Kişisel Yatırım

MB, faizi yılın son çeyreğinde de indirmeyebilir2006 yılı enflasyon hedefinin tutmaması nedeniyle, hedeften sapmanın sebeplerinin ve hedefe ulaşmak için alınacak önlemlerin anlatılması için Merkez ...

1.02.2007 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

MB, faizi yılın son çeyreğinde de indirmeyebilir
2006 yılı enflasyon hedefinin tutmaması nedeniyle, hedeften sapmanın sebeplerinin ve hedefe ulaşmak için alınacak önlemlerin anlatılması için Merkez Bankası (MB) tarafından hükümete yazılan (ve IMF’ye de iletilecek olan) mektup yayınlandı. Mektupta, sıkı para politikasının ve temkinli bakış açısının altı sık sık çiziliyor. Likidite yönetiminin de MB’nin manevra kabiliyetini artırmak amacıyla kullanılacağı ifade ediliyor. MB’nin tahmin edilenden daha uzun süre sıkı duruşunu koruyacağı yorumları yapılıyor. Rapordan çıkan sonuçlar başlıklar halinde şöyle:

Enflasyonda Düşüş İkinci Çeyrekte
 Enerji ve diğer emtia fiyatlarındaki gevşeme, gıda fiyatlarının normal eğilimlerine dönmesi ve 2006 yılında yaşanan döviz kuru şokunun fiyatlar üzerindeki etkisinin zayıflaması gibi unsurlar, özellikle 2007 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yıllık enflasyonda önemli bir düşüşe yol açabilecek.

Enflasyon Tahminleri
 Faizlerin 2007 yılının ilk 3 çeyreğinde sabit tutulduğu ve sonrasında kademeli bir indirime gidildiği varsayımı altında, yüzde 70 olasılıkla enflasyonun 2007 yılı sonunda yüzde 3,6 ile 6,6 (orta noktası 5,1) arasında, 2008 yılı sonunda ise yüzde 1,6 ile 5,2 (orta noktası 3,4) arasında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

PPK Haricinde Faiz Değişebilir
 MB, ihtiyaç duyulduğu zaman, enflasyon hedefleriyle ilgili olarak Para Politikası Kurulu'nun (PPK) yaptığı toplantılar dışında da faizleri hızlı şekilde yükseltebilir.

Temel Riskler
Orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin temel risk, enflasyonun aşağı inme konusunda beklenenden daha güçlü bir dirençle karşılaşma olasılığı. Ayrıca, hizmet sektöründeki fiyat artışları önemli bir risk unsuru. Kamu harcamalarındaki belirsizliğin devam etmesi de toplam talep ve enflasyon üzerinde risk oluşturuyor.

VOB

VOB, piyasaya paralel gidiyor
Spot piyasalarda yaşanan canlılık Vadeli İşlemler Borsası’nda (VOB) da etkisi gösteriyor. Günlük hareketlere bağlı olarak işlemler oluyor. Gedik Yatırım VOB İşlemler Müdürü Nuri Sevgen, “Piyasaların yatay seyrettiği dönemde VOB bir öngörü veriyor. Ancak, ralli hareketlerinde piyasalardaki hareketlere bağlı olarak işlemler dönüyor” diyor.

Bakıldığında, işlem hacminin yoğun olarak yaşandığı döviz ve İMKB-30, spot piyasayla aynı seviyelerde bulunuyor. Sevgen, önümüzdeki dönemde cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili endişelerin artabileceğini hatırlattıktan sonra, “Bu nedenle piyasanın yukarı hareketten tekrar yataya dönmesi ile birlikte, VOB öngörü vermeye devam edecektir” diyor.

Borsa

Yabancı alımlarının devamı önemli
İMKB’de ağırlıkları ocak ayında yüzde 68,5 seviyelerinin de üzerine çıkarak rekor kıran yabancı yatırımcıların 2006 yılındaki net alımları, 2005 yılına göre yüzde 72 gerileyerek 1 milyar 144 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yabancıların net alımları 2005 yılında 4,09 milyar dolar ile rekor kırmıştı. Yabancı yatırımcıların ocak ayında ise yeni pozisyon açtıkları gözlendi. Bu alımlarla birlikte 2007’nin ilk ayında, borsa en son Mayıs 2006’da gördüğü 42.000’li seviyeleri yeniden test etti.

Yıl sonunda kapatılan pozisyonların global piyasalardaki olumlu hava ile birlikte yeniden açıldığını söyleyen Acar Yatırım Araştırma Müdürü Zeynel Balcı, “Yabancı yatırımcıların alımlarının büyük hisselerin yanında orta ve küçük ölçekli hisselere doğru yayıldığı gözleniyor” diyor. Bu canlılığın şubatın ilk haftasına, hatta ilk yarısına kadar devam etmesini bekleyen Balcı, işlem hacminin de desteklemesi halinde hedef seviyenin 44.000 olduğunu kaydediyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

“Yukarı harekete bakıldığında yabancıların yeni pozisyon açmaları haricinde yukarı yönde destekleyecek bir unsur yok. Halk Bankası ve elektrik dağıtım ihaleleri ertelendi. Bunun yanında, yavaş yavaş cumhurbaşkanlığı gerginliği gündeme gelmeye başlayacak. Bu nedenle aşağı hareketlerde 40.000 seviyelerine kadar gevşeme olabilir.”

Faiz
Gelinen noktada yatırım riski arttı

Geçen ay içinde Merkez Bankası’nın mektubundan faiz indiriminin yılın ikinci yarısında da gelmeyeceği sinyalinin alınmasına rağmen, piyasalara yabancı sermaye girişinin devam ettiği gözlendi. Merkez Bankası hükümete sunduğu açık mektupta enflasyon hedeflerine ilişkin risklere dikkat çekerek, gerekli olması halinde aylık Para Politika Kurulu (PPK) toplantılarının dışında faizleri yükseltebileceğini belirtmişti. Yine kısa vadeli faizler, 16 Ocak'taki yılın ilk PPK toplantısında altıncı defa değiştirilmeden aynı seviyede bırakıldı. Gecelik vadede yüzde 17,5 olan MB borçlanma faizi yüzde 19,1 civarında fonlama maliyetine karşılık geliyor.

Yeni girişlerin etkisiyle, yeni gösterge olan 26 Kasım 2008 vadeli kağıtta spot piyasada işlem bazında güçlü destek noktası olan yüzde 21’in de altına gelindi ve yüzde 20,14 seviyesi görüldü. Bileşik faiz en son 21 Eylül tarihinde bu seviyeleri görmüştü.

Yabancıların sadece gösterge kağıtta değil, genele yayılan alımlarının olduğunu söyleyen Tekfenbank Bono İşlemleri Müdürü Bahar Yazgan, “En azından mart ayına kadar cumhurbaşkanlığı seçimleri gündemden çıkmış görünüyor. Yurtdışından gelen sıcak paranın da etkisiyle gösterge kağıt yüzde 20 seviyelerini test ediyor” diyor. Ancak gelinen noktada, yatırımcıların çok temkinli olmasında fayda olduğunu anlatan Yazgan, “Yurtdışı piyasalarda olası bir olumsuzluk halinde, bunun etkisini bono piyasasında sert bir yukarı hareket şeklinde görebiliriz” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Hazine’nin 21 Şubat’ta 2 milyar 120 milyon YTL’lik bir itfası bulunuyor.

Eurobond
Eurobond faizleri uzun bir süredir sıkışık bir bantta hareket ediyor. Bunun nedenleri arasında ABD’de faiz indirimi beklentisinin azalması bulunuyor. Yine gelişen piyasaların borçlanma ihtiyacı azaldığı için yeni kağıt arzları beklenmiyor. Bu da piyasaları güçlü tutuyor. Garanti Bankası Eurobond Masası Sorumlusu Kıvanç Fidan, “ABD Merkez Bankası’ndan bir faiz artırım kararı gelmesi durumunda ise gelişen piyasa Eurobondlarına satış gelir. Ancak, şu aşamada böyle bir beklenti de söz konusu değil” diyor. Fidan bu beklentiler dahilinde şubat ayı içinde 2030 vadeli gösterge Eurobond’daki fiyat aralığının 152-155,5 bandı olduğunu sözlerine ekliyor.

Altın

Güçlü destek noktası 600 dolar
Yüksek ve dalgalı fiyat nedeniyle Türkiye'nin altın takı ihracatı 2006 yılında yüzde 22,4 düşüşle 85,8 tona indi. Dolar bazında ise bu rakam yıllık yüzde 1,94 geriledi ve 980,8 milyon dolara geriledi. Genel olarak 2007 yılında ise fiyatların yüksek seyrini devam ettirmesi, ancak dalga boyunun 2006’daki kadar sert olmaması bekleniyor.

Ocak ayındaki hareketlere bakıldığında, global faiz düzeyi ve özellikle petrol fiyatlarındaki hareketlere bağlı olarak ons başına altının 600 dolar destek seviyelerinden 650 dolar seviyelerini test ettiği gözlendi. Altın fiyatı 2006’da maksimum 730 dolarla son 26 yılın en yüksek seviyelerini görmüştü.

Şubat ayında da hava şartlarının paralelinde, petrol fiyatlarına ve Uzakdoğu’daki talep artışına bağlı olarak yukarı hareketin sürme ihtimali var. Aşağı hareketlerde ise 620 ve daha sonra 600 dolar seviyeleri güçlü destek konumunda. 600 dolar ve aşağı seviyeler en son Ekim 2006 sonunda görülmüştü.

Döviz

1,40’ın altı rasyonel değil
Finansal piyasalara yıl başından bu yana genel bir giriş gözleniyor. Bunun etkisiyle dolar kuru 1,40 seviyelerini de aşağı zorluyor. Bu giriş ağırlıklı olarak yabancı kökenli. Anadolubank Döviz Masası Yöneticisi Can Tanyer, 1,40 seviyesinin aşağısının çok fazla rasyonel olmadığını söylüyor. Ancak, döviz piyasasındaki baskılı havanın şubat ayında da devam edeceği yorumunu yapan Tanyer, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olası gerginliğinin etkisiyle dolar yukarı hareket yapacaktır. Ancak, yukarı hareketin boyutunu, gerilimin ne kadar artacağı belirleyecek” diyor.

Daha uzun vadeli bakıldığında ise portföy yatırımı olmasa bile, doğrudan yatırımların 2007 yılında hız kesmeden devam etmesi bekleniyor. Bu nedenle, döviz piyasasında ciddi bir yukarı hareketin olması ihtimali düşük bulunuyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz