Kişisel Yatırım

FED faizinin Eurobond’a etkisi ne olacak? Mart ayında piyasaların yönünde ana etkiyi ABD merkez bankası FED’in faizlerini artırması, ardından da enflasyonist baskılara işaret etmesi gösterdi. FED ...

1.04.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

FED faizinin Eurobond’a etkisi ne olacak?

Mart ayında piyasaların yönünde ana etkiyi ABD merkez bankası FED’in faizlerini artırması, ardından da enflasyonist baskılara işaret etmesi gösterdi. FED beklenildiği gibi faizleri 0.25 puan artırdı ve aynı orandaki faiz artırımlarının devam etme ihtimalinin olduğunu söyledi. Bu bir anlamda yarım puanlık artırımlara da kapıyı açtı. Tabii böyle bir uygulamanın nisan ya da mayıs ayında olması beklenmiyor.

Gerçi faiz artırımı sonrası yapılan açıklamada enflasyonun kontrol altında olduğu ifade edildi. Ancak talep ve petrol tarafındaki tehlikelere dikkat çekildi. Bu da piyasada enflasyonun artması ihtimalinin ve faizi daha hızlı yükseltme opsiyonlarının olduğu şeklinde algılandı.

Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada piyasalar bu yoruma olumsuz tepki verdi. Oysa böyle bir tepki beklenmiyordu. Çünkü, açıklamada faiz artırımlarına “ölçülü”, yani 0,25 puanla devam edileceği açıklanıyordu.

Karardan sonra ABD bonolarına satış gelmeye devam etti ve uzun vadeli faizlerde sert sayılacak yükseliş yaşandı. Piyasa oyuncuları bu hareketleri, “büyük oyuncuların şovu” olarak niteledi. Bazı ekonomistler, tüm bu hareketlerin arkasında ABD’nin bütçe açıklarını, daha yüksek ve cazip faizlerle kapatma politikası olduğunu da söylüyor.

Şu anda yıl sonu için ABD faizlerinin yüzde 4,25-4,50 arasında olması bekleniyor. Ancak önümüzdeki yıl da faiz artırımlarının devam edeceği ve ABD faizlerinin yine yüzde 6-7 aralığına kadar çıkabileceği de ifade ediliyor.

FED faizi hızlı da yavaş da artırsa aslında sonuç değişmiyor. ABD'de faizler yükseliyor, yani birileri bonolarını satıyor, ama bir yandan da nakit dolar alıyor. Sonuçta para ABD'yi terk etmiyor. Peki bu durum bizi nasıl etkiler? Bir süre sonra döviz cephesi, geçen aylarda olduğu gibi  kendi iç dinamiklerine göre hareket etmeye başlayacaktır. Ancak bu durum Türk Eurobond’ları için geçerli olmayacak. ABD tahvillerinin cazibesi arttıkça, diğer gelişmekte olan ülke tahvillerinden olduğu gibi Türk Eurobondlarından da çıkış yaşanacak. Bu nedenle pozisyon alırken dikkat etmekte yarar var. 

VOB

Dolar kontratlarına ilgi artacak

Mart ayında piyasalarda yaşanan hareketlilik Vadeli İşlemler Borsası’na(VOB) da yansıdı. Özellikle döviz piyasasında yaşanan hareketlilik nedeniyle, döviz kontratlarına ilgi iyice arttı. İşlemlerin yoğunlaştığı dolar kontratlarında nisan vadeli pozisyonların kapatıldığı gözlenirken, haziran için yeni pozisyonlar açıldığı gözlendi. Endeks kontratlarına da ilginin bir hayli fazla olduğu piyasada, emtia kontratların çok fazla ilgi çekmediği görülüyor.

25 Mart itibariyle dolar kontratları nisan vadeli de 1,3690, haziran vadelide 1,3975, ağustos vadeli de ise 1,4105 YTL’den işlem gördü. Euro kontratları uzlaşma fiyatları ise nisan için 1,7700, haziran için 1,8215, ağustos için ise 1,8450 YTL oldu.

Nisan 2005 vadeli tahvilin uzlaşma fiyatları, nisan kontratlarında 85.050, haziran kontratlarında 85.300, ağustos kontratlarında ise 85,675 olarak gerçekleşti.

Nisan ayı endeks kontratlarındaki uzlaşma fiyatı ise 32.700 seviyesindeydi. Endeks için yapılan haziran kontratlarında uzlaşma fiyatı 33.350, ağustos kontratlarında ise 34.870 oldu. Söz konusu uzlaşma fiyatları endekste, orta vadede yükseliş trendinin devam edeceğinin göstergesi olarak kabul ediliyor.

Piyasa uzmanları, FED’in faiz artırımlarının süreceği beklentisiyle nisan ayı boyunca da dolar ve endeks kontratlarının yoğun olarak işlem göreceğini söylüyor.   

BORSA

27.000 kırılmadan pozisyon almayın

ABD’nin faiz artırımı ve enflasyonist baskılara işaret etmesi, hükümetin AB konusunda adım atmaması, ABD ile gerginliğin devam etmesi ve IMF ile anlaşmanın hali hazırda imzalanmamış olması nedeniyle borsada mart ayı boyunca ağırlıklı olarak aşağı yönlü bir trend vardı. 25 Mart itibariyle endeks 25.502 puan seviyesinden kapandı.

24.400 seviyesindeki 200 günlük ortalamasında destek bulan endeks, bu seviyeden son düşüş dalgasının tepki yükselişini gerçekleştirmeye başladı ve 25 bin seviyesinin üzerine çıktı.

25.500’deki direncini kırabilirse, borsa endeksi 26.000-26.200 aralığına yükselerek, orta vadeli ortalamasını direnç olarak test edecektir. Endeksin tepki yükselişi gerçekleştirdiği seviyelerden eldeki pozisyonlar azaltılabilir.

Orta vadeli yükseliş trendinin yön değiştirerek tekrar yükseliş trendine dönebilmesi için 26.500-27.000’in kırılması gerekiyor.

Bu seviye kırılmadığı sürece pozisyon alınmamasında yarar var. Dalgalanmaların bir süre daha süreceğini göz ardı etmeyin.

Ayın önerisi: Deniz Yatırım Araştırma Yönetmeni Levent Alkan, nisan ayında yatırımcıların portföylerinin yüzde 40’ını hisse senetlerine, yüzde 40’ını hazine bonosuna ayırmalarını öneriyor. Kalan yüzde 20’lik bölümün ise likit olmasının yararlı olacağını söylüyor.

FAİZ

IMF görüşmeleri beklenecek

Mart ayındaki dalgalanmalarda bono piyasası da nasibini aldı. Yabancılardan gelen satışlarla faizler bir ara yüzde 18 seviyelerinin üzerine kadar çıktı. 25 Mart itibariyle gösterge niteliğindeki 27 Eylül 2006 vadeli tahvilin faizi yüzde 17,8 seviyesindeydi.

Faiz cephesinin yönünde nisan ayındaki IMF görüşmeleri önemli rol oynayacak. Her ne kadar teşvikler ve torba yasa hakkında endişeler devam etse de, piyasa oyuncuları anlaşmanın sağlanacağını düşünüyor.

Olumsuz bir gelişme olması durumunda bir miktar satış gelebilir. Bu durumda faizlerin yüzde 18,5 seviyelerine kadar yükselme ihtimali var. Tersi durumda ise yabancı yatırımcılarla birlikte alımların artması bekleniyor. Bunun da faizleri yüzde 16,5 seviyesine çekebileceği de unutulmamalı.

Bize göre, parasını TL cinsi enstrümanlarda değerlendirmek isteyen yatırımcılar için nisan ayındaki en doğru strateji B tipi tahvil-bono ve değişken fonları tercih etmeleri olacak.

Ayın önerisi: Yatırım Finansman Hazine Müdür Yardımcısı Fezal Gündem Noman, nisan ayında da dalgalı seyrin süreceğini söylüyor. IMF ile ilgili açıklamaların piyasanın yönünde etkili olacağını, faizlerin yüzde 18’lerin üzerine çıkmayacağını ifade ediyor. Nisan ayı için bu seviyelerden alım yapılabileceğine dikkat çekiyor.

DÖVİZ

1,3750 direnci önemli

Mart ayında döviz piyasasına beklendiği gibi ABD merkez bankası FED yön verdi. Ayın ilk yarısında oldukça sakin günler geçiren piyasada, FED’in çeyrek puanlık faiz artırımı alımları artırdı. Özellikle yabancı yatırımcılardan gelen yoğun satışların etkisiyle dolar 1,36 YTL’nin üzerine çıktı.

24 Mart itibariyle piyasadaki hızlı alımlar önemli ölçüde azaldı ve yabancı çıkışları kesildi.  25 Mart itibariyle de serbest piyasada dolar 1,3540 YTL, Euro ise 1,7530 YTL’den işlem görüyordu.

Nisan ayında da döviz cephesindeki hareketlerde yine dış piyasalar etkili olacak. ABD’nin önümüzdeki dönemde daha hızlı faiz artıracağına inanılıyor. Bu durum da doların cazibesini artırıyor.

Nisan ayı için doların önündeki ilk direnç seviyesi 1,3750 seviyesinde. Yoğun alımlarla bu direncin aşılması halinde 1,40’ların denenme olasılığı oldukça kuvvetli.

IMF ile yapılacak stand-by anlaşmasının nisan ayı ortalarında tamamlanması bekleniyor. Bu da piyasaların önündeki bir belirsizliği daha ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle geçmişteki kadar hızlı olmasa da piyasada satış baskısı görülebilir.

Satış baskısına rağmen doların hali hazırda 1,30’ların altına düşmesi için bir neden yok. Şu anda söz konusu seviye taban olarak görünüyor. Her ne kadar kısa vadede dolar yatırımları cazip görünse de uzun vadede YTL cinsi yatırımların dövize oranla daha fazla getiri sağlayacağını unutmamakta yarar var.

Euro/dolar paritesinin, 1,3050’yi yukarı kırmadıkça aşağı yönlü hareketinin devam etmesi beklenebilir. Ancak bu seviyenin yukarı kırılmasıyla kısa vadeli bir düzeltme hareketi görebiliriz.

Ayın önerisi: Anadolubank Hazine Grup Başkanı Can Tanyer, yatırımcılara nisan ayı için döviz tavsiye etmediğini söylüyor. Mart ayında yaşanan fon çıkışı nedeniyle yüzde 8 civarında yükseliş yaşandığını, bundan sonraki yükselişlerin sınırlı olacağını belirtiyor. Önerisi ise, tahvil ve bonoya yatırım yapılması yönünde.

Eurobondlarda risk yükseldi

ABD merkez bankası FED’in faiz artırımına gitmesi ve açıklama notunda enflasyonist baskılara işaret etmesi gelişmekte olan ülke Eurobondlarında satışlara neden oldu. Türk Eurobondları da bu satışlardan nasibini aldı. 24 Mart itibariyle 2030 vadeli tahvilin fiyatı 135,45, 2034 vadeli tahvilin fiyatı ise 99,43 seviyesindeydi.

Eurobond piyasasındaki satış baskısının orta vadede devam etmesi bekleniyor. Bunun en büyük nedeni de FED faizlerinin ve ABD uzun vadeli tahvillerinin yükseliş trendinde olması.

Zaten gelişmekte olan ülke tahvillerinden hızlı bir çıkış var. Türkiye AB konusunda olumlu adımlar atılması, IMF ile anlaşılması halinde diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha şanslı görünüyor. Ancak yine de bazı büyük bankaların gelişmekte olan ülke tahvilleri için müşterilerine satış önerdiği göz ardı edilmemeli.

Bu arada piyasa uzmanları Türk Eurobondları ile başta ABD olmak üzere G’ tahvilleri arasındaki spreadlerde de daralma bekliyor. Bu nedenle bir süre daha Eurobondlarda yeni pozisyon almamakta yarar var.

Migros’un faaliyet kârı yükseldi

Migros, konsolide UFRS sonuçlarına göre, 2004 yılını 55,7 milyon dolar net kâr ile kapattı. 2004 yılında şirketin konsolide net satışları yüzde 8 artarak 1,7 milyar dolara ulaşırken, bu tutarın yüzde 16'sı yurtdışı operasyonlardan kaynaklandı. Enflasyonun ve reel faizlerin düştüğü mevcut ortamda faaliyet kârlılığı perakende şirketleri için oldukça önemli hale geldi. Migros da bu açıdan şanslı şirketlerden biri. Çünkü faaliyet kârını 2004 yılında yüzde 41 artırarak 58 milyon dolara yükseltti. Faaliyet kârının yüzde 62’si yurtiçi operasyonlardan, yüzde 30’u ise Rusya operasyonlarından kaynaklanıyor. Diğer taraftan Rusya operasyonlarının faaliyet kâr marjı yüzde 6,7 iken yurtiçi operasyonların faaliyet kâr marjı yüzde 1,5 düzeyinde oldu. Şirketin net nakit pozisyonu 2004 yılında yüzde 47 artarak 146 milyon dolar seviyesine çıktı. Bu dönemde 7 milyon dolarlık da net finansal gelir elde edildi.

Migros 2004 mali tablolarında 8.5 milyon dolar net parasal pozisyon geliri açıkladı. Bu da yıl içinde şirketin parasal pasiflerinin parasal aktiflerinden daha yüksek seyretmesinden kaynaklandı. Bu arada Migros’un hedef piyasa değeri de 1 milyar 49 milyon dolar seviyesinde.

Borusan Yatırım’ın hedef değeri 174 milyon dolar

Borusan Yatırım, UFRS mali tablolarına göre, 2004 yılını 5.6 milyon dolar net kâr ile kapattı. 2003 yılında ise şirketin kârı 2,9 milyon dolardı.

Borusan Yatırım 2004 yılı binaçosunda mali tablolarına, doğrudan ve dolaylı olarak oy hakkında yüzde 20 ve daha fazla paya sahip olduğu iştiraklerini, Borusan Oto, Borusan Otomotiv ve Borusan Teknoloji şirketlerini, özsermaye yöntemine göre muhasebeleştirdi.

Buna göre, 2004 yılında iştiraklerden sağlanan gelirler Borusan Oto'dan 900 bin dolar ve Borusan Otomotiv'den 3.7 milyon dolar olarak gerçekleşti. Borusan Mannesmann Boru Yatırım Holding'den 1.4 milyon dolar ve Borçelik'ten ise 500 bin dolar temettü geliri elde edildi.

Borusan Yatırım'ın bu dönem içinde 500 bin dolar net finansman geliri bulunuyor. Şirketin 2004 sonu itibariyle net nakit pozisyonu ise 5.2 milyon dolar.

Borusan Yatırım’ın mevcut piyasa değeri 85 milyon dolarken, hedef değeri ise 174 milyon dolar.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz