Kişisel Yatırım

Petrolün ateşi söndürülemiyor ABD’deki rafinerilerde üretimin talebi karşılamayacağı endişesiyle, petrol fiyatları yeniden 56 dolar seviyesine yükseldi. Piyasada 50 dolar seviyelerine kadar gerile...

1.05.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Petrolün ateşi söndürülemiyor

ABD’deki rafinerilerde üretimin talebi karşılamayacağı endişesiyle, petrol fiyatları yeniden 56 dolar seviyesine yükseldi. Piyasada 50 dolar seviyelerine kadar geriledikten sonra yönünü yukarı çeviren petrol fiyatlarının yeni rekor denemeleri yapabileceği konuşulmaya başlandı. Petroldeki yükseliş ise girişte de söylediğimiz gibi ağırlıklı olarak ABD’deki bazı rafinerilerde süren sorunların, talebin yüksek olduğu bahar aylarında arz sıkıntısına neden olmasından korkulması.

Ülkenin petrol şirketlerinden ConocoPhillips´e ait Louisiana rafinerisinde üretimin başlatılamaması yanında, Teksas ve Kansas rafinerilerinde de sorunlar bulunması, diğer rafineriler tam kapasitede çalışsa da endişe yaratıyor. Rafinerilerde yaşanan olumsuzluklar da fiyatların yükselmesine neden oluyor. Analistler, petrol fiyatlarının yükselişini sürdürerek önümüzdeki hafta 59 dolar seviyelerinde yeni rekor denemeleri yapabileceğini belirtiyorlar.

Bu arada petrol fiyatlarındaki yükseliş, ABD Başkanı George Bush ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah arasındaki görüşmede ele alınacaktı. Bu yazı hazırlanırken, söz konusu görüşme henüz başlamamıştı. Ancak toplantı öncesinde Bush, Suudi Arabistan’ın üretimini daha da artırması için Prens Abdullah´a baskı yapacağını, fakat ‘kısa zamanda fiyatların gerilemesi için bu ülkenin elinden gelen çok fazla bir şey olmadığının’ farkında olduğunu açıkladı.

Ancak enerji sektörü analistleri, ikili görüşmenin ardından Suudi Arabistan’ın artışından bahsetmesinin bile fiyatları bir miktar aşağı çekebileceğini söylüyor. Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali el-Naimi, geçen hafta yaptığı açıklamada, halen günlük 11 milyon varil olan üretim kapasitelerinin yeni yatırımlarla 2009 yılında 12.5 milyon varile yükseleceğini ifade etmişti. Ali el-Naimi, ilerleyen yıllarda bu rakamın 15 milyon varili bulacağını da sözlerine eklemişti.

VOB

Döviz ve endekse ilgi sürecek

hedYatırımcılar nisan ayıyla birlikte vadeli işlemler piyasasına biraz daha alıştı. Nisan ayında oldukça hareketli günlerin yaşandığı piyasada, ağırlıklı olarak yurtdışındaki gelişmeler etkili oldu. Ay boyunca en fazla ilgiyi döviz ve endeks kontratları çekti.

25 Nisan itibariyle dolar kontratları haziran vadelide 1,3935, ağustos vadelide ise 1,4195 YTL’den işlem gördü. Euro kontratları ise söz konusu vadelerde 1,8180, 1,8600 YTL seviyesindeydi. 

Nisan 2005 vadeli 365 günlük tahvilin uzlaşma fiyatları da, haziran kontratlarında 85.100, ağustos kontratlarında 84.950, ekim kontratlarında ise 84.800 olarak gerçekleşti.

Endeks için yapılan haziran kontratlarında uzlaşma fiyatı 31.050, ağustos kontratlarında ise 31,550 oldu.

Vadeli işlemler borsasındaki işlem hacminin mayıs ayında biraz daha artması beklenebilir. Bu artış da piyasanın tanınırlığının artışının etkisi bir hayli yüksek olacak. Uzmanlara göre, mayıs ayında da piyasadaki işlem hacminden en yüksek payı yine döviz ve endeks kontratları alacak.

BORSA

Kısa vadeli göstergeler yükselişte

hedNisan ayı boyunca dalgalı bir seyrin izlendiği borsaya satın alma ve birleşme haberleri yön verdi. Buna bağlı olarak bankacılık ve perakende hisselerinde işlem hacminin arttığı göze çarptı. 25 Nisan itibariyle endeks 24.798 seviyesinden kapandı. 
 
Uzun vadeli trend desteğine yakın seviyeden başlayan kısa vadeli desteğine yakın seviyeden başlayan yukarı hareketle 21 günlük ağırlıklı ortalamasını (24.767) aştı. Bu seviyenin yüksek işlem hacmiyle aşılması yukarı yönlü hareketin güçlenmesine yönelik olumlu bir sinyal olabilir. 
 
Nisan ayının son iki haftasında işlem hacminde yaşanan artış henüz hareketin kararlılığına ilişkin net bir sinyal vermiyor. 

Bununla birlikte kısa vadeli teknik göstergeler yukarı hareketi destekler nitelikte. 24.700’ün üzerindeki hareketin korunması 25.000-25.250 bandına yaşanacak yönelmenin destekçisi olabilir. Buranın üzerinde ise 25.500 direnci karşımıza çıkıyor. Yüksek işlem hacmiyle bu seviyenin aşılması endeksi yeniden 26 binli seviyelerin üzerine taşıyabilir. 
 
Şu anda endeksin önündeki en güçlü destek 24.600 seviyesinde. Buranın altında ise 24.450 destek olarak karşımıza çıkıyor. AB’ye ilişkin olumsuz bir gelişme olması halinde ise endeksin önce 24.250-24.000 bandına geri çekilmesi beklenebilir. Buranın altında ise 23.800-23.200 destekleri gündeme gelebilir.

Ayın önerisi: Gedik Yatırım Araştırma Bölüm Sorumlusu Onur Mutlu, borsanın uzun vade için cazibesini koruduğunu söylüyor. Buna bağlı olarak da borsa yatırımcısına orta ve uzun vade için pozisyonlarını korumalarını tavsiye ediyor.

FAİZ

Faizde yatay trend beklentisi

ABD’de açıklanan enflasyon verilerinin beklenenden yüksek çıkması FED endişelerini tekrar gündeme getirdi. ABD verilerinin açıklanmasından sonra piyasalarda kısa süreli satışlar gözlense de bono piyasasında bileşik faizler yüzde 17-18 bandındaki yerini korudu.
 
Açıklanan ABD verilerinden sonra mayıs ayında yapılacak olan FED toplantısında faizlerin daha hızlı artırılabileceği yönündeki tahminler kuvvetlendi. Bu piyasaya üzerinde baskıya neden olabilir.
 
Ancak olası faiz artırımının piyasa üzerindeki etkisi de geçici olacaktır. Bu nedenle mayıs ayı boyunca da faiz cephesinde yatay bir trendin devam edeceği dikkate alınmalı. 
 
Şu anda faiz cephesi için destek noktası yüzde 18,5-19 bandı olarak görülüyor. Bu seviyenin üzeri için şimdilik bir neden yok. Direnç ise yüzde 17’de.
 
Ayın önerisi: Abank TL ve Bono Masası Müdür Yardımcısı Barboros Özüyılmaz, uzun vadeli kağıtların faizlerinin fonlama faizine göre gayet iyi durumda olduğunu ve bunları denemekte fayda olduğunu söylüyor. Piyasada çok hızlı hareketler beklememek gerektiğini de sözlerine ekliyor.

DÖVİZ

Dış piyasaları izlemekte yarar var

hedDöviz cephesi nisan ayında da hareketliydi. Ay boyunca dış piyasalardaki gelişmeler yakından takip edildi. 25 Nisan itibariyle serbest piyasada dolar 1,3635 YTL’den, Euro ise 1,7695 YTL’den işlem görüyordu.
 
Mayıs ayı boyunca da döviz piyasasının yönü ABD’den gelecek haberlere bağlı olacak. Bu yazı hazırlanırken, ABD’de dayanıklı mal siparişleri ve orta-batı bölgeleri imalat endeksi, büyüme ve işsizlik maaşı başvuruları ile kişisel gelirler, tüketim ve PCE endeksi rakamları henüz açıklanmamıştı.
 
Bu nedenle net bir hareket tahmini yapmak zor. Çünkü söz konusu rakamlar FED’in mayıs ayındaki faiz kararı üzerinde net etki yapacak. Faiz artırımlarının hızlanması halinde dolar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükselişe geçecektir.
 
hedŞu anda dolar/YTL paritesindeki en güçlü destek 1,35 seviyesinde. Buranın altında ise 1,34-1,33 bandı var. Direnç ise 1,37’de. ABD’nin faiz artırımlarını hızlandıracağı haberiyle alımların artması halinde ise 1,38-1,39 bandına dikkat etmekte yarar var. 
 
Euro/dolar paritesinde ise AB anayasa oylamaları riski etkili olacak. Bunun yanı sıra Euro ekonomisinin zayıflığı (Euro'nun değer kazanması ihracata dayalı büyüyen AB ekonomisini daha da kötüleştiriyor) ve ABD ekonomisindeki olası zayıflamadan olumsuz etkilenecek olması mayıs ayı boyunca dalgalanmalara neden olacağa benziyor.
 
Euro/dolar paritesinde ilk destek 1,2850. Buranın altında ise 1,2700 ve 1,2650 destekleri var. Direnç ise 1,31-1,32 seviyesinde.
 
Ayın önerisi: Koçbank Döviz Masası’ndan Cumhur Timuçin, mayıs ayı başında FED yapılacak FED toplantısında 25 baz puanlık artırım beklendiğini hatırlatıyor. Buna bağlı olarak da gelişmekte olan piyasalardan bir miktar daha para çıkışı olacağını söylüyor ve yatırımcılara dövizde kalmalarını tavsiye ediyor.

EUROBOND

FED’in mayıs toplantısına dikkat!

hedNisan ayı boyunca Eurobond cephesinde oldukça sakin bir trend vardı. 22 Nisan itibariyle 2030 vadeli Eurobond 135.650, 2034 vadeli Eurobond ise 98.870’ten kapandı.

Mayıs ayında Eurobond cephesine de FED’in faiz kararları etkili olacak. Ancak genel olarak bakıldığında Türk Eurobond’larında risk priminin hala yüksek olduğu net olarak gözleniyor. Buna bağlı olarak yatırımlarını Eurobond’da değerlendirmek isteyenlerin bir süre daha beklemesinde yarar var.

Çünkü ABD’de açıklanacak verilerin ardından FED’in mayıs ayındaki toplantısında faiz artırımlarını hızlandırıp hızlandırmayacağı daha net belli olacak. Çünkü FED faiz artırımlarını 25 baz puan üzerinden yapacağını açıklamıştı. Bu da global piyasaların sakin kalmasını sağlamıştı. Ancak bu karar ABD ekonomisi açısından amacına ulaşmadı. Kısa vadeli faizler ciddi oranda artmasına rağmen, uzun vadeli faizlerle arasındaki fark hızla daraldı. Bu nedenle faiz artırımlarının hızlanması olasılığı oldukça kuvvetli.

Gelişmeleri yakından takip etmekte yarar var. Çünkü faiz artırımlarının hızlanması gelişmekte olan tüm diğer ülkeler gibi Türk Eurobond’larında da satış baskısına neden olacaktır.

Tofaş’a ortak üretim dopingi

Geçtiğimiz günlerde otomotiv sektöründe önemli bir anlaşma imzalandı. Buna göre,

Tofaş, Fiat ve PSA Peugeot Citroen Tofaş'ın Bursadaki fabrikasında üretilecek yeni hafif ticari araç modeli Minicargo’nun ortak olarak geliştirilmesi ve üretilmesi konusunda işbirliği içine girdiler. Anlaşmaya göre, üretim 2007'nin son çeyreğinde başlayacak. Yatırım 350 milyon Euro tutarında olacak ve bütün maliyet Tofaş tarafından karşılanacak. Minicargo'nun 8 yıl boyunca yıllık üretimi 135 bin adet olarak hesaplanırken, bu üretimin yüzde 95'i yurtdışına satılacak. Bu proje sayesinde, Tofaş atıl kapasitesini kullanma fırsatı bulacak ve kapasite kullanım oranını yüzde 100 seviyelerine yükseltecek.

Gerektiği takdirde de kapasite artırımı yapılacak. Bu yeni projenin şirketin kapasite kullanım oranı sorununu gidermesiyle birlikte şirketin verimlilik ve kârlılığı artacak. Tofaş, son 12 ayda endeksin yaklaşık yüzde 45 altında performans gösterdi. Yeni projeyi dikkate alarak oluşan olumlu beklentilerle birlikte hissenin fiyatında güçlü bir iyileşme bekleniyor. Yeni proje hesaplamalara katılarak yapılan indirgenmiş nakit akım analizleri de hissenin mevcut piyasa değerine göre yüzde 65'lik bir artış potansiyeli olduğunu gösteriyor.

İnşaattaki canlanma Çimsa’ya yarayacak

Yatırım analistlerinin 2005 yılı için birleştiği konuların başında çimento sektöründe, 2004 yılında başlayan hareketliliğin bu yıl da devam edecek olması geliyor. Çimsa’da yüksek kâr marjları ve beyaz çimento alanındaki liderliği ile 2005 yılında devam edecek olan bu hareketlilikten olumlu etkilenecek şirketler arasında gösteriliyor.

Yapılan analizlerde, inşaat sektöründeki hareketliliğin devamına bağlı olarak Çimsa'nın satışlarının 2005 yıl sonunda yüzde 7 büyüyeceği öngörülüyor. Çimento fiyatlarının, ekonomideki olumlu havaya ve Irak pazarına yapılacak olan ihracatlara bağlı olarak yükselmesine devam edecek olması, Çimsa'nın kârlılığını olumlu etkileyecek. Ayrıca Rumeli Grubu'na ait çimento fabrikalarının satış süreci de Çimsa için yeni fırsatlar yaratabilir. Şirket, coğrafi özelliklerini göz önünde bulundurarak Rumeli Grubu'na ait olan Ergani, Urfa, Antep ve Eskişehir fabrikalarından en az birine sahip olmayı planlıyor.

İndirgenmiş nakit akımı analizine ve uluslararası karşılaştırmaya göre Çimsa'nın hedef piyasa değeri 600 milyon dolar. Bu rakam mevcut piyasa değerinin yüzde 47 üstünde.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz