CİROMUZ YÜZDE 50 ARTTIEsel Çekin, Beymen Genel Müdürü. Hızla büyüyen giyim perakendeciliğinden daha fazla pay için şirketinde değişim yaptı. 6 milyar dolarlık pazarın yüzde 75’nin binlerce küçük pe...
CİROMUZ YÜZDE 50 ARTTI
Esel Çekin, Beymen Genel Müdürü. Hızla büyüyen giyim perakendeciliğinden daha fazla pay için şirketinde değişim yaptı. 6 milyar dolarlık pazarın yüzde 75’nin binlerce küçük perakendeci tarafından alındığını söylüyor. Organize perakendeci sayısının 150, mağazalarının da 4 bin civarında kaldığına dikkat çekiyor. Bu tablo ve düzelen ekonominin giyim perakendeciliğini cazip hale getirdiğini belirtiyor ve devam ediyor: “Sektöre her yıl yeni markalar dahil oluyor. 2000’den sonra rekabetin kalitesi ve yoğunluğu çok arttı. Türkiye yabancıların ilgiyle izlediği ve hızla yer almaya başladığı bir pazar konumuna geldi”.
“GİYİM PERAKENDECİLİĞİ YABANCIYI DA ÇEKİYOR”
Türkiye’deki A ve A+ gelir grubundaki tüketicilerin markası Beymen, son bir yıldır yenilenme ve değişim sürecindeydi. Krizden bu yana tüm sektörlerdeki şirketlerde olduğu gibi yeni stratejilerle yola devam kararı alan şirkette önce genel müdür değişti. Sonrasında tüm tasarımcılar tek bir direktöre bağlandı. 20 yıla yaklaşan doğal hayat ve spor markası olan Beymen Club’ın tasarımcısı değişti. Bir süredir ihmal edilen ev dekorasyonu işi Beymen Home tekrar büyültmeye başlandı. Karlılık ve ciro yüzde 60 artırıldı.
Şubat ayında Beymen Boğaziçi Alboy Mağazacılık Genel Müdürlüğü’ne atan Esel Çekin, aslında 1999 yılından bu yana Beymen Grubu’nda çalışıyor. Göreve başladıktan sonra ilk kez Capital’e konuşan Çekin, krizle birlikte yeni bir strateji kurduklarını söylüyor. 2001 yılından bu yana üzerinde çalıştıkları projelerin meyvelerini artık hızla almaya başladıklarını vurgulayan Çekin, tüm bu değişimlerle 1999 yılından bugüne cirolarının dolar bazında yüzde 50 büyüdüğünü belirtiyor.
Beymen Erkek’i bayilikler yoluyla Anadolu’da yayma yönünde adımlar atmaya başlayan, mağaza atağına geçen ve yurtdışına açılmaya başlayan şirketi ve sektördeki gelişmeleri Esel Çekin anlatıyor:
* Önce giyim perakendeciliğinden başlayalım. Türkiye’de bu sektörün büyüklüğü nedir, ne kadar hızla büyüyor?
Retailing Institute’un yayınladığı araştırmalarına göre, Türkiye hazır giyim pazarının 6 milyar dolar civarında olduğunu söyleyebiliriz. Sektöre her yıl yeni markalar dahil oluyor. 2000 yılından bu yana rekabetin kalitesi ve yoğunluğu çok arttı. Türkiye yabancı perakendecilerin de ilgiyle izlediği ve hızla yer almaya başladığı bir pazar konumuna geldi.
Ancak, son yıllarda yaşanan krizlerle birlikte Türkiye perakende piyasası küçüldü. 2002 yılında dengeler yerine oturmaya başladı. 2003 yılı toparlanma, 2004 yılı ise büyüme yılı oldu. Bundan sonra ekonomide dengelerin oturması, siyasi istikrarın sağlanması ve AB sürecindeki olumlu gelişmeler ile perakende piyasası büyümeye devam edecek.
Kriz döneminde müşterilerin alışverişlerini tamamıyla durdurmadığına, ancak tükettikleri markalarda değişiklikler yaptıklarına tanık olduk. Grubumuzun yapısı dolayısıyla müşteri alışkanlıklarını, bir markadan diğerine nasıl kaymalar olabileceğini rahatlıkla görebiliyoruz. Örneğin, 2001 Şubat devalüasyonu ve 11 Eylül hadisesi ile yurtdışına gitmek istemeyen müşteriler, hemen hemen tüm alışverişlerini Beymen’e kaydırdı. Network, kriz dolayısıyla Beymen’den uzaklaşmak durumunda kalan tüketicileri kazandı, Çarşı’ya ise Network’ten doğru bir kayış yaşandı.
* Bir zamanlar Beymen ve Vakko gibi çok az sayıda giyim perakendecisi vardı. Şimdi sayıları artıyor. İlginin arkasında ne var?
Perakendenin gelişmesi iki yönlü. Birinci etken, yabancı perakendeciler… Türkiye’de çok genç bir nüfus var. Yabancıların gözü zaten hep üzerimizdeydi, ancak ekonomik istikrarın oluşmaya başlaması ile uzaktan ilgi yatırıma dönüştü. İlk gelenlerin başarı hikayeleri, diğerlerinin de yatırımlarını hızlandırmalarına neden oldu.
İkinci etken ise hızla gelişen yerli markalar… Türkiye’de son yıllarda tasarım çok gelişti, artık tekstilciler fason üreticilikten çıkıp markalaşmaya başladı. Geçtiğimiz dönemde Türkiye perakende piyasası birçok başarı hikayesine sahne oldu. Markalarımız dünyaya açılmaya başladı. İster istemez, tüm sektör kendini yenileme ve oluşan yeni rekabet koşullarında tüketicinin karşısında fark yaratmaya devam etme savaşına girdi.
Rekabet arttıkça, tüketiciler de sektördeki oyunculara daha yüksek hedef koymaya başladı. Yalnızca ürün sunmak değil, hangi ortamda sunduğunuz, nasıl bir servis verdiğiniz, ne kadar farklı bir ürün yaratmış olduğunuz, ne kadar sıklıkla mağazaya yeni ürünler getirdiğiniz... Bunların hepsini aynı anda istiyor müşteri.
Türkiye’de 1990’lı yıllardaki rekabet koşulları ile şu andaki arasında çok büyük farklılıklar oluştu. Müşterinin tüm beklentilerini sunabilen, farklı ürünler getiren perakendeciler piyasaya girdikçe pazar büyümeye devam edecektir.
* Türkiye’de bu alanda en büyükler kimdir, kaç şirket ve mağaza var?
Boyner Grubu giyim perakendeciliğinde hem ciro hem mağaza sayısı olarak şu anda sektörde lider durumda. 300’ü aşkın mağaza sayısı ile toplam perakende cirosu 500 milyon dolar olan Boyner Grubu’nun satış metrekaresi 120 binin üzerindedir. Grup içindeki büyüklükleri ise Çarşı, BBA (Beymen, Benetton, Sisley, 012, T-box, Divarese markaları) ve Altınyıldız (Network ve Fabrika) olarak sıralayabiliriz.
Sektörel araştırmalara göre organize hazır giyim, aksesuar, hediyelik eşya ve ev aksesuarı pazarında faaliyette bulunan yaklaşık 150 firmanın 4 binin üzerinde mağazası bulunuyor. Ancak Türkiye’de organize sektör özellikle hazır giyimde çok yüksek bir yüzdeye sahip değil. Pazarın yüzde 75’ini tek mağazalı perakendeciler oluşturuyor. Gerek büyük şehirlerde gerekse de Anadolu’da binlerce tek tek firmanın bu sektörde faaliyet gösterdiğini de biliyoruz. Ayrıca, önemli bir kesimin alışverişini yaptığı semt pazarlarını da göz ardı etmemek gerekiyor.
* Sizin sektöre çok sayıda yabancı şirket ve mağaza da girdi. Onlar sizi nasıl etkiledi, yabancıların gelmesi Beymen gibi yerlilere olumsuz yansıdı mı?
1990’lı yılların sonlarından günümüze kadar farklı müşteri segmentlerine hitap eden çok sayıda yabancı firma perakende piyasasına girdi. Biz Beymen’de, müşterimizin cüzdanındaki harcamaları bölüştüğümüz tüm markaları rakibimiz olarak görüyoruz. Rakiplerimizi sadece bizim müşteri segmentimize hitap eden markalar olarak dar anlamda tanımlayıp sonra “rekabet yok” demek bizim felsefemize aykırı. Tüketiciler artık pahalı bir jean üzerine beyaz bir tişört giyip marka bir çantayla rahatlıkla günlük hayatta şık olabiliyorlar. Günümüz trendleri çerçevesinde biz de bütün perakendecileri rakibimiz olarak tanımlıyoruz.
Diğer taraftan Beymen, bir çatı altında hem dünyanın en ünlü markalarını bulundurması hem de kendi hazır giyim markasıyla varolması açısından aslında çok özel bir konuma sahip. Türkiye’de bu markaları yalnızca Beymen’den, üstelik de sezon koleksiyonunun en beğenilen ürünleri seçilmiş olarak ve taksit imkanıyla alabiliyor tüketici. Beymen markası ise diğer dünya markaları ile yarışan bir konumda müşterinin beğenisine sunuluyor. Ancak tüketiciler bir takım “basic” ürünlerde rakiplerimize de yöneliyor olabilir.
Rekabette başarının yolu müşterinin aşık olacağı ürünleri mağazanıza koyabilmek. Eğer sunulan ürün vazgeçilemeyecek kadar beğeniliyorsa, kriz de olsa, rekabet de artsa, tüketici gelip o ürünü mutlaka alacaktır. Diğer yandan bu bir seferlik olmamalı, en azından iki haftada bir mağazaya yeni ürünlerin gelmesi, müşteride merak uyandırmak ve mağazaya ziyaretlerini sıklaştırmak açısından çok önemli.
* Bu alanda neler bekliyorsunuz, büyüme ne kadar oranda gerçekleşir?
Taksitli kartlar perakende piyasasının büyümesinde çok önemli rol oynadı. Advantage Card’ın 1999 yılındaki çıkışının ardından, taksitli kartların sayısında artış oldu. Hemen hemen bütün bankalar müşterilerine artık taksit imkanı sunar hale geldiler. Giyim sektöründe de taksitli kartlar önemli bir yer edindi. Bu doğrudan tüketicinin satınalma gücünü artırdı. Siz bir ürünü 6 taksitle alabiliyorsanız, bir yerine 6 ürün de alabilirsiniz. Dolayısıyla, pazarda bir büyüme oldu.
Beymen, sadece Advantage’ı kabul ediyordu. 20 Eylül’den itibaren bütün taksitli kartları mağazalarımızda kabul ediyor olacağız. Bunun önemli bir ciro artışı getirmesini bekliyoruz.
Türkiye’de enflasyon hızlı bir şekilde düşüyor, artık tek haneli rakamlara geçmemize az kaldı gibi gözüküyor. Bunun yansıması giyim perakendesinde olumsuz yönde. Örneğin, özellikle Uzakdoğu pazarlarının gelişmesi ile birlikte son yıllarda ABD’de her yıl giyim perakendesinde yüzde 2 fiyat düşüşü yaşanıyor. Yani fiyat artışı bir kenara, yıldan yıla deflasyon var. Bu yakın zamanda Türkiye’de yaşanacağını düşündüğümüz bir durum. Müşterinin artık tercih yapabileceği çok yer var. Fiyatları enflasyon kadar artırmak mümkün değil. Dolayısıyla, ciroların artması adetlerin artmasına bağlı, yani rekabetten ne kadar fark yaratabildiğinize bağlı.
* Son yıllarda Beymen nasıl bir büyüme gösteriyor, sizde neler oluyor?
Krizle birlikte verimlilikleri artırmak, fark yaratmaya devam etmek üzerine bir strateji kurduk. Varolan işlerimizde daha yalın ama daha üretken olmak üzere oyun planları yaptık, gelişebileceğimiz iş kollarını tespit ettik, Beymen markalarına yatırımı hızlandırdık. 2001 yılından bu yana üzerinde büyük titizlikle çalıştığımız projelerimizin meyvelerini artık hızla almaya başladık. Şu anda Beymen Mağazalarında dünyaca ünlü markaların yanı sıra, Beymen Erkek, Beymen Kadın, Beymen Home ve Beymen Club koleksiyonları var. Tüm bu değişimlerle birlikte 1999 yılından bugüne dolar ciromuzda yüzde 50 büyüme gerçekleşti.
* Beymen A ve A+ segmentinde ne kadar pay sahibi?
Türkiye 70 milyon nüfuslu bir ülke olmasına rağmen, A ve A+ segmentindeki müşteri sayısı oldukça az. Sanırım Beymen’in bu segmentteki pazar payı oldukça yüksek.
* Boyner Holding’in giyim perakendesi şirketleri için yaptığı bazı değişimler size nasıl yansıyor?
Grubun ana iş kolu giyim perakendeciliği. Dolayısıyla, holding yönetimi portfolyo analizi yapıyor. Bünyesindeki markalarının konumlarını değerlendirip ona göre yıllık büyüme ve stratejilere karar veriyor. Ancak holdingde bir değişim değil de, daha çok şirketlerdeki değişimden bahsetmek söz konusu.
Bizim grupta Beymen, müşteri segmenti açısından en üst konumda. Bu çerçevede oluşturduğumuz stratejiler de birebir müşteriye Beymen anlayışında bir tecrübe yaşatmaya yönelik oluyor. Sürekli marka portföyümüzü çeşitlendirip değiştiriyoruz. Örneğin, jean Beymen için oldukça yeni bir kategori. Özellikle ABD’de çok tüketilen bir ürün olduğu için dünyadaki jean trend’leri Amerika kaynaklı oluyor. Beymen’de en çok tercih edilen, en gözde jean markaları belirlenip hemen Türk tüketicisi ile buluşturuluyor.
Beymen markalı ürünler bir süredir Beymen’in ikinci kimliği olan mağazacılık markasına göre daha sessiz kaldı. Bu yıl yenilenme süreci başlattık. İlk defa şubat ayında tüm tasarımcıları tek bir direktöre bağladık. Kreatif direktörümüz bire bir tasarımcılarla birlikte çalışıp, onlarla ürünün doğuşundan prototiplerinin yapılmasına kadar tüm aşamaları birlikte yürütüp çok daha mükemmeliyetçi bir kimlik kazanmasını sağlıyor.
* Değişim sürecini özetleyebilir misiniz? Buna neden gerek duydunuz ve neler yaptınız?
2003 Mart’ında Levent Ersalman genel müdürlük görevinden ayrılmıştı. Daha sonra bir süre Beymen satış pazarlama direktörü ve ürün direktörü tarafından yürütme kuruluyla birlikte yönetildi. Şubat ayında Beymen’in ürün direktörü Çarşı’daki yenilenme projesinin mimarlarından biri olmak üzere grup içinde transfer oldu, diğer direktörümüz sektörel bir değişiklik yaptı. Yeni yönetim 2004 Şubat ayında iş başı yaptı. Bu değişimle birlikte tasarım ekibinde de yeni bir yön çizildi.
Beymen Erkek’in tasarımcısı zaten 3 sezon önce değişmişti. Koleksiyonda çok olumlu gelişmeler yaşadık. Yüzde 40-45 seviyesinde adet artışı oldu. Beymen Erkek markası ile yeni tasarımcının birbirine alışma süresi artık tamamlandı. 2004 Kış sezonunda daha dinamik ve genç bir Beymen Erkek koleksiyonu ile yolumuza devam ediyoruz. 2005 planlarımızın en başında bu yepyeni ve beğeniyle karşılanan Beymen Erkek koleksiyonunu bayilikler yolu ile Türkiye’ye yaymak geliyor.
Bu yıl Beymen Club’da tasarımcı değişikliği yaptık. 1994 Academia birincisi Alev Ciliv’le çalışmaya başladık. 2004 Kış koleksiyonun bir kısmına katkıda bulunan Alev, 2005 Yaz koleksiyonu ile birlikte Beymen Club erkek ve kadın tasarımlarının tümünü yapıyor olacak. Beymen Club 1985’te ilk kurulduğu yıllardaki anlayışına paralel bir şekilde yeniden doğuyor. Yeni sezonda tüketicinin almadan edemeyeceği, tekrar tekrar mağazaya gitmek zorunda hissedeceği bambaşka bir koleksiyon ile müşteri karşısında çıkıyoruz.
Beymen Kadın’da 20 yıldır birlikte çalıştığımız tasarımcımız yerine İtalyan tasarımcı Lucia Croce ile çalışmaya başladık.
Son olarak Beymen Home’daki yeniliklerimizden de bahsetmek istiyorum. Bir süredir daha sessiz ve yalın yürüyen Home işimizi 2003 yılında tekrar büyütmeye karar verdik. Yapılan olumlu değişikliklerle oldukça başarılı bir trend izledik. Hem karlılıkta hem ciroda yüzde 60 artış oldu. Bu yıl Nişantaşı Mağazamızında mimari tasarımını yapan Tayfun Mumcu ile bir danışmanlık anlaşması yaptık. 2004 Kış sezonu ile birlikte Tayfun, Beymen Home’la ilgili önemli katkılarda bulunacak. Müşterinin özlediği Beymen Home geri geliyor.
* Yaptığınız yenilik sonrasında satışlarda ve müşteri taleplerinde değişiklikler oldu mu?
Müşteri sayısında da, gelirlerde de artış var. Ama en önemlisi karlılıkta artış var. Karlılık indirimsiz, kampanyasız satılan ürünlerin oranı ile çok bağlantılı. Beymen’in bünyesinde sunduğu tüm ürünler müşterinin bir an önce almak için neredeyse birbiriyle yarışacağı kadar heyecan yaratan ürünler. Dolayısıyla indirime her sezon daha az ürün kalıyor, bu oranda da karlılığımız ve verimliliğimiz artıyor. Cironun yanı sıra karlılıkta da yüzde 15 büyüme var.
* Mağaza konusunda farklı bir yaklaşımınız olacak mı? Yeni mağazalar var mı sırada?
Nişantaşı Mağazası Kasım 2003’te açıldı. Nişantaşı ile birlikte Türkiye’de mağazacılık anlayışında da değişim yaşandı. Yurtdışından gelen iş ortaklarımız Beymen Nişantaşı’nın gerçekten dünyadaki en iyi mağazalardan biri olduğunu söylüyorlar. Hem dekorasyonu, hem ürünün müşteriyle buluşması açısından çok doğru bir yerde. Bu mağazadaki ciromuz ilk beklentilerimizin üzerinde gerçekleşti. Sanırım müşterilerimizde ortamdan, ürünlerden ve servis kalitesinden oldukça memnunlar.
Benzer bir yaklaşımla 2005 Kış sezonunda Ankara Kavaklıdere’de yeni bir mağaza açıyoruz. Yine 2005 yılında Akmerkez mağazamızı yenileyeceğiz. 2006 yılında ise Bağdat Caddesi için yeni projelerimiz var. Ayrıca Antalya mağazamızı önümüzdeki sene Konyaaltı’ndan Lara tarafına münferit bir binaya taşıyoruz ve Adana’da uzun yıllardan sonra yeniden bir Beymen mağazası açıyoruz. Çok kısa bir sürede tüm mağazalarımızı Nişantaşı ile başladığımız mağazacılık anlayışı noktasına getireceğiz. Beymen Club’ları ise yeni tasarımla yapılandırılmış bir mimari anlayışla 2006 yılı sonuna kadar yenileyeceğiz.
ANADOLU VE YURTDIŞI YENİ HEDEF
* Anadolu’ya nasıl bakıyorsunuz? Neler yapıyorsunuz?
Türkiye’de perakende pazarında söz sahibi olabilmek için Anadolu çok önemli. Büyümek için Anadolu’ya girmek şart. Şu anda İstanbul dışında Ankara, İzmir, Mersin, Antalya ve Adana’da mağazalarımız var. Biz önümüzdeki dönemde hem Beymen Club ile hem de Beymen Erkek ile Anadolu’ya yayılmaya devam edeceğiz. Beymen Club bu sezon Eskişehir, Bodrum ve Diyarbakır’da; Yaz 2005’de ise Samsun, Kayseri, Konya ve Trabzon’da mağazalar açacak. Club’da koleksiyonumuza çok güveniyoruz. Türkiye’de alternatifi henüz bulunmayan bir koleksiyonla tüketici karşısına çıkmaya hazırlanıyoruz.
Beymen Erkek koleksiyonu son üç sezonda attığımız adımlarla artık büyümeye hazır. Daha da genç ve dinamik bir kimliğe bürünen Beymen Erkek markasını bayilikler aracılığıyla yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Beymen mağazalarına göre daha küçük satış alanlarında, yani 150-200 metrekarelerde Beymen servis ve mağazacılık anlayışı ile daha çok ilimizde daha çok tüketicimizle buluşmak istiyoruz. Beymen Erkek mağazalarını daha küçük metrekarelerde tasarlamamızın nedeni erkek müşteriye daha konsantre, istediğine hemen ulaşabileceği alışveriş ortamlarında Beymen kalitesini sunabilmek. Ayrıca müşteri Beymen kalitesini rekabetle aynı veya altında fiyatlarda satın alabilme avantajını her zaman olduğu gibi bu mağazalarda da yaşıyor olacak.
* Yurtdışında bir faaliyetiniz var mı?
2004 yılı stratejileri içinde yurtdışı önemli bir yer edinmişti. Beymen, bünyesinde bir çok dünya markasını taşımasından dolayı en çok talep bu markalara daha doymuş Avrupa ülkelerinden ziyade Türkiye’ye bölgesel olarak daha yakın ülkelerden geldi. İlk mağazamızı 2005 Şubat’ta Kahire’de açıyoruz. Kahire’de Ağustos ayı sonunda açılacak ikinci ve daha lüks Four Seasons Oteli’nin alt katındaki alışveriş merkezinde 4 bin 500 metrekarelik bir Beymen açılıyor. Yine Beymen mağazacılık anlayışına uygun olarak hem dünya tasarımcılarının markaları hem de Beymen markaları olacak. Daha sonra sırada İran var. Önümüzdeki dönemde her yıl bir yurtdışı mağaza açmak gibi bir hedefimiz var.
GİYİM PERAKENDECİLİĞİNDE DÜNYADA NELER YAŞANIYOR?
* Sizin sektörünüzde dünyada nasıl bir trend var, hangi eğilimler öne çıkıyor?
Günümüzde tüketiciye bir farklılık ve özellik sunmayan kurumların varoluşu sorgulanmaya başladı. Örneğin, Amerika’da çok katlı mağazalar herkese her şeyi sunmaya çalıştıkları için hızla pazar kaybetmeye başladılar. Tüketiciler artık ya kendilerine hoş bir atmosfer ve yüksek servis kalitesi sunan mağazalara ya da sıfır dekorasyonlu ve sıfır servisli ama çok düşük fiyatlarda ürünler sunan mağazalara yöneldi. Ortada olmak, biraz ondan biraz bundan olmak diye bir strateji artık kalmadı. Her perakendeci yaptığı işte en iyi olmak zorunda.
Günümüzde müşteri çok talepkar ve yanlışları affetmiyor. Dolayısıyla, her an kendinizi yenilemek, yaptığınız işte mükemmel olmak ve fark yaratmak zorundasınız.
Bunun yanı sıra, devam eden trendler arasında son dönemde herkesin konuştuğu lüksün demokratikleşmesi dediğimiz, müşterinin pahalı ürünü ucuz ürünle birleştirmesi son hızıyla devam ediyor. Son moda jeanlerin üzerine beyaz tişört, üzerine Chanel ceket bu ilkbaharda çok gördüğümüz, kışın da devam edecek trendlerin başında geliyor.
YENİ DÖNEMDE İŞ DÜNYASININ MODA TRENDLERİ
RENKLİ BİR SEZON Hem erkek hem de kadın da çok renkli bir sezon geliyor. Mor, kırmızı, pembelerin olduğu çok lüks ve gösterişli bir koleksiyon var. Kürk çok kuvvetli; leopar, vizon en önemli görüntüler.. Erkekte de kürk göreceğiz. Kadında leopar deseni çok moda.
KUMAŞA DİKKAT Yazdan devam eden bir Chanel kumaş trendi var. Jean ya da kumaş pantolonlarla kombin edilmesi söz konusu. Takım olarak değil… Genel hava kuvvetli, pozitif ve dinamik. En önemli trend gizli feminenlik. Kıyafetlerin genelinde zerafet ön plana çıkıyor.
1950’LERE DÖNÜŞ Sezonun önemli trendi 1950’lerin günümüze taşınması. Tweed, flanel, lüks yün karışımları, transparan kumaşlar, saten bu trendin kumaş uzantıları. Renkler ise kahveler, kamel ve klasik yaklaşım için gri. Yeşil tonları, kırmızı ve mor ise sezon renklerindeki moda tonlar. . Ayrıca hazır giyimde de Haute Couture’de kullanılan kumaşlar kullanılmaya başlanıyor. Kabartmalı, jakarlı kumaşlar, metalik tuşeler. Bu grupta da bronz, karartılmış altın renkleri ön plana çıkıyor. Çantalar aksesuarlı, mesela Prada’da robot, kalp şeklinde anahtarlıklar var, bunları çantalara takacağız.
İŞ KADINININ MODASI İş kadınlarında etek ceket yerine etek üzerine twin setler gibi bir eğilim olacak. Çantalar ve aksesuarlar bol bu sezon. İş giyimine renk kazandıracak markamız Etro. Renkli ve güçlü desende gömlekleri, çok şık pantalon, etek, ceket alternatifleri klasik iş kadınına renk ve hareket getirecek.
ERKEKTE DOLCE VITA Erkeklerde dolce vita denen daha rahat bir hayat tarzı gözümüze çarpıyor. Balıkçı yaka kazaklar, takım elbise yerine daha rahat bir giyim tarzına dönüş var. Erkek modasında çok çeşitlilik görülüyor. Anahtar görüntüler: balıkçı yaka trikolar, genelde lüks yünler veya kaşmirden yapılmış olanlar. Smart casual görüntü; bugünün yaşam tarzının taleplerine karşılık veren bir giyim tarzı. Kadife çeşitler, süet gibi kumaşlar çok geniş bir renk gamında kullanılıyor.
İŞ DIŞI YAŞAM: Jean devam ediyor. Yeni marka jean’ler getiriyoruz. İş dışında da gösteriş ve lüks devam ediyor. Jean’i lüksle zenginleştirmek gibi bir eğilim var. Haftasonu giyiminde jean üstüne renkli, şık bluzlar var, stras taşlı jeanler çok moda. Dolce Gabbana bunun öncüsü. Bu trend 2005 yazında da devam edecek.
YASEMİN BALABAN
ybalaban@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?