Girişimin Liderleri

Hep İstanbul, İzmir, Ankara’yı konuşuyoruz. Olmadı Bursa, Manisa, Denizli’ye bakıyoruz. Oysa, “Türkiye’nin Girişimcilik” analizi, yeni illere, yükselen şirketlere işaret ediyor. Girişimcilik ruhunu...

1.08.2002 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Hep İstanbul, İzmir, Ankara’yı konuşuyoruz. Olmadı Bursa, Manisa, Denizli’ye bakıyoruz. Oysa, “Türkiye’nin Girişimcilik” analizi, yeni illere, yükselen şirketlere işaret ediyor. Girişimcilik ruhunu temsil eden şirket sayısı, şirket kurma ve ihracata göre yapılan analiz, Şırnak, Sivas, Kütahya, Bolu, Mardin, Malatya gibi illeri öne çıkarıyor. Kayısı ihracatını İzmir’den alan Malatya, Çin’den alıp Danimarka’ya satan Hatay ve diğerleri... İşte Edirne’den Ardahan’a çok özel bir Türkiye analizi...

 

Girişimcilik düzeyini ortaya koymak için başvurulan temel veriler bellidir. Şirket kuruluşu, ihracat, istihdam ve üretim, bunlardan en önemlileri... Ancak, temel oluşturması açısından ilk sırada şirket kuruluşu gelir... Kapananlar ya da iflaslar olsa da, yeni kurulan şirketler, o ülke ya da il için “girişim” ruhu açısından önemli mesaj verir. Bundan sonrasın ise istihdamdaki artış ve ihracat takip eder. Ardından üretim düzeyi, yaratıcı işlere yönelme ve satın almalar da önemlidir.

 

Türkiye’de son yıllara, özellikle 1980’lerin sonlarına kadar kurulan şirketlerin önemli bölümü 4 büyük ilde yer alırdı. Ardından da Marmara, Ege ve Akdeniz bölgesinin büyük illeri gelirdi. İhracat için de aynı tablo geçerliydi. Ancak, son 10 yılda yaşanan “Anadolu kaplanları” gerçeği, Edirne’den Ardahan’a “girişimcilik ruhu”nda büyük bir atılıma neden oluyor. Şirket kurma sayısında ya da ihracat artışında, büyük kentlerin önüne Anadolu’dan katılan iller olduğu dikkati çekiyor. Şırnak, Sivas ve Kütahya gibi illerin ihracatta yakaladıkları başarı, diğer illere örnek oluyor.

 

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın verileri de bu gerçeği açık olarak ortaya koyuyor. Capital, bu iki kurumun verileri ve illerden topladığı rakamlarla, “Türkiye’nin Girişimcilik” analizini hazırladı. Örneğin, DİE’nin rakamları, son 5 yılda yeni şirket kurmada Antalya, Kocaeli, Şırnak, İçel ve Bolu’nun öne çıktığını gösteriyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın verileri ise ihracatta ise Malatya, Hatay, Kütahya, Çankırı gibi illerin öne çıktığını ortaya koyuyor.

 

Her ilin bir nedeni var

 

Şirket kuruluşu ve ihracattaki başarı açısından öne çıkan illerin kendilerine özgü faktörleri var... Örneğin Şırnak’ta ihracat ve şirket kuruluşunda en önemli etkiyi, mazot ithalatının serbest bırakılması yaptı. Bu faktör önce şirket kurmayı, ardından da yeni işleri ve bir miktar da ihracatı teşvik etti. Sadece Şırnak değil, Mardin’de de benzeri bir etkiden söz ediliyor.

 

Malatya’da ise İzmir’deki yaş sebze ve meyve ihracatındaki atağın bir benzeri yaşanıyor.

 

Geçmişte İzmir üzerinde ihracat yapan Malatyalı şirketler, şimdi yerel oluşumlar kuruyorlar. İşte bu faktör Malatya’da ihracatı yukarı çekiyor.

 

Bir başka grup il için örneği ise Kütahya oluşturuyor. Bu ilde kurulu Güral Porselen’in ihracattaki başarısı, Kütahya’yı yukarı doğru taşıyor, yeni şirketleri dış satım konusunda teşvik ediyor.

 

Hatay’da ise Birleşik Yatırım Sanayi Holding (BYSH) örneği etkili oluyor. Sadece iki yıl önce kurulan ve 100 ortaklı yerel bir holding olan BYSH, aynı zamanda uluslar arası nitelikte. 2001 yılında 100 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Üstelik hiç üretim yapmadan. Bu holdingde işin sırrı, bir ülkeden aldığı malı,bir başka ülkeye satmasında yatıyor. 

 

Bolu’da vergi etkili oldu

 

DİE’nin verileri, son yıllarda şirketleşme açısından Bolu’da büyük bir atak olduğunu ortaya koyuyor. Yerel bir yetkili, Bolu’da yaşanan artışı, vergi politikalarına bağlı olarak tanınan ayrıcalıklara bağlıyor. Ancak, 1997-1998 yılları arasında yaşanan şirketleşme atağı, 1999 yılındaki depremle büyük bir darbe yedi. Ardından da şirket kuruluş sayısı azalma eğilimine girdi.

 

Bu eğilimi Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı da doğruluyor. Üye sayılarında önceki yıllara göre düşüş yaşandığını belirten genel sekreter Ekrem Kesmen şöyle konuşuyor:

 

“Üye kaydımız önceki yıllara göre azalmalar gösteriyor. Üç-dört yıl öncesinde ani bir artış oldu. Ama deprem ve krizin etkisiyle bu şirketler faaliyetlerini durdurdu. Türkiye’deki tavukçuluk sektörünün toplam kapasitesinin yüzde 20’si burada. Ayrıca, Arçelik’in pişirici grubu da ilimizde. Arçelik’e bağlı yan sanayi de şirketleşmeyi etkiledi. Ama genel olarak Bolu’da çok gelişmiş bir sanayinin olduğunu söylemek mümkün değil. Bolu merkezdeki enerji tüketiminin yüzde 40’ını çimento fabrikası tek başına yapıyor. Dolayısıyla, küçük sanayiler çok gelişmiş durumda değil.”

 

Malatya, İzmir’den öğrendi

 

1990’lara kadar kayısının ihracat merkezi İzmir’di. Bu ildeki şirketler, Malatya’daki kayısıyı toplayıp tüm dünyaya ihraç ediyorlardı. Ancak, Malatya’da da direkt ihracat yapan yerel şirketlerin kurulmasıyla İzmir’in bu alandaki ağırlığı da giderek azaldı. Şu anda Malatya’da 35 civarında işletme, Mersin ya da İzmir’den doğrudan kayısı ihracatı yapıyor. Bu da ilin son 5 yıldaki ihracatının artmasına neden oldu.

 

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Sait Kabadayı, bilgisizlikten dolayı kayısı ihracatında başlangıçta yanlış adımlar attıklarını söylüyor. Kabadayı, zamanla profesyonelleşmeye başladıklarını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

 

“Özellikle ihracatın doğrudan yapılmaya başlandığı ilk yıllarda karşılıklı fiyat kırımları gündeme geldi. Geçmişte 250 milyon dolara kadar çıkan kayısı ihracatı, geçen yıl 98 bin ton kayısı gönderilmesine rağmen fiyat kırmaları nedeniyle çok düşük bir rakamda kaldı. 2 bin 500 dolardan satılan kayısı, 750 dolara kadar düşürüldü. Malatya’dan Almanya, Amerika, Rusya, İngiltere başta olmak üzere toplam 71 ülkeye kayısı ihracat yapılıyor.”

 

Şırnak’ta ithalat yarışı

 

Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün Irak’tan mazot ithalatını, şirket başına 2 bin 500 tona kadar serbest bırakması, Şırnak’ta şirket patlamasına yol açtı. 2000 yılında yürürlüğe giren bu uygulamayla birlikte ardı ardına şirketler kuruldu. Ancak, ikinci yıl tablo terse döndü. Çünkü, hükümet, mazot ithaline izin vermedi, çok sayıda şirketin kapanmasına neden oldu.

 

Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kamil İlhan şirketlerin mazot ithalatı için kurulduğunu belirterek şöyle devam ediyor:

 

“2000’de yeni kurulan şirketlerde Şırnak’ta yüzde 100’ün üzerinde artış yaşandı. Sadece Şırnak’ta da değil, Cizre ve Mardin’de de yeni kurulan şirketlerin sayısı arttı. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Hazine Müsteşarlığı şirket başına 2 bin 250 ton mazot ithal etme hakkı veriyordu. Şirketler de bu ithalattı birinci yıl gerçekleştirdi. Ama ikinci yıl hükümet buna izin vermedi. Şirketler şimdi olduğu gibi duruyor.

 

Kayseri’nin gerçek ihracatı

 

Kayseri, sanayi yatırımlarıyla diğer illere göre ticari hayatı oldukça hareketli olan bir il. Özellikle mobilya üretiminde önemli bir rol yeri var. Mobilya üreticilerinin üretim ve pazarlamada yakaladıkları başarı, ihracat performansını da artırdı.

 

Kayseri de bir çok sektörde ürün çeşitlenmesine gidildiğini belirten Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ali Kilci, başarıda, birçok sektörde gerçekleştirilen “ürün çeşitlenmesinin” de etkili olduğuna dikkat çekiyor. Hasan Ali Kilci şu değerlendirmeyi yapıyor:

 

“Başarıda en önemli etken, ürün çeşitlendirmesi ve şirketlerin yatırım faaliyetlerini artırması oldu. Örneğni, Hes Şirketler Grubu... Sadece kablo ile uğraşıyordu. Ancak, kablonun yanına hemen plastik ekledi, mobilyaya ağırlık verdi. Yeni tesis yaptı. Ondan sonra kullandığı malzemelerden çeliği kendisi üretmeye başladı.

 

Yataş ve İstikbal gibi markalar son yıllarda çok güçlendi. Bu markalar daha önce sadece belli ürünleri imal ediyorlardı. Ama artık yataktan kanepeye kadar bir çok ürün üretiyorlar. Üstelik kullandıkları malzemeleri de üretmeye başladılar. Kayseri’de yılda ortalama 650 milyon dolarlık ihracat potansiyeli var. Ama merkezleri başka yerde olup da Kayseri’de üretilerek ihraç edilen ürünleri de kattığımızda 1 milyar 50 milyon dolar gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Bu da Türkiye’nin toplam ihracatının 30’da birini karşılıyor. Buradan 157 ülkeye ihracat yapılıyor.”

 

ANTALYA’DA TARIM İHRACATI ARTIYOR

 

TURİZİM BAŞKENTİ Türkiye’de turizm sektörünün başkenti olarak Antalya biliniyor. Ancak, turizm öne çıkarken, aynı zamanda tarım ve tarıma dayalı sanayinin de yıldızı parlıyor. İhracatta da bu sektörün ağırlığı dikkati çekiyor. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Menderes Türel, bu konuda Capital’e şu değerlendirmeyi yapıyor:

 

TARIMDA İHRACAT LİDERİ Antalya 3.2 milyon ton meyve-sebze, 1 milyon ton  tarla bitkisi, 350 milyon adet çiçek çiçek üretimi yapıyor. Bu performansıyla, Türkiye’de sebze üretiminin dörtte birini, meyve üretiminin altıda birini, turfanda sebze meyve ihracatının üçte birini ve çiçek ihracatının da yüzde 84’ünü tek başına yapıyor.

 

160 SANAYİ TESİSİ VAR Antalya’nın tarımsal ihracatı, 2002 yılının ilk 3 ayında yüzde 35,  yaş meyve-sebze ihracatı ise yüzde 39 arttı. Bunun yanı sıra, Antalya’da yaklaşık 160 sanayii tesisi var. Turizm sektöründe yerel kurumlar arasındaki işbirliği olgunlaşıyor. Benzer bir işbirliğinin tarım ile diğer sektörler arasında gerçekleştirilmesi lazım. Tarım sektöründe özellikle son yıllarda yaşanan hareketlilikle birlikte ihracatta artıyor.”

 

BYS HOLDİNG MODELİNİN GÜCÜ

 

Türkiye’nin ihracat 2001 yılında yüzde 14 artarken, Antakya’da bu oran yüzde 70 oranında gerçekleşti. Bu performansın nedenini sorduğumuzda, Antakyalı işadamları BYS Holding’e dikkat çekiyorlar. EGS modeline benzese de, farklı bir yapıda örgütlenen Birleşik Yatırım Holding (BYS), başarılı bir dış ticaret modeli olarak değerlendiriliyor. 100 ortakla kurulan holding, ihracatta Antakya’yı taşıyan kurum olarak biliniyor. BYS Holding ve Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Narin, yakaladıkları başarıyı ve illerindeki ihracat atağını şöyle anlatıyor:

 

SADECE 2 YILLIK HOLDİNG BYS, bu bölgenin işadamlarının kurmuş olduğu yerel, ancak aynı zamanda uluslararası nitelikte bir holdingdir. 2000 yılında kurulduk. 10 tane şirketimiz var. Bunun yanı sıra, geçen yıl Romanya’da iki tane fabrika kurduk. Kanada’da yeni bir yatırım düşünüyoruz.  100 milyon doların üzerinde ihracatı olan bir grubuz.

 

SANAYİ YOK, POTANSİYEL VAR Antakya’da güçlü bir sanayi yok. Ancak, buna rağmen ihracatta büyük bir potansiyelimiz var. Bütün dünyada ihracatın altyapısını sanayi oluşturur. Ancak, Antakya’da bunun tam tersini görüyoruz.

 

İNGİLİZ MODELİ Bunu da İngiliz modeli ile açıklayabiliriz. İngilizler yüz yıl önce Hong Kong’u kiraladılar. Ondan sonra da İngiltere orjinli olarak bütün dünyaya Çin’deki 1.5 milyar insanın ürettiği malı pazarladılar. Türkiye’de biz kendimizi yırtsak 30 yerine, 35 milyar dolarlık ihracat yaparız. Bizde BYS’yi buradan yola çıkarak kurduk.

 

ÇİN’DEN AL AVRUPA’YA SAT Suudi Arabistanlı, Çinli, Ürdünlü ve Kanadalı ortaklarımız var. Ortaklarımızın yüzde 20’si yabancı. Eskiden bu düzene ‘Sömürge düzeni’ diyorduk. Şimdi de ‘Globalizim’ tanımını yapıyoruz. Aslında doğrusu globalizasyon... Mesela malı Çin’den alıp Danimarka’ya gönderiyoruz. Ya da Cezayirden alıp Almanya’ya yolluyoruz. Biz Çin’den Danimarka’ya fasulye ihraç ettik. Çin’de yetişen fasulyenin 50 dolarını Merkez Bankası’na getiriyoruz. Halbuki biz Çin’e ne yol yaptık, ne de hastane. Sibirya’daki ağacı kesip nehirlerden Karadeniz’e getiriyoruz. Oradan da İskenderun’a indirip bütün dünyaya ihraç ediyoruz.”

 

 ÜÇ İLDE YAŞANANLARIN ANALİZİ

 

SİVAS’TAN DÜNYAYA ÇORAP Sivas’da ise ihracat yapan şirketlerin yüzde 80’i KOBİ özelliği taşıyor. Bu şirketlerin ihracata yönelik olarak kurulduğuna dikkat çeken Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Osman Yıldırım şöyle devam ediyor:

 

“Otomotiv yedek parça üretimi yapan Estaş dışındaki şirketlerin önemli bölümü KOBİ niteliğindedir. Tekstilde, özellikle çorap sektöründe faaliyet gösteriyorlar. Beş tane çorap fabrikası var. Mobilya sektöründe bir çok şirket bulunuyor. ‘Anadolu’da akıl gözlerdedir’ diye bir laf var. Çorap işinde de öyle oldu. Herkes birbirine bakarak yatırım yaptı. Başlangıçta yüzde 20-30 oranında yurtdışına çalışılıyordu. Krizle birlikte bu oran tersine döndü. Sivas’tan Hollanda, Danimarka ve İsveç gibi ülkelere ihracat yapılıyor.”

 

İZMİT’TE DÜŞÜŞ VAR Sanayi yatırımları ile dikkat çeken İzmit’te ise son 2 yılda, önceki yıllara göre ortalamanın altında şirket kuruldu. İzmit Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Zeytinci, “1998’den 2000’e kadar  yılda ortalama 400, 450 yeni şirket kuruluyordu. Bu rakam son 2 yılda yarı yarıya düştü. 2002’de şu ana kadar 289 şirket kuruldu. Bu yıl eski seviyenin tekrar yakalanacağını düşünüyoruz” diyor.

 

Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsmet Özotlaç şöyle konuşuyor: “Büyük şirketlerin yatırımı Kütahya’nın da ihracatı artırıyor. Ayrıca, Kütahya’da kurulu olan toprak sanayine dayalı çiniciliğinde artışlarında çok büyük bir payı var. Kütahya önümüzdeki dönemde tekstilinde merkezi olma yolunda ilerliyor. Tekstilde yeni yatırımlar, yeni şirketler gündeme geliyor.”

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz