Kişisel Yatırım

Ana Yazı İMKB’yi Seçim Beklentisi Besler mi?Global borsalarda önemli bir beklenti olan seçimler, İMKB’yi de etkiliyor. Genel olarak her seçim öncesi başlayan yükseliş trendi, seçim sonrası belli m...

1.03.2009 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Ana Yazı

İMKB’yi Seçim Beklentisi Besler mi?
Global borsalarda önemli bir beklenti olan seçimler, İMKB’yi de etkiliyor. Genel olarak her seçim öncesi başlayan yükseliş trendi, seçim sonrası belli miktar daha sürdürülmek istense de, sonraki dönemde global sürecin etkisine giriliyor. 28 Mart seçimlerine bir ay kala bu konuda bir çalışma yapan Merkez Menkul Değerler,1999 yerel-genel, 2002 genel, 2004 yerel ve 2007 genel seçimlerini inceledi.

hed1999 yerel-genel seçimleri: Yerel ve genel seçimlerin bir arada yapıldığı 1999’da seçim öncesindeki 1 aylık periyotta yüzde 7 değer kazanan İMKB'nin, seçim tarihi öncesindeki 2 aylık periyottaki değer artışı ise yüzde 36 oldu. Seçim sonrasındaki 1 ayda da yüzde 23 yükseliş oldu.

2002 genel seçimleri: Seçim öncesi 1 aylık dönemde yüzde 13 değer kazanan endeksin, önceki 2 aylık performansı daha zayıf kalarak yüzde 7 oldu. Öte yandan “tek parti hükümetini” olumlu karşılayan piyasa, seçim sonrası 1 aylık süreçte de yüzde 30 yükseldi.

2004 yerel seçimleri: Hükümetin uygulamalarının seçmen tarafından ne derece kabul gördüğünün ölçütü olarak kabul edilen 2004 yerel seçiminden 1 ay önce borsa yüzde 11,2, iki ay öncesinde ise yüzde 14 değer kazandı. Üstelik bu performansı, Dow Jones endeksindeki yüzde 4 düştüğü ortamda sağladı. Endeks seçimler sonrası ilk bir ayda yüzde 11 düştü.

hed2007 genel seçimleri: Seçim öncesindeki 1 ayda yüzde 14 değer kazanan İMKB, önceki 2 aylık dönemde ise yüzde 15’lik değer artışı sağladı. Seçimlerin tamamlanmasının ardından
endeksin ilk ayda kaybı ise yüzde 13 oldu.

Mart olumlu geçebilir: Son 4 seçim öncesi 1 aylık performansın olumlu, 2 aylık performansın ise görece düşük kaldığı görülüyor. Buradan yola çıkarak seçim öncesi 1 aylık periyot olarak ön plana çıkan 27 Şubat-27 Mart aralığında olumlu performans görme olasılığı yüksek.

VOB

hedHisse Kontratlar SPK Onayını Bekliyor
ABD’de açıklanan veriler ve Avrupa’da özellikle Doğu Avrupa piyasalarından gelen olumsuz haberler, İMKB’de ve döviz kurlarında etkisini sert bir şekilde hissettiriyor. Reel piyasadaki gelişmeler, VOB’da da hareketli seansların yaşanmasına neden oluyor. Analistler, özellikle bu riskli piyasada risklerin hedge edilmesini tavsiye ediyor. Bunun yanında hisse senedine dayalı sözleşmeler konusunda VOB’un çalışmaları sürüyor. SPK’nin iznini takiben altyapı çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan hisse kontratların, mart ayı içinde işlem görmeye başlaması bekleniyor. Burada İMKB’de işlem hacmi ve büyüklükleri dikkate alınarak en büyük 10 hisse seçilecek ve bu hisselerin kontratları çıkarılacak.

İMKB

Satış Baskısı Sürecek
hedABD’de özellikle Şubat ayı içinde alınan tedbirler, piyasaları çok fazla memnun etmedi. Tedbirlerin etkisi, yılın ikinci yarısında görülmeye başlayacak. Buna karşın yılın ilk aylarında reel sektör bilançoları, makro ekonomik verilerdeki bozulma, piyasaları negatif etkilemeye devam edecek. Doğu Avrupa bankacılık sektöründeki tedirginlik de piyasaları rahatsız ediyor.

Bu şartlar altında borsalarda aşağı yönlü trendin devam etmesini bekleyen Eti Menkul Değerler Araştırma Müdür Yardımcısı Adem Özen, “Yapılan her uygulamaya şüphe ve karamsarlıkla yaklaşılması, psikolojinin düzelmediğini de gösteriyor” diyor. Adem Özen, bu şartlar altında endeksin 21.000 seviyelerine gevşeyebileceğini anlatıyor.

Borsada dip oluşumunun tamamlandığına dair sinyaller almadan yeni hisse pozisyonu açılmamasını tavsiye eden, mevcut portföylerin çeşitlendirilmesini öneriyor.

Faiz

Güçlü Duruş Sürecek
Önümüzdeki dönemde faiz piyasasının güçlü duruşunu devam ettirmesi bekleniyor. Bu görüşün altında yatan birkaç temel dayanak var. Bunlardan biri MB’nın faiz indirimlerinin azalarak da olsa devam edecek olması. Diğeri ise belki de faiz indirimlerinden daha kuvvetli bir etki yaratacak olan bankalardaki yüksek maliyetli mevduat. Şöyle ki: bankaların kredi hacmi her geçen gün azalıyor ve bankalar yeni kredi verme konusunda da çok da istekli değil.

Bankaların eskisi gibi pahalı kredi satamadıklarını bunun için de mevduata eskisi gibi yüksek faiz ödemediklerini söyleyen Global Menkul Değerler Hazine Müdürü Abdullah Kunt, mevduat faizlerinin düşmeye devam etmesini bekliyor. “Bu durumda bankalar ellerinde biriken ve eskisi kadar kârlı bir şekilde plase edemedikleri dev bir mevduat hacminin üzerinde oturuyor” diyen Kurt, yeni kredi satışı olmadığı için de mevduata ödenen ve ödenecek faizin büyük bir kısmının ancak HB/DT portföyünden elde edilebildiğini kaydediyor.

hedBu durumun bankaları rahatsız ettiğini anlatan Kurt, bankaların gelirlerini arttırmak ve elindeki mevduatı kaptırmamak için HB/DT portföylerini büyüttüğünü yine mevcut mevduatın bir kısmını hızla Tahvil-Bono fonlarına kanalize ettiklerini söylüyor. Yılbaşından bu yana B Tipi fonlarda görülen yüzde 100’e varan büyümeden bu sonuca vardıklarını anlatan Kunt sözlerine şöyle devam ediyor:

“Sonuç olarak para o veya bu şekilde HB ve DT yöneldiği sürece, bu faizlerin yükselmesini sınırlar. Tüm bu gelişmelerin karşısında duran tek faktör ise bütçedeki bozulma. Hazine’nin de ifade ettiği gibi yeni bir takım borçlanma gereksinimi olabilir. Ancak bu da seçim sonrasında olacak gibi. Sonuç olarak yurtdışında çok çarpıcı negatif gelişmeler olmadığı ve yabancı yatırımcılar ülkemizi terk etmediği takdirde mart–nisan dönemi için bonolarda üst sınır yüzde 16 bileşik seviyesi.”

Eurobond

Kısa Vadeli Kağıtlar Öneriliyor
Dünyada artan tedirginlik ortamı nedeniyle güvenli liman olarak altın ve dolara olan talep arttı. Bunun sonucunda gelişmekte olan ülke Eurotahvilleri de olumsuz etkilendi. ABD’de paketin belirsizliği Doğu Avrupa piyasalarında bankacılık sektöründe yaşanan belirsizlikler, Eurotahviller üzerinde baskı unsunu olmaya devam ediyor. Bu şartlar altında Mart ayında da Eurotahvil cephesinde yurtdışı piyasalara bağlı bir seyir bekleniyor.

Kısa vadeli (1-yıl ve daha kısa vadeli) Eurotahviller için ‘al’ önerisi verilirken, orta vadeli: pozisyon almak isteyen yatırımcılara 2014-2016 vadeleri tavsiye ediliyor. Uzun vadeli kıymetlerden ise şu aşamada uzak durulması öneriliyor.

Altın

Tarihi Zirvesine Gidiyor
Dünyada düşen faiz ortamında, alternatif getirilerin azalması ve piyasalara yönelik belirsizliklerin sürmesi altına yönelik talebi yükseltiyor. Son günlerde de risklerden kaçış eğilimi altın fiyatlarının yükselmesinde etkili oluyor. Dünyada bazı MB’lerin altın talebi de altının yükselişinde önemli faktör olmaya başladı oldu. Şubat ayının başında altının ons fiyatı 900 dolar seviyesindeyken artan belirsizlikle birlikte 960 dolara doğru hareketler gözlendi.

hedYatırım Finansman Stratejisti Fatih Baykan’ın analizine göre yükselişin ilk hedefi 990 dolar. Bu seviye ilk denemelerde aşılmakta zorlanabilir. 990 doların aşılması durumunda, tarihi zirve olan 1030 dolara doğru yükseliş hızlanabilir. Baykan, aşağı hareketlerde ise 930 dolar desteğine dikkat çekiyor.

 

Döviz

Yükseliş Şaşırtmadı
Şubat ayı ortalarına kadar yurtiçi döviz piyasasında görülen sakin seyrin yerini, hareketliliğe bıraktı. Özellikle Doğu Avrupa kaynaklı endişelerin yarattığı risk azaltma eğilimi TL’nin dolar ve karşısında değer yitirmesine yol açtı.  Kurun değerini belirleyen temel değişkenin yurtdışından sağlanan döviz girişi olduğunu belirten analistler, bu girişin miktarındaki azalmanın kurlarda bir düzetmeyi beraberinde getirdiğini kaydediyor. Döviz piyasasında yaşanan volatilitenin orta vadeli beklentilerle uyumlu olduğunu anlatan analistler, özellikle 2009 yılındaki yüksek dış borç çevirme ihtiyacı nedeniyle TL üzerindeki baskının devam etmesini bekliyor. 2009 sonu için 1,70 TL dolar kuru seviyeleri verilirken, riskin artması durumunda, tahminlerin yukarı yönlü revize edileceği ifade ediliyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz