Bavul Yeniden Dolacak Mı?

Adı üzerinde önce otobüslerin üzerine yerleştirilen “bavul” ile başladı. Birkaç yüzbin derken, milyar dolara ulaşıldı. Bir süre işler biraz ters gittiyse de, yeniden “bavul ticareti”nde bir hareket...

1.10.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Adı üzerinde önce otobüslerin üzerine yerleştirilen “bavul” ile başladı. Birkaç yüzbin derken, milyar dolara ulaşıldı. Bir süre işler biraz ters gittiyse de, yeniden “bavul ticareti”nde bir hareket başladı. Üstelik bu kez farklı eğilimler, kurumsal yapılar da ortaya çıkıyor. Ticaret yapılan ülke sayısı artıyor, girişimciler birleşip şirket kuruyor, bu işten kazanç elde eden il sayısı yükseliyor. Sadece İstanbul’da bu alana çalışan işadamı ve esnaf sayısı 12 bine ulaştı. Şimdi ise 4 milyar dolar düzeyinde olan ticareti 2010 yılında 10 milyar dolara çıkarmanın hesabı yapılıyor.  
 
Ekonomik krizin sürdüğü 2002 yılında Türkiye 35.7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu ihracattın 4 milyar doları bavul ticaretinden sağlandı. Aslında bu payın daha yüksek olması gerekiyordu. Ancak, 1997-1999 döneminde yaşanan gerileme bu ticaretin toplam ihracat içindeki payını da etkiledi. Son 6 yılda Türkiye bavul ticaretinde 36 milyar dolarlık bir kayıp yaşadı. Bu her yıl 6 milyar dolarlık bir kayıp anlamına geliyor.  
 
Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği’ne göre, bu kaybın reel karşılığı çok daha yüksek. Rusya krizi ve yanlış uygulamalar olmasaydı, Türkiye ekonomisine 6 yılda 100 milyar dolarlık bir katkı yapılmış olacaktı.  
 
Bu olumsuz sürecin 2000’de tersine dönmesiyle gözler yeniden bavul ticaretine çevrildi. Eski rakamlar yakalanamasa bile, bugün 4 milyar dolarlık hacme ulaşıldı. Sektörde, 1996 rakamlarının 2007’de yakalamanın, 2010’da ise 10 milyar doları aşmanın hesapları yapılıyor. Planlar gerçekleşirse yıllık yüzde 25’lik bir büyüme ile bavul ticareti Türkiye ihracatı içinde yeniden lokomotif bir unsur olacak.  
 
Ancak, ana müşteri olan Rusya’nın yılbaşı itibariyle uygulamaya koyacağı yeni yasaya karşın Türkiye’nin alacağı tedbirler bavul ticaretinin, ihracata olan katkısının da geleceğini belirleyecek.    
 
Rusya krizi vurdu  
 
Bavul ticareti, gayri resmi rakamlara göre, ulaştığı 10 milyar dolarlık hacmi ile Türkiye  ekonomisinin ihracat kaleminde itici güçlerden biri olarak yerini aldı. Ancak, yaşanan çeşitli gelişmeler, bu hacmin zaman içersinde gerilemesine neden oldu. Bavul ticaretinin kaydı tutulmadığı için tam olarak hacim tespit edilemiyor. Uzmanlar, resmi rakamların 4-5 katı bir büyüklükten söz ediyorlar.  
 
Resmi olarak ilk kez 1996 yılı itibariyle bavul ticareti ödemeler dengesinde gösterilmeye başlandı. Bu verilere göre, 1996’da 8.8 milyar dolarlık bavul ticareti gerçekleştirildi. Bu tarihten itibaren bavul ticaretinde kriz başladı. 1997’de yüzde 34 düşüşle 5.8 milyar dolara geriledi. 1998’de Rusya krizi ile yüzde 38 küçülen pazarın hacmi 2.2 milyar dolar olarak gerçekleşti.  
 
Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ayhan Karahan, düşüş trendini çeşitli etkenlere bağlıyor. Ona göre, alıcı ülkelerin, diğer ülkelerden de ihracata başlaması bunda etkili oldu. Ayhan Karahan, “Düşüşte, müşteri beklentilerine yeterince cevap verememek ve rekabet şartlarına ayak uyduramamak en önemli unsur olmuştur” diye konuşuyor.  
 
2000’te toparlanma başladı  
 
Düşüş trendi 2000’de yerini büyümeye bıraktı. 1999’a göre yüzde 23 büyüyen bavul ticareti 2000’de 2.9 milyar dolara yükseldi. Bu büyümede düşüşe neden olan etkenlerin düzelmeye başlaması etkili oldu. Ayhan Karahan, “Düzelme fiyatların rekabet edebilir seviyelerde olması, moda ve marka oluşumuna gidilmesi, kalite ve hizmet anlayışının yükseltilmesi ile olmuştur” diye değerlendiriyor.  
 
2001’de Türkiye’nin yaşadığı kriz büyümenin sınırlı kalmasına neden oldu. Bu yıl sadece yüzde 3.2’lik bir büyüme kaydedildi. 2002 büyümenin hızlandığı yıl oldu ve ticaret hacmi yüzde 33.8 oranında artarak 4 milyar dolara yükseldi. Rakamlardan da görüldüğü gibi, bavul ticareti son 3 yılda müthiş bir büyüme trendi yakaladı. Ancak, bu büyüme 1996 yılı rakamlarını yakalamaya yetmedi. Ayhan Karahan, 1996 yılı rakamını, yıllık yüzde 25’lik büyüme ile 2007’de yakalayacaklarını düşünüyor. Ona göre, bu hacim 2010 yılında ise 10 milyar doları aşacak.  
 
Laleli boyut değiştirdi  
 
Son 3 yılda yakalanan büyüme trendinde yukarıda saydığımız nedenlerin dışında hiç kuşkusuz Laleli’deki dönüşüm de etkili oldu. 1990’larla start alan bavul ticareti bugün bambaşka bir boyuta ulaştı. Bu değişimi İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım şöyle anlatıyor:  
 
“İlk yapanlar büyük miktarlarda ithalat ihracat yapmaya başladı. Aynı zamanda Türklerle yatırım yapan bir Rus girişimciler ordusu oluştu. Birçok özel sektör temsilcimiz onlarla yaptıkları ticaretin ilk günlerindeki dostlukları bugün Rusya’nın çeşitli illerinde ortak işbirliklerine dönüştürdüler. Fabrikalar kurdular.”  
 
Bavul ticaretinin getirdiği alışkanlıklar yeni müteşebbisleri, yeni özel sektör temsilcilerini Türkiye’ye çekti. Türk Cumhuriyetleri, Cezayir, Tunus veLibya gibi yeni ülkelerden Türkiye’ye ticaret için gelmeye başladılar. Bu gelişme ile bavul ticareti yapılan ülke sayısı 45’i aştı. Mehmet Yıldırım’a göre Rusya bu ülkelere örnek oldu.  
 
Çok yönlü değişim  
 
Değişimin başka bir boyutu ise malların taşınmasında yaşandı. Eskiden müşteriler aldıkları ürünleri bavullarla, otobüslerin üzerinde ya da uçaklarda yanlarında götürülüyordu. Bugün kendi aralarında grup oluşturup TIR’larla mallarını götürüyorlar. Deniz ve hava taşımacılığını da etkili bir şekilde kullanıyorlar.  
 
Bavul ticaretinin yapıldığı bölgeler de değişti. Başlangıçta Eminönü merkezli ticaret bugün ağırlık Laleli’de olmak üzere, Beyazıt, Mercan, Osmanbey, Zeytinburnu ve Kapalıçarşı semtlerine taşındı. Mehmet Yıldırım, Salıpazarı’nda günde 10 gemiye kadar ulaşan ihracata dikkat çekiyor.  
 
Değişim il bazında da yaşandı. Başlangıçtan itibaren İstanbul bavul ticaretin merkezini oluşturdu. Ancak, Trabzon, Edirne, Antalya ve diğer sınır kapılarına yakın yerleşim birimlerinde de belli miktarlarda yapılıyordu. Ancak, bugün bu illerde ya bavul ticareti bitme noktasına ulaştı ya da İstanbul üzerinden yapılmaya başlandı. Yani, neredeyse tamamen İstanbul’a odaklanıldı. Bugün İstanbul’da 12 bin esnaf ve iş adamı bu ticaretten pay almaya çalışıyor.  
 
Alıcı ve satıcı değişti  
 
LGS Dış Ticaret Genel Müdürü Fuat Hacıoğlu, 1998 kriziyle birlikte Laleli’nin kalitesinde değişim yaşandığına dikkat çekiyor. Fuat Hacıoğlu, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:  
 
“Kalite çok üst düzeye çıktı. Alıcı ve satıcı kitlesi değişti. Katma değeri yüksek kaliteli ürünler satılmaya başlandı. Bu kan değişimi krizde batanların yerine yenilerinin gelmesiyle birlikte daha organize olmuş, daha çok sermayesi olan, yetişmiş insanları ön plana çıkardı. Bunların liderliğinde 1999- 2000 yılı itibariyle bir toparlanma süreci başladı. Bana göre bu kan değişimi Türkiye ihracatı açısından olumlu oldu”.  
 
Beklenen yasa çıktı  
 
Bavul ticareti her açıdan değişti. Değişen bir cephede Rusya oldu. Bu ticaretten vergi alamayan Rusya, uzun yıllardır bunun sıkıntısını yaşıyordu. Rusya bu ticareti legalleştireceğine yönelik sinyalleri uzun yıllardır veriyordu. Sinyaller bu yıl resmileşti. Yolcu beraberi sokulan eşyalarla ilgili sınırlamaları içeren yasayı 28 Mayıs 2003 tarihinde Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin imzaladı. Yeni Gümrük Kanunu 1 Ocak 2004 itibariyle geçerli olacak. Yasa ile bavul ticareti dış ticaret rejimi uygulaması içine dahil edilecek.  
 
Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Sekreteri Zübeyir Arı, bu kanun ile Türkiye’den gönderilen malın sevkıyat boyutunun değişeceğini söylüyor ve devam ediyor:  
 
“Şu an uygulamada olan 10 bin dolara kadar ve yolcu beraberi olma şartı olmadan malların sevkıyatı bedelsiz ihracat rejimine göre bavul ticareti yapmak mümkün. Yasa bunu kademeli olarak bin dolara indirmeyi ve yolcunun malın yanında refakat etmesi zorunluluğunu getiriyor.Yani, yapılan ihracatın tamamen dış ticaret rejimi kurallarına uygun bir şekilde yapılmasını gerektiriyor.”  
 
Ona göre, bu yasayla en büyük sıkıntı müşteri cephesinde yaşanacak. Çünkü, bavul ticareti yapan Rus müşteriler ithalat prosedürüne vakıf değil. Bavul ticareti yapan Türk firmalarının ihracat prosedürleri konusunda ciddi sıkıntıları olmadığını söyleyen Zübeyir Arı, malın alınmasında problemler yaşanacağını düşünüyor.    
 
Yasa Laleli’ye nasıl yansır?  
 
Yasanın yürürlüğü girmesiyle bavul ticareti yapanların olumsuz etkilenmesi bekleniyor. LGS Dış Ticaret Genel Müdürü Fuat Hacıoğlu, “Bu yasa Laleli’de dükkanı olup da müşterinin ayağına gelmesini bekleyenlerin tamamını etkiler. Bu da yüzde 80’e denk geliyor. Ama, biraz büyümüş, Rusya’ya gitmiş dükkan açmış, müşterilerine ulaşmanın yollarını bilenler az etkilenir. Çünkü, bunların elinde belirli enstrümanlar, bilgiler var” diye konuşuyor.    
 
Yeni yasanın getireceği değişimlere Türkiye’nin ayak uydurması gerekiyor. Uyum sağlanamazsa bavul ticaretinin geleceği için tehlike çanları çalıyor. Fuat Hacıoğlu, bavul ticaretinin kayıt altına alınması ile üreticilere ek yük geleceğini söylüyor. Ona göre, yasal platforma taşınmasının maliyetlerini devletin ortadan kaldırması gerekiyor. Bu gerçekleşirse bavul ticaretinin hacmi artacak.  
 
DERİDE BAVUL TİCARETİNİN PAYI YÜKSEK  
 
Onur Görgün/Türkiye Deri Sanayicileri Derneği  
 
İHRACATTAKİ PAYI BÜYÜK
 
 
Türk deri sektörü, toplam ihracat içersinde yüzde 2’lik bir paya sahip. Ancak, deri sektörünün ihracatı içerisine bavul ticareti de dahil edildiğinde bu oran yüzde 8-10 mertebelerine kadar çıkabiliyor. Bunun da 2-2.5 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediyoruz. Ancak, bu ticaretin kaydı tutulamadığından sektörün ihracat değerlerini tam olarak bilemiyoruz.  
 
FİRMALAR SORUN YAŞIYOR  
 
Rusya ve ülkemiz açısından değerlendirildiğinde her iki taraf da bavul ticaretinden kaynaklanan belirsizliğin bir an önce giderilmesini istiyor. Ayrıca, Rus hükümetince bavul ticaretine yönelik bazı düzenlemeler yapılmaya çalışılması da firmaların mal satışında güçlüklerle karşılaşmasına yol açıyor.  
 
DOĞRUDAN SATIŞA KAYIŞ  
 
Ayrıca, bavul ticaretinden doğrudan satışa doğru bir kayış da söz konusu. Daha önce alıcıların Türkiye’ye gelerek alım yapmaları söz konusu iken son yıllarda satıcılar mağaza, toptan satış yerleri kurmak yoluyla alıcıların ayağına gitmeye başladılar. Bavulla yapılan deri ihracatı ağırlıklı olarak Rusya pazarına gidiyor. Rusya’dan sonra gelen diğer pazarlar ise Ukrayna, Kazakistan, Litvanya, Latviya ve Polonya’dır.  
 
“TRABZON’DA BAVUL TİCARETİ BİTTİ”  
 
Hakan Gülhan/Trabzon Sanayi Odası Genel Sekreteri  
 
TURİST SAYISINDA DÜŞÜŞ
 
 
Trabzon Gümrüğü’nden Türkiye’ye giriş yapan Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT) turist sayısında 1997’den bugüne önemli düşüşler yaşandı. 1997’de BDT uyruklu 69 bin 239 turist Trabzon’a giriş yaptı. Bu rakam 1999’da 18 bine geriledi. Hızla düşen turist sayısı 2001’de 7 bin 883’e, 2002’de ise 6 bin 126’ya indi. Bu yılın ilk 7 ayında ise 2 bin 100 kişinin Trabzon Gümrüğü’nden giriş yaptığı belirlendi. Rakamlardan da görüldüğü gibi girişler hızla aşağıya düşüyor.  
 
MAĞAZALAR KAPANDI  
 
1995-1996 yıllarında doruk noktasına ulaşan bavul ticareti, 1998’de Rusya Federasyonu’nda yaşanan kriz neticesinde bugün, Trabzon için yok denecek noktalara geriledi. Trabzon’da sadece bavul ticareti ile iştigal eden firma kalmadı. Bu ticaret şekli için gümrüklerde kayıt tutulmuyor. Bavul ticaretine yönelik 30 civarında deri mağazası açılmıştı. Zaman içersinde ticaretin gerilemesiyle birlikte bu mağazaların önemli bir bölümü yok oldu. Şu an 4-5 mağazanın kaldığını görüyoruz. Bugün ilimizde bavul ticaretine konu olan ürünler de gıda, giyim ve şekerleme ürünleri olarak ağırlık kazanmaktadır.  
 
YANLIŞ UYGULAMALAR OLDU  
 
Bu ticaret şeklinin Trabzon’da yok olma noktasına gelmesinde Türkiye olarak bazı noksanlarımız ve yanlış uygulamalarımız oldu. Bölgemiz için bavul ticaretinin giderek önemini kaybetmekte oluşu sadece Türkiye’den kaynaklanan nedenlerle sınırlı değil. Alıcı ülkelerde ortaya çıkan ekonomik krizler ve bu ülkelerin bazı miktar kısıtlamaları ve vergisel tedbirler almaları rakamları önemli ölçüde etkiledi. Örneğin, Trabzon için önemli bir partner olan Rusya Federasyonu, bavul ticareti kapsamında gelen eşya için hem miktar kısıtlaması hem vergi barajı getirdi. Bu da bölgemiz bavul ticaretini olumsuz etkiledi.  
 
LALELİ ŞİRKETLEŞİYOR  
 
Fuat Hacıoğlu/Lgs Dış Ticaret
 
 
Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği, bavul ticaretine yönelik çalışan firmaların alt yapılarını kuvvetlendirmek ve ihracatlarına aracılık yapmak için 1999’da LGS Dış Ticaret adında bir şirket kurdu. Ardından Rusya’nın yeni uygulamalarına geçişte firmaların sorun yaşamamaları için Larus Lojistik adlı şirketi faaliyete soktu. Bu iki şirketle ilgili bilgileri LGS Dış Ticaret Genel Müdürü Fuat Hacıoğlu verdi:  
 
İHTİYAÇ LGS’Yİ DOĞURDU  
 
LGS bavul ticareti yapanların ihracatlarını bir araya getirerek çok ortaklı bir yapı oluşturulması amacıyla kuruldu. Ancak, bavul ticaretinin kayıt altına alınamaması şirketi büyütemedi. 2002 yılında GİSAD devraldı. Şu anda bu şirketin yüzde 65’i GİSAD’a ait. 90 ortağımız var. Bu yıl 100 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştireceğiz. Şirketimiz sermaye şirketi oldu. Fakat, sermaye şirketi olarak bu şirketin birebir Laleli’ye hizmet edemeyeceğini görünce, Larus adında yeni şirketimizi devreye soktuk. Bu şirket de eğer bir gün Rusya pazarında sıkıntı, daralma veya şekil değiştirme gibi bir gelişme olursa bunun tedbirini önceden alma amacıyla kuruldu.  
 
YENİ SİSTEME HAZIRLANIYORUZ  
 
Yeni oluşacak sistemi yasal yollarla çözecek alt yapıyı oluşturmak istedik. Bunu da yaptık. Larus’un 60 ortağı var. 2004’te bavul ticareti biterse veya engellenirse, yasal prosedürde götürebilecek şekilde organize olmuş şirketler Larus’tan ihracata başlayacak. Larus Laleli’deki malı kendi lojistik deposuna alır, Avrupa standartlarında bir sevkıyat haline getirir. Tırlarına veya uçaklarına yükler. Malları Rusya’da kendisine ait alışveriş merkezleri veya stok yapılabilecek depolar oluşturup oraya çeker, teslim eder.  
 
RUSYA’DA KANALLAR GELİŞTİRİLECEK  
 
Başarabilirsek küçük dükkanlar, outcenter gibi kanallar geliştirerek Rusya ile olan ticaretin daralmaması için tedbir almak istiyoruz. Ancak, Laleli’nin tamamını kucaklamak mümkün değil. 12 bin esnaf var. Bu bir misyondur. Biz emsal olmaya çalışıyoruz. Amacımız Rusya pazarındaki kazanımlarımızı kaybetmemek. 7-8 aydır Moskova’daki teşkilatımızı kuvvetlendirmek için çalışıyoruz. Değişimleri yakından takip ediyoruz. Ancak, kaliteli hizmet vermek için ortak sayımız sınırlı olacak.  
 
 
 
 
 
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz