Kayı Group’un yönetim kurulu başkanı Talha Görgülü, iş hayatındaki 19’uncu yılını kutluyor. Küçük bir girişimle girdiği turizmde, şimdi bir dev olma yolunda ilerliyor. Turizmdeki sıkıntılara rağmen...
Kayı Group’un yönetim kurulu başkanı Talha Görgülü, iş hayatındaki 19’uncu yılını kutluyor. Küçük bir girişimle girdiği turizmde, şimdi bir dev olma yolunda ilerliyor. Turizmdeki sıkıntılara rağmen Riva Otelleri, Sky Havayolları ve Kayı Tur’daki büyümesine devam ediyor. Sırada dizayn otel Adam ve Eve var. Onu yurtdışındaki yeni oteller izleyecek. Havacılıkta ise 7 uçağa ulaştığını belirtiyor. “Biz hedefimizi 2000 yılında koymuştuk, yolumuza devam ediyoruz” diyor ve devam ediyor: Amacımız 10 tanesi Antalya’da olmak üzere 50 otele çıkmak. Mısır, Hırvatistan, Moskova, Petersburg, Amsterdam, Dusseldorf ve İstanbul’da yatırımlarımız olacak. Tüm bunları 10 yıl içinde gerçekleştirmek istiyorum.”
Talha Görgülü, yaklaşık 19 yıl önce turizm sektörüne girdi. O tarihte çok farklı bir işte, teknoloji ürünleri pazarlaması alanında çalışıyordu. “Gelecek gördüğü” için girdiği turizmde bugün bir şirketler grubu yarattı. Sahibi olduğu Kayı Grubu’nun bünyesinde bugün Riva Otelleri, GTI turizm acenteleri, Sky Airlines havayolu şirketi faaliyet gösteriyor.
Sektörde hızlı büyümeye devam eden Riva Grubu, bu yıl sekizinci oteli olan Adam and Eve’i Ağustos ayında hizmete açmaya hazırlanıyor. Yıldızsız olarak açılacak bu otel için yapılan yatırım tutarı 100 milyon Euro. Bu otelle birlikte grubun toplam yatak kapasitesi 5 binden 6 bine çıkacak. Grubun 2005 cirosu 600 milyon dolar. Hedef ise 2006’da 650 milyon dolara ulaştırmak.
Türk turizmindeki sıkıntılar nedeniyle planladıkları yatırımlara bir süre ara vereceklerini söyleyen Görgülü, Antalya’da yapmayı planladığı 350 odalı yeni bir otele şimdilik ara verdikleri söylüyor. Yurtdışında ise Moskova, Saint Petersburg ve Amsterdam’da yeni otel yatırımı var. Bunlar için de 200 milyon dolar yatırım planlanıyor.
Görgülü, turizm alanındaki uzun vadeli hedeflerini 2000 yılında belirlemiş. Amaç 10 tanesi Antalya’da olmak üzere 50 otele çıkmak. Mısır, Hırvatistan’da resort otelcilik, Moskova, Petersburg, Amsterdam, Dusseldorf ve İstanbul’da ise şehir otelciliği yapmak isteyen Görgülü bu hedeflerini 2016 yılına kadar gerçekleştirmeyi planlıyor.
Türkiye’de turizm sektörünün 2000 – 2005 yılları arasında Dünya Turizm Örgütü’nün bile öngörmediği şekilde yüzde 110’luk bir büyüme kaydettiğini söyleyen Görgülü, rakip ülkelerin bu konuda stratejiler geliştirmeye başladığını belirtiyor.
Kayı Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Talha Görgülü ile turizm sektörünün gidişatı ve grup şirketlerinin hedef ve planları üzerine konuştuk:
* Türk turizminde yaşanan sıkıntıların altında ne tür nedenler yatıyor?
Geçen yıl hiç hesapta yokken daha önceden satışı yapılmış rakamların üzerine çok anormal bir ÖTV vergisi geldi. Bu turizmi ve sonuçta kaliteyi aşağı doğru çekti. Bu arada kur farkı ve enflasyon, daha önceden turizm sektörünün beslendiği iki kaynaktı. Bu yüzden Türk turizm sektörü, rakip ülkelerdeki koşullar kendisi için yaratılsın istemiyordu. İstiyordu ama alamıyordu. Alamıyordu ama çok da sesini çıkarmıyordu. Bu nedenle KDV, ÖTV, istihdam maliyetinin ağırlığı ve enerjinin yüksekliği gibi konuları, “nasıl olsa enflasyon ve kurdan para kazanıyoruz” diye düşünerek dile getirmiyordu.
Fakat son 2 yıldır uygulanan ekonomi politikaları Türkiye’nin yararına olan enflasyonu turizmin aleyhine çevirdi. Bu tekrar enflasyon olmasını istediğimiz anlamına gelmesin. Ancak, bu bizim için bir dezavantaj oluşturdu.
Bu durumda artık Türkiye’nin dünya koşullarına döndürülmesi lazım. Dünyada en yüksek KDV yüzde 8 ile İspanya’da. ÖTV tüm rakip ülkelerde sıfır düzeyinde. Dünyada ayak bastı parası 4 – 8 dolar arasındayken, bizde 15 dolar. İstihdam vergileri, SSK, muhtasar inanılmaz rakamlar. Dolayısıyla maliyetler çok yükseliyor. Gelirimiz dövizle ama döviz de düştü. Dolayısıyla, turizm, 2005 yılında yüzde 55 – 60 artı maliyetle çalıştı. İşi sadece otelcilik, taşımacılık, acentacılık olanların işleri gerçekten çok zor.
* 2006 yılıyla birlikte olumsuz bir beklenti ortaya çıktı. Bu kötü havanın, tur operatörleri tarafından yayıldığı, bu yolla da oda fiyatlarını aşağıya çektikleri söylenir. Sizce bu doğru mu?
Dünyanın dev tur operatörlerinin yatırımları Yunanistan, İspanya, Portekiz, Tunus’ta yer alıyor. Dolayısıyla, önce kendi yatırımlarını doldurmak ve oraları pahalı satmak durumundalar. Bu nedenle rekabet koşulları nedeniyle 3 yıl önce bunun konuşmalarına başlandı.
Bu senaryo yıllar önce Yunanistan ve İspanya için yaşandı. Yatırımcılar batırıldı. Onların da tur operatörleri ve uçak şirketlerin vardı. Şu an hiçbirisi yok. Bizim şansımız Türk operatörleri ve Türk uçak şirketleri var. Hala yatırımlarımızın yüzde 99’u bizim Türk yatırımcıların.
* 2006 yılını turizm sektörü, ciro olarak bir önceki yılın altında mı kapatacak?
Biz Sayın Başbakan’a iki hafta önce bir rapor sunduk. Yaptığımız projeksiyona göre, bu gidişle Türkiye’ye döviz girişinde 4 milyar dolar civarında bir düşüş olabilir. Geçtiğimiz günlerde gazetelerde Deutsche Bank’ın hazırladığı bir rapora göre Türkiye bu yıl dövizden 2.6 miyar dolar daha az girdiye sahip olacak diyordu.
Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre, 1.7 milyon kişi bu sektörden maaş alıyor. Bizim rakamlarımıza göre ise 1.5 milyon kişi düzeyinde. Bunu üçle çarparsanız 4.5 milyon kişinin bu işten geçindiğini görürsünüz.
Son zamanlarda istihdam maliyetimiz yüzde 70 arttı. Turizmin bu durumda nasıl geçinmesi bekleniyor? Turizmi 12 aya yaymaktan söz edebiliriz. Ama maliyetler çok yüksek.
Ben inanıyorum ki, bu ülkeye 60 milyon turist gelebilir. 45 – 50 milyar dolar döviz girdisi kazanabiliriz. Avrupa ve Rusya’dan turistler bize gelecekler. Bizim turizme petrol gibi önem vermemiz lazım.
* Kayı Grup olarak, siz bu duruma karşı nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Ben 19 yıldır bu işteyim ve ana işim tur operatörlüğü. Ben bunu gördüğüm için, biz grup olarak entegrasyona gittik. Almanya’da GTI adıyla çok büyük bir tur acentemiz var. Havayolu, iç ulaşım, konaklama ve tur operatörlüğü gibi bir çok faaliyeti bir arada yürütüyoruz. Dolayısıyla, bizim bir sıkıntımız yok.
Ama yurtiçinde tek bir işi olanların işi gerçekten zor olabilir. Yurtdışında German Sky adıyla bir havayolu şirketi de kurduk. Bu yıl uçmaya başlıyoruz. Dolayısıyla, Türk bayraklı uçaklarımızın bir kısmını yurtdışına çevirip, ölü dönemlerde bu şekilde dünyanın her yerine uçabileceğiz.
Acente şirketimiz GTI bir dünya markası oldu. Mısır, Tunus, Yunanistan, Hırvatistan’dan hem yatırım yapmamız hem yolcu götürmemiz için bizi istiyorlar. Ama biz bir Türk şirketiyiz. Bu nedenle öncelikle Türkiye’ye yatırım yapmak istiyoruz.
Diğer tur operatörleri, kendi yatırımları olan bölgeleri, özellikle İspanya ve Yunanistan’ı doldurdular.
Şu an Ocak, Şubat ve Mart ayındaki gelen yolcu sayısında ortalama yüzde 40’ın üzerinde düşüş var. Türkiye’ye 95 yılından beri kışın en çok turisti ben getiriyorum. Benim rakamlarımda bile yüzde 45 oranında düşüş oldu. Nisan itibariyle satışlarımız çıkmaya başladı ancak düşük fiyatlarla geliyor. Biz bu yıl için gerekli önlemlerimizi aldık. 19 yıl önce bu işe “son dakika” (Last minute) satışları olarak başladık. Bu benim en iyi bildiğim konu. 2006 yılı özellikle bizim açımızdan son derece iyi geçecek.
* Türkiye’de her alana yabancılar giriyor, şirket satın alıyor. Turizmde böyle bir hareket bekliyor musunuz?
Antalya ve Türkiye turizmde vazgeçilemezdir. Doğu Avrupa ülkelerinin refah düzeyi yükselince, daha da önemli olacak. Herkes Antalya’ya geliyor. İber Otelleri var, yoğunlaşıyor. Bunun dışında Rio, Robinson, Hilton ve Kempinski gibi otellerin de Antalya’ya geldiğini duyuyoruz. Kısacası birçok zincir arayış içine girmiş durumda.
* Sırada yeni otel yatırımlarınız olacak mı?
Bunu yapıp duracağız. Normalde, ben bu otelden sonra Antalya’da 350 odalı yeni bir otel yapmayı düşünüyordum. Ama bu sene biraz bekleyeceğim.
Yurtdışında planladığım üç tane yatırımım var. Moskova, Saint Petersburg, ve Amsterdam’da otel yapmayı düşünüyorum. Şimdilik bunların hiçbirine başlamadık ama ön çalışmaları tamamladık sayılır. Bunlar toplam olarak 200 milyon dolar civarında bir yatırım.
* Siz de sürekli yeni yatırım, yeni oteller yapıyorsunuz. 19 yılda turizmde nereden nereye geldiniz?
19 yıl önce büro makineleri ithalatı ve ihracatı yapan bir şirketteydim. Merkezimiz Antalya’daydı ve orada turizm yeni başlıyordu. Rahmetli Özal sonrası dönemdi. Yeni tahsisler başlamış, yeni oteller yapılıyordu. Turizm Alanya’dan Belek ve Kemer’e gelmeye başladı. Ben de bu işi araştırmaya başladım. Kardeşimi yurtdışına yolladım bunun eğitimini yaptı. 1988’de incoming şirketi kurarak turizme girdim. İki yıl bu işi yaptım ama diğer işimi bırakmadım. Ama baktım ki, turizm hızlı büyüyecek, sadece bu alana odaklandım.
Antalya’nın, bu bölgenin bir turizm merkezi olabileceğini 19 yıl önce gördüm. Bu işi büyük yapmalıyım ve tur operatörü olmalıyım diye düşündüm. Almanya’da şirket kurmaya karar verdim ki Körfez Krizi patladı. Bu plana 4 yıl ara verdik.
Turizmde potansiyel olmadığını söyleyen diğer işteki ortağımdan ayrıldım. Ben arabamı, eşimin altınlarını, annemin bileziğini, gelinimin küpesini sattım. Bu işe devam ettik. Üç- dört ay içinde her şey tersine döndü. Çünkü, turizm öyle bir şey ki, krizden çok çabuk etkileniyor ama en çabuk da o çıkıyor. Dolayısıyla, 1994 Ocak ayında Almanya’ya gittim ve orada tur operatörlüğü şirketi kurdum. Bir Alman şirketi gibi olmak istedim ve ismimizi German Travel International olarak belirledik. İlk yıl 15 bin kişi getirdik. Sonradan bu şirket büyümeye başladı. Geçen yıl Türkiye’ye getirdiğimim toplam turist sayısı 602 bin.
* Peki, otel ve havayolu işine nasıl girdiniz?
1999 yılı sonunda turist sayısı çok artınca, uçak koltuğu bulmakta zorlanmaya başladık. Uçak şirketi kurmaya karar verdik. Ancak,sorunlar çıktı, üç uçaktan aşağı uçak şirketi kurulamaz denildi. Bunun üzerine dönemin turizm bakanı Erkan Mumcu’ya projemi anlattım. Birlikte dönemin ulaştırma bakanı Enis Öksüz’e gittik. Bana ve yapmak istediklerime inandılar. Ve bir uçakla Sky Havayollarını kurduk ve bir yıl içinde üç uçağa çıkardık. 2000 yılında bir uçakla başladık. Charter olarak uçuyoruz. Yüzde 100 kendi yolcumuzu taşıyorduk. Şimdi Almanya’nın en iyi uçak şirketleri arasında gösteriliyoruz. Artık kendi yolcumuzu yüzde 70 oranında taşıyoruz. Yüzde 30’unu diğer büyük tur operatörlerine satıyoruz. Şu an başta Almanya olmak üzere, Hollanda, Polonya, İsrail, Belçika, İngiltere, Avusturya, İtalya’ya uçuyoruz.
Aynı dönemde otelcilik işine girmemiz gerektiğini düşündüm. Antalya’da 192 odalı bir otel kiraladım. Adını Riva koyduk. Büyümeye başladık. Hollanda, Polonya, Rusya’da GTI acenteleri kurduk. Şu an Almanya’nın tur operatörü olarak en büyük Türk firmasıyım. Sadece turist taşıyoruz. Riva otelleri 7 adet oldu. 4 tanesi kendi mülkümüz, üçü işletme. Bunun yanında Adam and Eve’i açıyoruz. Toplam 8 otelimiz oldu. Son otelimiz ile birlikte yatak kapasitemiz 6 bine ulaştı. Kemer’den Alanya’ya kadar her bölgede otelimiz var.
Grubumuz geçtiğimiz yıl toplam 600 milyon doların üzerinde ciro yaptı. 3 bin kişinin üzerinde insan çalışıyor. Almanya, Hollanda, Polonya ve Rusya’daki şirketlerde 400 kişi istihdam ediyoruz. Bunların dörtte üçü yabancı. Biz bir aile şirketiyiz. Her ülkede bir kardeşim ya da yeğenim var. 12 tane şirketimiz var. Bu yıl Türkiye’ye 700 bin kişi getirmeyi hedefliyoruz. Ciro hedefimiz ise 650 milyon euro civarında.
* Turizmde, özellikle otel tarafında önünüze koyduğunuz bir hedef var mı? Örneğin 5 yıl, 10 yıl sonra nerede olmayı planlıyorsunuz?
Ben hedeflerimi 2000 yılında koymuştum. Amacımız 10 tanesi Antalya’da olmak üzere 50 otele çıkmak. Mısır, Hırvatistan resort otelcilik olarak, Moskova, Petersburg, Amsterdam, Dusseldorf ve İstanbul’da şehir otelciliği olarak yeni yatırımlar düşünüyoruz. Tüm bunları 10 yıl içinde gerçekleştirmek istiyorum.
Havayolunda ise Sky Airlines olarak iç hat uçuşlarına başlayacağız. 2006’da 7 uçak olduk. 2007’de 9 uçağa çıkacağız sanıyorum. Hedefimiz 2009 yılında 12 uçağa çıkıp, orada kalmak. Rusya’ya uçmaya çalışıyoruz ama Türk bayraklı uçak şirketleri oraya uçamıyor. O nedenle 2007 yılının başında orada bir uçak şirketi satın almamız söz konusu olabilir. Ayrıca bu yıl iç hatlarda uçmaya başlayacağız.
“Yeni Tesislerin Açılışı Ertelendi,
Sadece 2 Bin Yatak Devreye Girecek”
* Türkiye turizmde son 5 yıl içinde yüzde 110’luk bir büyüme yaşadı. Yaşanan bu büyümeye rakip ülkelerin tepkisi nasıl oldu?
Türkiye’nin 2000’li yıllarda yaşadığı büyüme rakip ülkeleri çok rahatsız etti. Çünkü, onların pazarından pay almaya başladık. Biz her yıl yüzde 25 büyürken, onlar küçülmeye başladı. Özellikle İspanya yüzde 3 – 5 küçülmeye başladı. Yunanistan, Mısır, Portekiz ve Tunus için durum aynı.
Rakip ülkelerin payından alıyorsunuz. Onlar da buna karşı bir strateji oluşturacaklar. Önemli olan bunun önceden farkına varıp, makro önemler alabilmeniz, tüm strateji ve planlarınızı uzun vadeli yapmanız. Türkiye bir turizm ülkesi. Herkes bunu kabul edecek. Allah bunu bize vermiş.
* Olumsuz haberlerin yanında bir de yeni yatırımlar var. Bu yıl Antalya civarında ne kadar yeni kapasite devreye girecek?
Bizim bölgede 2006’da açılmak üzere alınan tahsislerin hepsi ertelediler. Bir tek ben açıyorum. Yaklaşık 15 bin yatak kapasitesi vardı. Bunun sadece bini ya da 2 bini açılacak. Bu yıl ilave yatak kapasitesi 10 bin yatağı bulmaz.
Açılacak yeni yatırımlarda azalma var. Şu anda benim gibi birkaç tane deli kaldı. Ben devam ediyorum ama ben yurtdışından kazandığım parayla devam ediyorum. Böyle giderse, bir süre beklemeye geçebilirim.
“Entegre Olan Kar Eder”
* Turizmciler her zaman sıkıntılardan yakınır, ancak bir yandan da yeni tesis yapar. Sizce işadamları turizmden para kazanmıyor mu?
Ülke İçin Kar Bir Yatırım Son 2 yıla kadar turizm gelir getiren bir sektördü. Aslında Türkiye için çok karlı bir alan. İstihdama etkisi, yaptığı tanıtım, yarattığı katma değer, cari açığa etkisi açısından bakıldığında ülke için çok karlı. Yatırımcıya yararı açısından ise daha önceden enflasyon ve kur farkı ile rakip ülkelerin tersineydi. Bu bizleri rahatlatıyordu ve para kazanıyorduk. İspanya’daki, Yunanistan’daki şartlar bizde olmasa da bu farkı kapatıyorduk.
Yatırımlar Boşa Gidebilir Ama son 2 yıldır bu durum değişti Bu nedenle yeni yatırımlar ertelendi. Aslında bu çok dikkatli olursanız ve entegre yaparsanız karlı bir iş. Eğer doluluk oranlarınızı yüksek tutabilirseniz, dünya piyasalarındaki rekabet koşullarının aynısına sahip olursanız, cirolarınız çok yüksekse ve bu ciroları doğru işletebilirseniz kar ederseniz. Kar marjı çok düşük bir iştir ama cirodan dolayı para kazanırsınız. Entegre olanlar daha şanslı. Ancak bugün yaşanan sıkıntılar için çözüm üretilmezse kalite düşer ve Türkiye’nin yaptığı 35 – 40 milyar dolarlık yatırım boşa gider.
“Yeni Otelimiz, Antalya’nın Önünü Açacak”
* Antalya’da Adem ile Havva adlı bir otel açıyorsunuz, bu otel ne kadarlık bir yatırım, burada farklı ne yapıyorsunuz?
Ben Türkiye’ye ve turizme inanıyorum. Türkiye ve Antalya’nın önünü açacak yeni bir otel yapıyorum. Ağustos’ta açacağımız Adam & Eve, Türkiye’nin en cazibeli oteli olacak. Yıldızsız bir otel olacak. Çünkü, insanların yıldızı kendilerinin orada hissetmesini istiyoruz.
Bu otelde en küçük oda 64 metrekare. Her standart odada buhar banyosu ve jakuzi var. Her odanın 16 metrekare balkonu bulunuyor. Hepsi deniz ve doğa görüyor.
Büyüklükleri 450 – 1000 metrekare arasında değişen tek katlı, kendi plaj ve havuzları olan 30 villa var. Her villanın özel havuzu, saunası, SPA’sı ve kendi bahçesi var. Tamamen ormanla, denizle, kendinizle baş başa kalacağınız bir ortam. Bu otel için 100 milyon euro civarında bir yatırım yaptık.
-Ne kadar büyüklükte otel olacak, oda sayısı nedir?
500 odalı bu dizayn oteli, Eren Talu ile birlikte yapıyoruz. Otelde 100 metrelik dünyanın en uzun havuzu ve 64 metrelik dünyanın en uzun kapalı havuzu var. Çok yalın bir otel. Mermer, seramik yerine farklı malzemeler kullandık. Aplik ya da perde kullanmıyoruz. Panjur sistemi var.
Tavana baktığınızda komple ışığı görüyorsunuz. Rengini kendiniz değiştirebiliyorsunuz. Antalya’nın en büyük kongre ve business center’ı bu otelde kuruluyor. Yaklaşık 8 bin metrekare “business center” oluşturduk. 2 bin metrekareden başlayan 60 metrekareye düşen toplantı salonları var. İngiltere, İtalya, ABD ve Japonya’dan çok talep var.
ÖZGÜR GÖZLER
ogozler@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?