Son bir yılda hammadde maliyetleri önemli oranda arttı. İşlenmiş deri,
elyaf, petrokimya gibi girdilerde artış yüzde 15’i aştı. Ancak bazı
üreticiler bu artışın yarısını fiyatlara yansıtabilirken bazıları ise
hiç yansıtamadı... Başka bir deyişle şirketler, fedakarlık yapmak
zorunda kaldı. Bir bölümü kârdan vazgeçti, bir bölümü maliyetleri
azaltacak verimlilik çalışmalarına odaklandı. Ama bu durum fazla uzun
sürmeyecek gibi. Çünkü birçok sektörde, kademeli zamlar yolda. 2014’te
mobilya, halı, ayakkabı gibi pek çok sektör, fiyatlarını yükseltmeye
hazırlanıyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın. Son
4 ayda piyasalarda çok önemli değişimler oldu. 2 TL’yi gören dolar, yıl
başından bu yana yüzde 13 değerlenen Euro, öngörülmeyen dalgalanmalar,
sektör bağımsız tüm şirketlerin planlarını adeta alt üst etti. Zaten
yüksek olan enerji ve işçilik maliyetlerine bir de döviz bazında artan
hammadde girdileri eklenince son 1 yılda hemen hemen tüm sektörlerdeki
üretim maliyetleri yüzde 5 ila yüzde 20 arasında yükseldi, 2013’ün ilk
aylarında yıl boyunca ciddi bir zam öngörmeyen şirketler, artık
yaşadıkları bu fiyat artışlarını sineye çekmekten yorulmaya başlamış
durumda. 2014 itibarıyla kaçınılmaz olan net bir gerçek var ki yeni
zamlar yolda... Bazı sektörler son 6 ayda yaşanan artışları kademeli
biçimde tüketiciye yansıtmayı planlarken bazıları en fazla enflasyon
oranında zam öngörüyor. Minimum düzeyde fiyat artışıyla idare edecek
olanlar da var.
Peki son 1 yılda hangi sektördeki ana girdiler ne kadar arttı? Bu
artışlar, şirketlerin fiyat stratejilerine nasıl yansıdı? Daha da
önemlisi, önümüzdeki günlerde hangi sektörde, nasıl bir fiyatlama
yaşanacak? İşte yanıtları...
FİYATLAR NİYE ARTTI?
Son 1 yılda üretim maliyetleri en çok yükselen sektörlerin başında
plastik geliyor. Nedeni ise petrol fiyatları. Sem Plastik Genel Müdürü
Yavuz Eroğlu, “Ortadoğu’daki krizlerden çok etkileniyoruz. Son 1 yılda
bu ürünlerin fiyatları ortalama yüzde 10 arttı. Buna dövizdeki yükseliş
de eklenince ana girdideki maliyet artışı yüzde 18’e kadar çıktı” diyor.
Kozmetik de girdi maliyetleri rekor düzeyde yükselen sektörlerden. Neva
Kozmetik Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Okay, “Piyasalardaki dalgalanma
yüzde 99’u ithalat olan sektöre fiyat artışı olarak yansıdı. Hem TL hem
döviz bazında yüzde 20 gibi bir artış oldu” diye konuşuyor.
Tekstil sektöründe de çok farklı bir manzara yok. Taha Grubu
bünyesindeki Talu Tekstil’in genel müdürü Mustafa Gültepe, “Pamuk
borsası dolara endeksli olduğu için kurdaki yükseliş de direkt girdi
maliyetlerimize yansıyor. Örneğin bir ay önce ipliğe yine yüzde 10 zam
geldi. Bir yıl öncesine göre ise toplamda yüzde 7-8 zamlandı” şeklinde
konuşuyor. Seramikteki artışı Ece Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erdem
Çenesiz, “Doğalgazda yüzde 10, elektrikte yüzde 3, işçilikte yüzde 10
artış oldu. Hammadde girdilerimizde ise son 1 yılda yüzde 8,5 fiyat
artışı yaşandı” sözleriyle özetliyor.~
İnşaattaki girdi maliyetlerini Ant Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet
Okay, şöyle anlatıyor: “Son 1 yıl içinde işçilik maliyetleri yüzde 10,
demir yüzde 12, beton yüzde 15 oranında arttı. Kurdaki yükseliş tüm
girdilerde yüzde 10’ün üzerinde artış yaşattı. Tüm bunların fiyatlara
yansıması, devam eden projelerde yüzde 5 civarında olabildi. Açıkçası
daha fazlasını yansıtmayı piyasa kabul etmiyor.”
TÜKETİCİYE YANSITILAMADI
Sadece inşaatta değil, diğer sektörlerde de maliyet artışları direkt
tüketiciye yansıtılamıyor. Bunun en önemli nedeniyse rekabet koşulları.
İpekyol Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın, “İki yıldır, maliyetleri
ürün satış fiyatına yansıtmamaya çalışıyoruz. Enflasyon oranında etiket
fiyatlarımızda artış oldu. Fiyatların önümüzdeki dönemde nasıl
gideceğini kestirmek çok zor” diye konuşuyor.
Aydınlı Hazır Giyim’in genel müdürü Osman Şentürk de onunla aynı
fikirde. Şentürk, “Maalesef piyasadaki durum ürün fiyatlarının
zamlanmasına müsaade etmiyor. Aksine perakendecinin üzerinde aynı ürünü
her yıl daha uygun fiyatlı hale getirmesi noktasında baskı var.
Kârlılıktan taviz vermemek için operasyonel verimliliğe odaklanıyoruz”
diyor. Maliyette yaşanan artışı tüketiciye aynı oranda yansıtamayan bir
başka sektör de demir çelik. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel
Sekreteri Veysel Yayan, bunun nedeninin global pazardaki arz fazlası
olduğunu söylüyor:
“Dünya genelinde 500 milyon tondan fazla kapasite fazlalığının olduğu
bir ortamda, hammadde fiyatlarının ürün fiyatlarına tam olarak
yansıtılabilmesi mümkün olmuyor. Ancak 2014’ten itibaren tüketimdeki
artışın da hızlanmasıyla maliyet artışlarının kısmen de olsa kademeli
olarak fiyatlara yansıtılabileceğini tahmin ediyoruz.”Sektör bağımsız
tüm şirketler, satışlarında ve pazar paylarında kayıp yaşamamak için bu
kritik süreci, “kârdan feragat ederek” atlatma yolunu seçmiş durumda.
Peki bu maliyet artışlarının nihai ürün ve hizmet fiyatlarına
yansıtılamaması nasıl sonuçlar doğruyor? Tabii ki en ciddi sonuç, eriyen
kârlar... Kâr baskısı yaşayan sektörlerden biri de plastik. PAGEV
Başkanı Mehmet Uysal, “Şirketlerimiz, özellikle uluslararası
piyasalardaki rekabet güçlerini olumsuz etkileyecek bu artışlardan zarar
görmemek için kâr marjlarını düşürerek girdi maliyetlerindeki artışı
minimum oranda fiyatlarına yansıtıyor” diyor.
Ana girdisi iplik olan tekstil üreticileri de hammadde maliyetlerinde
yaşanan yükselişi müşterilerine yansıtamıyor. İplikteki son 1 yıllık
fiyat artışının yüzde 7-8 olduğunu söyleyen Talu Tekstil Genel Müdürü
Mustafa Gültepe, “Müşteriler her zaman daha düşük maliyete bakıyor.
Dolayısıyla bu zammı müşteriye yapamıyoruz tabii” diyor ve şöyle
konuşuyor: “Bu artışları büyük oranda sineye çekiyoruz. Elden geldiğince
kârdan fedakarlık ederek yola devam ediyoruz. Açıkçası bunun faturası
da genelde üreticiye çıkıyor.”~
İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut da benzer görüşleri dile getiriyor: “Ana
girdi maliyetlerindeki artış gerek şirketimizde gerek sektördeki diğer
oyuncularda büyük oranda son ürün fiyatlarına yansıtılamadı. Sadece
sınırlı sayıda birkaç üründe fiyat düzenlemesi yapılabildi, diğer
ürünler içindeki etki sineye çekildi.”
TEK YOL VERİMLİLİK
Peki çare nerede? Şimdilik daha düşük kâra razı olan şirketler, daha
uzun vadede nasıl bir stratejisiyle ilerleyecek? Aydınlı Hazır Giyim
Genel Müdürü Osman Şentürk, “Bu sorunun tek yanıtı var. O da verimlilik.
Özellikle ölçek ekonomisini kullanarak merkez giderlerimizi artırmamaya
önem veriyoruz. Mağazalardaki satışlar da verimlilik odaklı olarak
takip ediliyor” diyor.
Seramik sektörünün güçlü oyuncularından Ece Grup da verimliliğe
odaklananlar arasında. Şirketin yönetim kurulu başkanı Erdem Çenesiz,
şunları söylüyor: “Maliyet artışına karşı aldığımız önlemler enerji
verimliliği, otomasyon yatırımları ve giderleri minimum düzeye indirmek
olarak özetlenebilir. Fiyat stratejisi olarak ise katma değeri yüksek,
marka ve tasarım odaklı, yenilikçi ürünler üretmek öncelikli
hedefimizdir.”
Çikolata sektöründen Elvan Şirketler Grubu’nun yönetim kurulu başkanı
Hidayet Kadiroğlu, aldıkları önlemleri şöyle anlatıyor: “Ürün
yelpazemizdeki genişlik ve pazarımızdaki çeşitlilik sayesinde fiyat
istikrarımızı sağlıyor
ve maliyet avantajımızı koruyoruz. Sektörümüzde ilk AR-GE merkezimizi
kurduk ve daha inovatif ürünleri gündeme aldık. İkinci olarak süreçlerde
iyileştirmelere gidiyor ve verimliliğimizi artıracak tedbirler
alıyoruz."
Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek, benzer noktaları vurguluyor:
“Maliyet artışları konusundaki en önemli stratejimiz, süreç iyileştirme
çalışmaları ile verimlilik artışı. Bu yolla katma değersiz faaliyetleri
yok ediyoruz. Bu da fiyatlardaki artışın tüketiciye daha az yansımasını
sağlıyor."
YENİ MALİYET SAVAŞI
Şirketlerin maliyet savaşını kazanmak için uyguladığı diğer yöntemler
ise tasarrufa ve katma değerli üretime yönelmek... Talu Tekstil,
strateji olarak katma değerli ürünlere yönelenler arasında. Şirketin
genel müdürü Mustafa Gültepe, kullandıkları materyalleri değiştirerek
biraz daha yüksek fiyatlı ürünlere yönelmeye çalıştıklarını anlatıyor.
Gültepe, “Tabii bu durumda sadece ürününüz değil müşterileriniz de
değişiyor. Ayrıca operasyon ve üretim aşamasında verimliliğe
odaklanıyoruz" diye konuşuyor. Desa CEO’su Burak Çelet, şirketinin
kârlılık hedeflerine ulaşabilmesini sağlamak için operasyonel
verimlilik, tedarik zincirinde maliyet iyileştirmeleri, masrafların
mercek altına alınıp iyileştirmelere gidilmesi gibi tedbirler
aldıklarını anlatıyor.~ YENİ ZAMLAR YOLDA
Gelecek yıla dönük fiyat senaryoları ise muhtelif. Plastik sektörü
temsilcilerine göre bu yıl sineye çekilen fiyat artışları, 2014’te
mutlaka tüketiciye yansıyacak. PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Uysal, “Nihai ürün fiyatlarının yıl sonuna kadar yüzde 10-15 artacağını
söyleyebilirim" diyor. Makine sektörünün 2014 beklentileri de benzer
şekilde. TİM Sektörler Konseyi Makine ve Aksamları Sektör Kurulu Başkanı
Adnan Dalgakıran, şunları söylüyor: “Yılsonunda enflasyonun en az yüzde
8-9 bandında oluşması halinde 2014 yılı ücret artışları yüzde 12-15
arasına çıkabilecek. Maliyetlerdeki artış baskısı devam edecek."
İnşaattaki durumu, Ant Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Okay şöyle
özetliyor: “Maliyetlerdeki artışlar yeni başlayan projelerde yüzde 10
civarında müşteriye yansıtılacaktır. Aksi halde zaten çok cüzi hatta
kârsız yapılan satışlar neticesi projelerin bitirilme hedefleri riske
girebilir." Elvan Şirketler Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Hidayet
Kadiroğlu ise “2014’te gıda ana girdilerinde olağanüstü bir durum
öngörmüyoruz. Ama işçilik ve enerji maliyetlerindeki baskı sürebilir"
diyor.
4 SEKTÖRÜN ZAM SENARYOSU
MAKARNADA % 8
Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı Murat Bozkurt, ana hammadde
olan buğday fiyatının yüzde 8 arttığına dikkat çekerek şunları
söylüyor: “Ambalaj fiyatlarımız kur artışından etkilendi. Akaryakıt
fiyatı hammadde/ürün taşıma fiyatlarımızı artırdı. Ancak rekabet
nedeniyle bunların hiçbirini fiyatlarımıza yansıtamadık. 2014’te enerji
ve petrolde ilave artışlar olursa bunu satış fiyatlarına yansıtmak
kaçınılmaz.” SALÇADAKİ DURUM
Assan Gıda Genel Müdürü Cemil Baykam, salçadaki durumu şöyle özetliyor:
“Son 1 yılda sanayi tipi domates maliyeti yüzde 5, ambalaj maliyetleri
yüzde 10, enerji ve dağıtım maliyetleri yüzde 20 arttı. Sektörümüz,
bunların ancak bir kısmını satış fiyatlarına yansıtabildi. Perakende
salça fiyatları 1 yılda yüzde 6 arttı. 2014’te rekabet nedeniyle
yurtiçinde bir fiyat artışı beklemiyoruz. Ancak bir miktar üretimin
ihracata aktarılmasıyla yurtiçi fiyatlarda yukarı yönlü baskı olabilir.” HALIDA ZAM YAKIN
Halıdaki hammadde fiyatlarının son 1 yılda yüzde 12 arttığını söyleyen
Saray Halı Genel Müdürü Ayberk Menevşe, bunun tüketiciye yeni yılda
yansıyacağını söylüyor: “Maliyet artışı yakın bir zamanda yansımalı.
Zira uzun vadelerle çalışmamız nedeniyle bu artışın maliyetini peşin
ödeyip şimdi zam yapsak bile en erken 6 ay sonra tahsil etmeye
başlayacağız. Bu da bize bu süre zarfında ek bir işletme sermayesi
külfeti getirecek. Buna göre piyasanın da kaldırabileceği bir fiyat
artışına gitmek durumundayız.”~ HTÜ’DE YÜZDE 7
Iglo Türkiye Başkanı Caner Tunaman, hızlı tüketimdeki fiyat artışının
dövizden etkilendiğini söylüyor ve ekliyor: “Ana girdi farkı döviz
kurundaki artıştan kaynaklanır. Bununda etkisi ithal hammadde ve enerji
girdisidir. Ürünlere göre, üretilen ürünleri kalitesine göre değişir.
HTÜ girdilerindeki ortalama maliyet artışı, son 1 yılda yüzde 7
civarında. Bunun fiyatlara yansıması ne yazık ki bu kadar olmaz. Rekabet
nedeniyle fiyatlara en fazla yüzde 5 yansıdı. O da ortalama olarak.” BAKIRDA NE OLDU?
Sarkuysan Genel Müdürü Hayrettin Çaycı’nın yorumu şöyle: “Bakır
sektörünün ana hammaddesi Londra Metal Borsası’na (LME) bağlı olduğundan
hem alımda hem satışta baz fiyat devamlı değişiyor. LME fiyatları, 2013
başından bu yana yüzde 10 dolayında düştü. Öte yandan diğer ana
girdilerimiz işçilik ve enerjide önemli artışlar oldu. Fakat aşırı
rekabet nedeniyle bu artışlar nihai ürün fiyatlarına yansıtılamadı. Ne
zaman yansıtılacağı da şu an için belli değil. Her şey küresel krizin
bitmesiyle çözüme kavuşacak. Fiyat odaklı baktığımızda 2014 her açıdan
2013’ü aratacak.”
OTOMOTİVDE EK ZAMLAR YOLDA
TAM YANSIMADI
Otomotiv sektöründeki oyuncular, özellikle yükselen kur nedeniyle
hammadde, işçilik ve enerji maliyetlerinde ciddi bir artışla karşı
karşıya. Ancak onlar da diğer sektörlerde olduğu gibi yüzde 15’e varan
bu artışın tamamını tüketiciye yansıtamıyor. Ama yakın zaman da ek
zamların gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Tabii bu fiyat artışı bir
süre sonra talep daralması olarak kendini gösterecek. Çünkü ODD’nin
yaptığı özel bir çalışmaya göre, sektördeki her yüzde 1’lik fiyat
artışı, talebi 2-3 puan azaltıyor. Zaten oyuncuların zam konusunda bu
kadar temkinli olmasının nedeni de bu. KÂR BASKISI VAR
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO’su Ali Haydar Bozkurt, “Mayıs
ortalarından itibaren yaklaşık yüzde 15 kur artışı olmasına rağmen bu
artış, hem bizde hem sektör ortalamasında fiyatlara ancak yüzde 5-6
oranında yansıtılabildi. Sonuç olarak kârlılık baskısı yaşanmaya
başladı” diyor ve ekliyor: “Toyota olarak artan maliyetlerin büyük bir
kısmını müşterilerimize yansıtmamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Ancak kurların yüksek seviyede kalması durumunda önümüzdeki aylarda
sektördeki fiyatlarda bir miktar daha artış gerçekleşecek. Bu artış
oranını kur hareketi belirleyecek. Fakat yine de toplam kur artışının
tamamı yansıtılamayacak.”
DERİ SEKTÖRÜNÜN ZOR SINAVI
TÜKETİCİ HİSSETMEDİ
Deri sektörü de maliyet artışlardan nasibini alıyor. Hayvancılık
sektörünün bir alt kırılımı olarak işlem gören sektörde, birçok farklı
dinamik etkili. Desa CEO’su Burak Çelet, “Üretim tarafında en önemli
maliyet kalemimiz ham deri. Tedarikin büyük kısmı ise yurtdışından ithal
ediliyor. Bu da maliyetler üzerinde baskı oluşturuyor. Bu artışların
son fiyata birebir yansıtılması tabii ki çok mümkün değil.
Müşterilerimiz bunu minimal düzeyde hissetti” diyor.~ KÂRDAN VAZGEÇTİK
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu
Başkanı Lemi Tolunay, genelde deri ürünlerinde artışların ancak 1 yıl
sonra yansıtılabildiğine dikkat çekerek ekliyor: “Uluslararası
rekabetçiliği de dikkate alırsak fiyatları kıpırdatmak kesinlikle ülke
imajımıza zarar verecek bir duruma gelebiliyor. Bu nedenle deri sektörü
bu ani ve dengesiz fiyat artışlarını sineye çekiyor, kârdan vazgeçiyor.
Ancak 2015 kış sezonu fiyatlarında bir ayarlama yapılabilir. Fakat bunun
uluslararası piyasalar tarafından kabul görmesi zor. Tasarım, AR-GE ve
ÜR-GE ile fiyatları olduğu yerde tutmak zorundayız.” 2014 ZOR OLACAK
Ana girdisi işlenmiş deri olan ayakkabı sektörünün önemli oyuncularından
İnci Deri’nin yönetim kurulu başkanı Ali Murat Kızıltaş, ham deri
fiyatlarının yükselmesiyle işlenmiş deri fiyatlarında yüzde 20 civarında
artış yaşandığına dikkat çekiyor. Kızıltaş, “Bu, satış fiyatlarında
yüzde 10 seviyesinde bir yükselişe neden oldu. 2013-2014 kış sezonuna
ait ürünlerde fiyat artışları ayakkabılara pek yansıtılmadı. Ancak yüzde
10’luk artışlar, gündeme gelmek durumunda. 2014’e dönük deri
fiyatlarındaki bu artışın işlenmiş deri ve bitmiş ürün ithalatını
artıracağını öngörüyoruz. Türk ayakkabı sektörünü son derece zor bir
süreç bekliyor” diye anlatıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?