Paranın Zor Seçimi

Elinde parası olan, tasarrufunu en iyi şekilde değerlendirmek isteyenler için gerçekten zor bir döneme girdik. Enflasyonla birlikte faizler de geriledi. Dolar uzun süredir düşük gidiyor, ne zaman h...

1.10.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Elinde parası olan, tasarrufunu en iyi şekilde değerlendirmek isteyenler için gerçekten zor bir döneme girdik. Enflasyonla birlikte faizler de geriledi. Dolar uzun süredir düşük gidiyor, ne zaman hareketleneceği de belli değil. Mevduat faizi ve repoda da aynı tablo var. Borsa biraz hareketlendi, 14 binleri geçti. Ancak, yatırımcının kafası hala karışık, eskisi gibi olmasa da en iyi kazancı nerede bulabileceğini araştırıyor. Uzmanlar ise “Yeni dönemde paranın işi zor” değerlendirmesini yapıp, yakın geleceğe yönelik önemli uyarılarda bulunuyorlar.  
 
Yatırım yaparken işin en zor kısmı karar vermek. Çünkü, en az riskle, en yüksek getiriyi elde edeceğiniz enstrümanı seçmek, özellikle Türkiye gibi inişli çıkışlı piyasalarda bir hayli zor bir iş… Üstelik bu kararı vermek giderek daha da zorlaşıyor.  
 
Çünkü, Türkiye’de 2000 yılından bu yana ilk defa hava bu kadar olumlu. Bu iyimserliğin etkisiyle de bono faizleri yüzde 35 seviyelerine gerilerken, borsa 14 bin puana dayandı. Dolar ise, 1 milyon 360 binlere kadar düştü. Eurobondlar da hızla değer kazanıyor.Yani döviz dışında tüm enstrümanlar yatırımcılarına önemli oranda getiri sağlamış durumda. Kafalarda, “Borsa daha ne kadar gider?”, “Faiz daha da düşer mi?” gibi sorular var.  
 
Bundan sonra ne olacağını kestirmek ise bir hayli zor. Bu nedenle de yatırımcılar paralarını hangi enstrümana yatıracakları konusunda kararsızlar. Bunun en büyük nedeni, enflasyondaki düşüşün, buna paralel olarak da piyasalardaki iyimser havanın sürüp sürmeyeceğine ilişkin belirsizlik. Genel beklentiler olumlu olsa da, 2000 yılındaki gibi bir şokla karşılaşmak istemeyen yatırımcılar, bu defa yatırım kararlarını adeta ‘ince eleyip, sık dokuyarak’ veriyorlar.  
 
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Döviz Masası Şefi Saim Çelik, piyasalarda aşırı iyimserlik olduğunu, ancak bunun devamlılığı konusunda kimsenin garanti veremediğini söylüyor. Buna bağlı olarak da yatırımcıların yeni yatırım kararı vermekte zorlandığını ifade ediyor. Saim Çelik, “Eskiden beri gelen enflasyon dinamiğini kırmak zor. Bu 2000 yılında da kırılmamıştı. Şimdi de tedirginlik var. Bu nedenle yatırımcıların da kafası karışık” diyor.  
 
“Düşük getiriye alışın”  
 
Yatırımcıları tedirgin eden bir başka gelişme ise, getirilerde yaşanan düşüş. Ancak, enflasyonda yaşanan gerilemeye paralel olarak getirilerin de düşmesi kaçınılmaz. Bu nedenle piyasa uzmanları, yatırımcıların daha düşük kazançlara kendilerini alıştırması gerektiğini söylüyor. Enflasyonun düştüğü bir ortamda da geçmiş dönem getirilerini yakalamanın mümkün olmadığına dikkat çekiyorlar.  
 
Dışbank Ekonomik Araştırmalar Şef Ekonomisti Haluk Bürümcekci, getiri potansiyelinin eskisi kadar yüksek olmadığını söylüyor. Bundan sonra getirilerin enflasyon paralelinde olacağını, yatırımcıların da tercihini düşük enflasyona paralel olarak, geçmişe göre daha düşük getiri mantığına göre yapması gerektiğini ifade ediyor.  
 
Tüm bunlar yatırım kararları açısından çok zor bir dönemde olduğumuzu net olarak ortaya koyuyor. Ancak iyimser beklentiler nedeniyle oluşan olumlu havadan yararlanmak için de kaçırılmayacak fırsatlar var. Eurobond, faiz, borsa, döviz ve yatırım fonu cephesindeki bu fırsatları ve önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri konunun uzmanlarına sorduk.  
 
FAİZ  
 
“BONO CAZİBESİNİ KAYBEDİYOR”  
 
Sancar Tomruk / Taıb Yatırımbank Genel Müdür Yardımcısı
 
 
Ekonomi ve politikadaki gelişmelere en hızlı tepkiyi veren bono piyasasında ise faizler yüzde 35’ler düzeyinde. Bundan sonra hızlı bir düşüş beklenmese de, diğer faiz enstrümanları arasında yine de en cazibi bonolar görünüyor. TAIB Yatırımbank Genel Müdür Yardımcısı Sancar Tomruk, tahvil-bono ve diğer faiz enstrümanlarıyla ilgili beklentilerini Capital’e anlattı:  
 
Faiz cephesindeki düşüşün devam etmesini bekliyor musunuz? Bu düşüş nereye kadar sürer?  
 
Yaşadığımız gelişmeler son derece olumlu. Bu nedenle faizlerdeki düşüşün yavaşlayarak da olsa devam etmesini bekliyorum. Bunun en büyük nedeni de hedeflenen 2004 enflasyonuna karşı inancın artması. Bu enflasyon rakamına yüzde 12 civarında bir reel faiz beklentisi koyduğumuzda faizlerin de yüzde 32-33’lere kadar düşmesini beklemek yanlış olmaz. Ancak, şimdilik bu seviyelerin altına inmek için şimdilik bir neden yok. Teknik olarak da yüzde 32’nin altı zor görünüyor. Bu nedenle faizlerin bu noktalarda stabilize olacağını tahmin ediyorum.  
 
Bono faizlerinde çok hızlı bir düşüş yaşandı. Size göre, bu ortamda bonoya yatırım yapmak hala cazip mi?  
 
Daha önce de söylediğim gibi, bundan sonra bono faizlerinde çok hızlı bir düşüş olacağını zannetmiyorum. Bu nedenle de bono yatırımları artık eskisi kadar cazip görünmüyor. Ama Türkiye riskini almak isteyen yatırımcılar varsa, onlara tavsiyem, döviz riski almadan eurobond almaları olacak. Böylece daha yüksek bir getiri elde etme şansları da olacak.  
 
Getiri şansı çok yüksek olmamasına rağmen, bonodan vazgeçmeyen yatırımcıların hangi vadeli bonolara yatırım yapmasını önerirsiniz?  
 
Bana göre, bu tip genel düşüşlerde her zaman en uzun vadeli bonoyu seçmek gerekir. Çünkü, uzun vadeli bonolarda fiyat oynamaları daha yüksek olur. Bu da yatırımcıların getiri şansını artırır. Zaten düşüş beklendiği bir ortamda da en uzun vadeye kilitlenmek en doğru yatırım şeklidir.  
 
Peki kısa vadeli bonolarda getiri şansı hiç yok mu?  
Kısa vadeli bono sadece gecelik repoya rakip bir alternatif. Tabii buna paralel olarak da riski uzun vadeli bonolara göre daha az. Getirisi de dönemsel olarak daha düşük. Yatırımcı kısa vadeli bonoları alırken buna dikkat etmeli ve çok fazla getiri beklememeli.  
 
Bonoya yatırım yapmak isteyen yatırımcılar nelere dikkat etmeli? Nasıl seçim yapmalı?  
 
Bono 2003 yılının yatırım enstrümanı oldu. Ancak, çoğu yatırımcı kulaktan dolma bilgilerle bu işi yapıyor. Yatırımcıların ilk yapması gereken, yatırım yaptıkları bonoda vade sonuna kadar beklediklerinde, parasının ne olacağını öğrenmeli. Bunun gecelik eşdeğer faizini de öğrenip gecelik veya diğer faizlerle karşılaştırma yapması da yatırımcının yararına olur. Tüm bunlardan sonra da kendisine uygun vade profilini seçmeli. Ayrıca, vadeden önce elindeki bonoyu satmak istediğinde ana parasından kaybı olacağını da unutmamalı.  
 
Bu ortamda mevduata yatırım yapmak uygun mu? Hangi vade daha cazip?  
 
Mevduat şu anda hiçbir vadede cazip görünmüyor. Bonolardaki getiri olasılığı düşük olsa da mevduata göre daha cazip olduğunu söyleyebilirim.  
 
BORSA  
 
“ORTA VADEDE EN UYGUN ARAÇ BORSA”  
 
Yücel Aysoy / Dış Portföy Genel Müdürü
 
 
Dış Portföy Genel Müdürü Yücel Aysoy’a göre, orta vadede en cazip yatırım enstrümanı borsa olacak. Favori hisseleri arasında ise Koç Holding, Sabancı Holding ve Garanti Bankası yer alıyor. Yücel Aysoy, önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini şöyle anlattı:  
 
Önümüzdeki dönemde borsada nasıl bir hareket yaşanmasını bekliyorsunuz? Hangi vadede, nasıl bir trend yaşanacak? Olumlu gelişmelerle başlayan yükselişin devam etmesini bekliyor musunuz?  
 
Irak’a asker gönderilmesine yönelik tezkere görüşmeleri yakından izlenecek, tezkerenin netlik kazanmaması halinde 12 Ekim tarihinde yapılacak AKP’nin ilk büyük kongresi önem kazanacak. Bununla beraber ABD kredisinin ilk dilim ve miktarının netlik kazanabileceği Dubai’deki IMF toplantısı sonrası oluşacak hava piyasaların yönü açısından yakından izlenmeli. Yargıtay’ın DEHAP kararı kısa vadede piyasaları rahatlatıcı olsa da daha orta vadede bu yönde yaşanan belirsizliğin devamı anlamında sıkıntı yaratmaya devam edecek.  
 
Ayrıca, piyasaların İmar Bankası’ndaki açığın büyüklüğü nedeniyle yaşanan gelişmeleri yakından takip etmesi bekleniyor. Son dönemde reel ekonomide yaşanan olumlu gelişmeler faizlerin gerilemesine sebep olmasının yanı sıra, geç de olsa İMKB’ye yansıdı. İMKB-100 endeksi 11 bin 500 seviyelerinden 13 binlere yükseldi. Alternatif piyasalarda yaşanan gelişmeler, bileşik faizlerin yüzde 35 seviyelerine kadar gerilemesi ve döviz cephesinde aşağı yönde devam eden trend, İMKB’yi orta vadede en uygun yatırım aracı olarak ortaya çıkarıyor.  
 
Son dönemde yabancı yatırımcıların da dikkatini çeken İMKB’de mevcut olumlu havanın devam etmesini bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde Tüpraş, Türk Telekom, TEKEL, Milli Piyango gibi özelleştirmelerin de dikkat çekici olacağını belirtmek gerek.  
 
Borsaya yeni yatırım yapmayı planlayanlar size göre hangi sektörleri tercih etmeli?  
 
Hisse senedine yatırım yapmak isteyen yatırımcıların da önümüzdeki dönemde büyüme potansiyeli olan sektör ve şirketlere yönelmeleri yararlarına olacak. Özellikle faizlerin düşük seyredebileceği bir dönemde Vergi Faiz Amortisman Öncesi Kârı’nı (VFAÖK) artırabilme potansiyeline sahip olan şirketlere, yatırım yapmalarını öneririm.  
 
Bunlar hangi şirketler?  
 
Bununla beraber son dönemde mali sektörde yaşanan hareketin yerini yavaş yavaş sanayi şirketlerine bırakabileceğini düşünüyoruz. Hisse senedine doğrudan yatırım yapmak isteyen yatırımcılara, enerji, finans ve telekomünikasyon sektörünün ağırlığının bir hayli artacak olması, otomotiv ve dayanıklı tüketim sektöründeki yatırımların ve bu sektörlerde artan ihracatın holdingin büyümesinde rol oynaması sebebiyle Koç Holding’i öneriyoruz.  
 
Ayrıca, Akbank sayesinde artan temettü gelirleri paralelinde 2003 yılında karlılığında gözlenen toparlanmanın yanı sıra enerji, perakende, telekomünikasyon sektörleri ve Tüpraş, Türk Telekom, Tekel ve Milli Piyango özelleştirme ihalelerine olan ilgisi sebebiyle Sabancı Holding'i öneriyoruz.  
 
Borsaya yatırım yapmak isteyenler nelere dikkat etmeli?  
 
Borsaya yeni yatırım yapacak yatırımcıların geçtiğimiz kısa dönemde yaşanan hızlı yükselişi göz önünde bulundurmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle de A tipi yatırım fonlarına yönelmelerinin daha uygun olduğu kanısındayım. Ayrıca yatırımcıların, aracı kurum ve portföy yönetimi şirketlerinin araştırma bölümleri tarafından hazırlanan şirket analiz ve raporlarını yakından takip etmeleri de yararlarına olacaktır.  
 
EUROBOND  
 
“10 YIL VE DAHA UZUN VADELİLER CAZİP”  
 
M.Fatih Keresteci / Hsbc Bank Ekonomist
 
 
HSBC Bank ekonomisti M. Fatih Keresteci, TL’deki aşırı değerlenme nedeniyle kur riskinin yükseldiğini, bu nedenle de Eurobond yatırımının daha cazip hale geldiğini söylüyor. Fatih Keresteci’nin, Eurobond’a yatırım yapmak isteyenlere önerileri ise şöyle:    
 
Türkiye ile ilgili olumlu gelişmeler eurobond piyasasını nasıl etkiliyor?  
 
Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmeler tabi ki Eurobond piyasasını da olumlu etkiliyor. Irak savaşının kısa süre içerisinde sona ermesi ve bunun Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı olduğunun anlaşılması ile birlikte ekonomide meydana gelen belirgin iyileşme Eurobond piyasasındaki fiyat hareketlerinden de gözlemlenebilir.  
 
Fiyatlar hızlı bir yükseliş gösterip zirve seviyelerini aştı. Eurobond fiyatlarının mevcut düzeyi aşırı yüksek görülebilir. Ancak, fiyatları 2000 yılına göre karşılaştırmak da çok gerçekçi bir yaklaşım değil. Öncelikle son 3 yıl içerisinde yapılan yapısal reformlar sayesinde ekonominin daha sağlam temellere oturtulması ve AB üyelik sürecinde hatırı sayılır bir mesafe kat edilmesi sonucunda Türk Eurobond piyasasına olan talepte kalıcı bir yükseliş yaşandı. Kurumsal yabancı talebinde meydana gelen artış da Türkiye'nin hem daha kolay hem de daha ucuz borçlanmasına yardımcı oluyor.  
 
Önümüzdeki dönemde eurobond piyasasında nasıl bir hareket bekliyorsunuz?  
 
Eurobond piyasasında kısa vadeli düzeltme hareketleri her zaman yaşanabilir. Ancak, önümüzdeki dönemde olumlu seyrin süreceğini tahmin ediyoruz. TL'deki aşırı değerlenmeyle birlikte kur riskinin yükseldiğini de varsayarsak Eurobond yatırımı göreceli olarak daha cazip bir duruma da gelebilir.  
 
Eurobond yatırımı hangi tip yatırımcılar için daha uygun? Küçük yatırımcıların eurobond alması doğru bir strateji mi?  
 
Eurobond her türlü yatırımcı için uygun bir finansal enstrüman. Öncelikle dış piyasalarda ihraç edildiği için uluslararası regülasyonlara göre düzenlenmiş ve böylelikle de yatırımcının korunması had safhada. Türk Hazinesi'nin ihraç ettiği bir kağıt alarak hem Türkiye'de yatırım yapılmış hem de TL riski bertaraf edilmiş oluyor. Finansal piyasaların gelişmesi ve işlem maliyetlerinin düşmesi sonucunda küçük yatırımcılar için hiçbir engel kalmaması da göz ardı edilmemeli.  
 
Size göre, şu anda Eurobond'a yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için hangi vadeli Eurobondlar daha cazip?  
 
Türkiye'nin AB üyelik sürecinde "convergence trade" olarak adlandırdığımız olgu, Eurobond piyasasını oldukça olumlu etkileyecektir. Teorik olarak Türkiye'nin AB üyesi olduğu zaman Eurobond faizleri de AB bono faizlerine eşitlenecektir. Bundan hareketle üyelik sürecinde sırf bu amaçla kurulmuş olan fonların önderliğinde Türk Eurobondlarına ciddi miktarda talep gelebilir.  
 
Daha önce İtalya başta olmak üzere diğer tüm AB ülkeleri üyelik sürecinde bu olguyla karşılaştı. Bu kapsamda hem geniş bir yatırımcı yelpazesinin elinde bulunması hem de "convergence trade" uygun olması nedeniyle 2013, 2030 ve yeni ihraç edilen 2014 vadeli Eurobondlar tercih edilebilir.  
 
Her bankadan Eurobond alınabilir mi? Seçim nasıl yapılmalı?  
 
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Eurobondlar Türkiye'de yatırım yapılabilecek en az riskli finansal enstrümanlar sınıfına giriyor. Ancak, Eurobond yatırımı yapılırken konusunda uzmanlaşmış, uluslararası niteliğe ve saygınlığa sahip olan aracı bankalarla çalışılması gerektiği unutulmamalı.  
 
YATIRIM FONLARI  
 
“A TİPİ FONLARIN CAZİBESİ ARTACAK”  
 
Didem Gordon /  Koç Portföy Genel Müdürü
 
 
Koç Portföy Genel Müdürü Didem Gordon, önümüzdeki dönemde, faiz oranlarındaki hızlı düşüşe ve makro ekonomik datalardaki olumlu gelişmelere yeterli tepkiyi veremeyen İMKB endeksinin ve dolayısıyla A tipi yatırım fonlarının yılbaşına kadar daha cazip olacağını söylüyor. Didem Gordon, yatırım fonlarına ilişkin beklentilerini Capital’e anlattı:  
 
Yatırım fonları size göre hangi tip yatırımcılar için daha uygun? Kimler yatırım fonlarına yatırım yapmalı?  
 
Yatırım fonları, piyasalarla yeterince ilgilenemeyen, tecrübesi olmayan ya da birikimlerinin profesyonel yöneticiler tarafından değerlendirilmesini isteyen yatırımcılar için uygun bir yatırım aracı. Türkiye'deki yatırım yapılabilecek finansal enstrümanları göz önüne aldığımızda, yatırım fonlarının çeşitleri açısından bir çok finansal enstrümanı kapsadığı bir gerçek. Bu anlamda yatırımcılar vade ve risk tercihlerine göre geniş bir ürün yelpazesini seçme şansına sahipler. Aktif yönetim tarzını benimsemiş kişilerin haricindeki yatırımcıların geneli için yatırım fonlarının uygun bir finansal araç olduğunu söylemek mümkün.  
 
Yatırım fonuna yatırım yapmak isteyen yatırımcılar nelere dikkat etmeli?  
 
Yatırımcılar yatırım yapmak istedikleri fonların karşılaştırma ölçütlerinin kendi risk algılamalarıyla paralel olup olmadığına, fonun geçmiş dönem performansına dikkat etmeli. Daha da önemlisi bu performansın hangi risklerle sağlandığına yani sağlanan getiri başına risk ölçütlerine, ortalama yatırım vadesine ve fonun yönetim ücretine göre hareket etmelidir.  
 
Faizlerdeki marjların daralması tahvil-bono fonlarının cazibesini azaltacak mı?  
 
Faizlerdeki marjların daralması nominal anlamda tahvil-bono fonlarının cazibesini azaltsa da, iç borçlanma faizlerinde reel getiriler devam ettiği sürece ilginin devam edeceğini söylemek mümkün. Düşen enflasyon oranlarıyla birlikte beklenen getirinin de düşecek olması, yatırımcıları şu an ağırlık verdikleri B Tipi Likit Fonlardan B Tipi Değişken ve B Tipi Tahvil-Bono fonlarına kanalize edecektir.  
 
Size göre yılbaşına kadar olan süreçte hangi tip yatırım fonları daha cazip? Neden? Söz konusu fonlardaki getiri beklentiniz nedir?  
 
Faiz oranlarındaki hızlı düşüşe ve makro ekonomik datalardaki olumlu gelişmelere yeterli tepkiyi veremeyen İMKB endeksinin ve dolayısıyla A Tipi yatırım fonlarının yılbaşına kadar olan süreçte daha cazip olacağını düşünüyorum. Yüksek risk algılaması olan yatırımcılar için yılbaşına kadar yüzde 35 Endeks fon, yüzde 25 A tipi Değişken ve yüzde 40 B Tipi Tahvil Bono fonlardan oluşan bir yatırım fonu sepeti öneririm.  
 
Orta risk algılaması olan yatırımcılar için ise yılbaşına kadar yüzde 35 A tipi Değişken,  yüzde 35 B Tipi Tahvil Bono ve yüzde 30 B Tipi Değişken fondan oluşan bir fon sepeti ideal olur. Düşük risk algılaması olan yatırımcılar için yılbaşına kadar yüzde 10 A tipi Karma, yüzde 25 B Tipi Tahvil Bono, yüzde 30 B Tipi Değişken ve yüzde 35 B Tipi Likit fondan oluşan bir yatırım fonu sepeti önerebilirim.  
 
Daha uzun vadede ise AB ile ilgili gelişmeler önemli olacak. AB konusunda olumlu adımların her iki taraf tarafından atılması durumunda, Türkiye yabancı yatırımcıların yoğun ilgisini çekecek. Bu durumda A Tipi Yatırım fonlarına olan ilgi önümüzdeki yıl diğer fonlara nazaran daha fazla olacaktır.  
 
DÖVİZ  
 
“ÇİN YUANINA YATIRIM YAPIN”  
 
Bora Böcügöz / Denizbank Genel Müdür Yardımcısı
 
 
Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Bora Böcügöz, önümüzdeki dönemde aşırı değerlenen TL’nin dış ticaret dengesindeki gelişmelere paralel olarak bir miktar değer kaybedeceğini söylüyor. Yatırımcılara Euro, sterlin ve Çin Yuan’ı almalarını öneren Bora Böcügöz, döviz cephesine ilişkin beklentilerini anlattı:  
 
Döviz yatırımcıları, özellikle de dolara yatırım yapanlar bir süredir umduklarını bulamıyor. Size göre bu durum daha ne kadar devam edecek?  
 
Aşağı yönlü trendin sona ermesi birkaç olayın gerçekleşmesine bağlı. Bunların başında da dış ticaret dengesinde aşırı bir bozulma yaşanması geliyor. Ayrıca, ekonomik ve politik atmosferde önemli derecede olumsuzluk yaşanması, TL’de duran yatırımcıların yoğun bir şekilde dövize dönmeye karar vermesi ya reel TL faizlerin dolar cinsi faizlere yaklaşması da bu aşağı yönlü trendin terse dönmesinde etkili olabilir.  
 
Peki şu anda özellikle dış ticaret dengesinden böyle bir sinyal geliyor mu?  
 
Baktığımızda bu olayların bir kısmı önceden tahmin edilmekle beraber, bir kısmı tahmin edilemez. Dış ticaret dengesi de tahmin edilebilenler arasında yer alıyor. Buradaki gelişim ise tamamen kura bağlı. Bu birazda “tavuk mu yumurtadan, yumurta mu tavuktan” olayına benziyor.  Çünkü, dış ticaret dengesi kur düşük olduğu için bozulacak. Bu nedenle döviz talebi başlayacak ve kur düzeltme yapacak. Ama bugün elimizdeki verilere baktığımızda, bozulmanın işaretlerini göremiyoruz. Tabi aylık olarak açıklanan bir data olduğu için belli ölçülerde takip etmek de mümkün. Reel faizlerin düşüşünü görmek de mümkün. Çünkü Merkez Bankası faiz indirdikçe, TL’nin reel getirisi de düşüyor. Bunlar takip edilebilir. Ama genel ekonomik-politik atmosferde olumsuz bir olay yaşanacağını tahmin etmek zor.  
 
Tüm bunların ışığında önümüzdeki dönemde döviz cephesinde nasıl bir trend bekliyorsunuz?  
 
Dövizde turizm ve diğer kaynaklardan gelen arzın azalmasını bekliyorum. Ayrıca, yine dış ticaret dengesindeki gelişmelere paralel olarak da TL’nin bir miktar değer kaybedeceğini düşünüyorum.  
 
Yılbaşından bu yana dolarda ciddi bir düşüş yaşandı. Size göre bu seviyeler alım için uygun mu?  
 
Bu seviyeler alım için çok uygun. Ancak, yatırımcıların sadece yüksek getiri elde etmenin yanı sıra dikkat etmesi gereken başka şeyler de var. Riskten kaçınma, döviz borçlarının olup olmadığı, bir devalüasyon olması halinde uğrayacağı zararları göz önünde bulundurmalı. Ayrıca yatırımcılar kendi özel şartlarını, sosyal ve ekonomik durumunu, harcama kriterlerini de düşünerek pozisyon almalı. Dolayısıyla bu seviyelerden döviz alınmalı diye bir şey söylenemez. Ama alım yapmak isteyenler için son derece cazip seviyeler.  
 
Ayrıca dolar, Euro gelişmiş ülkelere ait para birimleri. TL ise gelişmekte olan ülke para birimi. Bu nedenle TL cinsi enstrümanlarda risk biraz daha fazla. Uzunca bir süredir de TL değerlendiği için döviz alımı için uygun bir seviye.  
 
Döviz piyasasını konuşurken hep dolar ve Euro üzerine yorumlar yapılıyor. Ancak diğer ülke para birimlerinde de yüksek getiriler yakalanabiliyor. Size göre önümüzdeki dönemde hangi para birimleri yatırım için daha cazip?  
 
Yatırımcıların göreceli olarak yüksek faiz olan ülkeleri tercih etmelerini öneririm. Bana göre şu anda cazip olanlar, İngiliz Sterlini ve Euro. Çünkü, faiz oranları dolara göre daha yüksek. Bu arada profesyonelce risk alabilecek ve türev ürünleri kullanabilecek yatırımcılar için bir miktar Çin Yuanı öneririm. Çünkü Çin, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi. Bu nedenle Çin Yuan’ının da değer kazanması muhtemel.  
 
Dolar, Euro, İngiliz Sterlini ve önerdiğiniz Çin Yuan’ına ilişkin yıl sonu beklentileriniz neler?  
 
Doların 1 milyon 500 bin lira ile 1 milyon 550 bin lira arasında olacağını tahmin ediyoruz. Euro için ise yıl sonu tahminimiz 1 milyon 700 bin lira ile 1 milyon 750 bin lira arasında. Diğer para birimleriyle ilgili ise herhangi bir tahmin yapmak istemiyorum.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz