Şirketlerin sahip oldukları gücün en büyük göstergesi yarattıkları ekosistemler. Bugün pek çok başarılı şirket ekosistemleriyle birlikte büyüyor, yarattıkları katma değeri artırıyor. Dünyada 1 mily...
Şirketlerin sahip oldukları gücün en büyük göstergesi yarattıkları ekosistemler. Bugün pek çok başarılı şirket ekosistemleriyle birlikte büyüyor, yarattıkları katma değeri artırıyor. Dünyada 1 milyonun üzerinde çalışan istihdam eden ve binlerce tedarikçiyle çalışan Wal-Mart bu yönüyle dünyanın en başarılı örneği. Türkiye’ye baktığımızda Arçelik, Vestel, Sütaş ve Migros gibi sektörünün güçlü şirketlerinin arkasında da devasa ekosistemler olduğu görülüyor. Örneğin, sektörünün lideri Arçelik 9 markasıyla 1 milyon 100 bin kişiye doğrudan ve dolaylı istihdam sağlıyor. Perakende sektörünün lideri Migros’a da 4 bin şirket tedarikçi ve iş ortağı olarak hizmet veriyor.
Dünyanın en büyük perakende zinciri olan ABD’li Wal-Mart, 2004 yılında 18 milyar dolarlık Çin malı sattığında Çinliler, “Eğer Wal-Mart bir ülke olsaydı, Rusya’yı da geçer, 8’inci büyük ticari ortağı Çin olurdu” demişti.
Yönetim danışmanı Charles Fishman, “Gelişmekte olan ülkeler arasında en iyi performansı sergileyen 73 milyon nüfuslu Türkiye’nin milli geliri 343 milyar dolar. 1 milyon 800 binlik çalışan nüfusuna sahip Wal-Mart’ın 2006 yılı cirosu ise 312.4 milyar dolar” diyor. Ardından da şu soruya dikkati çekiyor: “Peki Wal-Mart’ı bu derece büyük kılan nedir?”
Bugüne kadar pek çok kitap ve derse konu olan, pazarlama ve yönetim uzmanlarının her alanda mercek altına aldığı Wal-Mart’ın başarısının temelinde yatan ana neden güçlü bir ekosistem.
“Wal-Mart Etkisi: Dünyanın En Güçlü Şirketi Nasıl Çalışıyor ve Amerikan Ekonomisini Nasıl Dönüştürüyor” adlı kitabın yazarı olan Charles Fishman, “Wal-Mart bir milyonun üzerinde çalışan ve binlerce tedarikçiden oluşan devasa bir ekosistem. Dünyanın her tarafında binlerce üretici Wal-Mart’ın 8 bin mağazası için ürün tedarik ediyor. Bu ekosistem her zaman daha ucuza ulaşmak gibi hiçbir zaman bitmeyecek bir hedefe ulaşmaya çalışıyor. Bu büyük hacim ve ucuza ulaşmayı hedefleyen ekosistem de Wal-Mart’ı besliyor” diyor.
Charles Fishman’a göre Wal-Mart için perakendeci tanımlamasını kullanmak ise doğru değil. Fishman bunun nedenini de şöyle açıklıyor: “Çünkü, o tam anlamıyla bir ekosistem.”
Wal-Mart, belki bir şirketin ekosistemini tanımlamak için verilebilecek en üst örnek. Ancak, bugün sektörlerinde liderliğe oynayan pek çok şirkete göz attığımızda onların da büyük ekosistemlerle yönetildiğini görüyoruz. Lider şirketler genellikle çalışan orduları, tedarikçileri ve ana markalarına hizmet eden diğer şirketleriyle devasa katma değerler yaratıyor. Bu durum Türkiye’de de aynı şekilde işliyor. Şirketler büyüdükçe ekosistemleri genişliyor.
1.1 Milyon Kişi 9 Markaya Çalışıyor
Arçelik Türk sanayisinin en önemli amiral şirketlerinden. Arçelik ürünleri Türkiye’de 17, dünyada 75 milyon hanede kullanılıyor. Bünyesindeki 8 ayrı üretim tesisi, yurtdışında faaliyet gösteren 13 şirketi ve 9 markası var. Geçtiğimiz yılki konsolide cirosu 3.9 milyar euro olan Arçelik, 5 kıtada 100’ün üzerindeki ülkede ürün ve hizmetlerini tüketicilerle buluşturuyor.
Bugün Arçelik’in yurt içindeki yetkili satıcı sayısı 4 bin 500, servis sayısı ise 540’a ulaşmış durumda. Marka 100’ün üzerindeki ülkede toplam 2,7 milyar Euro’luk iş hacmi yaratıyor.
Arçelik’in yurtdışındaki gücü de her geçen gün artıyor. Şirket Avrupa’da solo ürünlerde toplam satışlarda yüzde 7, markalı satışlarda ise yüzde 5 pazar payına ulaşmış durumda. Litvanya’da ise yüzde 20’lere varan pazar payı var.
Böylesine büyük bir hacme sahip olan Arçelik’in Türkiye’de istihdama katkısı da oldukça büyük. Arçelik bünyesinde 15 bini aşkın kişi çalışıyor. Ancak sayı bununla da bitmiyor. Şirketin doğrudan ve dolaylı olarak istihdam ettiği kişi sayısı Arçelik Genel Müdürü Gündüz Özdemir’in ifadesiyle 1 milyon 100 bine ulaşıyor. Özdemir, bugün gelinen noktada ekosistemin öneminin altını çiziyor ve ekliyor: “Üretimden, dağıtım ağına ve satış sonrası hizmetlere kadar uzanan değer zincirindeki yönetim başarısı bizi buraya taşıyan en büyük güçlerden biri oldu.”
Kısa vadede kendi sektöründe dünyanın en çok tercih edilen ilk 10 markasına sahip olma vizyonuyla hareket eden Arçelik’in bundan sonraki hedefleri arasında ekosistemini başarılı şekilde genişletmek de yer alıyor.
Ülker’in Büyük Eko Sistemi!
Ülker, Türkiye’nin ekosistemi en zengin şirketleri arasında baş sıralarda yer alıyor. Şirket tam bir ekosistem mantığıyla hareket ediyor. Ülker Gıda Grubu’nda faaliyet gösteren bitkisel yağdan, süt ürünlerine ve pazarlamadan dağıtıma çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 12 şirket yer alıyor. Bu şirketler hem Ülker’e hem de grup dışındaki şirketlere hizmet veriyor. Örneğin, Ak Gıda’nın üretim yaptığı süt ve süt ürünleri Ülker markalı ürünlerde kullanılırken, Ak markasıyla da tüketiciye ulaşıyor.
Yine grup şirketlerinden Teközel, özel markalı ürünler imal edip satışını gerçekleştiriyor.
Ekosistemde tedarikçiler ciddi bir öneme sahip. Ülker Gıda Grubu 40 bin tedarikçiyle çalışıyor. Ülker Gıda Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, 2006 yılında tedarikçileriyle yarattıkları iş hacminin 850 milyon YTL olduğunu ifade ediyor. Tütüncü, “Tedarikçimizin toplamındaki çalışan sayısı da 98 bine ulaştı” diyor.
Ülker Gıda Grubu’nun 2006 yılı net satışları toplamı 2,9 milyon YTL. Grupta çalışan kişi sayısı ise 2 bin 526 düzeyinde. Böylelikle grubun tedarikçileriyle birlikte gelir sağladığı toplam kişi sayısı 100 bini aşıyor.
Ancak bahsedilen bu rakamlar sadece Ülker Gıda için geçerli. Bunların yanında Bisküvi Çikolata Grubu da Ülker markasıyla üretim yapıyor. Ülker Gıda Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, “Ülker Gıda Grubu şirketlerinin içinde yer aldığı ekosistem, aynı zamanda Bisküvi-Çikolata Grubu’nun ekosistemiyle kesişiyor. Bu kesişmeden doğan büyük ekosistem şirketlerde kalite, verimlilik ve yenilikçilik kültürünün yaşatılmasına ve gelişmesine katkıda bulunuyor” diyor.
Sütaş 100 Bin Kişiye Gelir Sağlıyor
Sütaş, Türkiye’nin önde gelen süt ve süt ürünleri üreticisi. Marka ambalajlı günlük süt, yoğurt, ayran, peynir ve tereyağında Türkiye pazarının lideri konumunda. Bundan 30 yıl önce, günde 5 ton süt işleme kapasitesiyle faaliyete başlayan şirket, şimdi günlük bin 200 tonluk kapasiteye sahip.
Yüzlerce kilometrekarelik alanda kurulmuş 100’ü aşkın süt toplama merkezi ile 25 bin süt üreticisinden yılın 365 günü, günde ortalama 800 ton süt topluyor. Bu süt her gün içme sütüne, yoğurda, ayrana, peynire ve tereyağına dönüşüyor. Sütaş’ın 600 araçtan oluşan dağıtım filosu, Sütaş ürünlerini yılın her günü 40 bin satış noktasına ulaştırıyor.
Böylesi bir mekanizmanın yarattığı ekosistemin hacmi ise oldukça büyük.
Sütaş’ın bu ekosistem içinde istihdam ettiği kişi sayısı 2 bin civarında. Ancak, markanın gelir sağladığı kişi sayısı bu kadarla sınırlı değil. Sütaş yetkilileri, dolaylı yoldan istihdam edilen kişi sayısını şöyle ifade ediyorlar: “Türkiye’de bir ailenin en az dört kişiden oluştuğunu varsayarsak, kabaca bir hesapla Sütaş 100 binden fazla insanın geçimine katkıda bulunuyor.” Sütaş’ın ekosistemi önümüzdeki yıllarda büyümeye devam edecek. Halen yapımı devam eden Aksaray’daki yeni üretim tesisi 2008 yılında devreye girecek.
Yetkililer, bu tesiste de 500 kişinin istihdam edileceğini belirtiyor. Sütaş’ın ekosisteminde yer alan kişi sayısının da böylelikle artacağını da şu sözlerle dile getiriyorlar: “Bu 500 kişi, onların aileleri ve Aksaray çevresinde daha da gelişecek süt toplama faaliyetleriyle birlikte Sütaş’ın geçimine katkıda bulunduğu insan sayısı daha da artacak.”
Koton’un Arkasındaki Güç
Türk tekstilinin dünya arenasında iddialı olan sayılı markaları arasında Koton da yer alıyor. Marka özellikle son yıllarda hızlı bir büyüme içinde. Sadece 2006 yılı içinde yurtiçi ve yurtdışında 40 yeni mağaza açan Koton’un, 43’ü yurtdışında olmak üzere toplam 150 mağazası bulunuyor. İhracatta hız kesmeyen Koton geçtiğimiz yıl yüzde 30’luk artışla 22 milyon dolarlık dış satış gerçekleştirdi. 230 milyon dolarlık bir ciroya ulaştı. Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, çalışan sayısının yüzde 30 artışla 10 bine ulaştığını söylüyor.
Koton’un bu başarısında ekosisteminin payı küçümsenmeyecek ölçüde. Bu önemli payı rakamlar da doğruluyor. Koton için ürün ve hizmet sunan 450 şirket yer alıyor. Bu şirketler marka yönetimi tarafından sınıflandırılmış. Sınıflandırma hakkında Koton Organizasyon ve İnsan Kaynakları Direktörü Cengiz Gözükara şu bilgileri veriyor:
“Birinci grupta Koton markası ile satış yapan mağazalar, ikinci grupta ürün ve malzeme tedariği sağlayanlar yer alıyor. Üçüncü grubu oluşturan şirketler ise lojistik, gümrükleme, yemek ve güvenlik gibi hizmet sunan şirketler. Koton olarak biz tüm bu firmaları ana tedarikçiler, sözleşmeli tedarikçiler ve deneme tedarikçiler diye sınıflandırdık. Bu şirketlerin büyük çoğunluğu başka şirketlere de hizmet veriyor.”
Koton’un çalışan sayısı ise 22 bin 500 civarında. Bu sayı ürün ve hizmet tedarik edenleri, marka adına satış yapan şirketlerdeki çalışanları da kapsıyor. Koton’un ekosistemine sağladığı katma değere gelince… Gözükara’nın açıklamalarına göre, Koton’un ekosistemine doğrudan ve dolaylı olarak 384 milyon dolarlık bir katkıda bulunuyor.
Böyle bir ekosistemin Koton’un rekabet gücünü artırdığını söyleyen Cengiz Gözükara hedeflerinin bu ekosistemi daha da genişletmek olduğunu da sözlerine ekliyor.
BMC 10 Milyar Dolarlık Değer Yarattı
BMC Türkiye’nin en büyük ticari araç üreticilerinden. Motorlu araçların yanı sıra sanayinin ihtiyaç duyduğu endüstriyel motorları, jeneratörleri üreten şirket Türk otomotiv sektörünün gelişmesine büyük katkıda bulundu. BMC Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Demirpençe’nin ifadesiyle, BMC 42 yıllık tarihi boyunca 300 bin adete yakın araç üretimiyle Türkiye ekonomisine yaklaşık 10 milyar dolarlık ekonomik ürün katkısı sağladı.
Yurtiçindeki başarısını yurtdışında da sürdüren BMC, ticari araç sektöründe yurtdışına lisans veren ilk ve tek Türk kuruluşu. Şirketin uzun vadedeki hedefi ise 2023 yılında dünyada ticari araç üreticileri içinde ilk 10’da yer almak.
Diğer şirketlerde olduğu gibi 2006 yılında 676 milyon dolarlık ciroya ulaşan BMC’nin başarısında da ekosisteminin payı büyük. BMC ekosisteminde yurtiçinde 316, yurtdışında ise 135 olmak üzere toplam 451 tedarikçi yer alıyor. Ekosistemin içinde 68 adet yetkili satıcı, 170 adet yetkili servis ve 202 yetkili yedek parça satıcısı bulunuyor.
BMC Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Erkan bu kadar büyük bir ekosistem içinde çalışan insan sayısının da 80 bine ulaştığını belirtiyor.
Erkan bu rakama nasıl ulaşıldığını şöyle açıklıyor: “Bugün BMC fabrikalarında 3 bin 500 kişi çalışıyor. Bu sayı, satış ve satış sonrası hizmet ağı ve yan sanayi ile beraber 30 bin kişiye ulaşmakta. Aileleri ile birlikte düşünüldüğünde yaklaşık 80 bin kişilik BMC ailemiz var.”
Hızlı Büyümeyi Sağlayan Dev Ekosistem
13 Yılda Kat Edilen Yol
Vestel Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri arasında baş sıralarda. Vestel’in 1994’te yıllık 360 bin adetle başladığı üretim, 2006 yılında 22 milyona ulaştı. Geçen 12 yılda toplam 120 milyon cihaz üretildi. Son 4 yılda ise 500 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Vestel’in Manisa ve İzmir’de bulunan toplam 10 fabrikasında her gün 120 konteyner dolusu ürün, 20 farklı gemiye yüklenerek 108 ülkeye ihraç ediliyor.
Hızlı Büyemeyi Getiren Yapı
Vestel’in büyümesini bu kadar hızlı ve başarılı şekilde gerçekleştirebilmesinin arkasında ise büyük bir ekosistem var. Bu ekosistem bayi ve servisler, çeşitli şirketler ve çalışanlardan oluşuyor. Vestel Şirketler Grubu Türkiye’de Manisa ve İzmir’deki fabrikalarında, pazarlama, satın alma, Ar-Ge, genel müdürlük gibi birimlerinde toplam 17 bin kişiyi doğrudan istihdam ediyor. Ayrıca Türkiye geneline yayılmış Vestel bin 300 bayi ve 700 yetkili serviste de 3 bin kişiye istihdam sağlıyor. Vestel’in Rusya’daki fabrikalarında ve başta Avrupa olmak üzere birçok ülkeye yayılmış birimlerinde bin 500 kişi çalışıyor.
Yan Sanayinin Yarattı Hacim
Vestel’in ekosisteminde yan sanayisi olarak çalışan şirketlerin de önemli bir yeri var. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül bu öneme dair, “Manisa Organize Sanayi Bölgesi içinde ve Vestel City civarında Vestel’e üretim yapmak üzere kurulmuş birçok şirket var. Yan sanayimiz olan bu şirketler zaman içinde kendilerini geliştirerek toplam 100 milyon dolar civarında ihracata imza atmayı başardılar. Bu şirketler toplamda da 9 bin kişiye istihdam sağlıyorlar.”
120 Bin Kişiye Gelir Sağlıyor
Yüngül Vestel’in bir şekilde ekosistemi içinde yer alan kişi sayısını da küçük bir hesaplamayla şöyle ortaya koyuyor:
“Vestel ve doğrudan çalıştığı yan sanayilerde toplam 30 bin kişi çalışıyor. Aileleri de ortalama 4 kişiden hesaplarsak 120 bin civarında insana bu yolla doğrudan katma değer sağlıyoruz. Ama Vestel’le bir şekilde iş ilişkisi içinde olan, yarattığı katma değerden yararlananların sayısının ise bu 120 bin rakamının en az 2 katı olduğunu rahatlıklı ifade edebiliriz.”
4 Bin Firma Migros’a Hizmet Veriyor
300 Milyon İşlem Gerçekleşiyor
Ekosistemin en güzel işlediği sektörlerden biri de perakende. Bunun nedeni de hiç kuşkusuz sektörün mağaza ve tedarikçi odaklı bir yapı üzerine kurulmuş olması. Perakende sektöründe en zengin ekosisteme sahip şirket ise Migros. Yurt genelinde Migros, Tansaş, Şok, Macrocenter ve Kangurum olarak 5 farklı formatta faaliyet gösteren Migros, toplam 947 bin 492 metrakarelik bir alanda hizmet veriyor. 796 mağazada yıllık ortalama 300 milyon işlem gerçekleştiriyor.
13 Bin Kişilik Çalışan Ordusu
Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren ürün, teknolojik altyapı ve destek hizmetleri sağlayan 4 bin firma da Migros’un tedarikçisi ve iş ortağı olarak çalışıyor. Tüm bu sistem içinde 13 bin kişilik bir çalışan ordusu da hizmetlerin aksamadan yürütülmesini sağlıyor, sahanın nabzını tutuyor.
Ekosistemiyle Fark Yaratıyor
Migros faaliyet gösterdiği sektörde sağlam bir ekosisteme sahip olmanın önemli bir rekabet avantajını da beraberinde getirdiği bilinciyle hareket ediyor. Migros yetkilileri, “Perakende sektöründe yaratılan farklı hizmet avantajları, kusursuzca kurulmuş ve iyi yönetilen bir sistemin sonucudur” diyor.
Yeni İş Kollarıyla Büyüyecek
Perakendecilikte her zaman öncü olma stratejisiyle hareket eden Migros, önümüzdeki dönemde ekosistemini genişletmeyi planlıyor. Migros yetkilileri bu konuda da şöyle konuşuyorlar: “İlerleyen dönelerde yeni gelişen iş kolları, ana faaliyet alanına entegre edilebilir. Bu kapsamda ekosistem dahilinde firma ve branş artışları olabilir. Ayrıca artan ihtiyaçlar ve üstünlük sağlayacak projeler ile Migros ekosistemi daha da genişleyecektir.”
Nilüfer Gözütok
ngozutok@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?