB-30 hisselerinden kademeli alımlar yapılması yönünde.
BONO
Faizde düşüş sürecek
Aslına bakılırsa, yılbaşından bu yana yatırımcısını en çok sevindiren yatırım aracı Hazine bonoları oldu. Hazine’nin borçlanma maliyetlerinin ciddi oranda gerilemesi, enflasyondaki düşüş trendi ve Merkez Bankası’nın art arda gerçekleştirdiği faiz indirimleriyle bono faizleri yüzde 55-50 aralığına çekildi. Bu arada, bankaların yanı sıra, özel sektör şirketleri ve bireysel yatırımcıların da Hazine bonosuna gösterdikleri ilginin artması işlem hacminde de ciddi büyümelere neden oldu. Mayıs ayına ilişkin beklentilerimiz ise şöyle:
- Enflasyonda başlayan düşüş trendinin, nisan ayında da sürmesi bekleniyor. Bu nedenle Merkez Bankası’nın yeni bir faiz indirimi yapmasına kesin gözüyle bakılıyor.
- Faiz indirimine paralel olarak bono faizlerindeki düşüş eğiminin de devam edeceği tahmini var. Piyasadaki beklenti, faizlerin yüzde 48-50 bandına kadar düşeceği yönünde.
- Tahvil-bono piyasasına şirket ve bireysel yatırımcılardan gelen talebin, mayıs ayında da devam etme olasılığı bir hayli yüksek. Bu da faizlerdeki düşüşü destekleyecek önemli unsurlardan biri olarak değerlendiriliyor.
- Merkez Bankası’nın kotasyonlarda yeni düzenlemeye gitmesine kesin gözüyle bakıldığından, repoda gelirler düşecek. Bu nedenle B tipi likit, değişken ve tahvil-bono fonlarının getirisinin repoya göre daha yüksek olduğunu unutmamanızda yarar var.
- Faizlerdeki düşüş eğiliminin mevduat cephesini de etkilemesi muhtemel. Bu nedenle paranızı 3-6 ay vadeli mevduatlarda değerlendirmenizde yarar var. Böylece yeni faiz indirimlerine karşı kendinizi korumuş olursunuz.
DÖVİZ
Yükseliş trendi sürecek
Döviz cephesinde 2001 yılının son çeyreğinden bu yana ciddi bir rahatlama yaşanmıştı. Türk Lirası değerlenmeye başlamış, bu bazı kesimleri sevindirmiş, bazı kesimlerde de şaşkınlığa neden olmuştu. Bu trend nisan ayının ilk 20 gününde de sürdü. Ancak, Dünya Bankası’ndan TL’deki değerlenmeye ilişkin gelen tepki piyasanın da terse dönmesine neden oldu ve dolar yükselişe geçti. Bu doğrultuda mayıs ayına ilişkin tahminlerimiz ise şöyle:
- Dünya Bankası’ndan gelen açıklamalar nedeniyle,nisan ayının son günlerinde başlayan yükselişin devam etmesi beklenebilir.
- Şu anda piyasadaki beklenti, doların mayıs ayı boyunca 1 milyon 350 bin lira ile 1 milyon 450 bin lira arasında dalgalanacağı yönünde.
- Bu arada, Merkez Bankası’nın çok kısa bir sürede faiz indirimi gerçekleştireceğine ilişkin beklenti, döviz kurları üzerinde baskı oluşturuyor. Bu nedenle çıkış hareketinin çok hızlı olması beklenmemeli.
- Dış piyasalarda ise global toparlanmaya ilişkin sinyaller konuşulmaya başlandı. Avrupa Komisyonu’nun, dünya ekonomisine ilişkin raporunda, 2002 yılında ABD ekonomisindeki toparlanmanın daha güçlü olacağı tahmini yapıldı. IMF raporunun da bu doğrultuda çıktığı hatırlanırsa, önümüzdeki dönemde de doların saltanatının devam edeceğini söylemek yanlış olmaz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?