Türk ekonomisinin durumu açık... Sıkıntılı bir dönemden geçiyor, borsa endeksi tarihi dip noktasında... Şirketlerin değerleri, kuruluş bedelinin çok altında. İşte bu ortamda her sektörden çok sayıd...
Türk ekonomisinin durumu açık... Sıkıntılı bir dönemden geçiyor, borsa endeksi tarihi dip noktasında... Şirketlerin değerleri, kuruluş bedelinin çok altında. İşte bu ortamda her sektörden çok sayıda şirkete, yabancı talip var. Danışmanlık şirketleri, başta Avrupa olmak üzere, dört bir yandan gelen alıcılara hizmet verirken, yerliler de ortak arayışını sürdürüyor. Bir bölümü “flört”, bir bölümü de “nişan” aşamasına gelen bu ilişkilere, sürekli yenilerinin eklendiği belirtiliyor. Evlilik startı ise sonbaharla birlikte verilecek.
Aslında oldukça sancılı bir süreç: Kesişme, tanışma, flört, anlaşma ve imzalar... Her bir aşamada da oldukça ihtiyatlı ve akıllıca hareket etmek gerekiyor. Hem karşı tarafı korkutmamak, hem de atacağınız imzadan pişman olmamak için. Evet, şirketler arası evliliklerden bahsediyoruz. Ne de olsa gündemin en “sıcak” konusu...
Bu günlerde kiminle konuşsanız, çeşitli sektörlere ait “evlilik ve satın alma” dedikodularını fısıldıyor. Ya da soruyor.
Hemen herkes merak ediyor ve büyük bir bekleyiş içinde. Çünkü, bu sancılı süreç kapalı kapılar ardında, son derece gizli bir şekilde yürütülüyor. Evliliğin tarafları, iş kağıt üzerine dökülmedikçe, konuyla ilgili olarak konuşmamayı tercih ediyor. Bu nedenle kimse ne olduğunu, kimin kiminle görüştüğünü, görüşmenin ne şamada olduğunu bilmiyor. Sadece söylentiler... Capital Dergisi olarak kapalı kapılar ardında süren görüşmeleri araştırdık. Sonuçta ortaya oldukça ilginç ve şaşırtıcı tablo çıktı...
İsteyen çok ama biten yok
Görüştüğümüz uzmanlar önemli bir gerçeğe dikkat çekiyor: Evlilik ve satın alma pazarında bir ısınma yaşanıyor ama bu sadece talep anlamında. Yani daha sonuca varmış evlilik ve satın almaların sayısı yeterli değil. Yine de devam eden çok sayıda görüşme var. Her gün yeni bir yabancı yatırımcı Türk firmalarının kapısını çalıyor. Ya da Türk firmalarından arayışa çıkanlara her gün bir yenisi ekleniyor...
Talebin bu kadar çok artmasına rağmen, meyvelerinin ekimden sonra toplanacağına yönelik görüşler dikkati çekiyor. Çünkü, pek çok yabancı yatırımcı belirsizliklerin ortadan kalkmasını bekliyor. İstikrarsızlık, bu konuda mesafe alınmasını geciktiriyor. Bu nedenle yatırımcılar ağırdan almayı tercih ediyorlar.
Andersen Consulting ortaklarından Can Deldağ durumu şu şekilde açıklıyor: “Gündem belli bir hareketlilik kazandı. Ortaklık görüşmelerinin artığı bir gerçek. Eskiye kıyasla çok daha fazla görüşme devam ediyor. Ama gerçekleşen satın alma ya da evlilik sayısı çok fazla değil. Ekonomik istikrar yakalandığı takdirde bu sayıda da büyük artış olacak.”
Türkiye’nin cazibesi yüksek
Her yerde, herkes talebin arttığını söylüyor. Özellikle son aylarda. Uzmanlara göre bu artışın birkaç tane nedeni var. Eges Danışmanlık firmasının kurucusu Timuçin Özgeç, “Krizle birlikte şirket değerleri düştüğü için talep arttı” diyor. Fakat, Timuçin Özgeç bunun dışındaki faktörlerin de önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Türkiye 65 milyon nüfusu ile yabancılar için küçümsenemeyecek bir pazar. Özellikle hızlı tüketim malları için... Bu nedenle cazibesi yüksek. Ayrıca, Timuçin Özgeç, Türkiye’nin “bölgesel pazara girmek için ideal köprü olduğunu” söylüyor. Bunun dışında küresel pazarda büyümek isteyenlerin de “kelepir” olarak değerlendirilen Türk şirketlerine sıcak yaklaştığı görülüyor. Timuçin Özgeç, “Türkiye yabancı sermaye girmesi için çok müsait. Özellikle vergi uygulamasında düzenlemeye gidildikten sonra bu alanda daha fazla hareketlilik yaşanacaktır” diye açıklıyor.
Andersen Consulting ortaklarından Can Deldağ, üç ana faktör nedeniyle yabancı yatırımcı sayısında artış olduğunu anlatıyor. Birinci neden; Türkiye’de var olan yabancı şirketlerin büyüme ya da zaten ortak oldukları şirketlerde çoğunluk hissesini artırma girişimi. Can Deldağ, “Örneğin reklamcılık sektöründeki hareketlilik bu nedenden kaynaklanıyor” diyor.
İkinci neden ise zorda olan şirketlere yönelik sermaye hareketiyle ilgili. Can Deldağ, “Hisse alımı karşılığında bir ortaklık şekilde gerçekleşiyor. Bunlar ‘fon’ diye tabir edilen yatırımcılar” diye açıklıyor.Gıda ve üretim sektörüne olan talep bu kategoride değerlendiriliyor. Örneğin, yabancılar, gıdada, konsolidasyona gidilmesi gerektiğini düşünerek yatırım yapıyorlar.
Heyecan veren gelişmeler
Son neden ise daha önce kimsenin fazla ilgisini çekmemiş olan sektörlerin farkına varılması. “Türkiye’ye gerçek anlamda sermaye girişi olacaksa bu sektörlerden olacak,” diyor Can Deldağ ve bankacılık sektörünü bu grup altında değerlendiriyor. Enerjinin de bu kapsamda değerlendirebileceğini vurguluyor.
PricewaterhouseCoopers ortaklarından Hüsnü Dinçsoy, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye girişi konusunda heyecanlandığını söylüyor. Neden heyecan duyduğunu ise şu şekilde açıklıyor: “Kriz var. Türkiye’nin şu andaki görüntüsü oldukça olumsuz. Fakat, ben iyimserim, çünkü yabancılar geliyor. TUI ve Neckermann, Mısır’a bir süre önce yatırım yaptılar.
Mısır’da hemen sonrasında kafalar kesildi, bombalar patladı. O anda herkes Mısır’a turist akışının duracağını zannetti. Fakat önemli bir kesinti olmadı. Çünkü, yabancı yatırımcı orada. İzin vermiyor. Sonuç olarak ülke bundan olumlu etkileniyor. Bizim o noktaya gelmemiz zaman alacak. Ama olacak.”
Avrupa’dan gelen talep
Anedersen Consulting ortaklarından Can Deldağ, pek çok Avrupalı ve Amerikalı şirketin Türkiye’de görüşmeler yaptığını belirtiyor. Biraz daha detaylı söylemek gerekirse; Can Deldağ İspanyollardan talep olduğunu anlatıyor.
İsrailli firmaların da sık sık Türkiye’yi aynı nedenle ziyaret ettiğini anlatıyor. Özellikle, tekstil sektöründe sadece 3-4 tane İsrailli firmanın arayışta olduğunu açıklıyor. İsrailli firmalar için, “gıda ve tarıma da ilgi gösteriyorlar” diyor. Can Deldağ, İsrailli firmaların bu sıcak ilgisini, İsrail pazarının sınırlı olmasına bağlıyor ve “Türkiye üzerinden dışarı açılmak istiyorlar” diyor..
Türk firmalarına ilgi gösteren yatırımcı ülkelerden bir diğeri, Yunanistan... Bu ülkenin şirketleri, bilişimden telekomünikasyona, gıdadan ambalaja her sektörle ilgileniyorlar.
PricewaterhouseCoopers ortaklarından Hüsnü Dinçsoy üzerinde çalıştıkları 90 – 100 proje olduğunu söylüyor. Dinçsoy, “Bazıları sadece şirket değerlendirmesi” diyor. Bu projelerin yüzde 90’nı Amerika ve Avrupa ülkeleri için. Özellikle Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’dan gelen şirketlerin isteği üzerine yapılıyor.
Hüsnü Dinçsoy’a göre, en çok talep Hollanda üzerinden geliyor. Hüsnü Dinçsoy, “Daha doğrusu öyle görünüyor. Holdingler oradan gelmeyi tercih ediyorlar. Oradan gelmek daha kolay, kanunen” diyor.
Tekstilde neler oluyor?
Aslında sektördeki söylentilere bakarsanız, ki ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler, yabancı ortak arayışında olmayan firma yok gibi... Uzmanların yaptığı üstü kapalı açıklamalar da bunu destekler yönde.
En fazla hareketlenmenin yaşandığı sektörlerden biri tekstil. Daha önce de belirttiğimiz gibi, özellikle İsrailli alıcılar tekstil sektörüne büyük ilgi gösteriyor. Ünlü İngiliz tekstil markası Marks& Spencer’ın iki adet tedarikçisi Türkiye’ye geldi. Şirketin, bu ziyareti, firma satın almak için yaptığı konuşuluyor.Diğer bir söylenti ise Fransa’nın en büyük iplik üreticilerinden biriyle ilgili. Buna göre, Fransız tekstil devi, bir Türk firması almak için arayış içinde. Yerli firmalardan İstanbul Çorap’ın ise iki adayla görüşmelerinin sürdüğü fısıldanıyor.
Bankacılık, zaten satın alımların ve evliliklerin başladığı sektör. Bu sektörde de görüşmeler hızla sürüyor. Örneğin, Halkbank yabancı bankalarla görüşme halinde. Aslında sektördeki tüm kuruluşların hem yerlilerle hem yabancılarla görüştüğü anlatılıyor. Özelleştirme sürecinde olanların, örneğin Vakıfbank’ın taliplerinin çok olduğu söyleniyor. Koç, Etibank ile ilgilendiğini açıkladı. Yakın zamanda Yunan Novabank ise Sitebank’a niyetli olduğunu duyurdu.
Yerli firmaların flörtü
Bir uzmana göre, aslında hali hazırda pek çok yerli firma birbiriyle ortaklık için gizli görüşmeler yapıyor. Ancak bunlara “patronlar” arasında “kahvaltı sofrasında” halledildiğinden kimsenin haberi olmuyor.
Örneğin, IT sektöründe yerli firmalar arasında “flört” olduğu yolunda duyumlar var.
Yabancılardan IT firmalarına çok fazla talep yok. Sektör uzmanları, bunu Amerika’daki durgunluğa bağlıyorlar. Nasdaq’ta IT hisseleri çok iyi durumda olmadığından bu yönde talep de canlı değil.
Yine de IT’de görüşmeleri tamamlananlar var: Garanti Teknoloji T systems ile anlaştı. Bunun dışında Meteksan Sistem ve Enter firmaları da arayış içinde. Ixir’in de vakti geldi diyenler de var.
Yerli firmaların kendi aralarında birleşmeye gittiği sektörlerden bir diğeri ise turizm. Ayrıca, turizm sektöründe kimi uzmanlara göre yabancı yatırımcılar da dolanıyor. Özellikle turizm devi TUI’nin Türkiye’de arayışta olduğu söyleniyor.
Ama bazı sektör yetkililerine göre yabancı turizm firmaları, Türkiye’de zaten hali hazırda faaliyet gösteryor. Bu nedenle sektöre talep yoğun olmayabilir deniyor.
Medyaya yabancı yatırımcı aranıyor
Görüşmelerin sürdüğü en ilginç sektörlerden biri ise medya. Karacan Yayıncılık’ın özellikle Number 1 TV için yabancı ortak arayışında olduğu belirtiliyor. Dahası, Kent TV’de yabancı ortak arayanlar listesinde yer alıyor. Doğuş Grubu’nun medya kurumları da dahil olmak üzere tüm şirketleri için yabancı ortak istediği de kısık sesle söylenenler arasında.
Adının açıklanmasını istemeyen bir uzman, “Şu anda herkes yabancı ortak peşinde. Her sektörde, herkesin ajandasında ilk kalem olarak yer alıyor. İlk 500’den 350’sini arasınız, cevapları ‘evet’ olacaktır” diyor.
Görüşmelerin devam ettiği bir başka sektör lojistik. Sektör liderlerinden KargoTech’in anlaşmayı neredeyse tamamladığı anlatılıyor. Aras Kargo ve Horoz Lojistik için de arayışta olduklarına dair söylentiler yükseliyor.
Sonuçlar ne zaman gelecek?
Bunların dışında yabancı ortak arayanlar ya da görüşmekte olanlar arasında; Viking Kağıt, mobilya sektörünün önde gelen isimlerinden biri, Uzel Traktör ve yapı sektöründen Doğan Alçı sayılıyor. Ambalaj sektöründe, özellikle gıdaya yönelik ambalaj firmalarında hareketlenme var. Enerji sektörüyle de dünya devlerinin ilgilendiği fısıldanıyor.
Andersen Consulting ortaklarından Can Deldağ tüm bu gelişmelerin sevindirici olduğunu söylüyor. Ancak, Can Deldağ, “Fiiliyatta görmek için altı ay daha beklemek gerekebilir. Belirsizlikler ortadan kalktığı reformlar yapıldığı takdirde yakın zamanda hızla sermaye girişine tanık olacağız” diyor.
“EN SICAK GÖRÜŞMELER GIDA SEKTÖRÜNDE”
GIDANIN İSTEYENİ ÇOK: Gıda ve içecek sektöründe pek çok firmanın yabancılar tarafında talep gördüğü söyleniyor. Hali hazırda süren pek çok görüşme var. Hatta daha fazlası bekleniyor.
Uzmanlar, gıda sektörüne olan talebin, hem fazla kapasiteden hem de piyasanın genişliğinden kaynaklandığını vurguluyorlar. Ayrıca, Türkiye’deki gıda firmaları bölgedeki ülkelerle yakın ilişkiler içinde. Bu, çevredeki pazarlara girmek isteyen yabancılar için bulunmaz bir fırsat anlamına geliyor.
Hem gıda Türkiye’nin parlayan sektörlerinden... Pazarı geniş. Dahası, gıda sektöründe hizmet veren firmalar diğer sektörlere göre alt yapısı daha oturmuş. Yönetimleri gelişmiş. Bu da yabancıları için büyük kolaylık demek.
DEVLER ARAYIŞTA: Sektörde yabancılarla görüşme halinde olan firmalar arasında ismi sayılanlar şöyle: Kar Gıda, Penguen Gıda, Kent Gıda ve Dardanel. Zaten Fransız bir ortağı olan Merko Gıda da görüşmelerde bulunuyor. Banvit, İngiliz bir firma ile görüşüyor.
Ayrıca, sektörün üçüncü büyük firmasının da stratejik ortak aradığı söyleniyor. Yine, büyük bir likit yağ üreticisi için de bu tür dedikodular var. Donmuş gıda firmalarından biri de satılmak isteniyor.
KARAMAN’DA HAREKET VAR: Gıda sektörüne dair ilginç dedikodulardan biri de Karaman’daki bisküvicilerle ilgili. Her ne kadar Karaman’daki bisküviciler,”satılık değiliz” deseler de, çok büyük bir yabancı yatırımcının tüm bu Karaman’daki bisküvicileri almayı planladığı anlatılıyor. Bu bisküvicilerin çoğu Azerbaycan ve Kazakistan’a üretim yapıyor.
Ancak, daha büyük olan Rusya pazarı için de bir kapı olarak görülüyor. Tek sorun buradaki firmaların muhasebe defterlerinde. Hepsinin kendine göre sistemi var ve yabancı yatırımcılar bunu anlamakta zorlanıyor. Karamanlı bisküvicilerle ilgilenen çok büyük bir yerli alıcı olduğu da duyduklarımız arasında.
İçecek firmalarından Tuborg yabancı ortakla görüşmelerini tamamladı.Ama görüşmesi sürenler var: İngiliz bir ortak ile görüşen Ersu gibi... Ya da Dimes gibi.
“KİMLERE TALEP VAR?”
Can Deldağ/Andersen Consulting Ortak
Andersen Consulting ortaklarından Can Deldağ talep gören firmaların bir takım ortak özellikleri olduğunu anlatıyor:
“Belli başlı şirketlere talep var. Özellikle tüketim alanındakilere Batı Avrupalı pek çok alıcı var. Yatırım yapmak isteyen firmalar ya kendileri sıfırdan yatırım yapar ya da hazır firmaya ortak olurlar. Hazır firmaya hazır piyasayı elde edebilmek için ortak olurlar. Bu nedenle belli bir işlem hacmi ve belli bir cironun üstündeki şirketlere talep olacaktır.
KOBİ’ler demek doğru değil. İsmi ve markası olan ve bilinen firmalara talep var. Orta ve büyük ölçekte olanlara daha çok. Örneğin, 10 milyon dolar ve üstü cirosu olanlara.
Şu anda yabancılarla görüşenler, genelde 10 milyon ile 40 milyon dolar değerindeki şirketler. 50 milyon dolarlık olunca “A, büyükmüş” diyoruz. Oysa Avrupa’da 100 milyon doların altı önemsenmiyor.
Özellikle, eğer bir şirketin cirosu 20 milyon doların üstündeyse, alt yapısı iyiyse; iyi aday olarak nitelendiriliyor.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?