“Enflasyonda keskin düşüşler olabilir” Aliye Atalay / Tekfenbank Hazine Müdürü Uzun zamandır piyasaların beklediği, Ocak 2002-Aralık 2004 dönemini kapsayacak olan stand-by anlaşmasının imzalanmas...
“Enflasyonda keskin düşüşler olabilir”
Aliye Atalay / Tekfenbank Hazine Müdürü
Uzun zamandır piyasaların beklediği, Ocak 2002-Aralık 2004 dönemini kapsayacak olan stand-by anlaşmasının imzalanmasının ardından, gözler bu anlaşmada belirtilen kriterlerin gerçekleştirilmesi konusunda hükümetin performansına çevrildi.
Piyasaların öncelikle takip edeceği rakamlardan biri, konsolide kamu sektörünün faiz dışı denge rakamı olacaktır. Konsolide bütçe, bazı konsolide bütçe dışı fonların ve KİT’lerin, buna ilave olarak işsizlik sigorta fonunun faiz dışı gelir ve giderlerinin dahil edildiği bu denge, kamu kesimi harcama disiplinin takip edilmesi ve kamu kesim borçlarına ihtiyacın azaltılması açısından önemli bir gösterge olacaktır. Niyet Mektubu’nda 31 Mart 2002 için faiz dışı fazla hedefi 2,8 katrilyon olarak verilmiştir. Mart ayı içerisinde, şubat ayına ilişkin rakam alınacak olup, performans kriterine ulaşılması konusunda piyasalara önemli bir ipucu verecektir.
Mart ayı içerisinde diğer önemli bir gösterge, şubat ayı enflasyon oranları olacaktır. Ocak ayı enflasyon rakamlarının belirlenenin biraz üzerinde çıkmasına karşın, çekirdek enflasyonun yüzde 2,3 olarak açıklanması piyasalarda olumlu karşılanmıştı. Yıllık fiyat ayarlamalarının yapıldığı ve mevsimsellik etkinin en fazla yaşandığı ocak ayına göre, şubat ayı enflasyonunun daha düşük çıkacağını tahmin ediyoruz. Şubat ayı TEFE rakamı için beklentimiz yüzde 3,3–3,8, TÜFE için yüzde 3,5 – 4 civarında oluşmaktadır. Çekirdek enflasyonun geçen ayki seviyesine yakın çıkacağını düşünüyoruz.
Bu rakamlar çerçevesinde, geçen yılki mart ve nisan rakamlarının çok yüksek olduğunu ve bu rakamların önümüzdeki dönemde yıllık enflasyon hesaplaması içerisinde yer almayacağını düşünürsek, gelecek dönemde yıllık enflasyonda keskin düşüşler bekleyebiliriz. Bu bilgiler ışığında, Merkez Bankası’nın TL kotasyonlarını yakın zaman içerisinde düşürmesi sürpriz olmayacaktır.
Ekonomik gelişmelerin yanında siyasi gelişmeler de gündemdeki yerini koruyacaktır. Özellikle ABD. Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in Ortadoğu gezisi, Irak ile ilgili gelişmelerin tekrar gündeme geleceğini gösteriyor. Bu gezinin, net bir sonuç oluşturmasını beklememekle birlikte, gündemi oluşturacağını ve piyasalarda etkili olacağını düşünüyoruz.
EKONOMİK VERİLER İNCELENECEK
Şubat ayıyla birlikte piyasalardaki tüm beklentiler gerçekleşti. Bankacılık Yasası’nın tamamı Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. IMF ile stand-by imzalandı ve Merkez Bankası faiz indirimi yaptı. Tüm bunlar gerçekleşince de piyasalar beklentisiz kaldı. Bu da işlem hacimlerinin dibe vurmasına, dolayısıyla da sakin günleri beraberinde getirdi.
Peki yılın ilk 6 ayını oldukça sakin geçiren piyasalarda mart ayında neler yaşanacak? Aslına bakılırsa, şu anda tüm gözler, stand-by anlaşmasındaki kriterlere çevrilmiş durumda. Hükümetin bu kriterlere uyma konusunda göstereceği başarı piyasaların yönü açısından oldukça önemli.
Mart ayıyla birlikte ekonomideki gidişata ilişkin ilk sinyaller de alınacak. Örneğin, niyet mektubunda 2.8 katrilyon TL olarak belirtilen mart sonu faiz dışı fazla hedefinin tutturulup tutturulmayacağına ilişkin ilk sinyaller, şubat ayı rakamlarıyla belli olacak. Dolayısıyla, ekonomiye ilişkin veriler çok yakından takip edilecek.
Bu arada niyet mektubunda önemli bir gelir kaynağı olarak gösterilen Petrol Ofisi'nin halka arzı da mart ayında gerçekleştirilecek. Halka arza gelecek talep ve yapılacak satış hem iç hem de dış piyasalar tarafından yakından izlenecek. Hükümetin IMF'ye verdiği sözler doğrultusunda fiyat konusunda çok ısrarcı davranmayacağı belirtiliyor.
Tabii yakından takip edilecek veriler, arasında şubat ayı enflasyon rakamları da bulunuyor. Merkez Bankası’nın şubat ayının son günlerinde yaptığı faiz indiriminin enflasyon beklentilerini aşağı çektiği söyleniyor. Hatta yüzde 4,5 seviyelerinde olan enflasyon tahminleri yüzde 2.5'lara kadar çekildi. Bu nedenle önümüzdeki dönemde enflasyonun ateşinin biraz daha düşmesi bekleniyor.
Bu arada, mart ayında da siyasi arena da yakından izlenecek. İdam cezasının kaldırılmasına ilişkin hükümet ortakları arasındaki anlaşmazlıklar morallerin bozulmasına neden oluyor.
Ancak, daha önce de olduğu gibi, ortakların anlaşmaya varma olasılığı oldukça kuvvetli ABD Başkan Yardımcısı Cheney’in gezisi de merak uyandırıyor. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 11 ülkeyi ziyaret edecek olan Cheney'in gezisinin ardından Irak konusunun netlik kazanması muhtemel. Irak’a olası bir saldırı durumunda Türkiye’nin üstleneceği rol önemli. Bu durumda piyasalarda dalgalanmalara neden olabilir.
Bu beklentiler ışığında mart ayı strateji önerilerimiz ise şöyle:
Riskli strateji: Mart ayında borsanın yatay, hatta düşüş trendinde olması bekleniyor. Bu nedenle portföydeki hisse senedi oranını düşürmekte yarar var. Bilançolara bağlı olarak hisse bazında hareketlenmeler yaşanabilir. Bu nedenle olası düşüşleri hisse değişimi için kullanabilirsiniz. Faizlerdeki düşüş beklentisine paralel olarak, daha önce de önerdiğimiz uzun vadeli bonoların portföyünüzdeki payını artırmanızda yarar var.
Orta riskli: Fazla risk almayı sevmiyorsanız, size de önerimiz portföyünüzdeki hisse senedi miktarını biraz azaltmanız. Portföyünüzün diğer bölümüyle de, B tipi değişken ya da tahvil bono fonlarına yatırım yapabilirsiniz.
Risksiz: Portföyünüzdeki B tipi likit fonların yanına değişken ve tahvil- bono fonlarını eklemenizde yarar var. Döviz yatırımından vazgeçemiyorsanız yabancı menkul kıymet fonlarının performansının son derece iyi olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz.
BORSA
ENDEKSİN ÖNÜNDE 11.700 DİRENCİ VAR
Borsa hareketli ayların ardından, şubat ayında düşüş trendine girdi. Ocak ayını 12.500 puandan kapatan İMKB-100 endeksi, şubat ayında 11.000 puana kadar geriledi. Beklentisiz kalan piyasada, işlem hacminin de dibe vurması düşüşte etkili oldu. Mart ayında borsada neler olacağına gelince:
- Piyasada yeni bir beklenti yok. Bu nedenle mart ayında oldukça sakin günler yaşanacak. Genel beklenti endeksin yatay bir seyir izleyeceği yönünde. Ancak düşüş baskısının devam ettiğini hatırlatmakta yarar var.
- Yıl sonu bilançoları yavaş yavaş açıklanmaya başladı. Bu nedenle hisse bazında hareketler yaşanabilir. Ancak bu hareketlerin kısıtlı olacağı unutulmamalı.
- Piyasaya para girişi yok. Bu da endeksin yukarı çıkışlarda isteksiz olduğunu gösteriyor. Teknik analizcilere göre, borsada kalıcı bir çıkışın başlayabilmesi için 11.700’deki güçlü direncin artan işlem hacmiyle birlikte kırılması gerekiyor.
- Irak’la ilgili olumsuz bir gelişme olması halinde, çıkışta isteksiz olan borsa endeksinin önündeki ilk destek 11.000 seviyesinde. Buranın aşağı yönde kırılması halinde önce 10.775 ve 10.250 destekleri aktif hale gelecek. Teknik analizcilere göre, endeksin 10.000'deki güçlü desteğe kadar düşme ihtimali var.
- Mart ayı için endeksin en kuvvetli direnci ise TL bazında 12.300, dolar bazında ise 0.93 cent seviyesi. Ancak teknik analizciler, endeksi bu seviyelere taşıyacak para girişi için herhangi bir beklenti olmadığını hatırlatıyor.
FAİZ
KISA VADELİ BONOLARIN HEDEFİ YÜZDE 65
Faiz cephesi şubat ayında da oldukça sakin günler geçirdi. Hazine ocak ayında olduğu gibi, yine uzun vadeli borçlanmayı tercih etmesi ve istediği miktarda satış gerçekleştirmesi piyasadaki iyimserliğin sürmesinde etkili oldu. Faizler ay boyunca yüzde 72-70 bandında hareket etti. Bu arada 20 Şubat’ta Merkez Bankası’nın aylardır beklenen faiz indirimini gerçekleştirmesinin ardından faizlerde küçük çaplı da olsa düşüşler yaşandı. Piyasadaki mart ayı beklentileri ise şöyle:
- Faiz cephesinin gözü 3 Mart’ta açıklanacak enflasyon verilerinde. Merkez Bankası’nın faiz indirimi, şubat ayı enflasyon beklentilerini aşağı çekti. Şu anda piyasadaki beklentiler yüzde 2,5-3,5 civarında. Bu seviyelerde çıkacak enflasyon faizlerde de bir miktar düşüşe neden olabilir.
- Ocak ayında enflasyon beklentilerin üzerinde çıkmasına rağmen çekirdek enflasyonun düşüş trendinde olması, piyasalardaki rahatsızlığı azaltmıştı. Şubat ayında da çekirdek enflasyon rakamlarındaki düşüş sürerse, faizler üzerindeki baskı iyice azalacaktır.
- Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle birlikte, uzun bir aradan sonra mart ayında tahvil faizlerinin yeniden yüzde 70’lerin altında görebiliriz. Kısa vadeli bonolar için, piyasadaki faiz beklentisi ise yüzde 65 seviyelerinde.
- Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle birlikte reponun getirisi iyice düştü. Bu nedenle mart ayında repo hacmindeki küçülmenin biraz daha artması bekleniyor. Ancak, repodan vazgeçmeyen yatırımcılar, B tipi likit fonların getirisinin daha yüksek olduğunu unutmamalı.
- Mevduat faizlerindeki düşüş nedeniyle, yılbaşından 1 Şubat tarihine kadar geçen süreçte mevduat hacminde yüzde 4’lük daralma oldu. Bankaların ellerindeki likidite nedeniyle faizlerdeki düşüşün devam edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle mevduat cephesindeki küçülme mart ayında da sürecek.
- Mevduatı güvenli bir liman olarak gören yatırımcıların 3 ve 6 aylık mevduatlarla, olası düşüşlerden etkilenmeyerek, daha yüksek faiz getirisinden yararlanmasını öneririz.
DÖVİZ
EURO’NUN CAZİBESİ ARTABİLİR
Şubat ayında döviz cephesinde de oldukça sakin günler yaşandı. Tansiyonun iyice düştüğü piyasada, bayram tatili öncesinde dolar satışlarında küçük çaplı da olsa artış yaşandığı gözlendi. Dolar, ay boyunca 1 milyon 300 bin lira ile 1 milyon 400 bin lira arasında hareket etti. Piyasadaki mart ayı beklentileri ise şöyle:
- Yılbaşından bu yana TL karşısında sürekli değer kaybeden doların, mart ayında yükselişe geçmesi bekleniyor. Çünkü, para ve kur programında enflasyon kadar devalüasyon hedefleniyor. Ancak, ilk 2 ayda bunun tersi yönünde hareket izlendi.
- Piyasadaki genel beklenti, doların ay boyunca 1 milyon 400 bin lira ile 1 milyon 500 bin lira arasında hareket edeceği yönünde.
- Irak konusundaki belirsizlik devam ediyor. Bu cephede yaşanacak hareketlenmenin döviz kurlarını daha yukarılara taşıma ihtimali kuvvetli.
- Dış piyasalarda euro hala cazibesini koruyor. 20 Şubat itibariyle 0.8750 seviyelerinde olan euro/dolar paritesinin 1 seviyelerinde stabil olması bekleniyor. Bu nedenle dövizden vazgeçmeyen yatırımcıların tercihini euro’dan yana kullanmasını öneririz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?