Yatırım Fonları Neden Cazip?

Bireysel yatırımcılar, piyasalardaki gelişmeleri hep daha geç fark ederler. Bu nedenle iniş-çıkışlarda hep zarar eden taraf olur. Bu nedenle piyasa uzmanları, bireysel yatırımcıların tercihlerini y...

1.10.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Bireysel yatırımcılar, piyasalardaki gelişmeleri hep daha geç fark ederler. Bu nedenle iniş-çıkışlarda hep zarar eden taraf olur. Bu nedenle piyasa uzmanları, bireysel yatırımcıların tercihlerini yatırım fonlarından yana kullanmalarını öneriyor. Bunun nedenlerini uzmanlara sorduk. İşte aldığımız cevaplar…
 
Yatırım Fonları Bireysel Yatırımcılar İçin Neden Daha Uygun?

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yatırım seçenekleri giderek artıyor. Kişinin ihtiyaçlarına cevap verecek en uygun yatırım türünün saptanması, yatırım yaptıktan sonra ekonomik gelişmelerin günü gününe izlenerek gerektiğinde farklı enstrümanlara geçilmesi de zorlaşıyor. Ayrıca portföydeki kıymet vadelerinin, hisse senetlerinin rüçhan hakkı kullanma sürelerinin takibi her şeyden önce geniş zaman ve bilgi gerektiriyor. Profesyonel yöneticilerin yönetimindeki yatırım fonları ise yatırımcıları tüm bu külfetten kurtarıyor.

A Tipi Fon Hisse Senedinin Yerini Tutar Mı?

Özellikle borsa ile yeni ilgilenmeye başlayan kişilerin, sağlıklı seçim yapabilmesi, daha da önemlisi, uygun yatırım zamanlaması yapabilmesi çok kolay değil. A tipi fonlarda bu kararları gerekli araştırma desteğine sahip uzman kişiler veriyor. Bu nedenle yanılma payları daha az olur. 

Doğrudan Tahvil Veya Bono Almak B Tipi Fonlardan Daha Kârlı Değil Mi?

Tahvil ve bonolar, piyasa gelişmelerine bağlı olarak değer kazanır ya da kaybederler. Bu nedenle özellikle vade tercihi, alım zamanlaması çok önemlidir ve özel uzmanlık gerektirir. Bono ve tahvilin vadeden önce paraya çevrilmesi mümkün olmakla birlikte alım-satım arasında fiyat farkı yatırımcı için dezavantaj oluşturabilir. Oysa yatırım fonu yatırımcısı dilediği gün, dilediği kadar katılma belgesini alım/satım farkı olmadan nakde çevirebilir.

Fona Yatırım Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Burada kişisel getiri ve risk tercihleri önem taşır. Ancak genel olarak bakıldığında, yatırım fonunun geçmiş performansı, gelecek açısından oldukça iyi bir gösterge olarak kabul edilir.

Tabii bu fonun gelecekte de aynı şekilde performans göstereceği konusunda bir garanti oluşturmaz. Bu arada günlük fiyat ve verim dalgalanmaları, yatırım fonu tercihini etkilememeli. Özellikle de hisse senedi içeren yatırım fonları, orta ve uzun vadeli bir yatırım aracı olarak değerlendirilmesi yerinde bir karar olur.

Yatırım Fonları Arasında Seçim Yapılırken Hangi Faktörler Göz Önünde Bulundurulmalı?

Piyasada faaliyet gösteren yatırım fonları arasında seçim yaparken, fonun getirisi, fonun kurucusu ve bu kurucunun yönettiği fonların türü ve tipi önemlidir. Ayrıca fonun en yakın tarihli portföy bileşimi, fonu yöneten portföy yöneticisi, kurucunun geçmiş dönemde fon türlerine göre sağladığı verim ve bunun aynı türdeki diğer fonlara göre başarısına da dikkat etmek gerekir. Fon katılma belgelerinin alınıp satılabileceği yerler ve işlem saatleri, katılma belgesini paraya çevirebilmek için önceden ihbar koşulunun aranıp aranmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır.

Borsa

Endeks 24.000 Direncini Deneyebilir

Eylül ayı boyunca borsada çok hızlı dalgalanmalar yaşandı. Zina tartışmaları nedeniyle morali bozulan piyasa, Brüksel’den gelen açıklamalarla yeniden yükselişe geçti. 24 Eylül’de İMKB-100 endeksi 22.307 puandan kapandı.

Son yükselişle birlikte endekste güçlü yükselen trendin varlığını koruduğu söylenebilir. 22.400’deki direnç aşıldığı takdirde, endeksin önündeki en güçlü direnç 22.750 seviyesi olacak.

Para girişiyle birlikte bu seviyenin aşılması halinde endeksin 23.100’deki direncine doğru hareket etmesi beklenebilir. Buranın üzerinde ise 24.000 güçlü direnç olarak karşımıza çıkıyor.

Olumsuz bir gelişme olması halinde, yön satışa dönebilir. Bu durumda ilk destek 22.000 seviyesinde görünüyor. Buranın altında ise 21.750 desteği karşımıza çıkıyor.

Satış baskısının artarak sürmesi halinde, bir sonraki destek ise 21.100’de bulunuyor. Bu destek kırılmadığı sürece satışa geçmek için erken olduğunu söyleyebiliriz.

Piyasadaki genel beklentiler olumlu. Bu nedenle seans içi kâr realizasyonları pozisyon oluşturmak için fırsat olarak kullanılabilir. Tercihinizi kârlı ve gelecek beklentisi iyi olan hisse senetlerinden yana kullanmanızda yarar var.

Ayın önerisi: Gedik Yatırım Portföy Yöneticisi İsmet Palanlı, 6 Ekim’de Türkiye ile ilgili olumlu karar çıkması halinde bile piyasaya bir miktar kâr satışı gelebileceğini söylüyor. Ekim ayı için ideal portföy dağılımının yüzde 30 hisse senedi, yüzde 45 bono, yüzde 15 repo ve yüzde 10 döviz şeklinde olabileceğini ifade ediyor.

Faiz

Faizde Alt Sınır Yüzde 22’de

Faiz cephesinde de oldukça hareketli bir ay yaşandı. Zina tartışmaları nedeniyle piyasanın üzerinden pembe bulutlar bir anda dağıldı ve faizler yüzde 28 seviyelerine yükseldi. 24 Eylül itibariyle piyasada en çok işlem 22 Şubat 2006 vadeli tahvilin faizi yüzde 24,67 seviyesindeydi.

Faiz cephesine ilişkin genel beklentiler olumlu. Genel eğilim faizlerin düşeceği yönünde. İlk hedef ise yüzde 24 seviyeleri. Buranın altında ise yüzde 23-23,5 bandı önem kazanıyor.

6 Ekim’deki İlerleme Raporu’nun beklendiği gibi olumlu çıkması halinde faizlerin yüzde 22 seviyelerine kadar gerilemesi beklenebilir. Ancak bu seviyelerde kâr satışlarının gelme olasılığı bir hayli kuvvetli.

Olumsuz bir gelişme olması halinde ise faizlerin ilk hedefi yüzde 26 seviyesinde. Bu seviyede satışların artması faizleri, yüzde 26,5-27 bandına çekebilir.

Ayın önerisi Finansbank Şef Ekonomisti Saruhan Doğan, ekim ayında faiz en iyi yatırım aracı olacağını söylüyor. Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin devam edeceğini, buna bağlı olarak bono faizlerinin de düşeceğini söylüyor. Yatırımcılara önerisi ise 22 Şubat ve 12 Nisan 2006 vadeli tahviller.

Döviz

Yatay Hareket Bekleniyor

Diğer piyasalarda olduğu gibi döviz cephesinde de oldukça hareketli günler yaşandı. Brüksel’den gelen olumlu haberlerin ardından yabancı yatırımcılardan güçlü satışlar gelirken, yerli yatırımcılar bir miktar alım yaptı. 24 Eylül itibariyle serbest piyasada dolar 1 milyon 499 bin liradan, Euro ise 1 milyon 846 bin liradan işlem görüyordu.

Döviz piyasasının ekim ayında yatay bir trendde hareket etmesi bekleniyor. Dolar kuru için şu andaki ilk destek 1 milyon 485 bin seviyesinde. Buranın altında ise 1 milyon 470 bin-1 milyon 465 bin bandı destek olarak karşımıza çıkıyor. Olumlu beklentilere rağmen kurun daha aşağı gitmesi için şimdilik bir neden görünmüyor.

Olumsuz bir gelişme olması halinde dolar kurunu yeniden 1 milyon 500 bin liranın üzerinde görme ihtimalimiz kuvvetli. Zayıf da olsa 1 milyon 510 bin liradaki direncin güçlü alım dalgasıyla aşılması halinde 1 milyon 530 bin-1 milyon 550 bin bandındaki dirençlerin denenme ihtimali oldukça kuvvetli.

Dış piyasalarda ise ABD'nin kendi petrol rezervleri kullanıma sokacağını açıklaması pariteyi 1,2275 seviyelerine kadar geriletti. Ayrıca ABD Hazine’sinin zayıf ekonomik verilerin kısa vadeli olacağını ve önümüzdeki dönemde daha sıkı para politikalarına ihtiyaç duyulabileceği açıklaması doların güçlenmesine neden oldu.

Euro/dolar paritesinde 1,2160-1,2135 destek noktaları olarak karşımıza çıkarken, direnç noktalarının 1,2415-1,2445 arasında olduğu görülüyor.

Ayın önerisi Abank Döviz Masası Şefi Sevgi Aytekin, döviz yatırımcılarına 6 Ekim’deki raporun sonuçlarını beklemelerini öneriyor. Raporun beklendiği gibi olumlu çıkması halinde, yatay bir seyir olacağını, bu nedenle döviz yatırımının cazip olmayacağını söylüyor. Tersi durumda ise döviz pozisyonlarını artırmak gerektiğini ifade ediyor.

Eurobond (Tablosu Var)

Yükselişler Satış Fırsatı Olabilir

AB'den gelen olumlu açıklamalar uluslararası piyasalarda işlem gören Eurobond fiyatlarını da olumlu etkiledi. 2034 vadeli Eurobond 23 Eylül itibariyle 139.875 seviyesindeydi. 2030 vadeli Eurobond’un fiyatı ise 137.250 seviyesindeydi.

6 Ekim’de açıklanacak İlerleme Raporu’ndan Türkiye lehine açıklamalar olması olasılığı bir hayli kuvvetli. 23 Eylül’de Brüksel’den gelen açıklamalar da bunun göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu nedenle Eurobond fiyatlarında küçük çaplı yükseliş yaşanma olasılığı kuvvetli. Ancak geçtiğimiz dönemlerde Eurobond fiyatlarının çok hızlı yükseldiği unutulmamalı. Zaten mevcut fiyatlar kredi notu daha yüksek olan ülkelere ait Eurobondların da bir hayli üzerinde. Bu nedenle çok hızlı yükseliş beklememek lazım. Eurobond yatırımlarını daha kısa vadeli yapan yatırımcılar, olası yükselişleri satış fırsatı olarak kullanabilir.

Ancak bu seviyelerin yeni pozisyona girmek için oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle Eurobond cephesine yatırım yapmayı planlayanların bir süre daha beklemede kalmasında yarar var. 

Petrol Fiyatları Yeniden 49 Dolarda

Petrol fiyatları yeniden yükselişe geçti. İvan Kasırgası sırasında üretimin kesintiye uğramasıyla rekor oranda gerileyen ABD petrol stoklarının piyasaları endişelendirmesi nedeniyle 23 Eylül’de petrol fiyatları 49 dolara yükseldi. 20 Ağustos´taki 49.40 dolarlık tarihi zirvesine oldukça yaklaşan fiyatlar da dünya piyasalarını rahatsız etmeye yetti. Rafinerilerin kısa vadeli ham petrol ihtiyacının karşılanması için stratejik rezervlerini kullanıma açmaya hazırlanan ABD’de konuşulan miktarların önemli bulunmaması, endişelerin sürmesini beraberinde getirdi. Stratejik rezervlerin kullanımı konusunda rafinerilerle pazarlıkları yürütmek için görevlendirildiğini kaydeden Enerji Bakanlığı sekreteri Spencer Abraham, İvan Kasırgası nedeniyle üretim ve sevkıyat kesintisinin oluşturduğu arz eksikliğinin 670 milyon varillik stratejik petrol rezervlerinden rafinerilere ödünç ham madde sağlanarak giderilmeye çalışılacağını bildirdi. ABD’nin stratejik rezervlerinden çok az bir kısmını kullanıma açmasının petrol piyasaları açısından önemli olmadığı, bu nedenle petrol fiyatları arasındaki baskının devam edeceği söyleniyor.

Vestel’in Kârı 50 Trilyon Lira

Vestel, konsolide UFRS finansal tablolarına göre 2004 yılının ilk yarısını 50 trilyon liralık (34 milyon dolar) net kârla kapattı. Bu da piyasa beklentilerine oldukça yakın bir rakam.

Söz konusu dönemde şirketin net satışları ise 1,2 milyar doları buldu. Toplam 8.5 milyon adet olarak gerçekleşen satışların yüzde 55’i renkli televizyon, yüzde 36,5’i ise DVB-DVD digital inter-box satışlarından oluştu.

İhracat satışlarının toplam gelirler içerisindeki payı ise yüzde 74 olarak gerçekleşti. 2004 yılının ilk yarısında şirketin brüt satış kârı 324 milyon dolarken, faaliyet kârı ise 187 milyon dolar oldu. Şirketin FAVÖK rakamı da 219 milyon dolar ve FAVÖK marjı da aynı dönem için yüzde 17.9 seviyesindeydi.

2004 yılının ilk yarı sonuçlarına göre Vestel'in uzun ve kısa vadeli finansal borçlarının toplamı 412 milyon dolar. Nakit ve nakit benzeri değerleri de 424 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dolayısıyla net nakit pozisyonu 12 milyon dolar olan şirketin piyasa değeri ise 602 milyon dolar.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz