Kişisel Yatırım

AB süreci piyasalara yön verecek Mayıs ayı içinde piyasalarda kısa süreli de olsa yatırımcıların yüzü güldü. Borsa ve bonolara giren yatırımcılar da açıkçası iyi para kazandı. Ancak özellikle Alma...

1.06.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

AB süreci piyasalara yön verecek

Mayıs ayı içinde piyasalarda kısa süreli de olsa yatırımcıların yüzü güldü. Borsa ve bonolara giren yatırımcılar da açıkçası iyi para kazandı. Ancak özellikle Almanya’daki seçim sonuçları sonrasında piyasadaki riskler de yine yükseldi. Bu nedenle belki bir süre likit kalmakta yarar olabilir. Aşağıda kısaca bahsetmeye çalıştığımız söz konusu riskleri göz önünde bulundurarak yatırımlarınıza yön vermenizde yarar var.

AB süreci: AB referandumları konusundaki haberler olumsuz çizgide devam ediyor. Ancak en az AB reformları kadar önemli olan bir diğer gelişme Almanya’da yapılan seçimler. Bu seçimler sonucunda Almanya’daki koalisyonun sonunun göründüğü yorumları yapıldı. Bu son derece kritik bir olay. Çünkü Alman muhafazakarlarının Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusuna çok sıcak bakmadığı çok açık. Bu arada Fransa’da yapılacak referandumdan ‘hayır’ çıkması bu süreci biraz daha zora sokabilir.

Kredi piyasaları: Uluslararası kredi piyasasında yaşanan büyük kriz de henüz fiyatlara tam olarak yansımadı. Hedge fonların çok atik davrandıklarını ve gelişmeleri herkesten önce gördüklerini unutmamakta yarar var. Bankacılar, kredi piyasasında son yaşananları öncü gösterge olarak yorumluyor. Bunun da önümüzdeki dönemde Türkiye Eurobondlarını çok ciddi biçimde tetikleyebilecek bir gelişme olduğunu söylüyorlar. Ancak AB süreci kazasız bir şekilde devam ettiği sürece kredi piyasasında yaşananların Türkiye bonoları üzerindeki etkisi nispeten daha sınırlı kalmaya devam edecek. Ama kredi piyasasında yaşananlar Hazine’nin bundan sonraki borçlanmalarını biraz zorlaştıracağa benziyor.

Dolar: Dolar Euro karşısında değer kazandı ve bu trendin orta vadede devam etmesi bekleniyor. Bunun en büyük nedeni de dolar cinsi kısa vadeli faizlerin 100 baz puanı daha yüksek olması. Üstelik bu farkın daha da açılabileceği ifade ediliyor. Ayrıca Avrupa ekonomisinin kötü durumda olması da bu trendi destekliyor.

Bu arada referandumların ‘hayır’la sonuçlanması da  Euro’nun değer kaybının hızlanmasına yol açabilir. Bunları bir araya getirince de Euro/dolar paritesinin bundan sonra da gerilemeye devam etmesi beklenebilir. Dolarda trendin değişmesi iç piyasalar açısından olumsuz bir gelişme olacak. Çünkü finans kesimi dolar/YTL kurunu yukarı çekme konusunda istekli olmaz.

Öcalan konusu: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği karar bizim piyasalar üzerinde hiçbir etki yapmadı. Ayrıca ülke içinde taraflar da son derece dikkatli davrandı. Bu da olumlu sonucun alınmasında yardımcı oldu. Ama AB cephesinden kötü haberler gelmeye devam eder ve dava uzun süre gündemde kalırsa bu durum değişebilir. En azından ortada böyle bir risk olduğu unutulmamalı.

VOB

İşlem hacmi artacak

hedYatırımcıların VOB ilgisi mayıs ayında biraz daha arttı. Sözleşme ve işlem hacmi bakımından rekorların kırıldığı VOB’da en çok işlem yine Euro ve dolar kontratlarında oldu. Dolardaki teknik göstergelerin güçlenmesinin VOB kontratlarında da aşağı doğru hareketi zorlaştırdığı görüldü. Haziran vadeli Euro sözleşmelerinde ise küçük çaplı geri çekilmeler yaşandı.

Endeks-30 sözleşmelerinde de yurt dışındaki gelişmelerin, özellikle de Almanya'da, sosyal demokratların eyalet seçimlerindeki yenilgisinin ardından gelen erken seçim kararının olumsuz etkisi hissedildi. Özellikle Haziran 2005 vadesinde sert düşüşler yaşandı.

Ay boyunca faiz ve emtia kontratlarındaki işlem hacmi ise oldukça düşüktü. Bu arada mayıs ayında hükümet birinci sınıf ekmeklik buğdayın taban fiyatını 0,35 YTL olarak belirledi. Piyasada 0,40 YTL’nin üzerinde bir beklenti vardı. Bu da buğday kontratlarında düşüşe neden oldu.

Haziran ayında da piyasaya Türkiye’nin not artırımı beklentisi, 29 Mayıs’taki Fransız referandumu, özelleştirmedeki gelişmeler ve başbakanın ABD ziyaretinin yön vermesi bekleniyor. Piyasadaki ortak kanı, her koşulda VOB’da işlem hacminin biraz daha artacağı yönünde.

BORSA

23.750’deki ana desteğe dikkat

hedMayıs ayının ilk iki haftasındaki olumlu trend AB’ye ilişkin olumsuz beklentiler nedeniyle terse döndü. Almanya’daki seçim sonuçlarının etkisiyle satış baskısıyla karşılaşılan borsada 25 Mayıs itibariyle endeks 24.120 seviyesindeydi.

- Endeksin 24.400 seviyesindeki desteğinin üzerine geri dönme çabasının sonuçsuz kalmış olması olumsuz görünümün güçlenmesine neden oluyor. Aşağı yönde 23.953 seviyesindeki 200 günlük ortalamasına oldukça yaklaşmış olan endekste halen net bir tepki sinyalinin olmaması da tedirgin edici.

- Ortalamadan yeterli talep gelmeyecek olursa endeksin 23.570 seviyesindeki ana Fibonacci desteğini test etmesi kaçınılmaz olacaktır. Destek seviyelerinden yeterli talep gelmezse, endeks yönünü 23.000-22.000 aralığındaki ana talep bölgesine çevirecektir.

- Görünümün negatif olduğunu ve aşağı yöndeki momentumun devam edebileceğini düşünüyoruz. Gelebilecek tepkiler limitli kalacak ve piyasa tarafından satış fırsatı olarak kullanılmaya çalışılacaktır.

- 24.400 bölgesinin üzerine dönülemeyecek olursa desteklere doğru baskı devam edecektir. 24.751 seviyesinde ortalamaların birleşmiş olması da bu bölgenin tepki yükselişi olması durumunda üst sınırı oluşturacağını düşündürüyor.

Ayın önerisi Koç Portföy Portföy Yöneticisi Ersoy Erkazancı, haziran ayında 25.500 seviyelerine doğru bir yükseliş olabileceğini söylüyor. Ancak yaz durgunluğunun piyasaları etkilemeye başlayacağına da dikkat çekiyor. Erkazancı’ya göre, endeksin 24 bin seviyesinin altına düşmesi halinde yatırımcılar için iyi bir alım fırsatı oluşacak.

FAİZ

Yüzde 18,50 ana destek

Bono cephesinde de piyasadaki olumsuz rüzgarların etkisi vardı. 25 Mayıs itibariyle piyasanın en aktif kağıtlarından olan 24 Ocak 2007 vadeli bononun faizi yüzde 17,80 seviyesindeydi.

- Haziran ayında bono piyasasında AB konusundaki gelişmeler yakından izlenecek. Olumsuz bir gelişme olma halinde bile çok hızlı dalgalanmalar beklememekte yarar var. Diğer piyasalara göre daha sakin hareket etme olasılığı kuvvetli.

- Şu anda faizler için ilk destek seviyesi yüzde 18’de. Buranın üzerinde ise yüzde 18,50 ana destek olarak karşımıza çıkıyor.

- Olumlu bir gelişme halinde ise faizler 17,50’deki ilk dirençlerine yönelebilir. Yabancı yatırımcıların alımlarının artmasıyla yüzde 17,20-17,00 bandına doğru bir hareketlenme başlayabilir.

Ayın önerisi Ata Yatırım Fon Yöneticisi Cem Martı, Faizlerin bir süre daha yüzde 17-18 bandında hareket edeceğini söylüyor. Buna bağlı olarak da yatırımcılara kısa vadeli al-sat yapmalarını öneriyor. Martı’ya göre yüzde 17 seviyeleri satış, yüzde 18 seviyeleri de alım için cazip.

DÖVİZ

Dış piyasalardaki gelişmeler izlenecek

hedAB konusundaki belirsizlikler mayıs ayında döviz piyasasını da huzursuz etti. Özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye’deki pozisyonlarını azaltması, YTL’nin zayıflamasına neden oldu. 25 Mayıs itibariyle serbest piyasada dolar 1,3845, Euro ise 1,7445 seviyesinden işlem görüyordu. 

Bu yazı hazırlanırken Fransa’daki referandum henüz yapılmamıştı. Avrupa ekonomisinin zayıflığı nedeniyle dolar yükseliş trendindeydi. Söz konusu referandumun da ‘hayır’la sonuçlanması doların biraz daha değer kazanmasına neden olabilir.

Bu durum iç piyasada da tedirginliğe yol açabilir. Ancak iç piyasadaki yükselişin biraz daha kısıtlı olması olasılığı oldukça kuvvetli.

hedDolar için ilk direnç noktası 1,39 seviyesinde. Buranın üstünde ise 1,40-1,41 dirençleri karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin çok olumsuz bir açıklama gelmediği sürece, 1,41 seviyesinin aşılması beklenmiyor.

Olumlu bir gelişme halinde ise küçük çaplı düşüşler kaçınılmaz olacak. İlk destek noktası 1,38 seviyesinde. Buranın altında ise 1,3750-1,3700 bandı önemli.

Dış piyasalarda ise hem AB hem de ABD’nin ekonomik verileri yakından izlenecek. Ancak Avrupa ekonomisinin durumu nedeniyle dolar daha avantajlı görünüyor. 25 Mayıs itibariyle 1,2618 seviyesinde olan Euro/dolar paritesinin en önemli desteği 1,25 seviyesinde. Direnç ise 1,27-1,28 bandı arasında bulunuyor.

Ayın önerisi TSKB Yönetici Yardımcısı Benan Tanfer, paritenin yönünü aşağı çevirdiğini, buna bağlı olarak da doların dış piyasalarda kuvvetleneceğini söylüyor. Dövizde pozisyon almak isteyenlere ise Fransa’daki referandumun sonuçlarını beklemesini öneriyor.

EUROBOND

AB ve ABD’den gelecek haberler önemli

hedEurobond tarafında Türkiye'nin tam üyelik perspektifiyle müzakerelere başlamasını destekleyen Fransa ve Almanya'da yaşanan gelişmeler, Türkiye-AB ilişkileri açısından soru işaretleri yarattı. Bu da Eurobondların risk primlerinin yükselmesine neden oldu.

25 Mayıs itibariyle 2030 vadeli kağıt 136,87’den 2035 vadeli kağıt ise 99,88’den işlem görüyordu.

Eurobond cephesi için risk hali hazırda devam ediyor. Özellikle Fransa’daki referandumdan çıkacak sonuç piyasa için çok önemli. ‘Hayır’ çıkması halinde risk primlerinin biraz daha yükselme olasılığı unutulmamalı. ‘Evet’ ise piyasanın nefes almasını sağlayacak. Buna bağlı olarak da küçük çaplı da olsa alımlar gelebilir.

Ancak bu yazı hazırlandığı sırada açıklanan anketler ‘Hayır’ olasılığının daha kuvvetli olduğunu gösteriyordu. Böyle bir durumda Türk Eurobondlarına satış gelme olasılığı oldukça kuvvetli.

Bu arada ABD’de açıklanacak verileri de dikkatle takip etmekte yarar var. Yatırım kararı açısından oldukça zor bir dönem. Eurobond yatırımcılarının daha uzun vadeli düşündüğünü varsayarak, bir süre beklemede kalmalarını öneriyoruz. Sonuçta vade sonuna kadar beklemeyi göze alanlar zaten önemli bir getiri etme şansına sahip olacak.

Boyner verimliliğini artıracak

Boyner Mağazacılık, ilk defa UFRS'ye göre düzenlediği 2005 ilk çeyrek mali tablolarında 4,3 milyon dolar zarar açıkladı. Şirket yılın ilk çeyreğinde 56 milyon dolar satış geliri ve 16,5 milyon dolar brüt kâr elde etti. Ancak faaliyet gelirlerinin brüt kârlarından daha yüksek olması nedeniyle 2,2 milyon dolar faaliyet zararı açıkladılar. Kredi kartı alacaklarının kırdırılması ve vade farkı giderlerinden kaynaklanan finansman giderleri de şirketin zarar rakamını artırdı.
2004 yılında yapılan yönetim değişikliği sonrası başlatılan yeni yapılanma süreci ile mağaza konsepti ve işletme sermayesi yönetimi politikalarında değişikliğe giden şirket operasyonel verimliliği artırmayı hedefliyor. Boyner için İNA ve benzer şirket çarpanları kullanarak yapılan değerlemeye göre hedef değeri 150 milyon dolar seviyesinde. Mevcut değeri ise 110 milyon dolar.

Oysa Çimento yüzde 35 iskontolu

Çimento 2005 yılının sektörleri arasında gösteriliyor. Bu nedenle çimento şirketleri de mercek altında. Oysa Çimento da bunlardan biri.

2005 yılının ilk çeyreğinde kârlılığını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 254 artırarak 3.72 milyon dolar net kâr açıkladı. İlk çeyrekte 14,97 milyon dolarlık net satış gerçekleştiren şirket, bu kalemde de bir önceki yıla göre yüzde 37’lik artış yakalamayı başardı. Satış gelirlerinin yüzde 31’lik bölümü Niğde Fabrikası’ndan, kalan kısmı ise İskenderun Fabrikası’ndan geldi. İskenderun Fabrikası’nın cirodaki ağırlığının arkasında Irak’a yaptığı ihracatın etkisinin yattığı söyleniyor.
Borsadaki nakit zengini şirketlerden biri olan Oysa Çimento’nun ilk çeyrekteki nakit varlıklarının toplamı 29,88 milyon dolar oldu. 5.53 milyon dolar kısa vadeli, 0.67 milyon dolar uzun vadeli finansal borcu olan şirket için bu durum 23,68 milyon dolarlık net nakit pozisyonu anlamına geliyor.

Son bir yıllık dönemde İMKB'nin yüzde 29 üzerinde getiri sağlayan şirket güçlü bir mali yapıya sahip. Sektördeki olumlu beklentilere paralel olarak şirketin bu yapısını koruması bekleniyor. Hedef piyasa değeri 150 milyon dolar olan şirketin yaklaşık yüzde 35’lik iskonto ile işlem gördüğünü söyleyebiliriz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz